bugün

entry'ler (30)

ne diyeyim

ne diyeyim sözlük, ne diyeyim..
Hala aklıma geldikçe çok üzülüyorum sözlük.Mutlu olmalıydık biz sözlük.Böyle saçma sapan hayatlar yaşamamalıydık.Saçma sapan kişilerle uğraşmak zorunda kalmamalıydık.Ki ben çok sıkıldım artık.Başka kimselerin triplerini hiç çekemiyorum.Çünkü biliyorum ki değmiyor kimseye, kimseyi o kadar sevemeyeceğim, kimse de beni onun kadar sevemeyecek.. Biliyorum çünkü çok denedim.
Bazen bu düşünceler kafamın için de günlerce yankılanıp duruyor, dayanılmaz bir hal alıyor o sıra hayat, şöyle ki saniyeleri tik takları sayıyorum.Sonunda dayanamıyorum telefonu elime alıp arıyorum.Ya ne var sanjay!!! diye bir tepki alıyorum ya da önemsiz bi kişi sizi ararda sizde yaptığınız işi elinizden bırakmazsınız,alaycı bir tavırla konuşursunuz aradada kuyruk acınızı yatıştırmak için laf ittirirsiniz ya ve aranızda saçma bir konuşma geçer ya öyle bir durum yaşıyorum.Haa bi de sadece onu seks için istediğiniz ile suçlanırsınız.Eee insan sinirlenmez mi? Sinirlenir elbet.Çünkü siz onu nasıl bir biçimde aramışsınız ama karşındakinin zerre umrunda değilsiniz.Oysa ki siz onun hayatında ona en fazla değer veren, her durumda yanında olan, onun için en fazla uğraşmış kişiydiniz.Karşınızdakinin aklına bunlar gelir mi?Gelmez tabi niye gelsin? Neden gelsin? işte diyorum ya sözlük ne diyeyim diye.Heralde en denilesi şey kimseye kendinden fazla değer vermeyeceksin.Hayatını onun üstüne kurmayacaksın, ulan bırak geleceği yarınını bile düşünmeyeceksin kimseyle.Çünkü hepimiz çiğ süt emdik en nihayetinde..Yoksa genel olarak hayatınız on numara gitse bile.içiniz halen hiroşima gibi kalabilir.
(bkz: çak çak çak kafam göt gibi)

16 mayıs 2013

çok garip bir gündü, 23 yaşıma girdim dün.ne diyeceğimi bilemiyorum, önce çok sevindim sonra düşünmeye başladıkça üzüldüm biraz.
ne yapmam gerektiğini de bilmiyorum.nerdeyim nereye gidiyorum? ne yapmak istiyorum? bunu nasıl yapmak istiyorum? hepsini tek tek düşünmüştüm oysa.bir arkadaşım senin için de bir viking ikamet ediyor derdi, ama çok sakinim garip bir şekilde, öğreniyor insan herhalde yıllar geçtikçe.
ne istediğimi çok iyi biliyorum hala, kafam da bir tek o net sanırım.ama hiç bir zaman istediklerimi, istediklerimle yapamayacağımın farkındayım.bu da beni zorlayan ileri doğru iten hemde karanlık tarafım olması ayrı bir paradoks ya neyse.
istediğim her yere,her şeye ulaşıcam bundan eminim ama yine eksik kalıcam bir türlü.şimdi diyeceksiniz sen ulaşamadığın için böyle hissediyosun, evet paşam ondan, çünkü ben aksini anlatmaktan, kanıtlamaktan bıktım.o yüzden evet öyle paşam.
eskisi gibi yazamıyorum şu an farkındayım, ama söyleyebileceğim her şeyi söyledim defalarca, bir kelam dahi etsem tekrardan başa sarıcam.
korkuyorum, hep böyle hissetmekten çok korkuyorum.dönüp arkama baktığım zaman vay be onca yıl geçti ve ben hala aynı hissediyorum demekten çok ama çok korkuyorum.her geçen gün bunun bana böyle olacağını kanıtlıyor.insan alışamıyor, sadece biraz daha susuyor o kadar.
neyse ben güzel, ''maddi problemi olmayan'' her gece bir kadınla beraber olduğum hayatıma geri döneyim.

hiç aklına geliyor muyumdur düşüncesi

(bkz: geliyormuşum)

doğum günü

Aslında ilk başta önemsemediğim bir hedeydi benim için.Sonra onunla tanıştım.Doğum günlerini gerçekten önemsemeye ve ciddi hazırlıklar yapmayı öğrendim, ve bu çok hoşuma gitmişti.
Şimdi mi? O önemsemiyor artık, abartılacak bir şey olmadığını düşünüyor.Bense hala doğum günümü içi boş bir lafla da olsa kutlamasını umutsuzca bekliyorum.
Kutlamayacak biliyorum.Ama ben yine de bekliyorum.Belki birini dünyanın en mutlu insanı yapmayı özlemiştir.

sevgilinin sizin için günlük tutması

memleketten ve senden kaçtığım beşiktaş sahilde bir bankta oturuyorum şu an hava leş.saat sabah 6:30.nereye kaçsam bir göz açıp kapatma süresi kadar yakınsın.zamandan,mesafeden dahi ölümden muaf tutulmuşçasına sarmaşık gibi dört bir yanımdasın.
bin şükür ki bilmiyorsun nerelerdeyim, bin şükür ki bilmiyorsun ne hallerdeyim ve bin şükür ki bilmiyorsun ne kadar özlediğimi seni..
eğer bilseydin var olamazdım..
ve eskisi gibi yılları, ayları, günleri saymaya devam ettiğimi bilselerdi bir gömlek hediye ederlerdi bana.o yüzden suskunum.
Şükür ki ne duyuyorsun ne de anlayabiliyorsun beni sevgilim.Birinden biri olsa şimdi atardım kendimi önümde ki köprüden..ve şükür ki eskisi kadar iyi değil hafızam.
Teşekkür ederim sevgilim, bam telim olup insan olduğumu hatırlattığın için..

yazarların kendilerine notları

3. kez omzunun çıkmasını antremanlardan olduğunu artık kabul et.
Trafikte hız yapmayı bırak yoksa ehliyet gidecek haberin olsun.
Artık geçmişi unut..
Aşık olmayı artık bekleme, zira olamıyorsun.Unutma ama kendinin ve geçmişinin sonuçlarının getirilerini kabul et..
Memleket topraklarına acil bi durum olmadıkça ayak basma, yoksa burnun boktan hiç çıkmıyor.
Ivırdı zıvırdı derken projelerin teslim tarihi yaklaşıyor onları tamamla işinden olma.
istanbul seyahatlerinin masraflarını hemen şirkete fatura ettir yoksa ipin ucu kaçıyor.
Arabanı değiştir, çok dikkat çekiyorsun.
Yine motor aldığını saklayıp durman bişey ifade etmiyor zira eninde sonunda öğrenecek ailen, git kendin söyle.
Ve en önemlisi her gün yataktan aynı düşünceyle kalkma, çünkü onun umrunda bile değilsin...

zamanlı ve dakik

fazlasıyla kural, fazlasıyla dert sundukça hayat ileri adım atıp savaşmaktan yoruldum.hayaller kur, umut bağla, geleceğe hırslı ol, ayakta kal ki karşındakiler yıkılsın.Diyeceğim de gücüm kalmadı be.Nedir bu? Aynı adam, aynı döngü, aynı savaş yenil dur.Yoluna girer her şey, sonuna kadar sabret.Hepsi yalan be oğlum, sen aklını serin tut.
Yine dert yine sorunlar var,
Sonunu görmeye zaman dar
Bi sefer yolumda gitsen ''hayatım'', beni çeksen kolumdan.

ben bu yazıyı sana yazdım

bu yazıyı hiç bir zaman göremeyeceğini bildiğimden içim rahat yazdım.sana hiç bir zaman söyleyemediklerimi içimde biriktirdiklerimi bende kalacak olan şeyleri yazdım.görüp üzülmeni kırılmanı ya da daha fazla gözümde ve gözünde düşmeyi istemem.şayet bir ihtimalde olsa bunu görmüşsen burdan sonraki bölümü lütfen okuma..

her şey üzerine, senin üzerine, benim üzerime o kadar çok düşünüyorum ki bi yerden sonra tüm yaşananlara yukardan bakabiliyorum.senin için üzülüyorum yaşadıkların gözümün önüne gelir gibi oluyor her ne kadar hiç görmemiş olsamda.''biz'' geçtikten sonra, yani beni içinden attıktan sonra.yeni bir başlangıç ya da bir kaçış için çok uzaklara gittin.her şey çok güzel olacak derken, olmadı.kim bilir neler oldu, kim bilir neler yaşadın.dönerken ne halde olduğunu gördüm, nasılda küçücüktün, nasılda üzülmüştün.kızdım, öldürmek istedim onu.çünkü mutlu olmalıydın, her şeyden sonra en çok sen haketmiştin bunu, başına bu gelmemeliydi.ama sen vardın.o senin sevdiğin adamdı.durmalıydım..
bilmiyorum hangimiz daha çok üzüldü senin başına gelenlere..

sonra sende kestin ümidini her şeyden.yeniden mutlu olmayı denedin, belki yaklaştın ama olmadı.artık daha farklı bir mutlu olma yoluna gitmeliydin, hemde önünde bitirilmesi gereken bir okul vardı sende bunu seçtin ve şimdi kitlemiş onun için çaba harcıyorsun.umarım hepsi istediğin gibi sonuçlanacak.

ama ben sonrasını düşünüyorum, dilerim benim gibi umuttan yoksun peki ya şimdi demezsin.çünkü çok benziyor hissetiklerimiz.üzülürüm..

seni neden bu kadar sevdiğimi anlam veremiyorsundur sanırım hala.bir can sıkıntısı, ya da bir uğraş olduğunu düşünüyorsun olur olmaz çıktığım için her yerden.
hiç bir zaman söylemedim söyleyemedim sana, her zaman kara kaşını kara gözünü övüp durdum, sende tabi sadece görünen seni sevdiğimi sandın.çünkü hep ben böyle istemiştim.

anlatayım madem baş başayız..
en başta gülüşünü sevdim.benim için çabalamanı sevdim.gözünde dünyanın en önemli insanı olmamı sevdim.beni sevme biçimini sevdim.bunları hissettikçe daha da bi aşık oldum daha da bi bağlandım sana.hiç hissetmediğim, hiç kimsenin hissettiremediği şeylerdi bunlar.
sonra azmini sevdim, yılmamanı.istediğin için sonsuz emeğini, sabrını sevdim.
daha sonra çocuk gibi küsmeni, belki de ağlamanı, ağlatmanı sevdim.
duyarlı olmanı sevdim, benim gibi dünya'nın en bencil kişisine merhamet aşılamanı sevdim.
bana değer vermeyi öğretmeni sevdim, sanki senle daha bir insanmışım dünyayı daha bir renkli gibi hissetmeyi sevdim.
beni tanımanı, seni tanımayı, hayatımda ilk ve son kez bir insanın nelerden hoşladığını nelerden hoşlanmadığını bilmeyi sevdim.
heyecanını, o her şeye olan hevesini sevdim.
bana verdiğin o güveni, yanında huzurlu olmayı sevdim.
mutsuzken beni eğlendirmeni sevdim.
neden bilmiyorum narin bir çiçek gibi kırılgan olmanı sevdim.
vazgeçmeyişini, vazgeçirmeşini, senle beraber vazgeçmeyişimi, kopsan bile canının yanmasını sevdim.
senle beraberken artık ayrıntılara istemeden dikkat etmeyi sevdim.
doğum günümü her zamankinden farklı, az da görünse dünyanın en kalabalık en neşeli, en güzel iki kişi olarak kutlamayı sevdim.
seyahat etmeyi hiç sevmeyen ben, her ne kadar huysuzlansamda seninle beraber yeni yerler görmeyi sevdim.
ilk defa annem hariç, birine sarılarak uyumayı, kafamı kucağına koyarak uyumayı sevdim.
sonra bana benzemeni sevdim.
en baştada bana aşık olmana nasıl oldu bilmiyorum aşık oldum..

şimdi elimde bir tek bunlar kaldı.ama hiç kimse elimden alamaz bunları.hiç kimse zarar veremez bunlara.kimseye, hatta sana bile anlatmadım, anlatamadım bunları.anlatmayacağımda..
saç rengin ve göz rengin farklı olsada, gittiğim her şehir ismini bildi..

geçenlerde kas erimesinden tekerlekli sandalyeye mahkum kalmış bir çocuğun, hayalindeki şahine kavuşmasını ve mutluluktan ağlamasını gördüm haberlerde.
bencilce benimde kalbim eriyor demekten alamadım kendimi.özendim o çocuğun mutluluktan ağlamasına.özendim o çocuğa bu kadar küçük bir şeyden tekrardan yürür gibiyim demesine..
sonra kızdım kendime, başkasının mutluluğuna göz diktim diye..

iki dileğim var;
birincisi umarım hayatında her daim mutlu olursun.her ne kadar içi boş bir dilek gibi gelsede bu kadar dolu bir söz olamaz emin ol.umarım sadece bilirim.görmek istemiyorum umarım sadece bilirim.

ikincisi umarım bir gün sensiz de mutlu olabilirim..

sözlük yazarlarının kendi kendine konuştukları

-lan olum senin ömrün böyle bekleyerek umut ederek mi geçecek hep? Olur mu bu böyle hep?
*neden olamaz mı?
-yani onun uğruna bir ömrü zehir edeceksin kendine öyle mi?
*ben bu zehirden daha güzel bir şey göremiyorum, uğrunda bir ömrü değil bin ömrü bile zehir etmeye değer.
-!?! aptal çocuk.
*..

en kötüsü

en kötüsü ne biliyor musun? Artık sana değil de bir başkasına üzülmesi.Düşünsene onun umurunda bile olmadığını, sadece bir sivrisinek vızıltısı kadar sinir bozucu olduğunu gözünde ya da düşünsene artık seninle ilgili iyi kötü her şeyden pişman olduğunu.En kötüsü bu değil, en kötüsü bunların senin çok umurunda olması, aklından çıkmamasıdır arkadaşım.Çünkü o an kendi gözünde bile küçücük kalmışsındır.

yazarların kendileriyle iç hesaplaşması

Çok mutlu olmalıydım olum ben.mesela yürümemeliydim uçmalıydım.Alacağım evi ben değil sevdiğim kadın seçmeliydi mesela en bahçelisinden.mesela insanlara yalan söylemek zorunda kalmamalıydım içim rahat kafam boş hacı diye.çok mutlu olmalıydım olum ben, doğacak çocuklarımın adını tekrar düşünmek zorunda kalmamalıydım ya da memlekete giderken 2 kere düşünmemeliydim.Mutlu olmak için saçma sapan şeylere girmemeliydim olum ben.Bunların hiç biri olmamalıydı olum.Her gün üzülmemeliydim mesela benim hayatımı tercih edecek onca insan varken ve ben her gün üzülmemeliydim onlarca sevebilecek insan varken.olmadı.Ama bir gün bir şekilde bende mutlu olucam eminim olum.

korkarım

korkarım ki daha çok dert açıcam ben başıma.kolum çıktı en son maçta.ve cumartesi günü yine bir maçım var.duramıyorum tehlikeli işlerle uğraşmadan.sanki böyle tamamlıyorum kendimi.sanki böyle daha az hissediyorum gibi her şeyi.en son motorsikletimi parçaladığımdan beri deli olduğumu ben de kabullendim.işin kötüsü korkmuyorum hiç bir şeyden, bir adem oğluna bu kadar cesaret çok fazla.
ama nereye kadar böyle gider? biri bana dur demeli diyeceğim ama diyenler çok oldu, durmadım.beni bir bakışıyla bile durdurabilecek kişi çıkıp gelmeli artık 180km öteden çok geç olmadan.

geçmişin özeti

Resimlerini atamıyorum, bakamıyorum da.Kızıyorum, çok kızıyorum hem kendime hem ona.Üzmek istiyorum,canını yakmak istiyorum onun.Sonra korkuyorum kendimden, bir canavara dönüşmekten.Yatışmıyor öfkem,özlemim.Öfkemde özlemimden sanırım.Çıkamıyorum bu durumun içinden.Rehberimde bile sadece baş harfi kayıtlı.Adını bile duymaya,okumaya tahammülüm yok,canım yanıyor.
Annem bile bıktı bu durumdan.Ailecek dertleniyoruz artık amk.

rahatlık

kimsenin seni takip etmediği, kimsenin seni tanımadığı bir mecrada üç beş bir şeyler karalamak.
(bkz: uludağ sözlük)

aşk

En kötüsüde nedir biliyor musun? Onun başka birisinin ardından üzüldüğünü bile bile hala ona aşık olmak.Çok aşağılık hissediyorsun uzun bi süre.Sonra gidip sırf ona benziyor diye gözü,saçı,dudağı hatta belkide bir mimiği onu sevmiş gibi yapıp bütün öfkeni ondan alıyorsun haksız yere.Sonra daha fazla kin doluyorsun, senin bunları yapmana sebep oldu diye.Daha da bi aşağılık hissediyorsun.Akabinde bunu defalarca hissetmene neden oldu diye daha da bir kinli...

Bunları daha hissetmemişsen devamını da oku.Yok tanıdık geldiyse devamını da az çok tahmin edersin.
Önceleri için boşluk dolar, anlamazsın doldurmaya çalışırsın yenileriyle.Yetmez, yetmemeli zaten deme, bunun çözümü bu değil deme bana biliyorum öğrendim 2,5 yıl sonra.
Dersin ki demek ki benim aradığım kalbimin boşluğunu doldurmak değil, her türlü maddi açıdan doldururum bu boşluğu.Sanarsın.
Ulaşabileceğin her yere ve her şeye ulaşmaya çalışırsın, kimi zaman başarırsın kimi zaman başaramazsın ama epey yol almışsındır.Artık eski senin çok daha yükseğindedir çıtalar.
Bu sefer arkana dönüp bakarsın, bu muydu diye.Hala boştur için.Yetmez çünkü bu da yetmez.Anladım tam 4 yıl sonra.

Eee söylesene ne kaldı geriye? Ben söyleyeyim hiç bir şey...

Elinden gelen her şeyi yapıp artık toplumun bakış açısına göre farklı bir yerdeysen, ama kendi içine baktığındaysa hala aynı yerdeysen onca zaman sonra, nasıl hissedersin?

Bunca emeğe rağmen hala 5 yıl önce onca saçma sapan dertlere rağmen çok daha mutlu olduğunu düşünüyorsan naparsın? Nereye atarsın kendini?

Daha ne yapabilirim ki? Böyle de olmuyorsa daha ne yapabilirim? Artık mutlu olmak için kalmamış deneyebileceğim her hangi bir yol...
Demek ki bana bir şans vermişler bunun için onuda kaçırmışım...

Şimdi bu adalet mi?
Ey yüce adaletinden bahsedilen varlık şimdi bu adalet mi söyle bana?
Beni öldürmeyi denedin.O zaman söyle bana adaletin miydi o yaşımda hastanelerde tek başıma hayata tutunmam.
Peki söyle bana, eğer ordaysan istediğin gibi geliyorum artık deyip otobanda, adaletin miydi sağ kalmam?

Hadi söyle bana ne istiyorsun benden? Ne yapmam gerekli diğer insanlar gibi mutlu olmak için? Ya da benim hakkımda ki planların nedir? Nereye varmamı istiyorsun? Daha ne kadar oynayacaksın benimle? Ödeyemedim mi daha kefareti mi?

inanmayacağım sana eğer var olsaydın bunlar olmazdı ve sevmeyeceğim hiç bir zaman seni, eğer sen beni sevseydin bir vel-i Adem gibi bunların en azından bir kısmı başıma gelmezdi.

Şimdi ne yapmak lazım yeniden denemek mi seninle yüzleşmeyi denemeyi?

öpüp koklamak

36. saat
beklemek,tapınaklarda ki taş heykeller gibi.ve gitmek,yangından kaçan ağaçlar gibi yaprakların dökülmesini beklemeden.kalamam kalırsam canım çok yanar,ve kaçamam kaçarsam sevemem affedemem kendimi.
gözlerine bakıp her şey güzel olacak deyip yalan söyleyemiyorum artık,seni kandırdığımı bildiğini bile bile sarılırken bana ağlayarak yapamıyorum bunu sana.
salıncaklarda kızçeleri sallarken ki gibi,o müstakil evde kafamı yardığım gibi ya da kiraz ağaçlarının arasında o avluda kucağında beni tuttuğun resmin gibi değil gözlerim.
gözleri benim gibi diye ölene kadar beslediğin o fındık faresi gibi umut dolu değil içimde ki ışık.
bitmedi yazıcam daha yazmazsam ağlayacağım çünkü,alçakça olacak biraz
belki bir oğul gibi olamadım sana ama bana hiç hissettirmedin nene oğlun olmadığımı.
ve ben durmadım her gün daha bi kinli her gün daha bi hırslı baktım hayata,her gün bir sözünü karaladım bana öğrettiğin.
bende hak etmemiştim diyerek masum insanlara hiç hak etmedikleri sonları yaşattım.
içimde ki boşluğu dolduramadım hiç bir türlü, sanki hayatta kalmak için hain ve yaralı bir kurdun bir ceylanı öldürmesi gibi yaşadım.
ve benim için belki de çok geç, her ne kadar istesem de yapamayacağım senin oğlum diye büyüttüğün çocuk olamayacağım ama pişmanda olmayacağım o yüzden
affet beni nene,affet

uzak dur

Ufalıyor zaman günden güne savuruyor rüzgar.
Bir yerden bir yerlere gelgitlerin durağı yok.
Beklemek boşa zaman dolayısıyla.
Buldukların tatmin etmez umduğuna kıyasla.
Hep boşa beklentiler ne dersen gitmez hoşa.
Ne öğrendim sor bana vereceğin bir cevap yok.
Gayrısı hayat örsüyle çekiçler insanı.
Umut sabır hasılı yitirmiş vasfını.
Lütfeder bana bu dansı hayli ihtiraslı hayat.
inad eder bırakmaz eli yakamda kaçış yok.
Daraldı çember ve oyna diyor göster haydi.
Ne varsa bildiğin kazanmadan çıkış yok.
Nedir yolu yordamı olmalı bilmediğim bir sırrı.
Bulmalıyım yanıtları sapmadan sağa sola.
Kıvrıla kıvrıla giden yılansın sözüm ona.
Bak olduğum yerdeyim ben kıvrana kıvrana.

Tadım yok derim yine de yürü der. Bırakmaz yolumu çizip kendime geleyim.
Ne dersem yüzüme vurdun hayat. Sen bırak ben diretirim.
Elimden gelen ne varsa feda ederim. Uzak dur böyle iyiyim ben.

haberin yok

Günaydın.. Bir kez daha gül aynı.
Cesaretimi topladım bak sesimle gül artık.
Bilmelisin hayalinle geçtiğini.
Dakikaların, saatlerin, aslında tüm anın.

Toprağım çorak, kalır yanım yok aşağı.
Sen mevsimi, ümit ayında filizlenen başağım.
istediğin kadar güzel beyaz bir atım yok da.
En samimi hislerin kefili gümüş Kaşağı'm.

Sana koşarken ayaklarım belki kopçak .
Kuru bir ekmek ve biraz suyla dolu bohçam.
Mutluluk bir ihtimal tabloda yansır da.
Hangi ressam çizebilir seni ömür bulsa on çağ.

Tebessümünün sıcağıyla atlatırım bu kışı.
Zifiri karanlıkta kaldım hasretin mum ışığı.
Sen ufkunda yelkenlim bir gün batar sanma sakın.
içimdeki fırtınalar tahmininden aşırı.

Ama haberin yok! Haberin yok..
Gözümde zerre damla kalmadı. haberin yok..

30 haziran 2012

hiç görmeden, hiç dokunmadan, hiç sarılmadan, hiç gözlerine bakamadan, hiç hayran olduğum ellerini tutamadan, hiç kısada olsa saçlarını koklayamadan yine bir bıçak gibi gittiği gündür, yine kendimi kimsesiz bir piç gibi hissettiğim gündür.

kızdım hemde çok, ama kendime. ulan salak herif ne bekliyodun ki? neyin peşindeydin? ne diye gittin konuştun? seni hala seviyor olması hayatın gerçeklerini değiştirecek mi sandın lan? o dipsiz öfkesini silebilecek misin sandın bilmem kaç km uzaktan?

kaç yıl daha önüne gelenin canını yakacaksın? beddua alıp duruyosun, karma diye bişey var lan duymadın mı hiç? neden herkeste onu arıyosun mal herif? 4 yıldır her saniye aklında sen nasıl bi mazoşistsin olum?

tamam biliyosun mutlu değil, tamam biliyosun ama ne değişiyo? seni ister mi sanıyosun? dağları delsen yol açsan gönlüne, çıksan gelsen şehrine temelli, hayatını versen, üzmesen sevsen sadece gözünün bebeğine baka baka, onunla her yere koşup gitsen, yuvan o olsa, göstersen onu hala ilk günkü gibi aşık olduğunu, geri alabilir misin lan yaptığın hataları lan mal herif, uğruna neler yapabileceğini bilse bile, sadece saf mutluluk vaad etsen sözünde seve seve ölüm kadar keskin duracağını sen bilsen bile. seni ister mi ne kadar emek verdiğini söylediği adamın yerine.

hırs delisine döndün lan gerizekalı, girmediğin iş, girmediğin yer, peşinde koşmadığın başarı yok.neden lan neden? yararı oldu mu silebildin mi bir saniyede olsa kafandan? ulan kot kafalı biraz dinlen, biraz dur durduğun yerde. hastasın lan sen farkında mısın? her gün tonla ilaç alsan da, bu kafayla bu tempoyla sonu radyoterapi demedi mi lan doktor.taşak mı geçiyon sen lenfoma lan bu, öldürcek misin lan sen kendini!

bir delinin bir deliye mektubu

ben bu dünyanın dağlardından geçerdim evvel.
bal mumundan suratlar yapardım, kaçıp sesten.
düzinelerce hayat biriktirdim çok sıkıldım.
son dakika golü ömür etti beni sersem.
bu hırsla, bu kir pasla,bu kumpasla yaşlanırsam.
tuttuklaşsa yaşam enerjim, durup baksam korkmayıpta.
kazanıcak hiç bi mutluluk yok, bu dünya böyle dönücek.
aslında aynıyız ya başta ya sonda ölücez.
varsa yoksa kaybolandır öfke rehberinse.
kabuk tutan yaran kapanıcak hepsi eklenince.
kaybedilsin olan biten, nedir sanki korkulanlar.
izafitteyiz deriz, zamanda yok bulanlar.
bu ne boktan hikaye böyle, bu ne buhran, bu ne ustam.
yine susmam gerekicek lakin bu defa yok bak benim olmaz.
yine benim için öl, yine benim için gül şu kahreden arsız sahnede.
eski mutluluklar yeni baştan yaşanabilir olamaz mı.
geri bas, ya da yak yine.