bugün

nefes alınacak yerlerin mazot ve benzeri sanayi kokularıyla karışık olması, tatillerde gidilen köylerin kendi farklılığını göstermesi bunun en belirgin örneğidir. köydeki insanların şehire gelme merakı da ayrı bir merak konusudur.(geçim sıkıntısı durumunu es geçerek söylüyorum)
bu açıdan bakınca aynı zamanda ironik olandır. Doğana aykırı şeyler yapıp onlara isimler vererek kendini orada yaşamaya mecbur bırakıyorsun.
aslında kırsal yaşam insan hayatına daha uygundu fakat insanların kente göçü, sanayi devrimi, burjuvazinin gelişimi insanları şehirlere hapsetti.şehir hayatından başka hayat bilmeyen insanlar da artık başka bi yerde yaşamayı düşünemiyorlar bile.arada bazıları tası toprağı toplayıp egedeki köylere yerleşiyorlar ama tabi onlar da önce şehirlerde dünyalıklarını yapıp kendilerini garantiye alıyorlar.
doğrudur. şöyle bir yerde yaşayaydık ne güzel olurdu.

görsel
kime göre doğa neye göre doğa.

yeşillik , ormanlık bilmem ne yemin ederim en fazla 2 gün... dayanamıyorum. sonra şehrin o yorucu cazibesi çekiyor beni içine n'apayım.
modern toplum için söylenmediği bariz belli söylem. insanlar artık 2 kat merdiven çıkamıyorlar. her şey uzaktan kumandalı hala gelmiş durumda bu insanın doğasına aykırı bir durum olamaz. insanlar konforlarına düşkün yaratıklardır.
şehir hayatı insanın doğasına aykırıdır. 75 yıllık insan ömrü büyük şehirlerde 60 yaş aralığına düşmüştür. yenilen bütün gıdalar gdo lu ve insan sağlığına zararlı maddelerdir. trafik stresleri, işten işe koşuşturmalar, geçim derdi, ay sonunu nasıl getireceğim düşünceleri insanın ömrünü ister istemez kısaltıyor. bugün memleketlerinde yaşayan insanlar bizden daha sağlıklıdır. iki inek üç koyun alıp ahırına koyan kendi peynirini ve sütünü doğal yollardan üretiyor. bahçesine herhangi bir sebzesini ekip ihtiyaçlarını karşılayabiliyor. ne trafik görüyor, ne kira derdi yaşıyor. temiz hava içinde bol oksijenle yaşamını sürdüyor. metropol şehirlerde yaşayanlar ise kahır çekiyor.
her fırsatta kendimizi çayıra çimene yeşile atmamızla daha da bir anlamlanan, yerinde saptamadır. eğer allah gerçekten betonarme de yaşamamızı isteseydi, ağaçları yaratmazdı. çimento çiçeği filan olurdu.
o zaman ananı da al git denilesi aykırılık.
alerjik bünyeler için, geçerli olmayandır.
ot, çiçek poleni, tüylü hayvanlar alerjim var.
O yüzdendir ki hiçbirimizin psikolojisi düzgün değil. Hangi normal insan sözlükte saatlerce yazar ki. Doğal ortamda olsak doğanın tadını çıkarırdık. Sanal teknolojik aletlerle işimiz olmazdı.
bok var gibi neden kalkıp geldim dediğim mekanlardır. adam bu sefer haklı, uygun değil arkadaş. mağara neyime yetmiyor.