bugün

entry'ler (107)

kızların en çok kullandığı yalan

bizim ev dolu ama.

allah diyen diyarbakır karpuzu

gelişen teknoloji ile birlikte olabilecek durumlardan sadece birisidir.

anadolu sigarasının değişen dış yüzü

kapitalizm ile değişen dünya düzenine ayak uydurma çabasıdır. yazık edilmiştir. devrimci,solcu sigarası olmaktan çıkmıştır.

ilçesi kendisinden ünlü iller

susurluk-balıkesir.

kadınların bir erkekte baktıkları ilk yer

aşil tendonudur.

bunlar hep ataerkil söylemler

(bkz: senin anan baban yok mu kızım)

suskunlardaki inanılmaz mantık hatası

irfan'ın oğlunu ararlarken Hasan birine 2'ye giden bir çocuk gördün mü buralarda diyor. Ama çocuk 10 yaşında. Yeni tasarıya göre 5'e gidecek lan o çocuk ne 2'si amk.

d harfini z gibi telaffuz eden kolpa rocker

(bkz: emre aydın) en ağır örneğidir. Şövdüm ne amk sövdüm o. ölşem ne ölsem o gavur tohumu.

bir kıza kilolusun demek

kilolu olduğunu yüzümüze uzun zamandır görmüyormuş da görünce çok şaşırmış tavrı takınarak " bu ne ya domuz gibi olmuşsun! " demektir.

sol framede genelde sex başlıkları olması

yazarların genelde erkek olduğunu ve sözlüğü kıraathaneye çevirdiklerinin açık göstergesidir.sözlükten soğutan şeyleri başında gelir diyebiliriz.

gitarın alt teli koptu necat

"kaybolan sehir"in sonunda bir seyirciyle nejat yavasogullari arasinda su diyalog gecer:
+gitarın alt teli koptu necat
-biliyorum hep kopuyor zaten

Bulutsuzluk Özlemi'nin senfoni albümünü dinlerken bu diyaloğa rastlayabilirsiniz.

tuvalet kapısı yazıları

üzme tatlı canını okşa patlıcanımı.

komando olmak istemeyen adam

masabaşı oyunlarının piyonu olmak istemeyen adamdır.

çöp atarken çöp tenekesinden fırlayan kedi

olmadık anlarda kalp krizi geçirttiği görülmüştür.

özge sezince

suskunlar'da oynamaklı minikten hallice çıtı pıtı seksi hanım kızımızdır.

sözlük yazarlarının karalamaları

Sensizlik Baharı

Tozlu rafların en altından çıkarılan defterin rutubetten uçları sararmış sayfalarına işlenen birkaç sayfalık cümleler bütünüsün şimdilerde… Her zaman değişimi savunmama rağmen senin bendeki yerini değiştiremedim. Ayrıca değişmeyen tek şey değişimin ta kendisidir diyorlar ya inanma sakın! Değişmeyen tek şey eskidir, geçmiştir. Sen ordasın diye değişmiyor geçmiş, seni alıp geleceğime koyamıyorum diye değişmiyor. Sen olmasan unutulacak, gidilecek. Farklı farklı hatırlanacak belki de…
Sevmenin farklı bir boyutuyla meşgulüm şu sıralar. Sensiz de seni sevebiliyorum. Hem artık bugün ne giysem, eyvah parfümüm bitti, ne kadar param kaldı derdi de yok. Seni arayıp sormuyorum da, sağolsunlar aklımdan hiç çıkarmıyorlar. Ya yolda yürürken kokunu sürmüş oluyor birisi, ya isim benzerliği falan… Öyle gel- gitlerde yaşıyorum anlayacağın. Kendimi benliğimden uzaklaştırıyorum açıkçası. Ölüm korkusunu bile önce sende yaşıyorum artık. Ya benden önce ölürse? Ben senle birlikte sevmeye de aşık olmuşum!
insan ileride yaşaması gereken şeyleri yaşından çok evvel yaşıyor diye geçirir oldum aklımdan. Keşke değil de meselalara sahibim artık. Mesela diz çöküp bağcığını bağlayabileceğim bir sevgilim olmadı. Yürüyen merdivenlerden çıkarken karşı taraftan gelen gencin imrenerek baktığı, bir alt basamakta durup başını sevgilisinin göğsüne yaslamış bir çifte de ait olmadım hiçbir zaman. Yağmurlu havaları da sevmiyorum artık çünkü cam buhu yapsa bile yazacak bir şeyim yok!.. Ha birde eskiye göre daha çok sinirliyim. insanlar ‘ aşk ‘ kelimesini pazara çıkarmışlar. Hani biz eskiden yüklüğün altındaki sandıkta saklardık ya…
Senden kalan alışkanlıkları yaşatıyorum artık, gönlümde aşkı yaşatma derneği kurdum. Senin bana söylediğin kitabı getirttim. O da aşkı anlatıyor ama bizimkisi gibi değil. Onlarınki imkânsız aşkmış bizimki ise kader işte… Fotoğraflarını çıkarttırıp odamın dört bir yanına asasım da geldi ama seni soranlara, “ nerede şimdi? “ diyenlere verecek cevap bulamadım. Aslında böyle iyiyim biliyor musun? Sabah kalkınca günaydın mesajı bekleyecek biri yok hayatımda. Beni sinir ettiğinde ‘ yok artık bu kadar ileri gidemez! “ diyebileceğim biri de… “ Elini tutsam acaba ne tepki verir, henüz erken mi? “ diyebileceğim biri de olmadı. Artık hayal dünyam da daha sensiz. Çoğu zaman çekip gidesim geliyor hani insanların müzik dinlerken şu düşündükleri diyarlara, ama diyorum yok nefesim bile artık uzak bana…Taze kır çiçekleri arasında koşuşturan çocuk hayallerim bile bir başkasınınmış gibi. Çok fazla unutkan oldum bir de. Bu cümleyi yazarken bile bir sonraki cümlede neyden bahsedeceğimi unuttum. Her şarkıda aklıma geldiğin evreleri de geride bıraktım artık. Dedim ya hayat şimdi daha güzel tabi kendimi kandırmadığım sürece! insanları kandırmayı da öğrendim. Sanki sen hayatımdaymışsın gibi gülümsüyorum bazı bazı. Etrafa senli bakışlar da atabiliyorum.
iyi şeyleri de getiriyorum aklıma. Hayallerimi yaşamaya çalıştıkça içimdeki beni öldürüyorum. Sanki aynalı bir camın önündeyim, insanlar beni anlamıyor. Tanrım bunca insan niye var? Ne konuşuyorlar? Sus ve sadece gürültüye kulak ver… Kulak ver demişken iç sesimle de bozuğuz bayağıdır. Onu dinlemiyorum diye küsüyor bana. Ne diyeyim, haklı galiba. Eskisi gibi diretmiyorum da artık, karşı bir durum olduğunda çok geçmeden kabulleniyorum durumu. Sanırım hava kapalı diye güneşli günlere küsmüş durumdayım. Güneş bir daha doğmayacak zannediyorum.
Senden geriye bir özlem kaldı bana. Arada sırada açıp, bakıp bakıp tekrar koyuyorum yerine. Bu yazıyı da hiç beğenmedim aslında, başladı mı belki ilham perisi bana eşlik eder dedim ama nafile. Arayı açtı iyice. Sanırım o da senden yanaymış…Halbuki ben anlamlı birşeyler yazmaya çalışırım sonunu da ilham perisine bırakırım diyordum. Ama maalesef olmadı. Bir girişi güzel oldu o kadar. Sanırım yazı yazma kabiliyetim seni aklıma getirmemle alakalı. Seni abarttığım kadar yazabiliyorum, zaten sen benim yaşatıp, abarttığım kadar değil misin… Ha bir de merak ediyorum: şimdi sen hayatımda yoksun ya; ben senin adını rahatça söyleyebilince mi aşk oluyor yoksa söyleyemeyince mi ?

ailesinin gözleri önünde polisten dayak yiyen adam

Siz o babanın suratını değil de, babasını dünyanın en güçlü adamı olarak gören o çocuğun dünyasını dağıttınız polis müsveddeleri.

ya herro ya merro

insanın başına ne gelirse ya meraktan ya yaraktan cümlesinin bkz: versiyonudur.

ev arkadaşından kurtulmak

anladığım kadarıyla kadınsın hatta eskişehir dolaylarında öğrencilik yaptığını düşünmekteyim. O yüzden sana ev arkadaşımı yok. Önce siktiri çek baktın olacak gibi değil bizden bahsetmeye başla ama isim vermeden. O acaba uludağsözlükçülerden mi bahsediyor lan bu deyip kuşkulansın, yusuf atsın biraz.

edit: ya herru ya merru. önce yolla baktın gitmiyor kendin çık.

serefsizimbenimaklimagelmisti

kalp gözümü hipermetrop yapan yazarlardandır.