bugün

Yurdum solcuları sosyal medyada çarşaf çarşaf katil devlet sloganları atacak, Kürtlere hiç şans verilmediğini ap ye dert yanacak, yurdun herhangi bir yerinde bir bomba patladığında sorumlusu onlara el uzatmayan tc olacaktı.

Söylemler az bir farkla aynı hedefe yönelir, eylemler aynı kalırdı.
yani? bombaya tepki vermeyek mi ?
bir sürü askerimiz şehit olmazdı. fırat çakıroğlu hala hayatta olurdu. teröristlerin davulla zurnayla karşılanması rezaleti tarihimizde yer almazdı. ben bu akapenin de destekleyenlerinin de gelmişini geçmişini var ya. hiçbirinizin yatacak yeri yok vatan hainleri sizi.
allah kutlu şehitlerimize rahmet, yaralılarımıza acil şifalar ihsan etsin diyorum ama ben çözüm sürecini farklı bir açıdan bakarak destekliyorum:

- bölge halkı, birbirimize ne kadar şirin, hümanist jestler yaparsak yapalım, bu örgütü 197'den beri değil, 60'lı yıllardan bu yana farklı isimler ve gerekçeler altında desteklemiştir.. "iyi de, örgüt 70'lerin sonlarında kurulmadı mı, kardeşim?" derseniz.. 60'lardan itibaren ne kadar genel seçim varsa hepsinin haritasına bakın, hepsinde doğu ve güneydoğu'nun rengi, ülkenin kalanının temayülünden farklıdır..

atmasyon iki seçim mesela, 69 ve 73 seçimleri, örgütle mörgütle hiç bir alakası olmayan yıllar;
görsel
görsel

çözüm sürecinin sonunda yaşanan toplumsal olaylara kadar örgüt ve olumlu-olumsuz etkileri hep dağdaydı.. türkü yakardın, "vergi"sini verirdin, ama operasyon denilen şey şehirlere sirayet etmez, esnafın kazancını etkilemezdi.. toplumsal olaylar çıktı ve aslında halk da, terör denilen şeyin ne b.k bir şey olduğunu gördü, iyi de oldu.. sadece o değil, askerin kararlılığını da gözüyle gördü, daha iyi oldu.. ordunun ve polisin, canı istediğinde neyi nasıl yapabileceğini gördü... daha daha iyi oldu.. sonrasında ise devlet gitti, yıkılan ucube gecekonduları imar etti, modern yapılar yaptı. operasyonlara kadar devlet oraya ne yaparsa yapsın bölge halkı diyordu ki, "pekekhe olmasa biz bunları görmezdik, örgüt sesimizi duyuruyor"... ama kuyruğunu kıstırmış köpek gibi örgüt çekip gittiğinde, devletin iş makineleri bu kez inşa etmeye girdiğinde, halk da gördü, kimin vergisiyle ve kimin inisiyatifiyle bir şeylerin yapılıp yapılmadığını... bu zaten iyice iyi oldu...

- örgüt açısından bakarsak, boynunda amerikan tasmasıyla "biz istesek şöyle böleriz, böyle alırız"... al a.koyayım, bak bakayım neyi aldın... 5 sene serbestçe hazırlığını yaptın, olup olacağının en fazlasını, hem de devletin belediyeye aktardığı parayla alınan iş makinelerinin dahi desteğiyle, hem de sivilleri canlı kalkan olarak kullanarak ve dahi sivilleri bizzat milis olarak kullanarak, hem de meskun mahalde; 3 ay sonra destekçilerin tv'lerde ağlıyordu, "onlar da can, içeride sıkıştılar" diye.. dikkat edilirse, bu siha miha işleri de çıktıktan sonra yurt içinde ve hatta kaç senedir ırak-suriye operasyon bölgelerinde çok az, sıfıra yakın askerimiz allah'ın cennetine nail oluyor..

- üçüncü nokta, abd ve fransa gibi diğer destekçiler açısından önemli bence... afrin dahil, el bab dahil operasyon bölgelerine ve yurt içindeki hainlere çok güveniyorlardı, "şu kadar silah verdik, bu kadar tünel yaptık", diye. bizimkiler saldırmaya başladığı anda dediler ki, "ohooo, bunlardan bi s.kim olacağı yokmuş, herifler şehir savaşında bariz uzman... biz girsek bizi de halledermiş bunlar".. ben diyorum ki; abd suriye'nin kuzeyine dağıttığı silahların bir kısmını şimdi daha güneye indirmediyse, hiçbir şey bilmiyorum.