bugün

entry'ler (87)

sensiz yaşayamıyorum deyip ağlayan erkek

sevgisinin boyutunu samimiyetle dile getiren erkektir.

napayım arkadaş ego yükseltiyor diye bir tarafı kalkar tekmeyi basar diye içimden geçeni söylemeyeyim mi? herkes john nash olmuş strateji kasıyor.

böyle hissediyorsam böyle derim. ağlayacaksam da ağlarım. bu kadar sevilirken gidiyorsa kendi bilir.

uludağ sözlük 25 yaş üstü yazarlar

26 ile içinde bulunduğum yazarlar grubu.

çabuk bağlanıp zor vazgeçen kız

başıma bir şey gelmeyecekse takdir ettiğim kızdır.

evet öküzün birine bağlanırsa acı çeker. ama ya gerçekten iyi niyetli ama çekingen birine denk gelirse? işte o zaman vefalı sevgili olur. hayat bazı dönemlerde iyi insanları zorluklarla sınayabilir. o zor vazgeçen kız seni bırakmadı mı hödük değilsen ona bağlanırsın işte.

diyeceğim o ki zor vazgeçen kız doğru ellerde zor vazgeçilen kız da olur. riskleri göze alıp iyi gördüğü birine bağlanan kızın yüreğine saygı duyarım. hayal kırıklığına uğrama pahasına deniyordur.

her gördüğü kıza yazılan erkek

gaflet içindeki adamdır. hele bir iki lafın belini kırın bir elektrik olsun. o zaman girişimde bulunursun.

alayına giderim diyen kimsede heyecan yaşayamaz.

sevgiliden ayrıldıktan sonra geçirilen ilk gün

severken ayrıldıysan* insanın içinin kurşun gibi ağırlaştığı, geçmek bilmeyen gündür. sağa sola sürüklersin kendini mecalin olmaz.

bazen aylarca o günü yaşarsın işte o en fenası.

kadıköy

memleketim.

candır kadıköy. cıvıl cıvıldır ama keşmekeş değildir. rıhtımı, barlar sokağı, modasıyla her zevke cevap verir. kurtarılmış bölgedir.

küfür etmek acizliktir

katıldığım önermedir.

bazen küfür etmek iyidir demek bunu çürütmez. hepimiz hayat karşısında aciz kalıyoruz bazen küfür ediyoruz. her şey insanın iradesinde değil ki. çaresizken küfür ederek rahatlıyorsan bu utanılacak bir şey değil *.

yazarların samimi arkadaş sayıları

bir tane can dostum var.

üç-dört tane de yakın arkadaş. gerisiyle konuşmuyorum bile.

sözlük yazarlarının itirafları

derin bir yalnızlık içindeyim. bir kısmı hak edilmiş.

hatalardan çıkarılan sonuçlar

soğukkanlı ol. önceliklerini doğru belirle.

yazarların hayatla ilgili tavsiyeleri

hayat binbir türlü rezillikle dolu. sakin olun. kendi kendinize yetmeyi, küçük şeylerden mutlu olmayı öğrenin.

ha bir de lisede ve üniversitede iyi vakit geçirin. sonra çok karışıyor işler.

ahlaksal dejenerasyon

(bkz: türkçe neydi türkçe emekti)

avuç içini öpmek

sevdiğim kadına yaptığım eylem.

ne oldu sonunda? bıraktı gitti. daha da yapmam.

erkeklerin kız seçerken kriterleri

seçtiğim bir şey yok da sadakat isterim.

gitmesin ben severken.

sözlük yazarlarının itirafları

uyuyabilmek için içiyorum. yarın kalkınca ne olacak? yine aynı dert.

bıktım.

dünyayı yok et butonuna basarken söylenecekler

"sen bunu hakettin"

hayatında hiç sevgilisi olmamış insan

mutlaka bir seveni olacaktır.

dilerim ilk sevgilisiyle mutlu olur, onunla bir ömür geçirir. işler çok sarpa sarıyor sonra vallahi bak. ayrıldım, barıştım, terk edildim, derken dengesi şaşıyor insanın. anılar birbirine karışıyor, kayboluyor kimisi. kendine yabancılaşıyor insan inancını kaybediyor. her ayrılıkta yaşlanıyorsun.

kızların kötü huyları

bir erkeğin duygularını göstermesini zayıflık olarak görmeleri. hüznü de neşeyi de içten yaşayayım yanında ne var? kötü bir şey olmuşsa istemeden gözlerim dolmuşsa bir an nesi çocukluk bunun?

istisnalar vardır elbet. hatta istisna değildir belki bilmiyorum. bana denk gelmedi sadece.

kadına değer veren erkek

adam gibi adamdır. evet çok kazık yer terkedilir. ama başka türlü olmayacağını bilir. değer vermiyorsan kadınlarla olma değer verdiğin şeyleri yap, saygı duyarım. ruhunuzda boşluk yaratmayın durduk yere.

"maldır, eziktir, hededir" diyen versin eksimi. kadın-erkek farketmez, bir insana hakettiğinden çok değer verebilirsin. canın yanınca "he o zaman alayı böyledir" demek ergenliktir.

insanın büyüdüğünü anladığı an

çaresiz hissettiğin andır.

çocukken olamayacak şeyler istemezsin. en fazla pahalı bir şey istersin alınmayınca ağlarsın. sakinleştiğinde unutursun gider.

zaman geliyor bir şeyleri çocuk hevesiyle değil yürekten istiyorsun. olmuyor. ya da istemediğin bir şeye engel olamıyorsun. ağlayıp unutamıyorsun, çaresiz hissettiriyor. yüreğine oturuyor. işte o an tokat gibi çarpar suratına artık çocuk olmadığın.