bugün

sağlıksız bir yuva kurulmuş, internetten tanışıp evlenmişler. baba tam bir orospu çocuğu götüne yağlı kazık sokup çıkarmayacaksın böylelerinin. ama evlilik de boru bir müessese değil tam tanımadan etmeden evlenilmez öyle.
çok müslüman ve ahlaklı ülkemin ensest gerçeğini gözümüze sokan haberdir.

sonra vay efendim bizde olmaz öyle şeyler diye ahkam kesiliyor. al lan işte, gerçek gözünün önünde. 9 yaşında çocuğun evlenmesine icazet verenlerin peşinden gidenlerden her türlü pislik beklenmez mi?
böyle herifleri hadım edeceksin sonra böyle cezaları destekleyince suçlu oluyoruz !
ve de ! mesele müslümanlık değildir. müslümanlara da çamur atmayın bazıları yine pay çıkarmış aradan , insanın sapıklığı iğrençliği dinle alakalı değildir !
bu tür durumlarda belli bir kanaat bildirmeden önce, olayla ilgili tüm tarafları dinlemenin, şüphesiz büyük bir önemi ve hayati bir değeri vardır.

anlatılanlar doğru değildir ya da birer hayal ürünüdür demek mümkün değil elbet ancak, olanları umursamamakla suçlanan mahkeme heyetinin, bu değerlendirmeleri etraflıca yapmış olduğunu da düşünmekteyim doğrusu. sonuçta, insanların bulundukları mevkinin ve maddi güçlerinin de belli bir yaptırım sınırı vardır ve ben, ebeveynlerin çocuklarına yönelik gerçekleştirdikleri kanıtlanmış sapıklık boyutundaki cinsel tacizlerini mazur ve makul görecek bir mahkeme heyeti düşünemiyorum doğrusu.

kadınların hissetme yetenekleri erkeklere göre daha kuvvetlidir, evet! ama bu durumları, onları çoğu kez de yanılgıya, gerçek dışı düşünce ve abartılı tespitlere iter. annelik içgüdüsü, kız ya da erkek olsun fark etmeksizin çocuklarına yönelen her yaklaşımı şüpheyle karşılayıp onları dış etmenlere karşı sözlü ya da fiziki defans oluşturmaya iter. çoğu kez gerekli ama kimi zaman da gereksiz ve anlamsızca. hatta bazen bu durum, gerçekleşmeyen, sadece havsalada kurgulanan olayların gerçekleşmiş gibi algılanmasına yani halüsinasyonlara kadar varır.

dolayısı ile tüm anlatılanlar;

iki kadının karşılıklı oturup her iki evliliğinden de birer çocuğu olan ve belki de bu çocuklarının öz kardeşler gibi birbirlerine yakın, sıcak ilişkiler içerisinde büyümelerini hedefleyen bir baba ve özellikle de henüz ergenlik dönemini yaşamakta olan, belki de akranı her erkek çocuğu gibi cinsellik konusundaki meraklarını gidermeyi hedefleyen bir erkek çocuğunu, adeta birer cinsel sapık yerine koyup bire-bin ekleyerek yerden yere vurmalarından ibaret de olabilir.

- yalancı çoban hikayesi'ni hatırlar mısınız? bilmem.

reyting uğruna sığlaşmada sınır tanımadığı herkesçe bilinen ayşe arman'ın, şahsi gazetecilik etiğine pek de yakışır bir üsluptur bu. sözde zavallı kadına içtenlikle sarılarak güya onu teselli ederken, fotoğraflarda kamera objektiflerine poz vermeyi de ihmal etmeyen ayşe arman'dan söz ediyorum ben.

- hani! konumuz 'erkekleri yergi' olunca ajitasyon ustası kesilen ayşe arman'dan.
bu tip insanları doğrayasım geliyor.. böyle insanlar yaşamamalı..
erkekler zan altında kalmak istemiyorlarsa kadınlar kendilerine ve çocuklarına hatta bebeklerine bu iğrençliklerin yapılmasını istemiyorlarsa o kadının başına o küçük kızın başına geleni kendi başımıza gelmiş gibi bu davayı savunmak, bu insanları yalnız bırakmamak gerekir. Bu iğrençliğe karşı çıkmak insanlık görevidir.
böyle insanlar için ülkenin dört bir yanında bunlara eziyet edecek insanlar, gönüllüler toplayacaksın. sonra bunları bir yere kapatıp, onlara işkence etmek isteyenlere bırakacaksın. artık onları s*kerler mi yoksa g*tünden kan mı alırlar onların işi olacak.