bugün

entry'ler (312)

muz beyazı

aslı tohumcu radikal kitap'ta şöyle yazmış kitap için:

insan her allahın günü şaşırtıcı bir hikâyeye denk gelmiyor. yazarın hayal gücüne hayran bırakan, ne yiyip ne içtiğini, bu hikâyeyi nereden, nasıl akıl edebildiğini merak ettiren, her bölümünde olayların biraz daha civcivlendiği türden bir şaşırtıcılığı kastediyorum. selim bektaş'ın ilk romanı muz beyazı şaşırmaya ihtiyaç duyanları hayal kırıklığına uğratmayacak bir distopya. karanlık ama aynı zamanda komik derecede absürt, bugüne dokunan ama birçok açıdan da bugünden bambaşka bir atmosferde, bambaşka bir dünyada salınan bir roman.

http://kitap.radikal.com....ehri-acisiz-oluyor-428733

muz beyazı

aslı tohumcu radikal kitap'ta şöyle yazmış kitap için:

insan her allahın günü şaşırtıcı bir hikâyeye denk gelmiyor. yazarın hayal gücüne hayran bırakan, ne yiyip ne içtiğini, bu hikâyeyi nereden, nasıl akıl edebildiğini merak ettiren, her bölümünde olayların biraz daha civcivlendiği türden bir şaşırtıcılığı kastediyorum. selim bektaş'ın ilk romanı muz beyazı şaşırmaya ihtiyaç duyanları hayal kırıklığına uğratmayacak bir distopya. karanlık ama aynı zamanda komik derecede absürt, bugüne dokunan ama birçok açıdan da bugünden bambaşka bir atmosferde, bambaşka bir dünyada salınan bir roman.

http://kitap.radikal.com....ehri-acisiz-oluyor-428733

selim bektaş

türk edebiyatının ihtiyaç duyduğu yazarlardan. ithaki yayınları etiketiyle muz beyazı adlı ilk kitabı çok yakında raflarda olacak. cem akaş şöyle diyor kitap için: "morgda geçen bir kitap, insanın içini bu kadar mı ısıtır?"

kafkaokur

zaten instagram paylaşımı üzerine kurulmuş bol alıntılı ve bol görselli -görsel dediğim de frida kahlo, woolf gibi 13-17 yaş aralığının yeni idolleri- bir dergiden beklenmeyecek edebi hassasiyeti ve duruşu gösterememiş içi boş dergidir.

kafka okur dergisinin satış rakamlarının bu kadar yüksek oluşu da ülkemizdeki niteliksiz okur varlığının ispatıdır. zaten bir dergi içerikten çok instagram sayfasıyla gündeme geliyorsa orada bir sorun vardır.

hepsinden önce kafkaokur gibi bir isim seçimi ve ilk sayılarında -adeta kitlelerini belli edercesine- verdikleri kartondan kafka maskesi ile neyin ekmeğini yiyecekleri gayet belliydi. aforizma, arabesk ve niteliksiz okurların paylaşım tutkusu.

son sayılarındaki rezillikten bahsetmek istiyorum. aşık veysel ve orhan veli'den alıntı yaptıklarını sanarak internette dolaşan bu saçmalıkları koymuşlar. editöryal bir hata mıdır bana göre? hayır. eline orhan veli kitabı alan, aşık veyseli birkaç kez dinleyip okuyan biri bu satırları onların yazmadığını bilir! bilmek zorundadır.

edebiyatsever arkadaşlara sesleniyorum. incecik "dergi"ye 8 lira verip hem zamanınıza hem paranıza kıymayın. kitapçılarda güzel dergiler var, çoğu ücretsiz olan fanzinler var. alın onları okuyun ve bu sahtekarlara, edebiyat düşmanlarının daha fazla aramızda olmalarına izin vermeyin.

bu da sözkonusu alıntı sayfası: https://twitter.com/_kaan...status/600287393254604801

orta asya yı özleyen türk

köylü ve sefil insan beyanıdır. ulan orta asya özlenir mi be? ne kültürü kültür ne havası hava.

özleyen arkadaşlar kendilerini uçsuz bucaksız çöllere bozkırlara atabilir, biz de burda atalarımız hititlerden, lidyalılardan, yunanlılardan aldığımız kültürü tekrar diriltiriz.

et yiyenlerin katil olması

faşist veganla diyalog:
-şimdi et yemeyelim diyorsun.
-evet.
-evcil hayvanın var senin değil mi?
-eveeet, tatlış bi köpeğim var. adı pamukçuk.
-köpeğini besliyosun değil mi?
-tabii ki en iyi mamaları alıyorum yavruşuma.
-yavruşun etçil ve et yemesi gerekiyor.
-e zaten mamaları kırmızı et. biliyorum yemesi gerektiğini, aynı zamanda ödül mamaları ve biftek çubukları da var.
-bizim ihtiyacımız yok mu et yemeye?
-ya... var ama biz aklımızı kullanmalıyız.
-onu binlerce yıl önce yaşamış dedelerine söyleyecektin ona göre evrimleşecektik. gel bi döner yiyek senle.

kadir aydemir

kitap bastırmak isteyen genç yazarlardan para aldığı iddia edilen yayıncı. zaten durmadan hediye ediyor satmayan kitapları, bakıyorum 2. baskıyı görmemiş hiçbir kitap. ee değiirmenin suyu nerden geliyor? kıps.

bir sahaf abiden alıntı: bir adam gelirdi bir ara tüm sahaflara kitap dağıttı, 5er 10ar tane, sonra anladık ki kadir aydemirmiş bu, elden çıkarıyor kitapları.

türk ırkının diğer ırklara göre üstün tarafları

- toplumsal hafızanın sıfır olması
- çıkarcılık
- güdülmeye duyulan dayanılmaz tutku.

dünyanın en iyi askerine mehmetçik adını vermek

daha yirmi yaşında, hayatının -gerek iş, gerek sosyal hayat gerek eğitim- en verimli çağında, eline değil tüfek, bıçak (bkz: rambo bıçağı) dahi almamış türk erkeklerini zorla askere alan, tanımadığı bir düşmanla savaştıran ve "bazılarını" kendi isteğiyle öldüren (bkz: eğitim zayiatı) bir türk silahlı kuvvetlerinin bu kişilere verdiği tatlı ve sempatik isim.

-oğlunuz şehit oldu.
-vatan sağ olsun. çatışmada mı?
-yok. komutan pimi çekilmiş bombayı bir saat elinde tut emri verdi. vatan sağolsun.

kafka okur

incecik dergiye 8 liradan satıp kâr amacı gütmediklerini iddia eden oluşum. instagram ve tumblr ünlülerinden kurulmuş kadrosu ve "takip edip bırakma" taktiğiyle oluşturdukları twitter takipçileri sayesinde birkaç sayı iyi bir satış yakalarlar diye düşünüyorum.

lâkin iki aylık edebiyat dergisi olayını da yanlış anlamışlar. içi boş kırk sayfa ve 8 lira. çüş! o paraya notos alırsın nerdeyse, iki ayda doya doya okursun. mephisto'da baktım, bir tane karton kafka maskesine kanacak okur peşindeler. lan kafka'nın gerçek okuru, kafka'yı anlamış olan biri maske takar mı hiç? çoluk çocuk alır biz de paramıza bakarız anlayışı bu.

bu kadar kötü şey yazdım, hiç mi iyi özellikleri yok? var tabii. çok iyi pazarlamacılar.

türk evini türk evi yapan detaylar

amacından uzaklaştırılan şeyler silsilesi:

-sadece ip gerilen ve çamaşır kurutulan bir balkon.
-daima kilitli duran ve sadece yılda birkaç kez gelecek olan misafirler için kullanılan misafir odası.
-vitrinde senelerce gösteriş için tutulan ve asla kullanılmayan kristal bardak vs.
-ana brittanica ve temel brittanica serisi -muhtemelen kuponla alınmış ve asla açılmamıştır- ve bunlar dışında tamamen dini kitaplardan oluşan bir kütüphane

richard brautigan

beatniklerin en kırılganı, en naifi. en içinde olup da dışarda duranı.

ve hiç şüphesiz, gelmiş geçmiş en iyisi. ricci.

bir kızın size bakıp gülmesi

gülüyorsa problem vardır. ya çok aptal bir durum içindesinizdir ya da size gülmüyordur aslında, sizin algı probleminiz vardır.

eğer gülümsüyorsa o zaman iş ve durumlar değişir. tabii yine de aptal bir durum içinde ya da algı problemine sahip olabilirsiniz.

yatak kahve kitap üçlüsü

beş dakika sonrasında kendine instagramda yer edecek allahın belası üçlüdür. ulan anlamıyorum, hepiniz mi kahve tiryakisisiniz? hepiniz mi kahvem ve kitabım olmadan aslacı'sınız?

ha diyeceksiniz, sana ne ulan göt, isteyen istediği gibi okusun. eyvallah, ama instagramda ben görüyorum arada, kızın 30 000 takipçisi var, her dakika farklı bir kitap fotoğrafı çekip bugün bunu bitirdim diyor. ulan nerden baksan orda 10 bin fotoğraf var, e sen yirmibir yaşındasın, adam gibi kitap okumaya 13 yaşında başladın desek günde iki kitap ediyor. bir de kitap kapağı pembeyse pembe duvar, pembe fincan falan buluyor bunlar. neyse, karmakarışık oldu.

özet, kitap okuyarak adam olunmaz güzel kızlar ve erkekler. kitabı sömürün. süslemeyin.

notos öykü

türkiye'de çıkan en dolu edebiyat dergisidir. gerek semih gümüş, gerek diğer yazarlar her sayıda zihin açıcı yazılar yazmaktalar. oluşturdukları dosyalar, konular kesinlikle arşiv değerinde. fiyatı biraz pahalı, özellikle yayınevi kurulduktan sonra, satışlar 10.000'in üzerine çıkınca ve reklam ihtiyacı azalınca fiyatın düşmesini bekledim ama arttı. bunun dışında birçok yetenekli ismi edebiyatımıza kazandırmıştır notos öykü. devamı olsun inşallah.

şansa davet

kesinlikle ve kesinlikle senaryolu yarışmadır. bunlar yemekteyiz vs yarışmalarda da barizdi zaten.

ilk bölümdeki çirkef kızları düşünün. ulan bu kadar mı çirkef olunur? hadi tamam para sonuçta ihtiyacınız var, anladık. ama kardeşim yarışma boyunca birbirinizin ağzına sıçtıktan on saniye sonra sarılıp gülüşmek nedir ya? ulan kızın 2000 liralık televizyonunu telef etti diğer yosma, on saniye sonra "ayyyy hepsi biziiiğğğm" triplerine girdiler.

son cümle: izlenmez.

edit: imla

herkesle arkadaş olma yavşaklığı

aslında arkadaş olduğunu sanandır.

bizim okulda var bunlardan bir tane. ifşa olsun, adı ferit. bu yavşağın facebook profilinde 2000 arkadaşı var. bir gün şöyle bir şey oldu:

dışarda takılıyoruz, bu yavşak ferit de var. bir kız geçti önümüzden. bu bağırdı: "heeey, aysel naber ya?" diye aklınızda canlanan ilk yavşak üslupta konuştu. tabii kız tanımadı bunu. "tanıyamadım" dedi. ferit ise "tanımadın mı yaa facebooktan arkadaşız" diye cevaplayıp yavşaklığını bir kez daha kanıtlamıştır.

kürdistan diyen hapse atılmalı

o zaman atatürk de hapse mi girecekti? diye sorduran salakça önermedir.

peyniraltı edebiyatı

muazzam burroughs ve boris vian sayılarından sonra eylülde tezer özlü sayısı yapacak olan dergi. dağıtım ağlarını geliştirip d&r mağazalarında ve idefixte bulunmaları da cabası.

kişisel not: birtakım gereksiz insanlarla yollarını ayırdıktan sonra kalitesini iki kat artırmıştır.

twitter sayfaları için tık : twitter.com/peyniralti

etgar keret

Mart ayında Peyniraltı Edebiyatı dergisinde Avi Pardo çevirili bir öyküsünü okuyacağımız yazar.