bugün

entry'ler (14)

ah muhsin ünlü

" Allah varsa devlet şirktir. "

richard brautigan

nihayet uzun bir av yolculuğuna çıkacağını söyleyerek dostlarıyla vedalaştı. onun yine alabalık avına çıkacağını düşündüler. brautigan’ ın cesedini ise ‘ava çıkıyorum’ diyerek dostlarıyla vedalaşmasının üzerinden üç hafta geçtikten sonra, bolinas’ daki evde özel dedektif david fechheimer buldu. başına kurşun sıkarak intihar etmişti. belki de gerçekten alabalık avına çıkmak istemiş, ama son anda vazgeçmişti. amerika’nın nehirlerinde artık alabalıkların yaşamadığını ve bütün akıntıların durduğunu anlamıştı belki de...

yeni türkü

bütün kasetlerini biriktirdiğim. bana yolculuklarımı hatırlatan yazın o ılık havasını suratıma estirten her defasında ya dışındasındır çemberin ya da içinde dedirten günlük dozlarla aldığım o müthiş grup.

yasemin seven erangin

Annemin Son Dört Günü adlı hikaye kitabı 6: 45 yayın evinden 2014 yılının şubat ayında basılmıştır. Güzel nitelikte hoş bir dili olan hikayelerini okumanızı tavsiye ederim.

didem madak

"Hayatımı hiç nokta konulmadan yazılmış bir çocuk romanı olarak yeniden kurmak istiyorum. "

bilek kesenler

etkar geret' intanrı olmak isteyen otobüs şoföründeki kneller' in mutlu kampı hikayesini bilek kesenler olarak vizyona aktarılmış halidir. gerçekten böyle bir yer var olduğunu bilsem intihar ederdim.

feridun urfa

" acı

Yazmak istıyorum sana.
Bildiğim, bilmediğim tüm dillerde.
Önce yazmak, sonra küfretmek.
Derin bir iç çekişsin sanki.
Sanki yüzmekten yorulmuş ve bir okyanusta boğulmuş bir multeci.
Sanki dokuz doğurmuş bir anne,
Bir taze ölü kokusu, bir hardal gazı saldırısında.
Sen habil ile kabil'in hıncı, muhammed'in inancı, ibrahim 'i yakmayan ateşsin.
Sen tanrının kendiyle monologu, sen yalnız bir kadının çıldırmış hali gibisin.
Bir savaş borozanı, bir devrilen cümlesin.
Vardiyası değişmeyen bir fabrıka, kolunu düzen çarkına kaptırmış bir işçisin.
Sen bir bayraksın allı - yeşilli bir eylemin en ön safında.
Bir türlü gelmeyen iftar vakti, namazda küfre duran çember sakallı bir ihtiyarsın, yalansın.
Sınırı ihlal edilmiş bir kimliksiz ülke, at nalları ile dövülmüş esmer bir coğrafyasın.
Sen dıyarbakır cezaevi, makatına cop sokulan inançlı bir militansın.
Sen öfkemin bana çarpan yüzü, bin yıllık hıncımın dışa vuruşusun.
Sen, ' şiir yazarım ' inancina kendimi kaptırma hali,
Sen geniz yakan bir kokusun.
Ben altı delik lastik ayakkabıdan yere değen bir köylü çocugu ayağı.
Ben paydasını kaybetmiş pay, 14 'ünü kaybetmiş pi sayısıyım.
Hiç bir iklimi olmayan, hiç kokan, hiç gülen, hiç pazarsız, hiç kimsesiz, hiç sarılmaksız,
Hiç allahsız, hiç parasız, hiçini kaybetmiş hiçliğin en yoğun haliyim.

Ben pusulasını kaybetmiş bir gemi, yatağını kaybetmiş bir ırmak,
Şiirini başka bir coğrafyada yazan Tarık Ali' yim.
Ben 4 kibrit çöpünde kendini yakan bir inancım.
Yatılı bir okulda sidik kokusu, son trene yetişmeye çalışırken yakılan 7 küsür mılyonluk sigarayım.
Ben korkak bir kahraman, Piraye'nin Nazım' a aşkı,
Ahmed Arif'in Ankara' sıyım.
Ben sendeki bir sigara molası, bir dudak bükümüyüm.
Bir çoban kavalı, bir serin sabah yeliyim.
Taze ekmek kokusu, yağmurdan sonraki toprak kokusu,
Hışırdayan sarı sarı yapraklar, romantik dokunuşlar, kırmızı mumlar, şiirler, bolca söylenmiş keyfi yalanlar.
Hepsi yalan.
Ben sendeki hiçliğin piçiyim...
Sen Harran Ovası' nda ekşini bir arap atı,
Hakkari'de bablekansın..
Marcel Khalife'nin Asfur 'u, Neşet'in Seher Vakti' sin...
Sen ensemdeki tanrısal nefes, peygamber torunu öldüren yezid' sin.

Ben kendimi Cudi' ye gömmüş bir gerilla cesedi bir kaçakçıyım mayınla ayaklarını kaybetmiş.
Elim, kolum, gözüm yüreğim sensin.
Sen bendeki tüm kaybetmişliklerin toplamı, kendimi sana bölmelerden kalansın.
Sen matematikten çakmayan hallerimin çıldırmış ruh hali,
Öğrendiğim ilk Türkçe kelimesin.
Sen konduğum son çiçek, koklayamadığım son çiçek, koklayamayacağım son çiçeksin.
Sen intifada da atığım taş, Şakiro' nun kutsal sesi, secdeye durduğumsun...
Yazarım daha.
Bitmez seni anlatmalarım.
Delmezse sigara ve kahve midemi, yazarım daha.
Ben anlatırım seni de sen anlar mısın bendeki kendini?
Bir yatılı okul tabildotuna da sığdırırım seni, bir arap çocugunun kirli önlüğüne de.
Acemi bir okul piyesinde ne güzel anlatırım seni,
Bir Ahmed Arif dizesinde ya da.
En çok çırıl çıplak bir koşuda anlatırım seni.
En çok bir anne memesinde, bir ilk öpüşte.
En çok bir dudak kenarında anlatırım seni.
En çok bir kardeşe tutulmuş rus yapımı bir kaleşnikofta.
Anlatırım seni dört er'i parçalayan apoletli bir el bombasında.
Batman'da bir kadın intiharında, Urfa'da bir aşiret kavgasında.
Kadehe sığmayan bir süryani şarabında,
Mitolojik bir halk destanında da anlatırım seni.
Öyle bir anlatırım ki seni, sen bile aşk olsun dersin kendine.
Aşk olsun....
Dört parça yüreğim.
Kürt bir tarafım, Türk bir tarafım, Arap bir tarafım, Acem bir tarafım.
Sen benim insan halimsin.
Sen ibadettim, kıblemsin.
Metropole sürülmüş gençliğim, gecekondu halimsin.
istanbul' sun sen.
Boğazı ilk defa geçişim, ilk eylemim, ilk sloganımsın.
Feoadal yanım, boynumda ki muskamsın..
Sen asla ben değilsin. "

soysal ekinci

1954 yılında Kars' ta doğdu. Ardahan yatılı ilkokulunu, Kars Kazım Karabekir Öğretmen Okulunu ve istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili Bölümünü bitirdi. Siyasal kimliğinden ötürü 79- 81 yılları arasında gözaltına alındı. 83 yılında 6 yıl istanbul cezaevlerinde tutuklu kaldı. 1989 Çağrı kitabının toplatılmasıyla DGM Cumhuriyet Savcılığında hakkında iki ayrı dava açıldı. 4 Eylül 1994 yılında isatnbul' da yaşamına son verdi...

gelecek uzun sürer

faşizan fikirlerimi yakıp türkiye' nin gerçekten 1990- 94 yılları arasında batının nasıl magazinle uyutulurken doğuda onlarca insanın katledildiğini gösteren en çarpıcı. değeri bilinemeyen. özcan alper'in bence sonbahardan daha iyi yaptığı filmi.

gemide soundtrack

iki yıldır durmadan her gün belli dozlarla aldığım bu soundtrack' i her dinleyişimde kafamın odalarında ki kapıların kapanma seslerini duyar gibiyim.

murat uyurkulak

" Günün birinde, nasıl olduğunu anlamadan, nihai çıkışını aldım kitabın... ithafı vardı, ismi yoktu... Ali ve kardeşi Özgür'e gidip ' intikam Kürtçe ne demek ' diye sordum... Söylediler... Söylediklerini ilk sayfaya yazdım. " bir intikam romanı. yakalanmıştım. yaşamayı denerken yakalanmıştım...

özge dirik

Hayat Susunca Konuştu Ölüm adlı şiir kitabı 2005' de vasiyeti üzerine bir nüshası mezarına gömülen 2014 yılında ve yayın evinden Nokta Durağı olarak basılan Odtü iktisat mezunu bankacı kuzey yıldız' ı dergisinde yazan evinin penceresinden kendini atan şairimiz.

kaan ince

kitabının rafımda yer aldığı. hocası Nizamettin Uğurla iletişime geçtiğim. şiir yazarken yahut okurken ilk önce ona baktığım. her defasında genç bir insanın ölümünün onurlu bir gidişten başka bir şey olmayacağanı gösteren gizdüşüm ve kan adlı kitapların sahibi şair.

haruki murakami

" insan kendisinin eksik bir parçasını bulmak umuduyla aşık olur. O yüzden de, aşık olduğu insanı düşünürken, kişisine göre değişmekle birlikte, az ya da çok hüzünlenir. Çok eski bir zamanda kaybettiği, özlemle andığı, uzaklarda kalan bir odaya adımını atmış gibi hislere kapılır . " diyor Sahilde Kafka adlı romanında.