bugün

amcamın büyük oğlunun göğe doğru fırlattığı topun hala yukarda bi yerlerde olduğunu sanırım.
kur'an kursundan kaçmak benim en büyük salaklığım olmuştur.
pencerinin kenarında bulunan mermere kafayı çarpmak akabinde çığlık çığlığa ağlamak annenin gelmesiyle tempoyu daha yükselterek avazım çıktığı kadar ağlamak annenin o sırada mermere bakıp aaa gullicvilli mermeri* çatlatmışsın, babana ne diyeceğiz? demesi üzerine susmak, köşeye sinmek babanın gelmesini beklemek. babanın gelmesiyle babaya mermeri işaret ederek baba bak mermere kafamı vurdum çatladı diye ağlamak üzerine babanın gülme krizi geçirmesi hiçbirşey anlayamamak taa ki annenin gerçeği itiraf etmesiyle* neye uğradığını anlayamamak.
(bkz: 1904 olsun canımı yesin)
ilkokul 1'de hemşirelerin aşıya gelmesi sonucu öğretmenime: "aaa ne tesadüf, ben de daha yeni bu aşıdan oldum" demek. o da yedi zaten...
pencerenin önüne geçip kademeli olarak alçalarak karşı komşuya "evim iki katlı, bak alt kata iniyorum" mesajı vermek.
tabi karşı komşu salak ya alt kattaki pencereden kimsenin ortaya çıkmadığını göremiyor**.
sokakta oyun oynamayı bırakamayıp eve gidememenin akabinde altına işemek!
allahla konuluşduğumu sanırdım ve ben konuştukça allah cevap vermeyince, allaha küserdim, benimle konuşmuyo diye.
Kulak deliklerini leblebiyle kulak deliklerini çiçekle tıkamak...
23 nisan kıyafetleri özeldir ya biz çocukken, katıldığım bir 23 nisan müsameresinde gelinlik gibi bir kostüm hazırlanmıştı annem genelde düğünlerde bana onu giydirirdi. biraz büyüyene kadar her düğünü 23 nisan sanardım be pistte aynı gösteri hareketlerini yaparken arkadaşlarım niye gelmedi diye anneme sarılıp ağlardım tabi annem o zaman bunu bu sebeple yaptığımı bilmiyordu ama ben büyüyünce anlatınca salak dedi.
dikkat aşağıdaki yöntemi evde yalnızken denemeyin lütfen. yalnız değilken de deneme manyak mısın olum ...

evdeki tuz,karabiber, kırmızı biber, bulaşık deterjanı, el sabunu, sıvı yağ gibi maddeler biraz da su yardımıyla bir kovanın içinde birleştirilir. bir de sanki çok bi bok biliyormuş gibi ölçüleri ayarlanmaya çalışılır falan böyle büyük bir titizlikle. sonuç; ölümsüzlük iksiri, görünmezlik iksiri, süper güç iksiri gibi iksirler elde etmektir. * *
annenin özene bezene yaptığı kurabiyeyi ağızda geveleyip geveleyip habur haline getirerek parkelerin ve fayansların aralarını doldurmak ve kendince babaya yardım etmek.
ağaçtaki elmaları yola dizip onların ezilmelerini izlemek.
yola yatıp ölü taklidi yapmak.
yaz ortasında evdeki evcil civcivi üşümesin diye ışık ile ısıtmaya kalkıp ölümüne sebep olmak.
tv karıncalı gösteriyor dendiğinde gerçekten karıncaların tv içinde olduğunu sanmak.
cin çağırmak. *
çocukluk dönemi meşgaleleri/@maddox
ilkokul 3teyken yoyo dergisini kendimin çıkardğına onu bunu inandırmaya çalışırdım..bir kere de başka bir kitabı benim yazdığımı inandırmaya çalışmışlığım var.
banyoya isemek annem hep uyarırdı git klozete işe kirletiyosun heryeri gibisinden baya bir konuşurdu ama ben yine banyoya işerdim.
minik çekirdek ailenizle haftasonları pastaneye gitmek,önünüzde duran koca çikolatalı pastayı yemek yerine anneyle babanın konuşmaya dalmasını fırsat bilip köşede duran devasa büyük pastanın kremasını yemeye.parmağınızı sürüp sürüp krema gelmemesi ve ani bir hamleyle pasta sandığınız pasta maketine dişlerinizi geçirmek kartonun parçalanıp içine çökmesi ve anneninnn aayy çocuk kartonun içine düştü diyerek yanınıza koşarak gelmesi.korku ve utancı aynı anda yaşamıştım.çocukluk işte.
sokaktan geçen arabaların arkasına takılıp gideceği yere öyle gitmek.
çiçeklerin taç yapraklarını tırnaklara yapıştırmak.
- anneye, çingene pembesi oje aldırıp ayağa ve ellere sürdürdükten sonra sehpayı, kuzenle birlikte pembe ojeyle boyamak. (ağzımıza sıçmışlardı. bi daha oje almadılar o yaptığımızdan sonra)

- misafirliğe gelen rujlu kadınlar tespit edilip, dudakları parmaklanıp kendi dudağına ruj sürmek.

- "anne pazardan bana koca alalım. bıyıksız olcak ama" demek. ardından "nereye gidiosun kız?" diye soran amcaya "bana koca alıcaz pazardan" demek. (koca ne arar la bazarda?)

- misafirliğe gelen kadınların ayakkabılarını incelemek için kapı dışına çıkıp en topuklu ve güzel olanını giyip apartmanda dolaşmak.

- ortamda kendinden güzel bi kız çocuğu (yaşıt) görüldüğünde annenin kucağından dil çıkartıp tip tip hareketler yapmak.

- anneyi, babaya şikayet etmek.

+ babbıaaa! annem beni dövdüüü.
- hımm öyle mi? peki sen naptın kızım?
+ ?!! (koşarak kaçmışım o sorudan sonra.)

- götü boklu simitine güvenip babası ve abisinin peşinden boyunu 4-5 defa geçen derinlikte yerlere gitmek.

- dayak yiyeceğini bile bile abiye sataşıp dayak yiyip ağlamak.

- geç saatte yayınlanan güzellik yarışmasının finalini izleyemedi diye gece "11 numara 1. oldu oley" diye sayıklamak.

- mandalinayla meme yapmak, sonradan da "bunlar küçük oldu" diye düşünüp portakalları alıp "heh bunlar çok güzel oldu" diye düşünmek. akabinde anneye yakalandığında "bişi yapmıodum" demek.
-burun karıştırmak.

-kendini çizgi film kahramanı zannedip orda burda ''hiyyo hayya hayhayt''şeklinde sesler çıkarıp oraya buraya koşturmak.

-kalp atışı yavaşladığında kalbin durduğunu düşünüp ben öleceğim diye ağlamak.**
çocukken yapılan salaklıklar
başlıkları alt alta okumak.
-arkadaşla sağa sole yanan kibritleri atarken kuru otların aniden tutuşup yanması bide söndürmeden kaçıp uzaktan nasıl yanıyor diye izlemek.

-tuvalette sözde bilimsel deney amaçlı bir kabın içine kolonya döküp yakmak kabın dökülüp yanan kolanyanın helayı kaplaması ve evi nerdeyse yakmak.

-tuvalate gitmeye üşenmek ve kül tablasına işemek sonunda anneye yakalanıp azarve sopa yemek ve benzeri sacma şeyler.
mahallenin bizden küçük çocuklarını* gel seni gezdireyim diye kandırıp omzumuza alıp potaların çemberine tuttururduk bir de voleybol sahasında fileyi geren demirlerin tepesine sarılı bırakırdık. oturup gülerdik sonra. ağlamaya başlamadan da indirmezdik.