bugün

işçilere yaptıkları işin bedeli olarak ödene paradır. Kısaca, emeğin bedelidir.
bir üretim faaliyetine, üretim faktörü olarak katılan emeğin, yaratılan üründen aldığı paydır.
işverene tabii ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile ifade edilen menfaatlerdir.
ankara ilinin Polatlı ilçesine bağlı bir köy.

ilçenin tüm köyleri için:

(bkz: Polatlı)
Geniş anlamıyla, bir kişinin çalışması karşılığında kendisine para ya da mal cinsinden yapılan ödemedir. Bu tanım içine, işçilere ve memurlara yapılan ödemelerin yanı sıra serbest meslek sahiplerinin kazançları da girer. Dar anlamıyla ücret ise, işçilere gördükleri iş karşılığında yapılan ödeme ya da işçinin emeğinin fiyatı olarak tanımlanır ve genellikle bu anlamda kullanılır. Memurlara aydan aya yapılan ödemelere ise aylık ya da maaş denir.
Ücretler genellikle para olarak ödenir. Tüm kesintiler çıktıktan sonra işçinin eline geçen ücrete "çıplak ücret" denir. Ama verilen öğlen yemekleri, lojman ya da işçinin işe gidiş gelişini sağlamak üzere konan servisler gibi parasal olmayan ödemeler de ücret kapsamı içinde değerlendirilebilir. işçiye yapılan parasal ya da parasal olmayan ödemelerin ve ücretli izin, emeklilik hakları gibi sosyal haklann tümü "giydirilmiş ücret" olarak adlandırılır.
Belirli bir ücret ödeyerek çalıştırılan kişiler çok eski dönemlerden beri var olmuştur. Ama ücretle geçinen işçilerin toplum içinde önemli bir sayıya ulaşması sanayinin gelişimi ile başladı. Sanayi Devrimi'nden sonra hızla çoğalan işçi sayısı ücretin toplumsal yaşam ve ekonomideki etkisini artırdı {bak. ÇALIŞMA VE iŞGÜCÜ). Günümüzde, özellikle sanayileşmiş ülkelerde nüfusun önemli bir bölümünü oluşturan işçilerin aldıkları ücret, gerek geniş bir halk kesiminin refahı, gerek ekonominin gidişi üzerinde önemli bir etkendir.
Ücretler çalışma süresine ya da verimliliğe göre belirlenebilir. Çalışma süresine, yani zamana göre belirlenen ücret saatlik, günlük, haftalık ya da aylık olabilir. Saptanan süre dışında fazla çalışma (mesai) ücreti ayrıca ödenir. Verime göre uygulanan ücret ise daha çok "parça başına ücret" biçiminde olur. Parça başına ücret, işçinin ürettiği mal miktarına göre belirlenir. Bu yöntem işçiyi daha fazla üretmeye zorlar. Ücretin belirlenmesinde bazen karma bir yöntem de kullanılabilir. Buna göre, önce işçinin belirli bir süre çalışmasının karşılığı olan ücret belirlenir. Eğer işçi bu süre içinde saptanan miktardan daha fazla üretim yaparsa, fazla ürettiği parça başına ek ücret ödenir. Ücret hangi yöntemle saptanırsa saptansın, işçiye en kısa sürede ödeme yapmak zorunludur. Türkiye'de ücretin en geç bir ay içinde ödenmesi gerekir. Yapılan toplu iş ya da hizmet sözleşmeleriyle bu süre bir haftaya kadar indirilebilir.
Ücretler artık yalnızca çalışılan zamanın karşılığı olmaktan çıkmıştır. Sanayi Devrimi' nin başlarında düşük ücretlerle uzun saatler boyunca çalıştırılan işçiler, sendikalarda örgütlenerek ekonomik mücadeleye giriştikten sonra, yalnızca çalıştıkları günler için ücret alma uygulaması da son buldu. Günümüzde hafta ve bayram tatilleri, yıllık ücretli izinler, evlenme ve ölüm yardımları gibi ek ödemelerle ücret, çalışılan zamanın karşılığı değil, işçinin insanca yaşamasını sağlaması gereken gelir olarak düşünülmektedir.
insanın, uygun koşullarda yaşamak gibi yalnızca insan olmaktan doğan bazı haklarının bulunduğu düşüncesinin gelişimi ile birlikte, işçiye ödenebilecek en az ücretin belirlenmesine de başlandı. işçilere, asgari ücret denen ve genellikle hükümet tarafından ya da toplusözleşmelerle saptanan bu ücretten daha düşük ücret verilemez. Asgari ücret uygulaması ilk kez 19. yüzyılın sonunda başladı ve 20. yüzyılda sanayileşmiş ya da sanayileşmekte olan birçok ülkede yaygınlaştı. Gelişmiş ülkelerde, asgari ücret genellikle sendikalar ile işverenler arasında yapılan toplusözleşmelerle belirlenirken, sendikal örgütlenmenin henüz yeterince güçlenmediği azgelişmiş ülkelerde hükümetlerce saptanır. Asgari ücretin saptanmasında ülkenin toplumsal koşulları, gelişme hızı, genel ücret düzeyi, fiyat artışları ve geçinme endeksleri gibi ölçütler temel alınır.
Türkiye'de ülke çapında asgari ücret uygulaması 1968'de başlatıldı. Asgari ücreti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gözetiminde, hükümet, işçi ve işveren temsilcilerinin katılmasıyla toplanan Asgari Ücret Tespit Komisyonu saptar. Bakanlığın çağrısı üzerine toplanan Asgari Ücret Tespit Komisyo-
nu en geç iki yılda bir asgari ücreti yeniden belirler.
Türkiye'de ücretler iş Kanunu ile yasal güvence altına alınmıştır. "Eşit işe eşit ücret" ilkesini kabul eden iş Kanunu'na göre aynı işi yapan işçilere, kadın ya da erkek olmalarına, yani cinsiyetlerine göre farklı ücret uygulanamaz. iş Kanunu'nda ücretlere ilişkin düzenlemeler arasında işçi ücretlerinin dörtte birinden fazlasının haczedilemeyeceği ve yasayla ya da toplusözleşmelerle belirlenen nedenler dışında işverenin işçiye ücret kesme cezası veremeyeceği hükümleri de yer alır.

Kaynak:1 Cilt 18.
nominal-reel olmak üzere iki farklı yönü vardır. işverenler nominal ücret ile ilgilenirken reel yönü ise çalışanları ilgilendirir. reel ücret çalışanın hayat standardı ve yaşam kalitesini belirlerken nominal ücret paranın satın alma gücünü gözardı eder.
hizmet karşılığı verilen para ya da emsal şeylerdir. önceden belirlenir, dilenirse miktarı yükseltilip alçaltılabilir.