entry'ler (128)

space oddity

içindeki ''this is major tom to ground control, i am stepping through the door'' dizelerinde o meşhur algının kapılarını temaşa eden david bowie şarkısı, oh şifa olsun efendim. herkes kendi boyutunda kendine saykedelik neticede, değil mi?

lsd

zamanla tamamiyle dik durmanızı engelleyebilir.

ankara

alfa ve omega.

love is to die

çevirisi ''sevdiğin şeyi bul ve bırak seni öldürsün'' olan şarkı.

sözlük yazarlarının öğrenim gördüğü üniversiteler

istanbul üniversitesi - edebiyat fakültesi.

bluelimon

an itibariyle kafası taşşak gibi olan yazar.

hüseyin üzmez

--spoiler--
ne kendi eyledi rahat, ne halka verdi huzur
yikildi gitti cihandan, dayansin ehl-i kubur
--spoiler--

ds

(bkz: dominance and submission)

what else is there

enstrümantal hali derin düşüncelere sevk eden şarkı. evet, vokalli halinden daha da derin.

yazarların özeleştirisi

kibir efendim, kibir.

marquis of sadness

kinyas ve kayra'yı abartı bulan yazar. william s. burroughs'un the exterminator'ı ya da naked lunch'ı varken, kinyas ve kayra doğu usulü bir kitsch gibi duruyor eğer fikrini soracak olursanız, iyi bir kitsch evet, ama neticede kitsch.

esrarkeşlerin sözleri

esrarkeşlerin sözleri değil, sağda solda içtiği bokla hava atmaya çalışan mahalle apaçilerinin sözleridir.

kalifiye müptezellik denen kavramı size bir ara açıklayacağım.

ecstasy

uyuşturucu değil uyarıcıdır.

mükemmel inkar, sahte cennet... hey, gerçek bir cennetin olmadığı bilindiği zaman, sahtesi de yetiyor sana.

eroini bırakmak

çevrenizde eroin kullanan herkesle iletişiminizi kesmeden, yani kendinizi arkadaş çevrenizden soyutlamadan mümkün olmayan hede. bol bol hastaya düşeneceksiniz, kaşınacaksınız, isteyeceksiniz fakat bir daha geri dönerseniz işin içinden kolay kolay çıkamayacağınızı bilin.

(bkz: eroin/#25037069)

din yoksa bu hayatın amacı ne olabilir

(bkz: hedonizm)

orgazm

tanımlanamayacak kadar güzeldir.

boynumda bir şey var mı baksana

iki kişinin öpüşmesinin sevişmesini sağlayan hoş cümlelerden biri. bir taraftan kendini saf göstermenin yarattığı kızıştırma, diğer taraftan merak duygusunun öne çıkması... ah, doğru anda söylendiğinde büyülü anlara müşterek bir dalış yapmanızı sağlayabilir.

around the world in a tea daze

http://www.youtube.com/watch?v=cHlidfF7nK8

shpongle şarkısı, tales of the inexpressible isimli albümden. ''bir çay büyüsü etrafında dünyayı dolaşmak''tır isminin türkçe karşılığı.

çok derin bir konusu vardır, nörobilimci rodolfo llinas'ın görsel algıya dair bir konuşmasıyla başlar; bütün bir evreni küçük bir zihnin içine katlayarak sığdırabiliriz.'' gibisinden bir cümle sarf etmiştir bu konuşmada kendisi lakin şarkının asıl değinmek istediğim noktasına henüz gelmedim.

şarkı üç farklı dilin mistisizminden örneklemeler içermektedir. hintçe, latince ve türkçe.

şarkının hintçe kısmında ''hara hara manadeva shambho, kashi vishwanath gange'' şeklinde bir hindu mantrası vardır. kashi, dünyadaki en kutsal yer olarak bilinir hindulukta. vishwanatha ise sevgi tanrısıdır. ganga yani ganj ise bilindiği üzere hindistandaki en kutsal nehirdir. mahadeva shambo ise hint mitolojisi'nin zeus'udur.

ikinci kısım ise latince bir ilahiden alınmadır. şöyle bir transkript yapabiliriz sanırım;

meryem'den gelen yüce isa, merhametli isa. tanrım, tanrım bana merhamet göster, merhamet.''

üçüncü ve son kısımda ise bence açıklamaya gerek yok, ''ah! dönülmez akşamın ufkundayız, aziz istanbul!'' halüsinatif madde kullanımı sırasında dinlerseniz algılarınızın arasında ip atlar gibi boyut atlamanıza neden olacak şarkıdır.

belirli aralıklarla dinlenmesi gerekir zira düşünce evreninde kaybolmak kolay.

kadir mısıroğlu

marx'a cinni diyen antisemitist bir şizofrenin teki.

israil dölü

türkiye'li bir ibrani olan şahsımı endişelendirmiş faşistçe söylem. alkış tutanları da, söyleyenleri de kendi hallerine bırakıyorum. görüyorum ki trakya pogromu'ndan bu yana pek bir şey değişmemiş. antisemitzm hastalıktır.