bugün

kaybedenler kulübü filminde geçen en anlamlı replikti sanırım. ölüm bu var mı ötesi, bu hayata bir kere geliyorsun ve yapmak istediğin herşeyi korkmadan yapmalısın. çünkü bu hayatta yaptığın bazı şeylerden dolayı pişmanlık duyarsın, ama yaapmadıkların için onu bile duyamazsın. sonucu ne kadar kötü olursa olsun, ya yapmasaydın da içinde kalsaydı, kim çıkarıp yok edebilirdi o içsel pişmanlığı?
ne jokerden çalıntıdır, ne de kaybedenler klübünün repliğidir. bu söz 6 45 yayınevinden çıkan hobbit ve silmarillion kitaplarının arkasında yazar.
Bunu biz diriler hiçbir zaman anlamayacağız. Ölmeyecekmişcesine yaşamayı, kırmayı, kırılmayı, üzülmeyi, kafaya takmayı, büyüttükçe büyütmeyi, yarını düşünmeden yaşamayı en iyi biz biliriz çünkü.

Ve bende diğerleri gibi bu başlığın adını okuyarak ve aynen öyle diyip hak vererek dünya dertlerine kendimi salmaya giderek ayrılıyorum başlıktan.
Yaşamak.
hayat elbette ki. sadece nefes almak değilse senin için hayat, o zaman yaşıyorsundur ölüme inat.
eğer ölüm ciddiyse onun öncesi yaşam da ciddidir. ölüme nasıl çare yoksa, yaşarken de geçen zamana çare yok. ikisi de geri dönülemez, döndürülemez. ölmek için yaşıyorsan, asıl ciddiyet ölümse, ona giden yol da ciddidir.

(bkz: ölüm ölüm dediğin nedir ki ben senin için yaşamayı göze almışım)
namus ve şeref vardır. Insanlar şerefleri ile ölmek isterler ölümün olduğu yerde.
Sevmek.

Cunku ölümden büyüktür.
mesut yılmaz.
Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak kötülük ve iyilikle deneyeceğiz. Hepiniz de sonunda bize döndürüleceksiniz. (ENBiYA/35)
herhalde hiç var olmamak.
yaşamaktır.
Kaybedenler kulübüne selam olsun.
yaşamak.

bi de sözlük.
Şeref, onur, haysiyet!

nasıl öldüğün değil ne için öldüğün önemli.