bugün

+ ne okuyorsun ?
- Uluslarası ilişkiler.
+ bana bir ukraynalı bulsana be .
- ne okuyon evladım sen
+ işletme okuyorum teyzeciğim
- maşallah maşallah kaç senelik
+ 4 sene teyzeciğim
- aman iyi iyi bak benim torunda 2 senelik okudu takı tasarım mıdır nedir tam anlamadım bişeyler yapıyolarmış beraber çalışırsınız ilerde ( ne alakaysa amk)
+ çok güzel teyzeciğim iyimiş
- ne olacan sen ilerde bizim torunu kuyumcular mı ne işe alacakmış
+ (bu soruyu cevaplamaktan bıkmış biri olarak) işleticem teyzeciğim milleti telefondan falan nerden ekmek bulursak
- blue screen

bu diyalog aynen yaşanmıştır.
-ne okuyosun?
+deniz ulaştırma işletme mühendisliği
-o ne oluyor?
+gemi kaptanlığı amca
-bu vapurlar da mı çalışıyosunuz siz mezun olunca?
+yok amca uzakyol kaptanlığı
-ama 6 ay denizde olacaksın haaa
+EVET (HADi YAAA BiLMiYORDUM DiYESiM GELiYOR)
üniversite mi okuyorsun ?
1 numarada "okulu bitirince ne olacan sen" sorusu gelir. özellikle de tıp ya da hukuk gibi bir bölüm okumuyorsanız.
elektronik mühendisliği okuyordum. klişe olacak ama söylemeden de edemeyeceğim; puanım pek çok tıp fakültesine girmeye yetiyordu. ama tıpı 8 senede bile bitiremeyeceğimi düşündüğüm için mühendisliklere yöneldim. sonra ilk yaz memlekete döndüm. insanlar nerede okuyorsun diyolar, cevap veriyorum, "oooo çok iyiymiş" diyorlar falan. bayağı hoş bir duygu. sonra bir abimiz hangi bölümü okuyorsun dedi. elektronik mühendisliği dedim. yine olumlu tepkiler aldım falan ama bu abimiz pek de tatmin olmamış gibi görünüyordu. ve sonra o can alıcı soruyu sordu: "bitirince ne olacan?"

dikkatinizi çekerim, ne olacaksın değil, ne olacan. çünkü bu soruyu soran adam samimidir, içtendir. inceptionı izleyip anlamadığı zaman, hiç bi bok anlamadım amk der. bazıları gibi, "bence yönetmen bizim düşünmemizi, hayatın anlamını sorgulamamızı istemiş bu filmde" tarzında sırf anlamış gibi görünmek için yorum yapmaz misal. o olduğu gibidir. saklamaz, gizlemez. neyse konuya dönelim.

tabi bu abimiz böyle bir soru sorarak benim bütün topladığım takdirleri yerle bir etmişti. açıköğretim işletme okuyan adamdan farkım kalmamıştı resmen. ben karizmayı bozmamak adına hafif kibirli bir tonla güldüm ki odada bulunan diğer insanlar da kahkahayı bassınlar, benim okuduğum bölümü bilmeyen bu densiz şahsiyeti utandırsınlar. ama öyle olmadı, herkes alık alık bana bakıyordu. onlar da ciddi ciddi merak ediyorlardı bu sorunun cevabını ama sormaya cesaret edememişlerdi besbelli. çünkü dediğim gibi, onlar sırf anlıyormuş gibi görünmek için başkalarının yanında gazetenin ekonomi sayfalarını hatmeden, sonra da ekonomi ile alakadarmış hissi uyandırmak için manşetleri mırıldanırcasına sesli okuyan, bu sayede "görüyo musun, gazetenin ekonomi sayfalarını okuyorum, çok kültürlü bir adamım ben" mesajı veren tiplerdendi.

bu sessizlik beni cevap vermeye mahkum etmişti bir anda. ve o an şunu farkettim, bu sorunun cevabını ben de bilmiyordum. hassiktir, ne yapacaktım ulan? o kadar şişinip sonra da "bilmiyom ki, hihihi" demek olmazdı. çünkü ben de en nihayetinde yukarıda bahsettiğim kalıpta bir insandım. açık vermemek için soruyu savuşturmalıydım. "çok çeşitli yerlerde çalışabiliyoruz aslında. yani siemensin ar-gesinde* çalışanlar da var, kendi şirketini kuranlar da, gidip bir bankada yönetici pozisyonunda çalışan da var." şeklinde oldukça klişe, anlamını kendim de bilmediğim bir cevap verdim adama. mühim olan soruya cevap vermek değil, karizmayı çizdirmemekti çünkü.

diğerleri "haaa" şeklinde bir ses çıkardılar. ama abimiz tatmin olmamıştı. olmamalıydı da. ve bana kalp krizi geçirttirecek o soruyu soruverdi: "peki mesela bu bölümü okuduktan sonra cep telefonu, bilgisayar, televizyon falan tamir edebilecek misin?"

artık bu kadarı fazlaydı, dayanamayıp kahkahayı bastım. diğerleri de benden cesaret alarak güldüler. hatta içlerinden birisi "olur mu abi öyle şey, o kadar sene okul okuyan adam yapar mı o işi?" diye sordu. abimiz de halen aynı saflık ve içtenlikle "bilmem ki ben. bilmediğimden soruyorum zaten" dedi. gülüyordum ama moralim çok bozuktu. harbiden lan, dedim kendi kendime. ne olacam ben bu okulu bitirince. ya da ben ne olmak istiyorum?

sonra o kıvılcımla başlayan yangın büyüdü içimde. ne olacağıma, ne yapacağıma dair belirsizlikleri aydınlatabilmek için araştırdım, staj yaptım, mezun insanlarla görüştüm ve fark ettim ki bu bölümü bitirdiğim zaman istediğim işi yapamayacaktım ben. çok geçmeden okulu bıraktım, tekrar hazırlandım. çocukluktan beri hayalim olan siyaset bilimine yerleştim.

artık eskisi gibi olumlu tepkiler almıyorum pek. okuduğum okulu duyunca "vauuv" diyorlar ama biliyorum ki uzun sürmeyecek. ardından hangi bölüm diye soracaklar ve söylediğimde o acımaklı bakışı atacaklar bana. biliyorum. hatta evveliyatımı bilenler, keşke elektroniği bitirseydin diyecekler. her gün yaşıyorum bunu çünkü. özellikle de memleketime gittiğim zamanlar.

geçenlerde de bir akrabamı ziyaret ettim, konu döndü dolaştı benim bölümüme geldi ve ben siyaset dedim. karşımdaki adam dedi ki "ben siyasetten anlarım. geçmişimiz vardır yani". kendisini az çok tanıdığım için hafif de bir tebessümle "doğrudur abi" dedim sadece. halbuki adamın siyassetten anlıyorum dediği, bir partinin ilçe teşkilatında çay dağıtmaktan öteye gitmezdi.

sonra şu soruyu sordu: "ee hangi partiden girmeyi düşünüyorsun peki?"
"anlayamadım abi?"
"okulu bitirince diyorum, hangi partiden atılacaksın siyasete? hani siyaset okuyorsun ya?"

"ben bağımsızdan girmeyi düşünüyorum abi. öyle daha hızlı yükseliniyormuş"
Kaç ders kaldı? Hele kalan ders çok ve okul kredi limitinden dolayı 2 sene uzayacaksa şu soru sorulur. Çok çalışırsan 1 yılda biter mi?
(bkz: Dört yıllık mı okuyorsun)
+ bölüm ne evladım senin
- radyo tv teyzecim
+ iyi iyi açarsın bi dükkan bakarsın işine gücüne
- ?!!11!!??!
+ televizyon tamirciliğinde iyi para var evladım, bizim falancanın feşmancadan biliyorum da cart da curt.............
-ne okuyodun sen yeğen?
+işletme
-heee sende işsiz kalacaksın yani
+...
Okudugun bölümü söyledikten sonra, Bitirince ne iş yapcan yani? Sorusu.
senin ortalama kaç?
4 yillik mi? teyzeler amcalar sorar bunu yapacak bisey yok.
iki ana soru vardır. birincisi "dört yıllık mı" sorusudur. ikincisi "ne oluyo yani o bölüm" sorsudur. ama bu amına koduğumun sorularından kendimi bildim bileli mizah türetiliyor. hatta türetilmiyor, sürekli aynı şakalar yapılıyor. ille sallandıralım mı bir iki tanenizi taksimde?
ooo kaptan mı olacan?

bir denizcilik işletmeleri yönetimi öğrencisi olarak sık sık duymaktayım. deniz varsa kaptan oluyosun, başka şansın yok.
+ Abi sen ne okuyodun ya hehe?
- Siyaset bilimi
+ ooooo milletvekili başbakan falan olcan yani?
- he amına koyim. Hatta büyük iskender gibi makedonya'dan hindistan'a uzanacak olan yeni bir imparatorluk kurucam.
kıl sayılır mı bilmiyorum ama arkadaşımın babasından gelsin.**

arkadaşım: baba ben radyo televizyon sinemayı kazandım.
babası: sen zaten televizyon tamir etmeyi biliyosun. niye heba ediceksin 4 seneni.
+ ne okuyorsun ?
- iktisatta okuyorum.
+ bu sene parayı neye yatıralım ?
4 üncü senende alıştınmı sorusu fark etmez kimden geldiği.
+hangi bölüm?
-psikoloji.
+ilk hastan benim tamam mı? ehehe.

+hangi bölüm?
-psikoloji.
+haa freud falan anlatıyolar size hep di mi?
+Bölüm ne?
-Heykel
+Hımm, heykelde para var mı?
-Yok
+O zaman niye heykel okuyorsun?
-Sana ne! Aç gezsem de yetenek benim, sende o da yok onu napcaz?
ne olacaksın bitirince?
+arap ordusuna atlı olcam.
+okuyomusun
-evet iktisat okuyorum
+bitince ne olcan
-ya abi muhasebeci, bankacı, maliyeci, vergi denetmeni, uzman yardımısı, hatta götü sıkarsan kaymakam bile olabiliyorsun
+hımmm

sonuç;

bi bok olamadım daha.
bitirince ne olcan?

anında tesir eden, kanser eden sorudur.
+Ne okuyorsun evladım ?
-Beyin cerrahisi amca.
+Benimde biraz boğazlarım ağrıyor evladım bi baksana ?
-Tamam amca aaa de bakıyımm..
+ne okuyorsun?
-bilgisayar mühendisliği abi
+4 yıllık mı?
- O.o
güncel Önemli Başlıklar