bugün
- anın görüntüsü23
- icardi19059
- ideal duş alma sıklığı8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi21
- evlilik14
- patiswiss9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım24
- artificialintelligence11
- erkeğe ne hediye alınır10
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı22
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı51
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- sitede birine sövseniz entry 3 gün kalıyor8
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- futbolcu ismiyle nick almak9
- uzağı göremeyen insan19
- bir şarkı sözü der ki10
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız10
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- ali erbaş12
- bik bik moderatör olsun19
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek24
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır21
- istanbul suriyenin başkentidir12
- türkiyede çok abartılan arabalar18
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- almanya8
- icardi1905 silik olsun kampanyası27
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- sözlük kızlarının don renkleri10
- kanınıza rengini verir misiniz14
- aristoteles'in orta yolu10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri12
- integralin müfredettan kaldırılması12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız8
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı8
azimli bir toptaş okuru olmamama rağmen, elime alıp hızlıca bitirmek için susamamı sağlamış öykü kitabı. hasan ali toptaş, cevherini 93 senesinde göstermiş de olsa, öyküler etkileyici de olsa, sanki kalemini sert bastırmadığını, tedirginlikle yazdığını hissediyorsunuz.
zaten sonradan öğrendim ki ilk eserlerindenmiş, bu on altı yaşında dünya yıldızı futbolcu ürkekliği buradan gelmekteymiş meğer. "el" takıntısını, ya da entel ağzıyla imgesini, es geçmemek gerek. çok şey yüklü üzerine.
zaten sonradan öğrendim ki ilk eserlerindenmiş, bu on altı yaşında dünya yıldızı futbolcu ürkekliği buradan gelmekteymiş meğer. "el" takıntısını, ya da entel ağzıyla imgesini, es geçmemek gerek. çok şey yüklü üzerine.
hasan ali toptaş külliyatına gölgesizler'den ya da uykuların doğusu'ndan başlayanlar ve onun dilini, kelimeleri eğip büküşünü, kişileri "olağan"ın dışına itişini, kimi zaman karşısındakinin yerine geçisini örneğin kahramanın, hayallerin gerçeklerle olan sınırını sürekli ihlal edişini ve olay örgüsünü bir yitirip bir bulmayı sevenler için biraz daha light kaçan bir anlatım göze çarpıyor bu kitapta. özellikle kitaba da ismini veren "ölü zaman gezginleri" öyküsüne kadar kimi satır aralarında buluyorsunuz alışıldık toptaş anlatımını. sonra bu öykü tamam dedirtiyor bunu kesinlikle uykuların soğusunu yazana toptaş yazmış.
esasen zaman, insan ve olay üçlüsünü çok iyi kullanan toptaş için bir çıkış diyebiliriz bu kitap için. kitapta anlatıcı bir yazar olurken bir a karakteri olabiliyor örneğin. sonra bir b karakteri c ve d karakterine bölünerek c karakteri üzerinden d karakteri eleştirilebiliyor. toptaş'ın gelecek kitapları için olağan anlatımının şekillenişini de görebileceğiniz bir kitap kuşkusuz.
esasen zaman, insan ve olay üçlüsünü çok iyi kullanan toptaş için bir çıkış diyebiliriz bu kitap için. kitapta anlatıcı bir yazar olurken bir a karakteri olabiliyor örneğin. sonra bir b karakteri c ve d karakterine bölünerek c karakteri üzerinden d karakteri eleştirilebiliyor. toptaş'ın gelecek kitapları için olağan anlatımının şekillenişini de görebileceğiniz bir kitap kuşkusuz.
*
Kendi kendime zaman hep geleceğe mi akar diye sorup durduğum günlerde...
*
Düşlerimize günah derlerdi de, tenimiz yeşillendikçe her ayvada bir düş bırakırdık fitre yerine.
*
Ona göre öyle değil miydi, bir çakı taşına bakmakla biz biraz kendi dışımıza çıkmış ve varıp sessizce onun varlığına sızmış olmuyor muyduk? Ya da, herhangi bir nesne, bizim gözlerimizle algılanmakla biraz da bize dönüşmüş oluyor muydu? Öyleyse, insanın insani diyemeyeceği hiçbir şey yoktu yeryüzünde. Var mıydı?
Kendi kendime zaman hep geleceğe mi akar diye sorup durduğum günlerde...
*
Düşlerimize günah derlerdi de, tenimiz yeşillendikçe her ayvada bir düş bırakırdık fitre yerine.
*
Ona göre öyle değil miydi, bir çakı taşına bakmakla biz biraz kendi dışımıza çıkmış ve varıp sessizce onun varlığına sızmış olmuyor muyduk? Ya da, herhangi bir nesne, bizim gözlerimizle algılanmakla biraz da bize dönüşmüş oluyor muydu? Öyleyse, insanın insani diyemeyeceği hiçbir şey yoktu yeryüzünde. Var mıydı?
16 öykü içerip 2 bölümden oluşan hasan ali toptaş kitabı. okunan her öykü düşsel bir şarap içiriyor okura ya da sözcükler sigara dumanıyla bir birine girip anlamı sigara dumanında saklı tümceler oluşturuyor. her birini defalarca okumak ve bu okumalardan farklı tatlar olmak ayrı bir zevk. ölü zaman gezginleri yoklar fısıltısında sessizce ve durmadan haykırıyor her sözcükte.
Uzun cümleleri asla sıkmayan, karanlık ve kırılgan bir Hasan Ali Toptaş kitabı. Bittiğinde iyi hissettirmez. Belki ne hissettirdiğinden bile emin olamazsınız. Bakarsınız ki sayfalardan birine dalmış, kara kara düşünüyorsunuz.
"Oysa şehirler, hatıralarımızı süsleyen dostlarımızla birlikte kim bilir nerelerde kalmıştı şimdi, hala var mıydılar, insanlar yiyip bitiriyorlar mıydı onları dalgın fareler gibi, çöpler ve kuşkular sevdiklerimizin üstüne doğru hızla çoğalıyor muydu gene? Bilmiyorduk. Artık bilemezdik de, geçmişi küçük anlarda, geleceği de düşlerde arayıp bulmaktan başka seçeneğimiz yoktu."
"Oysa şehirler, hatıralarımızı süsleyen dostlarımızla birlikte kim bilir nerelerde kalmıştı şimdi, hala var mıydılar, insanlar yiyip bitiriyorlar mıydı onları dalgın fareler gibi, çöpler ve kuşkular sevdiklerimizin üstüne doğru hızla çoğalıyor muydu gene? Bilmiyorduk. Artık bilemezdik de, geçmişi küçük anlarda, geleceği de düşlerde arayıp bulmaktan başka seçeneğimiz yoktu."
düşlerimize günah derlerdi de, tenimiz yeşillendikçe her ayvada bir diş bırakırdık fitre yerine.
“Masanın birinde genç, birindeyse yaşlı ve yorgundum.”
Hasan Ali’nin diğer kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da okura çok iş düşüyor. Okurken çok uğraştım. Sakin bir ortam ve dinç bir kafa istiyor bu kitap.
Buram buram zeka kokuyor. Okuyucuyu çok zorluyor düşünmek için.
Aynı zaman diliminde karakterler gezinip duruyor. Zamanda gezen karakterler yaratmış. Zamanı eğip, büküyor. Zaman sıçramaları beyni durduruyor.
Okuduklarım Hayal mi gerçek mi belli olmuyor, kaybolup gidiyorsun Hasan Ali’nin büyüleyici dilinin zenginliğinde.
“Zaman hep geleceğe mi akar?”
Ölü zaman gezginlerinde zamanın nereye aktığını anlamak zor. Yer altı mağarasında bazen sakin bazen coşkulu bir şekilde akan gizli bir akarsu gibi.
Hasan Ali’nin diğer kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da okura çok iş düşüyor. Okurken çok uğraştım. Sakin bir ortam ve dinç bir kafa istiyor bu kitap.
Buram buram zeka kokuyor. Okuyucuyu çok zorluyor düşünmek için.
Aynı zaman diliminde karakterler gezinip duruyor. Zamanda gezen karakterler yaratmış. Zamanı eğip, büküyor. Zaman sıçramaları beyni durduruyor.
Okuduklarım Hayal mi gerçek mi belli olmuyor, kaybolup gidiyorsun Hasan Ali’nin büyüleyici dilinin zenginliğinde.
“Zaman hep geleceğe mi akar?”
Ölü zaman gezginlerinde zamanın nereye aktığını anlamak zor. Yer altı mağarasında bazen sakin bazen coşkulu bir şekilde akan gizli bir akarsu gibi.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar