bugün

her an işten atılma korkusuyla çalışmak sanırım.
devlette çalışmanın kolaylığı ile kıyaslandığında delirtecek zorluklardır.
hem özel hem devlet sektöründe çalışan biri olarak şunu söylemeden geçemeyeceğim.. tamam özel sektörde çalılmak çok zordur patronum yılbaşında eğlenirken ben şantiyede sabahlamışımdır aptal insanların minik çıkar hesaplarıyla uğraşmışımdır... ama devlette de aynı paraya sayıp duruyoruz be kardeşim senede %12 zam alıyorum (ibb deyim) geçinmek zor çok zor devletteyken... kalkınmanın tek yolu özel sektördedir...

(bkz: çocuk yüzünden sözlüğe konsantre olamamak)
her an saçma sapan bir sebeple işsiz kalabilmek.
(bkz: kendimden biliyorum)
bok gibi kazanılan paranın harca harca bitmemesi. devlet memuru kafasında, sabah 9'da geleyim akşam 6'da çıkayım zihniyetindeki vasıfsız elemanlar için anlaşılması güç bir zorluktur ancak.
her sene ''ne olacağım ben'' korkusuyla yaşamak ve yaşlanmak.
pazar öğleden sonra iş yerine çağırılabilirsiniz.
ilk başta hevesle başlarsın herşeyi dört dörtlük yapayım diye kendini hırpalarsın ama bir süre sonra sıkılırsın. çünkü emeğinin karşılığı aldığın ücrete yansımaz ve birşeyi ne kadar iyi yaparsan karşıdan o kadar kolay göründüğü için işin küçümsenir. senden daha fazlası beklenir. işinden soğursun. çaktırmadan yeni iş ararsın. ama bunu patrona asla anlatamazsın. Anlamaz...
sorumluluklarınız nettir. bir aksilik durumunda kamudaki gibi yılan hikayesine dönüp 50 kişilik bir hata gurubu değil, tek başınıza olursunuz.
ücret ödemeden mesaiye kaldıran şirketler.
(bkz: bi ayağı çukurda yaşamak)
her an kapının yolunun gösterilebiliceğine hazırlıklı olmak.