bugün
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- artificialintelligence13
- icardi1905 silik olsun kampanyası28
- bik bik'in balona binmesi26
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar9
- icardi190518
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- bir kadının yemek ısmarlaması12
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- futbolcu ismiyle nick almak9
- yol bitimindeki kuytu mekan8
- anın görüntüsü19
- kanınıza rengini verir misiniz16
- abır nerede sorunsalı8
- arkadaşlar biri var11
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır32
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri14
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- nickli başlık açanlar çaylak yapılacaktır8
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak13
- uzağı göremeyen insan18
- türkiyede çok abartılan arabalar15
- alınan en güzel iltifat8
- vatandaşlık farkı alan otel10
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım28
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- ideal duş alma sıklığı12
- integralin müfredettan kaldırılması15
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı11
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı48
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olsun8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- istanbul suriyenin başkentidir12
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- aristoteles'in orta yolu10
entry'ler (99)
çoğu kez gün doğumuna şahit oluyorum. seher vakti, güneş daha görünür değilken aydınlanmaya başlıyor dünya ve üzerindeki tüm canlılarla hep birlikte uykudan uyanıyor. hatta en geç insan uyanıyor. kuşlardan 2 saat sonra alarmlar çalmaya başlıyor. özellikle yaz günler açık camlardan bir sürü kendini tekrar eden, ertelenen alarm sesleri.
peki sen kaç yatağında dikildiğin o ana kadar, kaç kere erteliyorsun alarmı?
peki sen kaç yatağında dikildiğin o ana kadar, kaç kere erteliyorsun alarmı?
peygamberler erildir,
ama vahiy zuhur eder.
kadın, peygamberin kalbine inen vahiydir sembolik olarak.
aklın üzerine işlenmiş hakikat hissi.
ama vahiy zuhur eder.
kadın, peygamberin kalbine inen vahiydir sembolik olarak.
aklın üzerine işlenmiş hakikat hissi.
kedi hayat kurtarır. bir öğretiye ihtiyaç yok. hali hazırda kendine has bir karakteri olacağından birbirinize uyum sağlayacaksınız.
o çoğu zaman senin istediklerini yapmayacak ama, sen onun tüm isteklerini karşılayacaksın.
bunu deneyimleyeceksin, bu kaçınılmaz.
o çoğu zaman senin istediklerini yapmayacak ama, sen onun tüm isteklerini karşılayacaksın.
bunu deneyimleyeceksin, bu kaçınılmaz.
uzun süredir cevabını veremediğim nadide soru.
uyanalım.
Mağara alegorisi Yunan filozof Platon tarafından ortaya atılan antik çağ felsefesinin en önemli alegorilerinden biridir.
Alegoriye göre bazı insanlar karanlık bir mağaraya zincirlenmişlerdir ve bu insanlar başlarını sağa ve sola çeviremezler sadece karşılarındakini görebilmektelerdir. Doğuştan beri bu mağarada bulunan insanlar mağaranın girişinden yansıyan nesnelerin gölgelerini görür ve bunları gerçeklikleri olarak algılarlar. Nihayet bir gün bu insanlardan bir tanesi zincirlerinden kurtulur ve mağarayı terk eder. Mağarayı terk eden bu insan mağaranın dışında yeni bir gerçeklik ile tanışır ve duvarda gölgelerini gördüğü nesnelerin gerçek olmadığının farkına varır. Bunu mağaradaki arkadaşları ile paylaşmak üzere mağaraya geri döner. Mağaradaki arkadaşları ise mağaranın dışında farklı bir gerçeklik olduğuna inanmazlar. Ve bu insanlara mağaranın dışındaki gerçekliği aktarabilmek de imkansızdır.
Mağara alegorisi Yunan filozof Platon tarafından ortaya atılan antik çağ felsefesinin en önemli alegorilerinden biridir.
Alegoriye göre bazı insanlar karanlık bir mağaraya zincirlenmişlerdir ve bu insanlar başlarını sağa ve sola çeviremezler sadece karşılarındakini görebilmektelerdir. Doğuştan beri bu mağarada bulunan insanlar mağaranın girişinden yansıyan nesnelerin gölgelerini görür ve bunları gerçeklikleri olarak algılarlar. Nihayet bir gün bu insanlardan bir tanesi zincirlerinden kurtulur ve mağarayı terk eder. Mağarayı terk eden bu insan mağaranın dışında yeni bir gerçeklik ile tanışır ve duvarda gölgelerini gördüğü nesnelerin gerçek olmadığının farkına varır. Bunu mağaradaki arkadaşları ile paylaşmak üzere mağaraya geri döner. Mağaradaki arkadaşları ise mağaranın dışında farklı bir gerçeklik olduğuna inanmazlar. Ve bu insanlara mağaranın dışındaki gerçekliği aktarabilmek de imkansızdır.
Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkit ne bilir,
Mübtelâ-yı gama sor kim, geceler kaç saat.
uzun ve karanlık gecelerin yerini yavaş yavaş uzun günlere, gündüzlere bıraktığı bu günlerde umarım hayatımızdaki gamdan, kederden payımıza düşen dersi alır, huzur ve sevgiyle dolu saf duygulara ve düşüncelere doğru ilerleriz dostlarım.
evrende dönmeyen, kendince bir döngüde olmayan hiçbir şey yok anladığım kadarıyla.
ne maddede, ne manada.
dışarı da olup bitenlerin iç dünyamızdaki yansımalarını gözlemlemeye başladığımızda, aydınlanmış bir şuurla gündüz düşlerine veda edeceğiz inanıyorum, eminim.
karanlıktan aydınlığa devinen bu döngüde, kalbinizin ve vicdanınızın hoş sedası hiç susmasın.
gözlerinizden öpüyorum.
muckk.
Mübtelâ-yı gama sor kim, geceler kaç saat.
uzun ve karanlık gecelerin yerini yavaş yavaş uzun günlere, gündüzlere bıraktığı bu günlerde umarım hayatımızdaki gamdan, kederden payımıza düşen dersi alır, huzur ve sevgiyle dolu saf duygulara ve düşüncelere doğru ilerleriz dostlarım.
evrende dönmeyen, kendince bir döngüde olmayan hiçbir şey yok anladığım kadarıyla.
ne maddede, ne manada.
dışarı da olup bitenlerin iç dünyamızdaki yansımalarını gözlemlemeye başladığımızda, aydınlanmış bir şuurla gündüz düşlerine veda edeceğiz inanıyorum, eminim.
karanlıktan aydınlığa devinen bu döngüde, kalbinizin ve vicdanınızın hoş sedası hiç susmasın.
gözlerinizden öpüyorum.
muckk.
genelde enneagram mizaç tiplerinden 6 numaranın maruz kaldığı hastalıktır.
6 numaranın mizacının genel tanımı sadık sorgulayıcı.
6 numaranın mizacının genel tanımı sadık sorgulayıcı.
Tanim: sonu -be ile biten isimlerdir.
Mesela habibe, tilbe gibi.
Dogmamis cocuguma isim ariyorum dostlar. Anket gibi oldu ama bi dusunun bakalim.
Mesela habibe, tilbe gibi.
Dogmamis cocuguma isim ariyorum dostlar. Anket gibi oldu ama bi dusunun bakalim.
An'i yakalamak derler, benim gordugum ise bir ani yakalamak durtusuyle bir sure zarfindaki tum anlari kacirmaktir.
Herkesin kendini yonettigi online bi oyun bu hayat. Ama cok da bot var amk.
mutlağa doğmak.
Bilakis tanrı en çok fakirlerle ve fakirlerdedir. çünkü hatırlanan da, hatırlayan da o'dur.
eskiden bu başlığa içini döken kişiler okunduğuna ve ciddiye alındığına emin olurdu. Şimdi bu iki madde sadece burada değil, hayatımızın genelinden kalktı. dinlemiyoruz ve ciddiye almıyoruz. narsistlikle eziklik arasında gidip geliyoruz. neyse hepinizin beynini sikiyim. öpüyorum gözlerinizden.
boş zamanı vardır. Boş zamanını entelektüel bilgisini artırarak dolduruyorsa ve öğrendikleri üzerine düşünüyorsa iyi bir insan, iyi bir arkadaş, iyi bir eş, iyi bir anne olabilir.
instagram kullanmayan erkek için de anne kısmı hariç diğer kısımlar geçerli.
itiraf edelim ki instagram çok vakit alan hastalıklı bir uygulamadır.
instagram kullanmayan erkek için de anne kısmı hariç diğer kısımlar geçerli.
itiraf edelim ki instagram çok vakit alan hastalıklı bir uygulamadır.
Şair
Şair şiirin kalemidir ancak,
sahibi değil.
Felek şiire malzemedir ancak,
anlatılan değil,
anlatmaya yarayan.
-anlatamamaya-
Şair feleğe yazgılı, istese de,
istemese de.
-Sanırlar ki bu seçiştir.
Acı çeker, ama ne acı.
Acılarını yazdığını zanneder şair,
hepten kopmasın diye madde ile bağı.
Oysa yazdıklarını anlayamaz şair,
işte acı olan da budur, budur işte öz acı.
-kendini kandırmak zorundalığı,
mutlak çaresizlik hali, işte
açıkça söylüyorum,
olanı-
Oysa -yalnız- bir kelime olarak,
karşılamaz şairin yalnızlığını.
Severler şairi, öperler, iyi şeylerle överler.
Elinden tutarlar, dizlerinde uyuturlar,
takdir ederler.
Gösterirler de açıkça
güzel yere konumlandırdıklarını.
Derin addeder, önemser şairi toplum,
yani,
kalabalık eder.
işte bu yüzden -yalnız- bir kelime olarak ,hiç bir zamanda,
karşılayamaz şairin yalnızlığını.
-yalnız-
Umarsız kelimedir. Anlaşılmaya hasret, ki
bile bile bu imkansızdır.
Şairin yalnızlığı ve,
yalnızın şairliği
bundandır.
Bir seçim değildir şairin şairliği,
-sanılır ki seçiştir-
Bir buhranlı gece yerine geçse,
herhangi kişi,
-anlar-
-anlatılamazı-
korkudan kalbi çatlar,
ömrü kabusa evrilir,
uykular ağır,
rüyaları kaskatı.
Şair talimlidir oysa korkuya, kalbi çatlamış, çoktandır.
Yarılmış.
Parçalanmış.
Milyarlarca parçadır şiircinin kalbi,
bu yüzden,
milyarlarca parçayla birlikte korkar şair,
işte tam da bu yüzden,
-acı- bir kelime olarak karşılamaz
şairin acıdığını.
Söylemeye,
milyarlarca -acılar- ı toplamak gerekti.
Şair de, kopmasın diye hepten madde ile bağı,
-sandı ki bu bir seçişti.
Eskilere bakar, karıştırır da,
bütününü,
kıtasını,
satırını,
cümlesini,
kelimesini,
hecesini,
harfini,
virgülünü ve
noktasını.
Sonum kötü der durur şair,
lanetlen miyim? diye sorar sorar,
durur şair.
Arandı,
günah günah,
nerede, ne zaman diye
tarandı geçmiş.
-sandığından ki bu bir seçiş.
Ya sabır,
ya sabır,
başı imame,
adımları boncuk,
gitmek için değil,
çekmek için,
ya sabır,
ya sabır.
Şair tespih.
Baktı virgüle,
gördü noktası.
Şair değil, kalem olması.
Seçiş değil, alın yazısı.
Selam.
Dervişim.
Selam dervişin,
meczup hırkası.
Şair şiirin kalemidir ancak,
sahibi değil.
Felek şiire malzemedir ancak,
anlatılan değil,
anlatmaya yarayan.
-anlatamamaya-
Şair feleğe yazgılı, istese de,
istemese de.
-Sanırlar ki bu seçiştir.
Acı çeker, ama ne acı.
Acılarını yazdığını zanneder şair,
hepten kopmasın diye madde ile bağı.
Oysa yazdıklarını anlayamaz şair,
işte acı olan da budur, budur işte öz acı.
-kendini kandırmak zorundalığı,
mutlak çaresizlik hali, işte
açıkça söylüyorum,
olanı-
Oysa -yalnız- bir kelime olarak,
karşılamaz şairin yalnızlığını.
Severler şairi, öperler, iyi şeylerle överler.
Elinden tutarlar, dizlerinde uyuturlar,
takdir ederler.
Gösterirler de açıkça
güzel yere konumlandırdıklarını.
Derin addeder, önemser şairi toplum,
yani,
kalabalık eder.
işte bu yüzden -yalnız- bir kelime olarak ,hiç bir zamanda,
karşılayamaz şairin yalnızlığını.
-yalnız-
Umarsız kelimedir. Anlaşılmaya hasret, ki
bile bile bu imkansızdır.
Şairin yalnızlığı ve,
yalnızın şairliği
bundandır.
Bir seçim değildir şairin şairliği,
-sanılır ki seçiştir-
Bir buhranlı gece yerine geçse,
herhangi kişi,
-anlar-
-anlatılamazı-
korkudan kalbi çatlar,
ömrü kabusa evrilir,
uykular ağır,
rüyaları kaskatı.
Şair talimlidir oysa korkuya, kalbi çatlamış, çoktandır.
Yarılmış.
Parçalanmış.
Milyarlarca parçadır şiircinin kalbi,
bu yüzden,
milyarlarca parçayla birlikte korkar şair,
işte tam da bu yüzden,
-acı- bir kelime olarak karşılamaz
şairin acıdığını.
Söylemeye,
milyarlarca -acılar- ı toplamak gerekti.
Şair de, kopmasın diye hepten madde ile bağı,
-sandı ki bu bir seçişti.
Eskilere bakar, karıştırır da,
bütününü,
kıtasını,
satırını,
cümlesini,
kelimesini,
hecesini,
harfini,
virgülünü ve
noktasını.
Sonum kötü der durur şair,
lanetlen miyim? diye sorar sorar,
durur şair.
Arandı,
günah günah,
nerede, ne zaman diye
tarandı geçmiş.
-sandığından ki bu bir seçiş.
Ya sabır,
ya sabır,
başı imame,
adımları boncuk,
gitmek için değil,
çekmek için,
ya sabır,
ya sabır.
Şair tespih.
Baktı virgüle,
gördü noktası.
Şair değil, kalem olması.
Seçiş değil, alın yazısı.
Selam.
Dervişim.
Selam dervişin,
meczup hırkası.
velev ki bir süre sabreder ve içinde bulunduğun sıkıntılı durumun geçmesini beklersen, önceki hayatından çok daha aydınlık bir algı seviyesinde olacaksın. yine de sen bilirsin.
eşiği geçersen de toprağın bol olsun dostum.
eşiği geçersen de toprağın bol olsun dostum.
ya kendi görüşümüz sandığımız bile başkalarının görüşlerinin birleşimiyse.
uludağ sözlük mecrasında yıllar önce bilmediği şeyleri biliyorum gibi göstermek gayesinde olmayan bir çok sözlük yazarı dostumuz vardı.
biz onlardan feyz aldık. biz onlardan empati kurmayı, bir olayı iki tarafıyla düşünmeyi ve fenomenolojiyi öğrendik. yargılamadan eleştirmeyi, sağduyulu yaklaşımı. yaptığı yanlışı kişinin yüzüne vurmaktansa nasıl beraberce düzeltebileceğimizi öğrenmiştik.
şimdi bunu pek göremesem de, bence, diğer sözlüklerden daha özverili bir kitle uyanmaya hazır ve burada.
siz siz olun. bi başkası olmayın. sağ olun gençler.
biz onlardan feyz aldık. biz onlardan empati kurmayı, bir olayı iki tarafıyla düşünmeyi ve fenomenolojiyi öğrendik. yargılamadan eleştirmeyi, sağduyulu yaklaşımı. yaptığı yanlışı kişinin yüzüne vurmaktansa nasıl beraberce düzeltebileceğimizi öğrenmiştik.
şimdi bunu pek göremesem de, bence, diğer sözlüklerden daha özverili bir kitle uyanmaya hazır ve burada.
siz siz olun. bi başkası olmayın. sağ olun gençler.
eleştiri yaparken küfür illetinden kurtulabilecek ve kendini ait hissettiği topluluğu övmek için karşı tarafa küfür etmeyecek gençlerin hepsinin bu mecra da toplanmış olması.
bu sözlükte ki gençlerin kendini entelektüel olarak görmemesi, zira kendini entelektüel olarak gören diğer sözlük yazarı arkadaşların entelektüel olmamasından ötürü, bu sözlüğün daha gerçekçi olması.