bugün

Benim için asfalt, otobüs lastiği kokusu eşliğinde, un çuvallarına dalarak sigara kahve yapmaktır.
en nefret ettiğim en sevdiğim yer.

ayrılıklardan nefret ederken kavuşmalara bayılıyorum.
Her türden insanı buralarda görmek mümkün. Bilhassa aşti için.
Ankara ankara ankara yolcu kalmasin pısssst pıssst.
duyguların en çok yoğunlaştığı yerdir.

kimileri için ayrılık kimileri için beraberlik kimileri için Hüzün kimileri için mutluluk yasatir.

ama bana her zaman Hüzün yaşatır.
Ayrılıkların ve kavuşmaların olduğu yerdir. Ne kadar tezat oysa ki.
Zamanın geçmek bilmediği yerlerdir.
türkiyedeki en güzel otobüs terminalleri ankara ve bursa'dadır.
(bkz: aşti)
ayrılıklara kavuşmalara şahitlik yapan yer.Diyarbakır için;

(bkz: dişti)
hangi şehirde yaşıyorsam okulumun karşısında lokalize olan yerdir. nerdeyse her öğle arası uğradım mekan olduğundan, nitekim yolculuk yapmak için gittiğimde de duygulanmama imkan olamamıştır.
adana ve istanbul haremdekiler şehre hiç yakışmamaktadır.

edit : antalya otobüs terminali havalimanını andırmaktadır mükemmeldir.
beklemekten sıkılan yolcuların geleni geçeni defile gibi izlediği, incelediği mekan.
soğuk esprilerde nirvana düzeyine ulaşmış bir sözlük yazarı arkadaşımın yaptığı işkence düzeyindeki espriye konu olan yerdir.

-Ali' nin sana selamı var
-Hangi Ali?
-Şehirler arası otobüs terminali.
bazen uzaklaşmadır evinden,ailenden,sevgilinden.. bazense bir kavuşma. seni sen yapan her şeye. yer yüzünde ki 2 yüzlü mekanlardan biridir.
-Sana alinin selamı var. cumlesinden sonra;
+Hangi ali? diyen keke verilen cevaptır.

(bkz: şehirler arası otobüs terminali)
(bkz: off kusucam)
(bkz: swh)
mutluluğun adresidir. yolculuğun başladığı ve bittiği mekandır, özgür olduğunuz yerdir; gerçekten doğal bir güzelliktir terminal değerlendirmesini bilene. esenler'de sabahlamak da dünyanın en güzel olaylarındandır.
elinde el arabalarıyla gezip bavul taşıyarak para koparmak isteyen tiplere de rastlanan mekan.
her türden insanları gözlemleyebileceğiniz mekanlardır. Bu açıdan harika bir sosyoloji tezidir. çünkü sadece gelenler ve gidenler yoktur o mekanda. bekleyenler, ordakilerden meşru ve gayrı meşru bir şekilde faydalananlarda vardır. Ve hepsi bir arada ilginç bir topluluk oluşturmaktadırlar.
kalınacak hiç bir yer yoksa uyumak ve barınmak için ideal yerlerden biridir.
ayrılıklar ile kavuşmaların ortak başkentidir; şehirler arası otobüs terminalleri. bir yerden bir yere yetişmeye ya da yetiştirilmeye çalışılan insanların, koşturdukları soğuk ve terkedilmiş mekanlardır. en yenisi bile her zaman eski görünümlüdür. her zaman çok fazla kullanılmış, her zaman çok fazla yıpratılmıştır.

otobüslerin ardından sallanan eller ise kalmanın verdiği ağırlığı savuşturmaya çalışır; tıpkı otobüs içindeki diğer elin gitmenin verdiği ağırlığı savuşturmaya çalıştığı gibi. ama ne sallanan el ne de nemlenen gözler, bu yaşanan ayrılığın acısını hafifletmeye yetmez.

dergi, gazete, pişmaniye, kuru incir, bisküvi, kutu meyvesuyu vb. şeylerin satıldığı dükkanlar; ne kadar da çok hikayeye tanık olmuşlardır. ne kadar da çok seyyah ile tanışmışlardır, zaman içinde seyahat eden.

birini daha sevdiklerinden ayırabilmek için şehirlerin isimlerini bağıranlara ne demeli... götüreceği kişiyi nereye ve kime götüreceğini bilmeden ne kadar da hevesli bağırıyor. bileti ankara'ya, antalya'ya, çanakkale'ya değil de cennette kesiyor sanki. ve giden herkesi mutlu ediyor gibi. oysa kimisini ailesinden, kimisini sevgilisinden, kimisini şehrinden ve arkadaşlarından, kimisini de kendisinden ayırıyor ya da kurtarıyor. kim bilir?

bir de dilencileri vardır otobüs terminallerinin; o köhne, kuytu binaların içerisinde çarpık hayatları ve düzen dahi denilemeyecek bir kısır döngünün içinde boğulmuş dilencileri. duaları ise; "allah kavuştursun" idir. kim olduğu önemli değil. otobüsün ardından el sallıyorsan muhtemelen tekrar görmek istediğin birisidir. ve allah'ın kavuşturması için sarf ettikleri temennileri karşılığında el açarlar.

ayrılık vakti geldikçe insanın içini bir ağırlık kaplar. her geçen saniye çok değerlidir. bir kez daha göreyim umuduyla bakarsın otobüstekine ya da terminaldekine. bir kez daha inersin otobüsten; bir kez daha fazla sarılmak için. veyahut eline, gönlünden kopan bir şeyi son dakikada verebilmek ve bir açıklama yapmamak için binersin otobüse...

en sonunda otobüs camına dayanmış bir alın. ve tüm hüznü kendisiyle birlikte götüren bir kalp.

terminaller her zaman hüzünlüdür, gitmeye dairdirler.

not: 4 aydır hiçbir yere gitmeyen zamanın seyyahından.
memleketine gidecekken ki terminal'de en mutlu olduğun, memleketinden dönecekken ki terminalde, en mutsuz olduğun yerdir.
uzak şehir hikayelerinin başlayıp bittiği yerlerdir.
gitmek mi zor kalmak mı sorusunu her defasında sorduran mekan.
gurbettekilerin en sevdigi yerlerdendir.

yatili okulda okurken bi arkadas vardi erzincanli, her yatili gibi cok ozlerdi ailesini. millet hafta sonu carsi izninde sinemaya maca felan giderken bu gider asti'de otobusleri izlerdi. hususen erzincan otobusleri favorisiydi. oyle bi bankin ustunde oturur izlerdi gelen giden otobusleri.

daha sonra etut saatlerinde millet odev yaparken bu hayali bir otobus sirketi felan kurdu, seferler duzenledi, devamli guncelledi hayali sirketini. mesela bayrmlarda otobus sayisi yolcuyu karsilamazdi o da cevre sirketlerden ek otobus felan bulur hayalinde onlara borclanir, tekrar oder, sonra yeni otobus felan alirdi. o zamanlar yeni cikan 303 v8 otobusler favorisiydi.

sonra yollarimiz ayrildi tabi. ben ondan soyle iyisinden ve irisinden bir otobus sirketi sahibi olmasini bekliyodum ki duyduguma gore hukuk okumus avukat felan olmus.

allah selamet versin cok iyi cocuktu.
her daim yüreğinden parça kopuyormuş hissi veren yerlerdir. o teminallerde geçen tüm acı tatlı hatıraları bir kerede hatırlatma sihrine sahiptirler.