bugün
- uludağ sözlüğün bitmiş olması19
- cumaya gidenlerin çok azalması16
- anın görüntüsü13
- sözlük kızlarını kategorize eden utanmazlar13
- sözlüğün en götü güzel kızı15
- özgür özel10
- club'a gidiyor musun diyen erkek8
- güne bir şarkı bırak13
- türkiye de 120000 atatürk heykeli olması10
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- karınıza kaşarlı poğaça yapar mısınız12
- 1 mayıs9
- kocamsunun hazırladığı sürpriz14
- insana kendini kötü hissettiren şeyler18
- mustafa sandal'ın 1 mayıs paylaşımı8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler12
- japonyada düşen insana yardım edenler12
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge42
- bik bik'in balona binmesi10
- hamas bir terör örgütüdür24
- tilki ailesi9
- oksijensizsu13
- sabah aç karnına içilen bira13
- sel felaketinin nedeni cehapedir9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim24
- düşün ki o bunu okuyor12
- sözlük erkeğinden damat olmaz30
- temizlik hastası eşle sevişme öncesi diyaloglar14
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı26
- çabuk vazgeçen insan10
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız8
- fatih terim'in yuhalanması16
- ayça tilki10
- icardi190519
- memesi küçük olmak14
- adolf hitler9
- ben bu davanın savcısıyım8
- ideal duş alma sıklığı8
- sözlük kızından gelin olmaz23
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip11
- crop giyen erkek11
- vatandaşlık farkı alan otel15
- nazar değdi sözlük12
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız23
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim14
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız11
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
neden öss? çünkü olay 2006 yılında geçiyor. neyse:
öss... sinir, stres, kaygı, ter, gelecek, para gibi unsurlarla bezenmiş bir sistem. yıllar içinde adı defalarca değişecekti lakin ilkelliği baki kalacaktı(r). o dönemler sınavlara yiyecek içecek serbestti. tuvalet serbest(galiba 1 kereye mahsustu), kolda saat, cepte okunmuş pirinçler, şeker, çikolata, meyve suyu hatta ve hatta kola bile bulundurmak. kokmadığı sürece, (neredeyse) yarım ekmek dönerle sınavlara girilecek zamanlardı. haddinden fazla etsiz çiğ köfte/lahmacun delisi olan yeni neslin o zamanlarda olduğunu düşünemiyorum. bu arada, ne genişlikmiş be. ne kopyalar döndü kim bilir. en azından bugünkü gibi göstere göstere yapılmıyordu. tabi bu övünülecek bir şey ise. ilgilisine : (bkz: 2 mayıs 1999 öss sorularının çalınması)
sınav binası önünde gergin bekleyiş. veliler ayrı stres. ben yalnızdım. zaten gergin bir bünyeyim; gelmeyin dedim. öğrencilerin ellerinde poşetler. yukarda anlattığım nevaleler donatılmış. sanırsın pikniğe gidiliyor. girdik sınıflara. takıntılıyımdır(sonra geçti). önümde, sağımda, solumda, arkamda; sırayı, ayağı sallayan; sırada oynaklık, gereksiz ses çıkaran(burun çekmek)lara uyuzumdur. temennim o dur ki, sıra sallanmasın; etrafım cins ile dolmasın. sırama oturunca sınıfla ilgili ilk izlenimimde pek bir sıkıntı görmedim. lakin önümdeki çıtı pıtı ve küçük bir ilde olmama rağmen daha önce görmedğim bir kız kutu kola ile sınava gelmiş. hem gerginliğim gençsin hem de sınavdan bir iş çıkmazsa(ki pek umut yoktu) belki başka yollara saparım diye kıza laf attım:
- o kola okunmuş mu?
elbette hayır, ne alaka, nereden çıktı bu soru, sana ne gibi cevaplar bekliyordum. üff sana ne be salak daha meşhur değildi. ama:
- evet, anneannem okudu. nereden anladın?
arkama yaslanıp cool bir hal takınıp özgüvenimi tavan yaptırmayı bilmem. zaten o anda öyle bir şey yapılmalı mıydı, onu da bilmem. bende bir şaşkınlık ve "hassiktir nasıl yani" hali. üniversitedeki vize-final-bütünleme sınavları öncesi duyacağım soruyu sordu:
- sınava çalıştın mı? hazır mısın?
"yemem bu ucuz psikolojik harp numaralarını. aklı sıra beni avlayacak" diye düşünemedim. öyle laflar ve taktikler bilmem. safımdır.
- evet
sınavda kolası olan idealist kız:
- ben pek hazırlanmadım. bu yıl olmaz zaten. hukuk düşünüyorum. seneye bir daha gireceğim.
başarılar diledik birbirimize. kıza başka soru soramadım. zaten utangaçlık üst seviyede. yırtık olmam için üniversiteye gitmem gerekmiş. sınav başladı. kola içen, pirinç yutan, şeker yiyen, sonradan sonuçlarla birlikte eve posta ile gelecek ayvayı yiyenler ile sınav bitti.
(bkz: bu da böyle bir anımdır)
not: o kızın sonradan kim olduğunu öğrendim. gerçekten de ilk yıl tercih yapmadı. sonradan aühf'e gitti. avukat oldu. hakimliğe hazırlanıyor.
ben ise o yıl kazandığım okulu 1 yıl okuyup bıraktım. sonra başka bir 4 yıllık fakültede öğrencilik işiyle haşır neşir oldum.
toplumun pek bir entelektüel görüşüne göre, " bir halt" olamadım.
öss... sinir, stres, kaygı, ter, gelecek, para gibi unsurlarla bezenmiş bir sistem. yıllar içinde adı defalarca değişecekti lakin ilkelliği baki kalacaktı(r). o dönemler sınavlara yiyecek içecek serbestti. tuvalet serbest(galiba 1 kereye mahsustu), kolda saat, cepte okunmuş pirinçler, şeker, çikolata, meyve suyu hatta ve hatta kola bile bulundurmak. kokmadığı sürece, (neredeyse) yarım ekmek dönerle sınavlara girilecek zamanlardı. haddinden fazla etsiz çiğ köfte/lahmacun delisi olan yeni neslin o zamanlarda olduğunu düşünemiyorum. bu arada, ne genişlikmiş be. ne kopyalar döndü kim bilir. en azından bugünkü gibi göstere göstere yapılmıyordu. tabi bu övünülecek bir şey ise. ilgilisine : (bkz: 2 mayıs 1999 öss sorularının çalınması)
sınav binası önünde gergin bekleyiş. veliler ayrı stres. ben yalnızdım. zaten gergin bir bünyeyim; gelmeyin dedim. öğrencilerin ellerinde poşetler. yukarda anlattığım nevaleler donatılmış. sanırsın pikniğe gidiliyor. girdik sınıflara. takıntılıyımdır(sonra geçti). önümde, sağımda, solumda, arkamda; sırayı, ayağı sallayan; sırada oynaklık, gereksiz ses çıkaran(burun çekmek)lara uyuzumdur. temennim o dur ki, sıra sallanmasın; etrafım cins ile dolmasın. sırama oturunca sınıfla ilgili ilk izlenimimde pek bir sıkıntı görmedim. lakin önümdeki çıtı pıtı ve küçük bir ilde olmama rağmen daha önce görmedğim bir kız kutu kola ile sınava gelmiş. hem gerginliğim gençsin hem de sınavdan bir iş çıkmazsa(ki pek umut yoktu) belki başka yollara saparım diye kıza laf attım:
- o kola okunmuş mu?
elbette hayır, ne alaka, nereden çıktı bu soru, sana ne gibi cevaplar bekliyordum. üff sana ne be salak daha meşhur değildi. ama:
- evet, anneannem okudu. nereden anladın?
arkama yaslanıp cool bir hal takınıp özgüvenimi tavan yaptırmayı bilmem. zaten o anda öyle bir şey yapılmalı mıydı, onu da bilmem. bende bir şaşkınlık ve "hassiktir nasıl yani" hali. üniversitedeki vize-final-bütünleme sınavları öncesi duyacağım soruyu sordu:
- sınava çalıştın mı? hazır mısın?
"yemem bu ucuz psikolojik harp numaralarını. aklı sıra beni avlayacak" diye düşünemedim. öyle laflar ve taktikler bilmem. safımdır.
- evet
sınavda kolası olan idealist kız:
- ben pek hazırlanmadım. bu yıl olmaz zaten. hukuk düşünüyorum. seneye bir daha gireceğim.
başarılar diledik birbirimize. kıza başka soru soramadım. zaten utangaçlık üst seviyede. yırtık olmam için üniversiteye gitmem gerekmiş. sınav başladı. kola içen, pirinç yutan, şeker yiyen, sonradan sonuçlarla birlikte eve posta ile gelecek ayvayı yiyenler ile sınav bitti.
(bkz: bu da böyle bir anımdır)
not: o kızın sonradan kim olduğunu öğrendim. gerçekten de ilk yıl tercih yapmadı. sonradan aühf'e gitti. avukat oldu. hakimliğe hazırlanıyor.
ben ise o yıl kazandığım okulu 1 yıl okuyup bıraktım. sonra başka bir 4 yıllık fakültede öğrencilik işiyle haşır neşir oldum.
toplumun pek bir entelektüel görüşüne göre, " bir halt" olamadım.
güncel Önemli Başlıklar