bugün

piramit şeklindeki rengarenk güzel kokulu kolonya poşetleri.
kasetleri kalemle ileri sarmak.
6 yaşında ilk defa tek başıma markete gitmiştim binbir ısrarla. Çok net hatırlıyorum annem istediğim çikolatayı, hamur k.tozu ve de tel şehriye almamı istemişti. Nasıl vizyonsuz bi özgüven patlamasıysa dedimki kağıda yazma aklımda tutabilirim ldmwşfpamfö gittim markete hamur kabartmayla çikolatayı ordaki abilere sorarak buldum. Lakin tel şehriyeyi tel pirinç diye aklımda kalmış lamdşvşsldl abiler diyo ki yok tel pirinç diye bişey yok başka bişeydir sonra ağlayarak evime dönmüştüm....
Ortaokuldayken yugioh kartlarını çarpıştırırdık karşılıklı, yere 2 tane aynısından düşüren kazanırdı. Başlamadan açık veya kapalı derdik. Küçüklerin mavi ejderlerini alırdım açık kapalı hilesiyle.
Köyde büyümüş biri olarak

"Çamurdan araba yapmak".
topaç larımız vardı renk renk ,
misketler , iskeletor ve he-man maskesi vardı , küçük bir radyomuz vardı ,
elektrikler kesilirdi cam kenarında radyo dinlerdik ,
trende pastel boyalar satılırdı babam her bindiğinde alırdı .
Futbolcu kartları ve dövmeli sakız diyorum.
okuldan gelir gelmez çanta ve önlüğün eve girmeden kapıdan içeri atılarak gecenin kör karanlığına kadar sokaklarda maç yapmamızdır. en başta bu geliyor akabinde gene oynadığımız misketler, gazoz kapaklarının içine macun doldurup ağırlaşmasını sağlayarak kaldırım kenarında oynadığımız oyunlar, yağmur yağınca toprak alanlara koşup çivi oynamak, kemer saklama oyunu, simiiittttttttttttt diye bağırarak birbirimizi döverek oynadığımız oyun..

aslında en önemlisi okuldan geldikten sonra tüm akşamları oyun ile geçirip hemen hemen her birimizin okulda başarılı olması galiba. böylesine zıpır olup ilk okul orta okul ve liseyi nasıl başarı ile bitirdik anlamak mümkün değil *
oyuncak traktörle engebeli yerlerde oynamak.
babamla birlikte çim adam yapardık. evin her tarafı talaş olurdu annem de arkamızdan tatlı tatlı söylenirdi.
Külah şeklinde içinden oyuncak çıkan marshmellowlu şekerlemeler.
kuyu kazmak,karış açıp hamle yapmak.
misket keklemek.
valla tek bildiğim çok huysuz bir çocukmuşum annemi çok kıskanırmışım ve kedilerin yanında emekleyerek sanki kedilerdenmişim gibi davranırmışım. bir tane muhabbet kuşunuda kafeste neden duruyor diye kafesi açıp gitmesine izin verip sonrasında bir ton ağlamışım. dediğim gibi huysuzmuşum. değişen hiçbir şey yok.