bugün
- uludağ sözlüğün bitmiş olması13
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge41
- kocamsunun hazırladığı sürpriz11
- karınıza kaşarlı poğaça yapar mısınız10
- güne bir şarkı bırak12
- tilki ailesi10
- bik bik'in balona binmesi36
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler11
- hamas bir terör örgütüdür24
- oksijensizsu13
- suriyeliler suriye'ye dönsün11
- sel felaketinin nedeni cehapedir10
- cumaya gidenlerin çok azalması15
- insana kendini kötü hissettiren şeyler16
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim24
- düşün ki o bunu okuyor14
- sözlük erkeğinden damat olmaz30
- temizlik hastası eşle sevişme öncesi diyaloglar14
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı26
- çabuk vazgeçen insan10
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız12
- fatih terim'in yuhalanması16
- ayça tilki10
- icardi190521
- memesi küçük olmak14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi14
- adolf hitler9
- anın görüntüsü8
- ben bu davanın savcısıyım8
- ideal duş alma sıklığı8
- sözlük kızından gelin olmaz23
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip11
- crop giyen erkek11
- vatandaşlık farkı alan otel22
- nazar değdi sözlük12
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız23
- icardi1905 silik olsun kampanyası11
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim14
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır9
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız11
- aleyna tilki10
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- sabah aç karnına içilen bira12
- alınan en güzel iltifat13
entry'ler (20)
kırklareli merkezde açılmış, çalışanları çok samimi olan ve çok farklı bir döner çeşidiyle müşterilerini buluşturan fast food restoranı. içine ne koymuşlar bilmiyorum ama farklı bir sosu var. ve biçim olarak da değişik ve çok doyurucu bir döner olmuş. umarım yakın zamanda diğer illerde de yeni şubelerini görürüz.
yalnızlık senfonisi - sezen aksu
sivas maçındaki gibi oynarsak sıçacağımız maçtır.
"umutlar sahaya karaçay'la dayanışmaya" adında bir etkinlikle 12-13 mart tarihlerinde çeşitli etkinliklerle destek olunacak futbol takımı. https://www.facebook.com/KaracayGSK?fref=ts
faşiste faşist denir de ondandır.
eski solcu hastalığıdır. bu tipler isi gücü bırakır beğenmediği siyasi yapıyı forumladaki eleştirilerle eleştirir. öyle ki okumadığı siyasi tezler, bilmediği işler üzerine ahkam keser. gereksizdir. tartışmaya lüzum yoktur. lakin siz aklınızı yorarken o çoktan yeni forumlardan yeni sorular yeni demogoji malzemeleri bulmustur bile.
elbette ki behzat ç.
gemiyi önce farelerin terketmesi gibi bişeydir.
Kemal Okuyan'ın bir saat öncesinde öngördüğüdür. https://twitter.com/Okuya...status/415761409016750081
Bir şekilde doğruyu bulmuştur.
Bundan sonra inandığı din için birileri başka birilerini öldürmeyecek, bombalamayacak, katletmeyecektir. inandığı yaratıcının büyüklüğü pöykürülerek insanlar yakılmayacaktır artık.
öte yandan artık saygı duyulmayan, küfredilen, küçümsenen olacaktır, inananlara saygı duyulması gerektiğini söyleyen hoşgörü dini mensupları yapacaktır en çok da bunu. Yakılanlar arasında olma ihtimali de artacak olandır.
Bundan sonra inandığı din için birileri başka birilerini öldürmeyecek, bombalamayacak, katletmeyecektir. inandığı yaratıcının büyüklüğü pöykürülerek insanlar yakılmayacaktır artık.
öte yandan artık saygı duyulmayan, küfredilen, küçümsenen olacaktır, inananlara saygı duyulması gerektiğini söyleyen hoşgörü dini mensupları yapacaktır en çok da bunu. Yakılanlar arasında olma ihtimali de artacak olandır.
25.03.2012 tarihinde sol haber portalında yayınlanan aşağıdaki haberden duyduğumuz, sevdiğimiz, bağrımıza bastığımız emekçi çocuklarının futbol takımıdır.
"Osmaniyeli emekçi gençler amatör futbol kulübü kuruyor
Osmaniyede yoksul-emekçi kesimin yoğunluklu yaşadığı, merkeze bağlı Karaçay Mahallesinde Karaçay Gençlik Kulübü Derneği adında bir amatör spor kulubu kuruldu. Uyuşturucunun oldukça yaygın kullanıldığı mahallede gençler bu kulüple birlikte uyuşturucuya karşı mücadele etmeyi amaçlıyor.
Osmaniye'nin Karaçay Mahallesi'nde, uyuşturucunun oldukça yaygın kullanıldığı ve bunun mahalle halkı için normal birşeymiş gibi algılandığı bir zamanda mahallenin duyarlı gençleri, insanların daha çocuk yaşında bu batağa çekilmesine ve emekçi çocuklarının çürümeye terkedilmesine karşı bir spor klubü aracılığıyla mücadele etmek istiyorlar. Kulüp henüz kuruluş aşamasındayken bile 22 yaşında bir gencin uyuşturucu batağından kurtulup spora gönül vermesine aracılık etti.
'Futbol sermayenin tekelinde değil'
Kulübün başkanı Soner Yiğit Karabay henüz 23 yaşında ve çocukluğu Karaçay Mahallesinde geçmiş bir üniversite öğrencisi. Kulübün kurulma amacıyla ilgili şunları söylüyor:
''Gençliğimiz, hayat koşulları ve ailelerinin imkansızlıklarından dolayı bu tarz alışkanlıklara yönelmekte. Biz bu kulübü kurarken öncelikle futbolun sadece zenginlerin, büyük sermaye kuruluşlarının tekelinde olmaması gerektiğini düşündük. Renklerimizi de zaten çocukluğumuzdan beri taraftarı olduğumuz, endüstriyel futbola karşı mücadelesini herkesin bildiği Adana Demir Spordan aldık. ikinci ve daha önemli sebep ise, uyuşturucuya, uyuşturulmaya mahkum edilmiş gençliğin, özellikle de işçi sınıfının çoğunluğunu oluşturan gençlerimizin, bu teslim olmuşluğa mahkum olmadıklarını göstermek istedik. Şehrin zengin mahallelerine baktıkları zaman bu çocuklar, onlar gibi olamayacaklarını kabul ediyorlar ve 'biz bu hayata mahkumuz' diyorlar. Yani bir teslim olmuşluk ve mücadele etmemek var. Şunu fark ettik ki, bu çocuklar çocukluklarının verdiği heyecanla belli bir yaşa kadar futbol oynuyorlar, çok da yetenekliler. Ancak bir yaştan sonra kendilerini ifade edecekleri, futbollarını icra edecekleri bir çatı göremiyorlar. Ergenlik döneminden sonra da çeşitli kötü alışkanlıklara özellikle uyuşturucuya teslim oluyorlar. Biz bu gençlere bir çatı oluşturmak ve futbollarını icra edebilecekleri bir alan açmak istedik."
Futbol halkları birleştiriyor
Kulübün oyuncularını 9 ile 15 yaş arası çocuklar oluşturuyor. Çocukların tamamına yakını inşaatlarda çalışan işçilerin çocukları. Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesinden göç ile gelen Kürtler ve Zazalar dışında bölgenin yerlileri, Arap asıllı çocuklar, iki tane de Vandan gelen depremzedelerin çocukları kulübün oyuncuları arasında. Takım bu yapısıyla şimdiden sporun birleştirici yanını özümsemiş görünüyor. Çukurovanın güneşinde, çıplak ayaklarıyla kardeşçe futbol oynayan bu çocuklar için takım arkadaşlarının hangi ırktan olduğunun bir anlamı yok.
Henüz futbol kulüp lisansı tanınmayan bu oluşum, dernek kurarak ön adımı atmış durumda. Ancak Lisansın tanınması için 1000 ile 1500 TL arası bir paranın Türkiye Futbol Federasyonu'na ödenmesi gerekiyor. Antrenörlük lisansı için 1000 TL, forma ayakkabı ve çeşitli malzemeler için belli miktar paraya ihtiyacı var takımın. Bütün bu maddi kaynak için çeşitli şirketlere ya da cemaat vakıflarına boyun eğmek istemeyen kulüp yönetimi, bunun başka bir yolunun olabileceğini düşünüyor. Bu konuda çeşitli sivil toplum kuruluşlarından sendikalardan ve futbola gönül vermiş ama kirli ilişkiler ve şike tartışmaları arasında bu zevklerini bile yaşayamayan halkın duyarlı kesimlerini destek vermeye çağırıyor.
(soL - Osmaniye)"
TRT Belgesel tarafından filmi de çekilmiştir. Bu aylarda yayınlanması beklenmektedir.
"Osmaniyeli emekçi gençler amatör futbol kulübü kuruyor
Osmaniyede yoksul-emekçi kesimin yoğunluklu yaşadığı, merkeze bağlı Karaçay Mahallesinde Karaçay Gençlik Kulübü Derneği adında bir amatör spor kulubu kuruldu. Uyuşturucunun oldukça yaygın kullanıldığı mahallede gençler bu kulüple birlikte uyuşturucuya karşı mücadele etmeyi amaçlıyor.
Osmaniye'nin Karaçay Mahallesi'nde, uyuşturucunun oldukça yaygın kullanıldığı ve bunun mahalle halkı için normal birşeymiş gibi algılandığı bir zamanda mahallenin duyarlı gençleri, insanların daha çocuk yaşında bu batağa çekilmesine ve emekçi çocuklarının çürümeye terkedilmesine karşı bir spor klubü aracılığıyla mücadele etmek istiyorlar. Kulüp henüz kuruluş aşamasındayken bile 22 yaşında bir gencin uyuşturucu batağından kurtulup spora gönül vermesine aracılık etti.
'Futbol sermayenin tekelinde değil'
Kulübün başkanı Soner Yiğit Karabay henüz 23 yaşında ve çocukluğu Karaçay Mahallesinde geçmiş bir üniversite öğrencisi. Kulübün kurulma amacıyla ilgili şunları söylüyor:
''Gençliğimiz, hayat koşulları ve ailelerinin imkansızlıklarından dolayı bu tarz alışkanlıklara yönelmekte. Biz bu kulübü kurarken öncelikle futbolun sadece zenginlerin, büyük sermaye kuruluşlarının tekelinde olmaması gerektiğini düşündük. Renklerimizi de zaten çocukluğumuzdan beri taraftarı olduğumuz, endüstriyel futbola karşı mücadelesini herkesin bildiği Adana Demir Spordan aldık. ikinci ve daha önemli sebep ise, uyuşturucuya, uyuşturulmaya mahkum edilmiş gençliğin, özellikle de işçi sınıfının çoğunluğunu oluşturan gençlerimizin, bu teslim olmuşluğa mahkum olmadıklarını göstermek istedik. Şehrin zengin mahallelerine baktıkları zaman bu çocuklar, onlar gibi olamayacaklarını kabul ediyorlar ve 'biz bu hayata mahkumuz' diyorlar. Yani bir teslim olmuşluk ve mücadele etmemek var. Şunu fark ettik ki, bu çocuklar çocukluklarının verdiği heyecanla belli bir yaşa kadar futbol oynuyorlar, çok da yetenekliler. Ancak bir yaştan sonra kendilerini ifade edecekleri, futbollarını icra edecekleri bir çatı göremiyorlar. Ergenlik döneminden sonra da çeşitli kötü alışkanlıklara özellikle uyuşturucuya teslim oluyorlar. Biz bu gençlere bir çatı oluşturmak ve futbollarını icra edebilecekleri bir alan açmak istedik."
Futbol halkları birleştiriyor
Kulübün oyuncularını 9 ile 15 yaş arası çocuklar oluşturuyor. Çocukların tamamına yakını inşaatlarda çalışan işçilerin çocukları. Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesinden göç ile gelen Kürtler ve Zazalar dışında bölgenin yerlileri, Arap asıllı çocuklar, iki tane de Vandan gelen depremzedelerin çocukları kulübün oyuncuları arasında. Takım bu yapısıyla şimdiden sporun birleştirici yanını özümsemiş görünüyor. Çukurovanın güneşinde, çıplak ayaklarıyla kardeşçe futbol oynayan bu çocuklar için takım arkadaşlarının hangi ırktan olduğunun bir anlamı yok.
Henüz futbol kulüp lisansı tanınmayan bu oluşum, dernek kurarak ön adımı atmış durumda. Ancak Lisansın tanınması için 1000 ile 1500 TL arası bir paranın Türkiye Futbol Federasyonu'na ödenmesi gerekiyor. Antrenörlük lisansı için 1000 TL, forma ayakkabı ve çeşitli malzemeler için belli miktar paraya ihtiyacı var takımın. Bütün bu maddi kaynak için çeşitli şirketlere ya da cemaat vakıflarına boyun eğmek istemeyen kulüp yönetimi, bunun başka bir yolunun olabileceğini düşünüyor. Bu konuda çeşitli sivil toplum kuruluşlarından sendikalardan ve futbola gönül vermiş ama kirli ilişkiler ve şike tartışmaları arasında bu zevklerini bile yaşayamayan halkın duyarlı kesimlerini destek vermeye çağırıyor.
(soL - Osmaniye)"
TRT Belgesel tarafından filmi de çekilmiştir. Bu aylarda yayınlanması beklenmektedir.
Kemal Okuyan'ın 13.12.2013 tarihli soLgazetesinde çıkan yazısında;
"...Artık kentlerin, kent kültürünün sahibi emekçilerdir. Sermaye sınıfına asırlardır yakıştırılan kentsoylu payesi, derhal geri alınmalıdır. Kavganın merkezi kentlerdir. Kentler ve iktidar soysuz kentlilerden, kentsoysuzlarından kurtarılmalıdır.
Bu, aynı zamanda işçi sınıfı siyasetinin, solun, sosyalizmin kentli karakter kazanmasını engelleyen her tür gerilikten kurtulması için çağrıdır.
Türkiyenin yoksul köylülüğü hızla kentlileşirken, solun ideololojide ve siyasette kenltlileşememesi anlaşılır bir durum olamaz.
Bugün kentsoylu sıfatını hak eden sınıf, çok açık bir biçimde proletaryadır."
şeklinde bahsederek yeni bir tanımlama getirdiği sınıfsal addır.
http://haber.sol.org.tr/y...oylulari-ne-yapmali-84094
"...Artık kentlerin, kent kültürünün sahibi emekçilerdir. Sermaye sınıfına asırlardır yakıştırılan kentsoylu payesi, derhal geri alınmalıdır. Kavganın merkezi kentlerdir. Kentler ve iktidar soysuz kentlilerden, kentsoysuzlarından kurtarılmalıdır.
Bu, aynı zamanda işçi sınıfı siyasetinin, solun, sosyalizmin kentli karakter kazanmasını engelleyen her tür gerilikten kurtulması için çağrıdır.
Türkiyenin yoksul köylülüğü hızla kentlileşirken, solun ideololojide ve siyasette kenltlileşememesi anlaşılır bir durum olamaz.
Bugün kentsoylu sıfatını hak eden sınıf, çok açık bir biçimde proletaryadır."
şeklinde bahsederek yeni bir tanımlama getirdiği sınıfsal addır.
http://haber.sol.org.tr/y...oylulari-ne-yapmali-84094
ysk'nın seçsis kullanmasına benzer olmasa da sosyal mesaj vermek için kullanılmış başlığın anlattığıdır.
oğlunun ismini michel koyması muhtemel ailedir.
allahın malına yazar demekten daha onurlu olan bi davramıştır.
"gol atan kale" oynarlarsa messinin kaleye geçip bi daha da çıkamayacağı karşılaştırmadır.
öpüşmek koklaşmak sevdiğine sevildiğini hissettirmek.
"madem maymundan geldikse neden şimdiki maymunlar insan olmuyor?" sorusunu soran insanevladının yaşıyor olmasındaki mantık hatasının bir benzeridir.