bugün

entry'ler (96)

arrested development

'' HIMYM ve envailerini izleyen insan tipi ''yüzünden bitirilmiş i-na-nıl-maz dizi.Doktor olan Tobias'ın güneşlenen adamı ölü sanıp kalp masajı yapması hala güldürür.

the office

'Spooked' Dwight'ın her yıl Halloween'de ofise kesici aletler sokmaya çalıştığı kısımla güldürmüştür.Ama bu dizinin kanımca en çılgın kısmı şudur:

Dwight , powerpoint kullanarak 'yangın' la ilgili bir sunum yapmaış ama kimse onu dinlememiştir ve ofiste sahte bir yangın çıkarmıştır.Fakat gerçeği söyleyene kadar Stanley kalp krizi geçirmeye başlar ve yere düşer.Michael Scott'da Stanley'in yakasından tutar:

-Stanley!Stanley!Don't die Stanley!Barack is the president!You're black ,Stanley!

kevin malone

The Office'in en absurd karakteri.Depo'da çalışmak için başvurmuştur ama Michael onda bir ışık(!) gördüğü için onu muhasebeye almıştır.Oscar'ın gay olduğunu öğrendiğinde bir gülüşü vardır , izlemeyeni bile kopartır.

dwight schrute

Şüphesiz en çılgın dizi karakteri.The office belki Michael Scott olmadan gider ama Dwight olmadan asla.

michael scott

ilk izlediğinizde 'Tamam ya salak bi herif '' dediğiniz, sonralarında 'Egoist' diye devam ettiğiniz fakat arada çılgın ve süper-mantıklı tespitlerini görünce 'Lan dahi falan mı bu?' diye sizi afallatan,Office dizisinin en özlenesi karakteri.

ibrahim öztürk

Sanıldığının aksine kötü bir eğitim üyesi değildir.Derslerine giren biri olarak , aleviler için böyle şeyler diyecek bir hocaya hiç benzememekte.Sadece birtakım öğrenciler,belki de Zaman'da yazdığı için ya da bazen yönetimin yaptığı -az da olsa- iyi şeyleri vurguladığı için öğrenciler tarafından kasıtlı olarak 'yanlış anlaşılmak' istenen hoca olabilir.Onun dışında Marmara Üniversitesi ingilizce işletme'de ders verir.Dersleri zordur,çok iyi anlatır,bazen konudan ötürü ders sıkıcı geçse de sınıfın ritmini bir şekilde geri kazanır.Bir sorunu olduğunda öğrencinin gitmesi gereken ilk kişidir.

iz bırakan kitap cümleleri

''She is tolerable , but not handsome enough to tempt me.'' Mr.Darcy

Jane Austen - Pride and Prejudice

charles bingley

Herşeye tozpembe bakan ve aşkın en saf halini Jane'le yaşayan karakter.

istanbul a kendimi ispatlamaya geldim

Yanlış yere gelmiştir.

colin firth

Fitzwilliam Darcy'e hayat vermiş oyuncu.iyi ki var.

fitzwilliam darcy

insanın 'bir kitap karakteri' olarak kabul etmek istemediği kişi.Kişi diyorum, ben de kabul etme niyetinde değilim.insan gerçek olsun istiyor.Mecnun misali 'Ben seni bir saatte beklerim,bir ömür de'' diyesi geliyor.Jane Austen öyle süper bir profil çiziyor ki bu adam için, siz onun kötü halini de görmüş olsanız, ilk başta nefret de etseniz, sonrasında olaylarla adam bir anda vazgeçilmez oluyor, bir insanı iyiliğiyle-kötülüğüyle seviyorsunuz.

Dizi versiyonu kesinlikle ve kesinlikle tavsiye edilir.Colin Firth adeta döktürmüş, insanın başka bir filmde göresi gelmiyor,o haliyle kalsın istiyorsunuz.Fakat filmi inanılmaz yüzeyseldir.Önce kitap,sonra dizi.

fitzwilliam darcy

insanın 'bir kitap karakteri' olarak kabul etmek istemediği kişi.Kişi diyorum, ben de kabul etme niyetinde değilim.insan gerçek olsun istiyor.Mecnun misali 'Ben seni bir saatte beklerim,bir ömür de'' diyesi geliyor.Jane Austen öyle süper bir profil çiziyor ki bu adam için, siz onun kötü halini de görmüş olsanız, ilk başta nefret de etseniz, sonrasında olaylarla adam bir anda vazgeçilmez oluyor, bir insanı iyiliğiyle-kötülüğüyle seviyorsunuz.

Dizi versiyonu kesinlikle ve kesinlikle tavsiye edilir.Colin Firth adeta döktürmüş, insanın başka bir filmde göresi gelmiyor,o haliyle kalsın istiyorsunuz.Fakat filmi inanılmaz yüzeyseldir.Önce kitap,sonra dizi.

pride and prejudice

insanın ağzı kulağında okuyacağı bir Jane Austen romanı ve 1995 BBC uyarlaması bir dizidir aynı zamanda.Bir de 2005 yılında filmi çekilmiştir, ama dizi versiyonundan kesinlikle iyi değildir,hatta film kendi başına da iyi değildir.Filmde olaylar daha yüzeysel anlatılırken,dizide nerdeyse okuduğunuz her ayrıntıyı görebilirsiniz.

Ama tabiki'95 versiyonunda Mr.Darcy'i canlandıran Colin Firth'i unutmamak gerek çünkü kelimenin tam anlamıyla 'cuk' diye oturmuştur.Mesela ben genelde beğendiğim filmlerden sonra oyuncuların biyografilerine bakarım ama özellikle Colin Firth'e bakmıyorum.Onu Mr.Darcy olarak izledikten sonra gerçek hayatını okuyup ''3 çocuk babası,şurda yaşıyor, aslen buralı'' diye görmek istemiyorum,sinirlerim geriliyor.O hep Darcy olarak kalsın,Pemberley'de yaşasın,arada bir çılgınlık yapıp kıyafetleriyle göle atlasın falan istiyorsunuz.Hatta iyi özelliklerinin yanında o kibirini,gururunu,önyargısını artık daha ne kadar kötü özelliği varsa hepsini istiyorsunuz.

Ayrıca dönemin kabul ettiği değerler de gösterilir,hatta inceden inceye de eleştirilir,tümüyle bir aşk romanı değildir esasen.Ama sürekli ve sürekli ve sürekli..izleseniz de hala siz de ilk heyecanı bırakan nadir kitaplardan-dizi uyarlamasından biri.

çıngıraklı top

Burak Önal için izlediğim,öyle ahım şahım olmayan,büyük beklentilerle izlenmediği sürece hoş bir film.Final sahnesi fena olmuştur ama.

karizmatik yer isimleri

Rizeye bağlı olan 'Hemşin'

yazın gidilen ingillizce kursu

Yarınki final sınavından dolayı,şu an Marmara Üniversitesi-Yabancı Diller Okulu'na mensup herkesin aklından geçen seçenek.

ben orospu çocuğuyum demenin alternatif yolları

ben orospu çocuğuyum.

behzat ç

Fragmanı ne olursa olsun 'Ahmet Doğru'nun ölümüyle Behzat Ç. istanbul'a gelecek , ''Leyla ile Mecnun'' un içinde olacaktır.

Coming soon .

ben bu yazıyı sana yazdım

Sevgili Sen,
Çok görüşemedik senle, hani inanılmaz konuşan-görüşen iki kişi olmadık, belki toplasan görüştüğümüz saatleri 24 saat etmez.
Ama nerdeyse 1 yıl oldu görüşmeyeli, Allah'ın her günü aklımdasın.Bazen dua ediyorum şurda burda karşılaşırız diye.Oturduğun yerden geçtiğimde bir fena oluyorum.Gezdiğini düşündüğüm yerlerden geçince bir fena oluyorum.Ben ben değilim işte o zaman.Her şarkıyı sana yoruyorum bir şekilde.Seni hep rüyalarımda görürdüm , artık görmüyorum diye bilinçaltıma bile çemkirir oldum.

Aslında şuan bunları benim söylediğimi duysan eminim krize falan girerdin,oturduğun koltuktan düşerdin,ağzındaki çay duvara yayılmıştı falan.Çünkü ben engelledim aslında seni.Çok ters davrandım, sen sordun ben cevaplamadım.Aslında 'cevaplayamadım' , ama bunu anlamadın sanırım.

Normal, ben olsam ben de anlamam.Hastalıklı bir insanım ben,kabul ediyorum.

Bir keresinde hiç tanışmamışken(sima olarak biliyordum ama seni) tren'de karşılaşmıştık , üstünde siyah bir tişört vardı, saçların dağınıktı.her neyse aynı vagona binmiştik ama sen bir uçtaydın ben diğerinde . ikimizde duvara yaslanmıştık , o kadar kalabalıktan belli olmamıştı ama karşı karşıyaydık.

Ne zaman trene binsem aklıma gelir.

Bir keresinde , diyorum ya dua ediyorum karşılaşmak için diye, trene erken koşup 20 dk. önce gelene binmiştim.Tam trene binmişim ,gidiyoruz yavaş yavaş, seni gördüm, eğer erken gelmeseymişim kesin karşılaşırmışız! Atlamak aklıma gelmedi değil ama yapamazdım.

Belki de bu durum bir işaretti , benim için. Ama anlamak istemiyorum bu işareti, inan.

Gerçi artık yoksun , olmayacaksın anladım.Her şarkıyı sana yormak da çok zavallıca. Zaten beni bir kere bile düşündüğünü - ya da düşüneceğini - sanmam.

Bunları okuman dileğiyle!
Gerçi anlamayacaksın ama .. olsun.

Kırmızının Laneti.

the guitar man

özellikle son kısmı bir başka güzel olan şarkı.