bugün

entry'ler (15)

insanın içini ısıtan fotoğraflar

görsel

geceye bir gerçek bırak

görsel

yazarların söylemek istedikleri

Seneye görüşürüz.

iki milyarlık bilet

1986 yılında çekilmiş bir sinema filmi. Film uzun yıllar önce çekilmiş fakat ben az önce yeni rast geldim. Filmde Adile Naşit, Erol Günaydın, Ali Şen gibi usta isimler var. Hikayede bebekken terkedilmiş bir çocuğun evlatlık alınması, o çocuğa sonraları biletten para çıkması, bu büyük paradan dolayı yıllar sonra velayet çatışmasının yaşanmasını konu alıyor. Bana biraz Garip filmini de andırdı.

japonca

Yüz yirmi sekiz milyondan fazla insanın konuştuğu bir dil. Bir gün bu dili biraz incelemek istediğimde Romaji alfabesi ile biraz da olsa anlayabildiğimi farkettim lakin Japoncanın kendi alfabesi kesinlikle bana çok zor geliyor.

camp lazlo

Yıllar önce okuldan eve geldiğimde bazen formamı bile çıkarmadan izlediğim bir çizgi filmdi. izci fasulyeler'in bir üyesi olup bay Lumpus'u türlü saçmalıklarla sinirlendirmeyi çok isterdim.

makarna

1154 yılında Sicilya dolaylarında ortaya çıkan, italyanların hafif çiğ yemeyi tercihi ettiği, en sevdiğim yiyeceklerden biri. Geleneksel soslar ile tadı harika olur.
(bkz: olsa da yesek)

satürn

Çıplak gözle izlenebilen beş gezegenden biri olan gaz devi. Özellikle izlediğim -ve adını unuttuğum- bir belgesel, satürn dünyamıza çarpsaydı en son hayatta kalanın kimlerin olacağına dair beyin fırtınası yaptığı bir teorisi sayesinde bu gezegeni hep aklımda tutacak. Teoride denizin altında, denizaltı içine bulunan mürettebat en son ölen insanlar oluyordu. Yeryüzündeki insanlar bu gezegenin çekim gücünden, oluşturacağı basınçtan ve sebep olacağı ani mevsim bozuklukları ve ısı değişiminden dolayı hayatlarını kaybediyorlardı. Ayrıca teoriye göre Satürn'ün halkaları ilk önce tüm Asya'yı yok ediyordu ve gezegen tüm uyduları rotasından saptırarak dünyadaki tüm iletişimi yok ediyordu. Belgeseldeki teorileri tüm ayrıntısına kadar hatırlamıyorum ama hatırladığım bu teorileri düşünmek bile fazlasıyla korkunç.
edit: şimdi biraz hatırlar gibi oldum. Belgeselin ismi sanırım Felaket Senaryoları idi.

cc

2001 yılında, Amerika Texas'da bilim insanları tarafından klonlanmış ilk evcil kedi. Kahverengi tekir ve beyaz shorthair kedi cinsi ile klonlanan bu dişi kedi aynı dnayı paylaştığı Rainbow adlı bir başka kedi ile sadece genetiken aynıydı. Dış görünüş ve davranış bakımından ikisi de birbirinden farklıydı. Cc'nin sahibi Shirley Kraemer idi ve kopya koyun Dolly'den farklı olarak daha uzun yıllar yaşadı. Cc'nin ömrü 18 yıl oldu.

2000 yıllık pil

Arkeolog Wilhelm Konig tarafından keşfedilmiş, dış yüzeyi çömlekten oluşan, bağdat pili de denilen 2000 yıllık bir düzenek. Bu düzeneğin içi zift ile kaplanmış, bakırla sarılmış demir bir silindirden oluşuyor. Çömleğin içine asidik özellikte bir sıvı konulduğunda düşük seviyelerde elektrik üretilebiliyormuş. Bir yerden okuduğuma göre bu düzenek örnek alınarak aynı şekilde yapılmış farklı düzeneklerle bir ila iki volt arasında elektrik üretilebilmiş. Irak'ta bir dönem yaşanan savaş sırasında müzede saklanan orjinal düzenek kaybolmuş ve henüz bulunamamış.

sihirli ağaç

2004-2006 yılları arasında yayınlanmış, bir çok ödüle sahip, yedi bölümlük fantastik bir çocuk ve genç dizisi.
--spoiler--
Bir gün sihirli bir ağaca yıldırım düşer. Bu ağaç ile kalem, kızak, yemek dolabı gibi çeşitli eşyalar yapılır. Ağaç eşyalara dönüşse de sihrini kaybetmez ve bu eşyalar ülkenin her bir tarafına gönderilir. Bu eşyalara sahip olan çocuklar çeşitli tuhaf olaylara şahit olurlar. Kaleme sahip olan kısa saçlı bir çocuk kendi fotoğrafının üzerine bu kalem ile uzun saç çizer ve bir anda çocuk uzun saçlara sahip olur. Kızağa sahip bir başka çocuk ağacın sihri sayesinde kızak ile bir arabadan daha hızlı yol alabilir. Derslerinde başarısız olan bir öğrenci bu ağaçtan yapılmış bir yemek dolabına kitaplarını yerleştirir ve kitaplar dolaptan pasta olarak çıkar. Pastayı yiyen çocuk, kitaptaki bilgileri kolaylıkla öğrenmiş olur.
--spoiler--
Çocukken çok severek izlediğim bir diziydi. Yıllar geçmesine rağmen hala aklımda kalmış.

conni gordon

Adını guinnes rekorlar kitabı'na "dünyanın en üretken sanat öğretmeni" ve "dünyanın en hızlı ressamı" olarak yazdırmış, dört yıl önce aramızdan ayrılmış olan bir ressam. On altı milyondan fazla insana, yazdığı on sekiz kitap sayesinde çizim öğretmiş. Kitapları on yedi milyondan fazla satmış. Bir dakikadan az bir sürede yaptığı çizimleri kendisine en hızlı ressam ünvanı vermiş. Kendisini çizim için dört basamaklı yöntemi ile tanıdım. Bir gün bu yöntemini deneyerek çizim yeteneğimi test edeceğim.

kauai kuşu

1987 yılında adaya ticari amaçlar ile getirilen polinezya sıçanı, domuz ve sivrisinekler ve çeşitli faktörler yüzünden nesli tükenmiş, Hawaii adalarının güzel sesli bir kuş türüydü. Yok olduğu yıldan iki yıl önce güzel sesi David Baynton tarafından kaydedildi. O gün bu gündür de bir daha sesi duyulmadı ve görülmedi. Hüzünlü son ötüşünü dinlerken aslında yok olmadığını, sadece insanlara artık görünmediğini düşünmek istedim.

challenger

Belki gerçekleşmeyecek de olsa uzaya çıkma hayalimi tereddüte düşüren bir uzay mekiği. Görev hayatına 4 nisan 1983'de başlamış, üç yılda dünya dışına dokuz kez çıkabilmiş, onuncu girişiminde kalkışından yetmiş üç saniye sonra, 28 ocak 1986'da gökyüzünde infilak etmiştir. Son uçuşunda içindeki yedi mürettebat göz göre göre ölüme yollanmıştır. Kalkışından bir gün önce mühendisler havanın soğuk olmasından dolayı uçuşun iptal edilmesini isteseler de Nasa, mühendisleri dinlememiş, mekiğin uçuşuna onay vermişlerdir. Lakin uzay mekiğinin katı yakıt roketlerinde bir güvenlik aracı olan contalar soğuk havaya dayanamamış ve işlevini yerine getiremedikleri için yakıt sızdırarak patlamaya neden olmuşlardır. Bu uzay mekiğinin bu kadar ilgi çekmesinin nedeni uzaya bir öğretmen taşıyacak olmasıydı. Challenger yolculuğunda başarılı olabilseydi Christa Mcauliffe uzaya çıkmış ilk öğretmen olacaktı. Mcauliffe, bu uzay yolculuğu için binlerce başvuran öğretmen arasında seçilebildiği için belki de kendisini çok şanslı hissetmiştir. Ama bu başvuruda seçilememiş tüm öğretmenler Mcauliffe'den kesinlikle daha şanslılarmış...

hoş geldiniz

Birini karşılarken söylenen, fransızca telaffuzu (soyez la bienvenüe) çok hoşuma giden bir selamlama sözü. Fransızcada birçok kelimede olduğu gibi bu kelimeyi de söylerken tek kelime ile şiir okuyormuş gibi hissediyorum.