bugün

insanı çileden çıkartan tiplerdir.
helede bir arkadaş ortamında ilk defa karşılatığınız bir tipse bir çay kaşığı suda boğmak istersiniz.
kendilerini cool zanneden tiplerdir. ziyan kişilerdir.
siyah çerçeveli kemik gözlük takan ve gülmeyi bilmeyen kişilerdir.
boş "iç dünyalarını" kaplayan kalın bir kabuktur ciddiyetleri. kabuğun ardında bir o kadar naif, kırılgan ve ürkek bir "şey" gizlidir.
her an siyasete atılacaklarmış gibi bir bürokrat havası vardır üstlerinde.
yüzündeki gülme kasları doğuştan hasarlı olan insan.
bir de ciddiyetten hoşlandığınızı söylerseniz, ciddiyetten çatlayacak hale gelen kişilerdir. zannedersiniz ki, her dakika bilimsel bir buluş düşünüyor. bir havalar, bir kasılmalar. az sonra beyin ameliyatına girecek zannedersiniz. insanın bir karakteri, huyu suyu vardır, tamam da, bunu kendilerine zoraki ve abartılı yapıştıranlarda eğreti durur bu.
insanda kızma, boğma, dövme isteği uyandırmaması gereken "tip"lerdir. önyargıyla bakmamak gerekir. şöyle ki;
belki de hayatları boyunca sırtına ciddiyet vasfı zorla yüklenmiş kimseler olabilirler.
belki de küçücük yaşında kurallara uymaması halinde büyük cezalar almak zorunda kalmış olabilirler.
belki de karşılaştıkları sorunlarda kendilerini hep ağustos böceği olmakla-haksız yere-suçlayan insanlar vardır çevrelerinde. hiç bir başarıyı takdir etmesini bilmeyen. doyumsuz, aç.
belki de yaşadığı güzel-eğlenceli-mutlu anların kıymetini en çok bilen kişilerdir onlar.
belki de kafalarında oluşturdukları [(ciddiyet/rahatlık)=(sıkıntı/mutluluk)] orantısına körü körüne inanmışlardır.
belki de ellerindeki-içlerindeki küçük mutluluktan da almamak istemektelerdir.
belki de yalnız geçirdiği uzun senelerde kendi kendilerini lanetlemişlerdir.
belki de sevipte kontrolü elden bırakmamak amacıyla takındıkları bu ciddi tavır istemeyerek de olsa üzerlerine yapışmıştır.
belki de günden güne yozlaşan çevrelerinden kopmamak için ciddiyeti bir zırh haline getirmişlerdir. bu sayede hem yıllardır ait olduğu çevrenin içinde kalmayı başarabiliyor, hem de zarar görmüyordur.
belki de hep ulaşamayacakları hedeflerin peşinden koşa koşa yorulmuşlardır.
belki de sevipte kavuşamamamışlardır.
belki de hayat onaları fazla yıpratmıştır.
kim bilir...
(bkz: tim duncan)
yüzününün kırışmasından korkuyor olduklarını düşündüğüm tipler. *
her türk vesikalık resminde böyledir.
(bkz: üşüyoruz reis) *
(bkz: mesut yılmaz)
(bkz: hulki cevizoğlu)

24 saat jim carrey izletsek ortadoğuda yaşanan bir vahşetin görüntülerine bakıyormuş gibi tepki vereceğinden eminim.
bir nevi özendiğim insanlardır. bunun sebebi bu tip insanların bu kadar ağır başlılığın altında bir gram sıkılıyormuş gibi gözükmemesi. En bayıcı ortamda bile yüzündeki rahat, önemsemez tavır insanı biraz kızdırır. Siz olaylara yoğun tepkiler verirken bu kadar seriin kanlı tepki veren birisi elbette sinir eder; ancak bu tarz insanlarında bir sorunu çoğu yerde sosyolojik ilişkilerden kaçınmak olur, bu durumda içinde yaşadığımız yüz yıl itibarı ile bolca soruna yol açabilir.( iş vs )
sıkıcılıklarını ciddiyetle kamufle etmeye çalışırlar.
çoğu ortamda buzdolabı niyetine birkaç tane bulunur.
kendisini kontrol etmek, ya da etkileyici bir izlenim bırakmak için belki biraz falza kasan tiplerdir.
ama yapı ile ilgili bir durum da olabilir.
normal yüz ifadesi ciddiymiş gibi gelir ama halbuki sıradan bir zamanındadır.