bugün

Şu anda hayatta olan her insanın içinde bulunduğu durumdur.
(bkz: haberin yok ölüyorum)
aslında kutlanılan her doğum gününün acı gerçeği.
ölüyor olmak bazen bir hastalığa yenik düşerek, senin için ölümün tek tesellisi en sevdiğine kavuşmaktır. ama bir yanın eksik hayatını tamamlamanı ister. ama başaramazsın sen yorgunsun belki de hasta.evet beklersin bir ışık gelmeyeceğini bile bile. neden olmasın dersin , belki bu sefer yüzüm güler dersin.
ama olmaz hayat sana izin vermez, hep hayır der ölüm seni bekler, karanlığın arasında bir tek o vardır seni bekleyeni hiç bıkmaksızın...
gülmek artık unuttuğun o müthiş belki de senin bir daha yapamayacağın olay. her gece dua ederken ağlayarak dilinden şunlar dökülür: ben yaşamak istiyorum, ama sana da kavuşmak istiyorum işte insanoğlu...
ölüme alışırsınız, o size korkutmadan yaklaşır, bazen titrersiniz, korkarsınız ama alışırsınız daha sonra, ne de olsa öleceksiniz...
ölüm haberini alırsın belki de en yakın arkadaşından sırf onu üzmemek için ağlamazsın gözyaşlarını kalbine akıtırsın sırf o üzülmesin diye. ölüm geldiği anda bir telaş başlar, birilerini, bir şeyleri kaybetmenin korkusu sizi sarar ve hiç bırakmaz.
belki ana rahmine ilk tutunmayla başlıyor bile denebilir. ama ölüm için gerçek bir yaşamda olunması gerekliliğini hesaba katarsak ve gerçek yaşamdan kasıt da doğumdan beri bizim yaptığımızken; doğum anından itibaren, ilk nefesle başlayan süreç diyebiliriz.
yokolmaktır . yardım eden kimse yoktur , gidilebilecek bir yer yoktur yada kabusların yandığı geceler boyu beyninde dönüp duran . nefes alamamaktır .
farkında olmadan aslında her zaman yaşadığımız bir durum.bedenen olmasa da ruh ölümleri öyle en azından...
(bkz: mum gibi)
(bkz: öleyazmak)
yaşadığını sanmanın kendisidir.