bugün

not:bu baslık altındaki entrylerim enel hakki nikiyle yazarlık yaptıgım
private sozluk ten alınmıstır.kopidir-pastedir.
buraya tasımaktaki amacım da daha fazla insana ulasmasıdır.

gencligin varolus bunalımına son verecek teorem..

aman dikkat..!! bunalıma da girebilirsiniz.. * * * * *

oncelikle bir dunya haritası alıyoruz onumuze ve bildigimiz bize ogretilen herseyi bir surelikte olsa kafamızdan siliyoruz. sonra buyuk sahra ve arabistan yarımadası uzerinde odaklanıyoruz ve tarih oncesine dogru bir yolculuga cıkıyoruz. arabistan yarımadasının afrika anakarasından kopup ayrılısı, kızıldeniz in olusması. eski dunya tarihinde bahsi gecen nuh tufanı nın da bu buyuk cografi sarsıntı ve degisiklikle alakalı oldugunu dusunuyorum. arabistan yarımadası afrika kıtasından ayrıldı ve uzerinde yasayanlar surekli bir su kaynagının olmadıgı col cografyasında hayatta kalma savası vermeye calısacaklar. arap yarımadasında kalan col insanları bu savası verirken kızıldenizin karsı yakasında nil nehri sayesinde binlerce yıla yayılan buyuk bir uygarlık kuruldu ve yıkıldı, mısır uygarlıgı.. eger arap yarımadasında da boyle bir su kaynagı sozkonusu olsaydı hayat cok daha farklı sekillenirdi.

gelelim arabistan yarımadası uzerinde yasamak zorunda kalan col insanlarına. colde hayatta kalmak cok zordur. eger hayatta kalmak istiyorsan dogaya uyacaksın sende vahsi olacaksın. colde hayatta kalmak yuksek bir disiplin ister.su cok az,dolayısı ile bitki ortusu de az.mevsimine gore gunduzleri kızgın gunes, geceleri dondurucu soguk,kum fırtınaları. butun canlılar o dogada varolabilmek icin vahsi olmak zorunda. bitkiler hayvanlar ve insanlar. guclu kalmak zorundasın,bir tek gun daha yasayabilmek icin. kurnaz olacaksın. surekli uyanık olacaksın. colde hazcı davranamazsın, surekli guclu kalmak durumundasın. colde en basta su yok. kutup iklimleri de vahsidir ama su problemi yoktur. soguk iklimde ısınmak icin yaktıgın atesi bir yabancıyla paylasabilirsin.bu sosyal bir davranıstır.ama colde susuz kalırsan suyunu en yakının olan insanla bile paylasmak istemezsin.bu insanı vahsilestirir. atesini paylasmak nasıl bir sosyal davranıs ise susuzlukta dayanılmaz bir sekilde insanı vahsilestirir. bugun susadıgımız zaman envai cesit icecekle susuzlugumuzu gideririz kolayca.col gezgini olan bedevi yani colun adamı susuzluktan kurusa bile oyle yanında sakladıgı ılık suyu lıkır lıkır kafaya dikemez. tutumlu olmak zorunda. colde su altından daha degerlidir.bir hafta boyunca idare etmen gereken suyu iki gunde tuketirsen kalan bes gunde col bunun hesabını senden sorar.bu vahsi col iklimi dogal olarak insanın psikolojisini de etkiler. boyle bir cografyada yasayan insanı normal duygusal degerlere sahip bir insan olarak degerlendiremeyiz. colde hazza yer yok demistik. peki boyle vahsi bir dogada kadın erkek iliskileri nasıl tezahur ediyor?.bir kere zaten topraga baglı yerlesik bir hayat sozkonusu degil, gocebe bir kabile duzeni var colde.o yuzden kadınla erkegin surekli bir arada oldugu bir aile duzeninden bahsedemeyiz.

doganın bu derece vahsi olmadıgı yasanılır cografyalarda kadın cocuk dogurması sebebi ile ayrıcalıklı gorulur. yani hazzın oznesidir. cunku karsılıgı itibarı ile acının oznesidir, cocuk dogurur. gunduz ve gece karsıtlıgı gibi. yani normalde hayatı temsil eden kadın boyle vahsi bir cografyada olumu temsil eder. hazzın oznesi iken hazzın nesnesi halini alır. colun adamı kadından kacar, uzak durur. zaaf gosterirsen kadın senin gucunu ceker alır. tıpkı bir orumcegin ciftlestikten sonra erkegini yemesi gibi. tabi ki kadın erkegi yemez ama onu gucsuzlestirir. hazzın tuzagına dusurur, colun adamı kadından nefret eder.onu gucsuz bırakıp vahsi doganın icine bıraktıgı icin. butun enerjisini alır posasını cıkarır. unutmayalım su yok. yani gusul abdesti icin demiyorum icmek icin bile su cok sınırlı.

zaten coldeki kadın da erkegi yanına yaklastırmaz. cunku hamile kalmak istemez. coldeki kadının en buyuk korkusu kendi iradesi dısında ve istemedigi kosullarda hamile kalmaktır. cunku en caresiz ve savunmasız halidir kadının.bu kadın icin olumcul bir onem tasıdıgından kadın da silahlıdır. yani erkegin zor kullanıp tecavuze yeltenmesi de kolay degildir. unutmayın colde vahsi bir hayat var, cocuklar diri diri topraga gomuluyor. coldeki gocebe kabileler mevsim degisiminden dolayı surekli hareket halindedir. coldeki kadın bu kosullarda hamile kalmak istemez, erkegi yanına yaklastırmaz. kadın ancak mevsimin-kosulların kararlı ve musait oldugu durumda ciftlesmeye yanasır. hamileliginin rahat ve kendisi acısından tehlikesiz gecmesi icin beslenme ve barınma kosullarının uygun oldugu bir yere ihtiyacı vardır. colde ozellikle hareket halindeyken hamilelik zordur. kadın basının caresine bakmak zorundadır. yani kadın gunumuzde oldugu gibi "aseriyorum, canım sunu cekti git bana getir" diyemez. zaten dese de erkegin umurunda olmaz. colde yeni dogan cocuklar pek sevilmez, ozellikle dogan cocuk kız ise. annesinin feryadına bakmadan diri diri topraga gomerler. erkek kadının hamileligini umursamaz. o yuzden colde duzenli bircinsel hayat yoktur. dahası bahsi edildigi uzere hicte kolay degildir colde seks. yani karsılıklı olarak cinsel pehriz icindedirler.ne kadar sekse ihtiyac duysalarda pek yaklasmazlar birbirlerine. aralarında bir sevgi bagının olusması da zordur.o yuzden coldeki gocebe kabilelerde kadın ve erkek birlikte yasamalarına-yolculuk etmelerine ragmen birbirlerine dusmandır.col iklimi yerlesik yasama musait degildir. cunku doganın olanakları kısıtlıdır. coldeki insan surekli dolasmak zorundadır.bir yerde kaynaklar tukenince -en basta su-yasayabilecegi baska bir yere hareket etmek zorundadır. kadın hazcı dogası itibarı ile tutumlu yasamaya erkek kadar dayanıklı degildir. ozellikle hamile bir kadınla colde yolculuk etmek erkek icin zulumdur. kadın zaten sınırlı olan kumanyayı sorumsuzca tuketir. colun adamı bu yuzden kadından nefret eder onu fazladan bir yuk olarak gorur.ve col kosulları sebebi ile kadına karsı duydugu bu nefreti kurumlastırır.

colun adamı kadından uzak durur, kadın da vahsi col dogasında erkegi yanına yaklastırmaz hamile kalmamak icin. kadın ancak beslenme ve barınma kosullarının uygun oldugu,
sureklilik-devamlılık arzettigi kosullarda erkekle ciftlesmeye yanasır.
peki bu durumda kadın ne yapar erkegin dikkatini cekip onu etkilemek icin. tabi ki danseder. iste sana ciki ciki teorisi. colde erkek kadının cinsel baskısı altındadır..ve kadın da herhangi bir talebi oldugunda ya da daha genel anlamda hayatta kalmak adına cinselligini erkege karsı koz olarak kullanır. oryantal dansın kokeni de buradan gelir. kadın zaten dansederken kalcalarını goguslerini sallar ki bu sırada erekte olur. colde herkesin bir silahı vardır hayatta kalmak icin. kadının silahı da cinselligidir. unutmayın islamiyetten once colde yasayan kadınlar ozgurdu.col kadınının makus talihi. govdesini metalastırmak zorunda kalır. batılı kadın boyle davranmaz bu dusuk bir davranıstır onun icin. kendini metalastırmaktan hoslanmaz. vahsi doga insanıda vahsilestirir psikolojini etkiler. hayatla olumun bu kadar ince bir sınırda bulundugu cografyada yasamak psikolojik olarak insanı cokuntuye dusurur. ayrıca vahsi bir dogada cezalandırma yontemleri de vahsidir. hırsızlık yapanın kolunu kes gibi.

bu sebeple islamiyetin cıkısını ve yayılmasını bu vahsi col cografyasından bagımsız dusunemeyiz. hazreti muhammet nihayetinde kendi toplumunu icinde yasadıgı bu duskun durumdan kurtarmayı ideal haline getirmis tarihi bir kisiliktir.din bazı insanlar icin bir ihtiyactır, kisilik hakları dahilinde degerlendirilmesi gerekir.ama evden ve ibadethaneden cıkmaması kaydıyla. yasadıgımız cag itibarı ile butun dinler tarihe karıstı. cagımızda islam gucunu petrolden ve paradan alan bir siyasi hareket sadece. bugun dunyada gucluler ve gucsuzler var. guclunun hukuku dunyaya hakim. tarih boyunca oldugu gibi..
burada bahsi edilen durum cografi bir zorunluluk ve o zorunluluktan kosullara uyum saglayan bir canlı populasyonudur kibuna insan da dahildir. nerede yasarsan yasa o cografi kosullara bir kere uyum sagladın mı o kosullar senin alıskanlıgın olur. kutup ikliminde yasayan eskimo o kosullara uyum saglamıstır.ve bir eskimo hicbir zaman demez ki"ulan hep soguk hep soguk gotum dondu keske tropiklerde yasasaydım"eskimoyu tropikal iklimde yasamaya zorlasan da fiziki kosullar anlamında rahatsızlık duymasa da alıskan oldugu cografyayı arar.o oraya aittir cunku. araplar bedevilere ev verdiler yerlesik hayata gecmeleri icin ama adam alısmıs bir kere. evin icini kullanmıyor. kendisi dısarda yatıyor ve evi de deve agılı olarak kullanıyor. gokyuzunu yıldızları gormeye alısmıs adam, tavanı seyrederek uyuyamaz.cok zor degil bunu hayal etmek, dusun coldesin.. gunduz gunesten sıcaktan duramıyorsun gece soguktan. adamı insanı sinir sahibi eder bu durum. psikolojisini bozar.bu durumdaki adam keyif catmayı dusunemez, hazcı davranamaz. kaynaklar kısıtlı su ve yiyecek cok az.o yuzden surekli yer degistirmek zorundasın. colun insanı gezgindir.ve bir kere gezmeye alıstın mıondan vazgecemezsin,o senin alıskanlıgın kulturun olur. yerlesik hayata yabancılasırsın. milyonlarca kilometre kare col topragında kac tane sehir var.?ticaret gocebeligin bir sonucudur zaten.ben burada binlerce yıllık ve cok buyuk bir col cografyasına yayılmısbir kulturden, yasama tarzından bahsediyorum.o kosullara varana kadar belki binlerce yıl gecmis.1500 sene onceki mekke ve medine sehirlerinin kosullarından degil. dahası o zamanki mekke ve medine yerlesimlerine sehir demek komik olur. olsa olsa buyukce bir koy diyebilirsin. tabi ki ilk medeniyetler suyun oldugu kosulların uygun oldugu cografyalarda ortaya cıkmıstır, yerlesik yasama musaittir cunku. tarım yapabilirsin ve ihtiyaclarını karsılayabiliyorsan yer degistirmene gerek kalmaz. tıpkı gocebelik gibi yerlesik hayatta bir kulturdur bir alıskanlıktır. toprakla ugrasan insan topraga alısır, denizle ugrasan insan denize alısır.bir kere alıstı mı kolay kolay kopamaz.din tabi ki ihtiyacların, zorunlulukların bir neticesidir. yahudilik mısır krallıgının zulmunden dogmustur. tıpkı hristiyanlıgın roma imparatorlugunun zulmunden dogdugu gibi.ve her iki toplumda da kolelik kulturu vardır. semavi dinlerin ortaya cıkısını eski dunyanın kosullarından bagımsız dusunemeyiz. tıpkı islamı colun kosullarından bagımsız dusunemeyecegimiz gibi. islamı ne colden ne araptan ne arapcadan ve ne de colun sekillendirdigi arap kulturunden bagımsız dusunemeyiz.

colde kadın adamı yanına yaklastırmaz.sen kadın olsan sen de karnın burnunda colde dolasmak istemezdin. ozellikle col kosullarında hamilelik bir kadın icin cok zor ve olumculdur. hamileligi sırasında erkekten de pek bir destek alamaz. unutmayın vahsi bir hayattan bahsediyoruz. dogurdugu cocuk kız olursa diri diri topraga gomulme ihtimali de var.o yuzden colun kadını silahlıdır, kendi iradesi dısında erkegi yanına yaklastırmaz. yeni dogan cocukları ilahlara kurban eden bir zihniyetin kadına ve cocuga bakısı pekte oyle sevgi dolu degildir. colun agır yasama kosulları nefreti surekli korukler. kadını kapatmak, kontrol altında tutmak islamla beraber baslamıstır. islamdan once colde yasayan kadın ozgurdu. bugun en basta suudi arabistan da yasayan kadınların hali erkek karsısındaki hukuki durumu ortada. eskimo nasıl kutup iklimi kosullarına uyum gostermisse-ki bu bir zorunluluktur-bedevi de aynı sekilde colde-sahra da yasamak zorundadır. bunu kendisi secmemistir bu bir zorunluluktur. ayrıca hukuk duzeninin olmadıgı toplumlarda erkek cocuk onemsenir. cunku erkek guctur, tehdittir. etrafında dusman sayılacak komsuların varsa, mesela kan davası guduluyorsa kabile toplumlarında oldugu gibi5-10 tane kızın olmasını istemezsin,5-10 tane oglun olsun istersin.o yuzden hukuk sisteminin olmadıgı gucun hakim oldugu toplumlardakadın olmak hor gorulur, asagılanır.ama colde cok daha vahim bir durum var. kız cocukları kurban ediliyor, hem de iskence ile, diri diri topraga gomuluyor. yani kadın nefret edilen ugursuz bir canlı colde yasayan erkek icin. kadının hazcı dogası ancak guclunun ayakta kalıp yasayabildigi dolayısı ile hazza yer olmayan vahsi col cografyasında erkegi kadına karsı nefretle dolduruyor. belli bir yerde yasarken goc etmelerinin sebebi tabi ki kosulların degismesi.col ikliminin kosulları kısıtlıdır ve standart bir dongusu-degiskeni yoktur. colde dort mevsim olmaz. mevsim degisikligi ile beraber yasama kosulları zorlasınca baska bir yere hareket ediyor.bu bir zorunluluk, eger mevsim degisip kaynaklar azalmasa onlar da boyle bir zorunluluk icinde olmazlardı. oryantal bahsinde dunyanın neresinde hangi cografyada boyle bir dans var, sadece kadınların yaptıgı. gorunen o ki coldeki erkek dansetmekten pek hoslanmıyor. oryantal dans colden, col kulturunden gelir. orta asya dan getirmedik biz bu dansı.

milyonlarca km kare col topragında binlerce yıldır arap milleti denilen bir millet yasıyor. colde su vardır ama azdır.ve bir bolgede surekli bir su kaynagı yoktur.o yuzden surekli dolasmak zorundasın, kuraklıktan kacıyorsun yani. colde yagıs azdır ve belli bir rutini-surekliligi yoktur,o yuzden colde tarım yapamazsın.el mecbur gocebe olacaksın ve hayvancılık yapacaksın.col sadece kum demek degildir, bozkır ve kayalık-daglık alanları da kapsar aynı zamanda.kum collerini gecerek coldeki yagıs alan bozkır alanlara ulasıp hayvanlarını otlatmak zorundasın. uzun veya kısa sureli mola verebilirsin ama colde hep dolasmak zorundasın. cunku kosullar surekli degisiyor. kararlı bir iklim yoktur colde.ve dolasırken butun ihtiyac duydugun seyleri yanında tasımak zorundasın. deve diye bir hayvan var bilmem duydun mu,bu ise yarıyor..ama sen alısmıssın evde muslugu acınca suyun akmasına tabi tasavvur etmek zor geliyor coldeki durumu. mekke arabistan yarımadası uzerinde bir parca duzenli yagıs alabilennadir yerlerden biri, etrafında daglar var cunku, yagmur yuklu bulutları tutuyor daglar. belki suyu depolamak uzere su kuyuları yapmıslar, surekli su bulabilecegin nadiryerlerden biri arap yarımadası uzerinde. medineye gore daha kozmopolit ve canlı. cunku kervanların ugrak yeri bulusma yeri. aynı zamanda dinsel merkez. totem kulturune sahip kabile toplumlarının putlarının merkezi olan kabe burada. hayatın en canlı oldugu dolayısı ile dejenerasyonun ve vahsetin en yogun oldugu yer, merkez.medine adı uzerinde medeni olan yerlesik-sehirli olan demek. mekke kadar canlı ve kozmopolit bir sehir degil ama kabileler yerlesik yasıyorlar. belki binlerce yıl once kuraklıgın asırı oldugu zamanlarda mekke yi medine yi bile zaman zaman terkedip kısa sureli olarak daha yasanılır yerlere goc ediyordu insanlar. arabistan yarımadasında tek bir tane ırmak yoktur,gol yoktur. duzenli olarak yararlanabilecegin bir su kaynagı yoktur.ne yapıyordu bu adamlar binlerce yıl once, deniz suyu mu iciyorlardı. yoksa hz muhammed ve araplar uzaydan mı geldiler arap yarımadasına. dedim ya bazılarını 1500 sene oncesine goturup arap yarımadasına bırakmak lazım.o zaman ne demek istedigimi anlarlar, ortada bir hayatta kalma savası var ki hayatta kalman icin einstein olman bile kar etmez.
colde kadın seytanlasır, cunku colun kosulları bunu gerektirir. coldeki kadın erkek baskısı altında degildir, ozgurdur.ama bunun bedelini odemesi gerekir. simdi sizin aklınızı hepten basınızdan alacak seyler soyleyeyim. simdi diyelim ki bir kabilemiz var colde ve hayvancılıkla ugrasıyor. hayvanların otlayabilecegi yesil alanların pesindeler hep.col iklimi degiskendir,bir bolge yagıs aldı diyelim birkac hafta veya duruma gore birkac ay orada takıldılar. unutmayın butun bu soylediklerim binlerce yıl once olan seyler. buradaki yazıları ne discovery channel da ne de national geographic belgesellerinde bulamazsınız, gozunuzu acın iyi okuyun. nerede kalmıstık,o bolgede kuraklık basgosterince oradan ayrılmak zorunda kaldılar, baska bir yere gittiler. yani surekli hareket halindeler. kabile veya klan kac uyeden olusur bilemiyoruz, degisken olabilir.ama colun agır yasama kosullarını dusunursek kabiledeki kadın erkek iliskilerinin bizim anladıgımız anlamda karı-koca ve cocuklardan olusan klasik bir aile olmadıgını tahmin etmek zor olmasa gerek. klasik karı koca iliskisini gozonunde tutacak olursak kadın hep hamile olacak coldeki bu zorlu yasama savası sırasında.eh dogum kontrol yontemleri uzerinde pek bilgili olduklarını da soyleyemeyiz. hamile kadın surekli hareket halinde olmak zorunda olan bir kabilede sıkıntı yaratır, dusunsenize kabiledeki herkesin evli oldugunu ve kadınların cogunun surekli hamile oldugunu, colde bu sekilde dolasamazsın. yani kadınla erkek arasında bir evlilik bagı sozkonusu degil. niye,cinsel olarak biraraya gelmelerinin onune gecmek icin. eger surekli birarada olursa kadın surekli hamile olacak.bu da kabilenin coldeki hareket yetenegini azaltacak. kabile icinde birbirini seven bir cift var diyelim. onların iliskisi bile goze batar. kaldı ki binlerce yıl once col gibi vahsi bir dogada tekeslilik ve evlilik kulturunun oldugunu soyleyemeyiz. kabile-klan tarzı bir yasama biciminde sadece erkek isim olarak soy olarak sayılır. colde kadının kisi olarak kabul edilmedigini dusunursek bu daha anlasılabilir hal alır.kan bagı ile birbirine baglı bir topluluk ve sadece erkek kisi olarak kabul ediliyor. kadın sadece erkek soyunu surdurmeye yarayan ve erkekten asagı gorulen adı-sanı olmayan bir canlı coldeki kabilelerde. hayvanın disisi bile hor goruluyor. islamdan once colde yasayan erkegin kadın uzerinde bir egemenligi-kontrolu yok ama kadın kisi olarak sayılmıyor yine de.islamdan sonra kadın kisi yerine koyuluyor ama yine erkekle esit haklara sahip degil. erkegin onceligi ve kadın uzerindeki egemenligi tartısılmayacak bir sekilde acık islam ogretisinde.

kadınla erkek birarada aynı kabilede yasıyorlar. oradan oraya beraber yolculuk ediyorlar ama cinsel olarak birbirlerine karsı mesafeliler. erkek belki daha rahat ama kadın hamile kalmamak icin erkege karsı mesafeli duruyor. eger hamile kalırsa butun hayatı altust olur. kabilenin hareketine uymakta sıkıntıya duser. kabilede de cok fazla umursayan olmayabilir kendisini. karnı burnunda, gunduzun sıcagında gecenin sogugunda kabileden ayrılmamak zorunda. kabileden ayrı duserse yasayamaz zaten. simdi diyelim ki kabilede guzel bir kız var. gelismis serpilmis, 15 yasında olsun. butun erkeklerinde gozu uzerinde bu kızın ama ailesi kendisini korudugu icin sahipsiz degil pek kimse yanına yaklasamıyor. kızda hamile kalmamak icin kendini erkeklerden sakınması gerektiginin farkında,o yuzden yanında silah tasıyor. mesela bir hancer, veya bir bıcak. yani bu bekaret namus-ırz meselesi degil, hamile kalmama meselesi. herhangi bir erkegin saldırısından kendini koruması gerektigini biliyor.ama guclu kuvvetli bir erkek kızı gozune kestirmis surekli kızı takip ediyor. babasından istemek icin degil tabi, punduna getirip bir tenhada kızıkıstırıp becermek icin.ve diyelim ki tenha bir vakitte ve durumda kızı yalnız basına yakalayıp kıstırıyor.kız adamın niyetinin farkına varıyor ve bıcagını cekiyor ama adam kuvvetli kızın elinden bıcagı alıyor ve "salvarını" indiriyor. biraz fantazi edebiyatı yapar gibi oldu ama olan biten uc asagı bes yukarı boyle. kızın korkusu hamile kalmak. aslında o da seksin nasıl birsey oldugunu merak ediyor. adam ise koyulunca bakıyor kurtulus yok pek sesini cıkarmıyor belki o da haz alıyor, yani olayımız tecavuz olmayabilir. tecavuz veya degil, ama bir ay sonra bakıyor ki hamile kalmıs, belki adam arada yine kızın uzerine cullanıyor fırsat buldugunda.ama bir ay geciyor uzerinde adet zamanı geliyor ve kız adet gormuyor. anlıyor ki hamile kalmıs "iste simdi boku yedim"diyor kendi kendine. hamileligi suresince kabileye yuk olacak cocugu dogurana kadar dogum da dahil olumcul bir surece girdi kendisi acısından o vahsi col cografyasının icinde. artık hamile ve istedigi gibi seks yapabilir dahası bunu silah olarak kullanıp cıkar saglayabilir. nasıl olsa hamilelikten donus yok bir sekilde bu cocuk dogacak ve belki ailesi dahil kimse sahiplenmeyecek kendisi dısında bu cocugu. artık o hamile kız kabilenin duzeni icin buyuk bir tehlike. cunku isterse kıracagı cevizin cevirecegi dolabın haddi hesabı yok. unutmayın herkes cinsel pehrizde. burası col ve bu kadın vahsi bir kadın. gocebe olarak yasıyor belki haftalarca hatta aylarca yıkanmıyor. sadece yagmurdan yagmura yıkanıyor belki. colde dayanısma kulturu yoktur ve o yuzden nefret sevgiden cok daha guclu bir duygudur colde.bu kadın hamile kaldıgını anlayınca o kabilenin butun duzenini disiplinini bozacak, hele birden fazla hamile kadın oldugunu dusunursek kabile ustu kapalı olarak porno film setine donecek.

kızımız hamile kaldı, artık bası belada. diyelim ki basından gecen olayı tecavuz boyutu ile yasadı.bu sefer bu adama kin duymaya baslayacak ve intikam almak isteyecek.ne yapabilir, diyelim ki tecavuz edenin adı ahmet olsun.bir de mehmet var kızla ilgilenen ama olan bitenden kimsenin haberi yok henuz.kız ahmetten intikam almak icin mehmete yanasacak ve ahmete karsıonu dolduracak.bir de uzerine mehmete guzel bir "muamele" cekti mimehmet hepten cosacak. kızımız diyecek ki sen git ahmetin isini bitirgelince gene yaparız. bunlar col kulturunde dogasında olagan seyler.bu kız aylar boyunca cinselligini kullanarak kabiledekierkekleri birbirine dusurecek veya bir sekilde bundan cıkar saglayacak.ve bu karısıklıklar sırasında mumkun mertebe kendini acıga vermedensinsice hareket etmek zorunda ki kendine bir zarar gelmesin.ama kabile bu olaylarla calkalanacak huzursuzluk cıkacak. dogum zamanı geldi diyelim ve dogan cocukta kız olsun. kabiledekiler eger bebek erkek olsaydı sesini cıkarmayacak ve cocuga sahip cıkacaklardı. cunku erkek cocuk kabile icin guctur ozellikle coldeki haydutlara haramilere karsı kabileyi koruyabilir gelecekte.ama cocugun kız olması ve kabilede o zamana kadar yasananolaylar calkantılar bu cocugun kız olmasına baglanacak ve bu ugursuzlugun ortadan kalkması icin ilahlara kurban edilecek. diri diri topraga gomulecek.

kabile biliyor ki aslında olayların arka planında cocugun annesi var, aslında asıl amac cocugu oldurerek kadını cezalandırmak. colde kadın hayatta kalabilmek icin seytanlasır. bu yuzden surekli kabilede karısıklık cıkar ve kadından nefret edilir. tıpkı gemide kadın ugursuzluk getirir inancında oldugu gibi.

evet col boylesine vahsi bir cografyadır, hayatta kalmak cok zordur.ama bir o kadar da guzeldir,col insanı kendine baglar.cok mistik ve egzotik bir cografyadır, cole alısırsan colden vazgecemezsin.col senin bir parcan olur,sen colun bir parcası olursun.

simdi herkes kabul ediyor ki islamdan once colde kız cocukları kuma gomulerek olduruluyordu. burada sozkonusu olan yetiskin kız cocukları degil tabi ki,yeni dogmus bebeler.bir allahın kulu da cıkıp desin ki, "yok arkadas,o olay senin anlattıgın gibi degil, aslında boyle boyle" deyipbana mantıklı bir acıklamada bulunsun.
biliyorum ki dehsete dustunuz ama binlerce yıl oncesinde colde yasayan kabilelerden bahsediyoruz. yani yirminci yuzyılın nimetlerinden oldukca uzaktayız. besin bulmak sorun oldugu kadar yemek yapmak yemek pisirmekte sorun. cakmak-kibrit yok, oyle birseyi aklına getirme,bu insanlar nasıl ates yakıyor.?ancak ates yakabilirse yemek pisirebilir, yoksa cig et yemek zorunda. sizce bizim gibi gunde uc ogun pratik-zengin bir sofraya oturabiliyorlar mıydı.?bugun sen o zamanlara kıyasla hemen hicbir anlamda yoksunluk yasamıyorsun. hatta sokaktaki ortalama insan birkac bin sene once dunyanın col ve benzeriherhangi zorlu bir cografyasında yasayan insana kıyasla karun gibi padisah gibiyasıyor ama farkında degil, ille gozune sokman gerekiyor. coldeki insan yasadıgı zorlu hayattan bir cennet tasviri yarattı. dunyadan yeteri kadar keyif alamadım gun yuzu goremedim oldukten sonraguzel bir hayat icin ibadet edeyim bari diye dusundu. gunumuzun ortalama insanı bu insanlara kıyasla cennette yasıyor. sukretmemiz lazım, oncelikle gecmis kusaklara, onların becerisine, birikiminefedakarlıgına,insana sukretmemiz lazım, insana saygı duymamız lazım. insan cesidinin biriktirdikleri ile bugunku rahat denilebilecek hayatı yasıyoruz.

sadece bin sene onceki yasayan insana kıyasla inanın cennette yasıyoruz.cat ocagı yakıyorsun yemek pisiriyorsun,cat dolabın kapagını ac soguk su.bu kadar konfor icinde mutlu degiliz, cunku ozgur hissetmiyoruz kendimizi. butun bu yasadıgımız rahatlık icin insana-birbirimize saygı gostermemiz gerekirken bugun insan cesidi birbirinin gozunu oyuyor. colde yasayan vahsi insanlargunumuz insanından cok daha uygardı, onların vahsiligi icinde yasadıklarıdoganın ve onun getirdigi zorunlulugun bir neticesi idi.bir onların yasadıgı hayata bak bir de bizim yasadıgımıza, bize yasatılana.

insanlar ne kadar tuhaf, bugun istedigin icecegi istedigin zaman istedigin kosulda iciyorsun. istedigin zaman yıkanabiliyorsun.uc asagı bes yukarı hosuna giden istedigin yiyecegi istedigin zaman yiyebiliyorsun. soguktan ve sıcaktan korunmak adına modern barınaklara sahipsin. iletisim olanakları ve teknoloji sayesinde insanın tarih boyunca urettigi butun bilim, sanat ve kultur urunleri elinin altında.en basitinden bundan birkac yuzyıl once herhangi bir klasik muzik eserinidinleyebilmek icin soylu sınıftan olman gerekiyordu saraya girebilmen icin. bugun portatif muzikcalarlar sayesinde gunun yirmidort saatituvalette dahi istedigin muzigi dinleyebilirsin. peki butun bunlar sizi daha akıllı yapması gerekirken gerizekalı mı yapıyor.?bazı insanlar neden anlamamakta ısrar ediyorlar.cok degil hz muhammedin dogumundan sadece birkac yuzyıl oncesinde arap yarımadasındanasıl bir hayat vardı acaba,hic merak etmiyor musunuz.?sizi soyle colde gocebe olarak dolasan bir bedevi kabilesinde birazcık misafir etsek. televizyondaki uyduruk survivor yarısmalarından biraz farklı bir ortam haliyle.su ve yiyecek kısıtlı, oruc kulturu nereden geliyor zannediyorsunuz.?canın istediginde yemek pisirmek veya ısınmak icin yakabilecegin ates yok. geceleri karanlık, ısık yok. elini dugmeye uzattıgında yakabildigin lamba ne kadar buyuk bir nimet, farkında mısın.?dunya genelinde bu lukse kavusalı yuz yıldan biraz daha fazla bir sure gecti sadece.

benim soyle bir fantazim var aslında,bir ucak kiralayıp anlamamakta ısrar eden birkac duzine insanı icine dolduracagım. sonra da sahranın ortasına gelince sırtınıza bir parasut baglayıp kıcınıza tekmeyi vurarak ucaktan "selametle" diyerek "indirecegim".cok degil birkac hafta sonra tekrar aynı bolgeye gelip halinizi hatırınızı soracagım. tabi sag kalabilen olmussa.

bir de islamiyetten once colde yasayan kadın uzerine buyuk yanılgı icinde bazıları. islamdan once colde yasayan kadın sumsuk bir kadın degildir.o kadın savascı bir kadındır,o kadının yanına her babayigit yaklasamaz. bedevi kabilelerinde yasayan erkekler degil kadının giydigine karısmak yanına bile yaklasamaz. hani bugun amerikan yapımı filmlerde canlandırılansilah kullanan dovuscu kadınlar var ya,mesela kill bill deki uma thurman. iste o kadının gercegi,o rol yapıyor sadece.o sadece film, onun canlandırdıgı kadının gercegi islamdan once colde yasıyordu. islam kadını eve kapattı ve sumsuklestirdi. islamdan once sen nereyedort tane kadın alabiliyorsun,sen bir tanesini zaptedemezsin-elinde tutamazsın. islamdan once colde tek eslilik ve evlilik kurumu diye birsey yoktu. yoksa hangi ana-baba cocugunun ilahlara kurban edilmesine izin verir.

islamdan sonra da bizim bildigimiz modern anlamda tek eslilik-evlilik kurumu yoktur. yukarıda bir ornek verdim o cahil bir kızdı, kazaya kurban gitti. normal kosullar altında colde biraz pismis yasını almıs belki birkac tane cocuk dogurmus yirmi yas civarında guzel bir kadın savascı bir kadındır. dusun ki belki de dogurdugu cocuk kucagından alınıp kurban edilmis kabilesi tarafından.bu kadın kabiledeki herkese karsı nefretle doludur. herkesten-herseyden nefret eder ve kimseye guvenmez.sen onun yanına yaklasacaksın oyle mi,o kadın silahlıdır. afedersin senin skini-tasagını keser eline verir. gunumuzde yavsak-yılısık erkek tipleri var, yakısıklı veya degil. guzel bir kadın gorduler mi bir ortamda hemen etrafında dolanmaya baslıyorlar, iltifatlar yagdırıyorlar. coldeki guzel bir kadının yanına yaklasamazsın. istedigin kadar yakısıklı ol, iltifat ederek elde edebilecegini dusunme.o vahsi bir kadındır, istedigin kadar iyi niyetle yaklas, yabancı isen seni tehdit olarak algılar. sakın fazla yanına yaklasma, hemen kılıcına-bıcagına sarılır, dograr seni, sakata gelirsin.

o kadını kim elde eder biliyor musun. soyle babayigit gozukara bir adam olacak. kadın seninle dovusur cunku,hem de olumune. boyle bir kadını elde edebilmen dolleyebilmen icin onu alt etmen lazım. kendini sana vermez, canı pahasına direnir. olmeyi yada olumcul bir yara almayı goze alacaksın. kadını yensen bile onu yaralamadan kazanman lazım. cunku yaralarsan-incitirsen onu dollemenin bir keyfi olmaz. kadının derdi kendini dolletmemek,ırz-namus meselesi degil yani. kadının butun derdi hamile kalmamak, cunku onun icin olum fermanı gibibirsey bu,bu oyle bir surec ki colde o dokuz ayın sonunda yasayacagı bile mechul. oyle ya dolleyeceksin ama yarın umursamayacaksın, uzaklasıp gideceksin.o kadın sana kendini bedavadan zevk icin verir mi,olumune dovusur. cunku onun karnı sisecek, ne o hamilelik suresinde ne de cocugudogururken yanında olup ona yardım etmeyeceksin, destek olmayacaksın.ve bu hamilelik sureci coldeki kadın icin olumculdur.o yuzden olumune dovusur seninle.

coldeki kadın o vahsi col cografyası icinde hamile kalarak hayatı yesertmek icin
canını tehlikeye atıyor,o yuzden bunu gozonunde tutup oncelikle kadınların
kisilik hakları na saygı gostermek sart. bunu basaran toplum guclu bir toplum olur.

ama kime ne anlatacaksın.?
adam ayrı bir telden calıyor, kadın ayrı bir telden.
kim kime dum duma bir hayat yasıyoruz, kimseye bir sey anlatamazsın.

sen bugunku turbanlı-carsaflı-carsafsız-erkeklesmis-ezik-kolelesmis vb.sumsukleri kadın zannetme. islamdan sonra dort tane kadın alınıyor oyle mi.?islamdan once coldeki bir kadını dort tane erkek biraraya gelse zaptedemez, sahip olamaz.hz muhammedin ogretisi ve yandasları ilk yıllarda mekke de tutunamadı. medine ye goc etmek zorunda kaldılar. niye tutunamadılar acaba. biraz kafayı calıstırın diyecegim ama bazılarının bir beyne sahip oldugundan emin degilim.

coldeki kadın ozgurdu ama bedeli o kadar agırdı ki dayanamadı, sonunda teslim oldu.o vahsi ve ozgur kısrak sutcu beygirine dondu.hz muhammed kendi ogretisi dogrultusunda kadınlara iyi davranın dedi amabu isler dilekle veya kutsal kitaptaki emirlerle olmuyor. hukuk lazım hukuk.ama kutsal kitaptaki hukuk degil yeryuzundeki hukuk. dogulu, islam dini kadını ezdigi icin geri kaldı ve bugun kafasına bombayı yiyor. doguda hukuk ve kisilik hakları yoktur. dolayısı ile bir ozgurluk kulturu gelismez. kadını ve cocugu kurumsal olarak korumazsan, kadını kisi olarak hayatın icine katmazsan, dolayısı ile hayata gotunu donerek yasarsan toplum olarak birseyleri ustuste koyup gelecek kusaklara aktaramazsın, gelisemezsin.dinin de el vermesi ile kaderci bir kultur topluma hakim olur.

dogulu hasta ruhlu bir insandır, hukuk fakultesi mezununda dahi hukuk bilinci yoktur.o yuzden dinin de yardımı ile efendi-kole iliskileri kurumlasır.o yuzden bugun batı efendi dogu da onun kolesi. dogu ile batının arasındaki temel fark bundan ibaret.

biliyorum ki yazdıklarım buradaki cogu kisinin aklının alacagı seyler degil. anlayabilseler sasardım zaten, halbuki cokta basit olarak anlatıyorum. bazılarının anlayabilmesi icin evrim gecirmeleri gerekiyor.ne dedim ben size, kan kalitesi.bu toplumun kan kalitesi basta erkeklerinin dejenere bir cinsel davranısa sahip olmasından dolayı dustu. anlatamıyorsun.anlamıyor, dahası anlamakta istemiyor.

burada yazdıklarım dunyanın en onemli bulusundan-dusuncesinden daha onemli. dunyayı degistirecek bilgi var burada ama kafa almıyor ki,ne soylesen bos. zamanla,yavas yavas. benim acelem yok.ciki ciki teorisidunyanın gelecegidir.bu ismi bosuna vermedim, gunun yirmidort saati unutmayın aklınızda bulunsun diye verdim.
dikkatle incelenirse insan psikolojisinin tamamı ile şiddete dayalı olduğu id'te sadece şiddet ve cinsellik olduğu görülecektir. bu da demektir ki çoldeki susuzluk bahanedir. aslolan insanın içgüdüleri ve bilinçaltıdır. çöl sadece araçtır. çiki çiki teoreminin çürütülmesi için ego alterego ve id arasındaki ilişkiyi çözmek yeterlidir. daha ayrıntılı bilgi için sıgmund freud
(bkz: sözlükte bilimsel makale yayımlamak)
seksi bir adı olan teoridir. çölde bir de beyaz ruslar olsa tam süper olacak.
bu teori kendi capında-alanında bir dehanın yeryuzune yansımasıdır, uyusturucu ile isim olmaz.
uyusturucu uyusmak, gerçekten kaçmak icindir. ben sizi aydınlatmaya calısıyorum.
çok kapsamlı bir sunum olduğundan kaale almaya değmez.

"çölde su yok"
*
bu teze karsı cıkanlar gerekcelerini mantıklı bir sekilde ortaya koymadıktan
sonra komik duruma duseceklerdir.bu kadar kapsamlı bir sunum okunmayı hakeder.
ben farkındayım ki bazılarınız yazdıklarımı okumaya bile korkuyor.
usengeclikten degil yani. korkmayın,korkularınızla yuzlesin.
korkularınızla yuzlesmezseniz gercekten yasamıs sayılmazsınız.
ibn i battuta seyahatnamesinde, şehirlerin iklim yapısının ve diğer özelliklerinin insan karakterine etkisini nezih bir şekilde izah etmiş; bölge insanlarının iklim ve diğer koşullara göre; hırçın, uysal, duygusal, hafifmeşrep, muhafazakar olabileceği savını öne sürmüştür. bence haklı. izmir'in kızları güzel misal. o muhteşem güzellikteki şehre çirkin kadın yakışmazdı zaten.

yani mirim, ciki ciki değil de aslen adı şu: Tuhfet un Nuzzar Fi Garaibi l Emsal ve Acaibi l Efsar.
teorinin ana fikri:

çölde su yoktur.
yaşama koşulları zordur.
erkekler kadınlardan nefret ederler.
çölde su yoktur unutmayın. kum vardır.
erkekler kadınları sevmezler.
erkekler kadınları yanlarına yaklaştırmazlar.
çünkü çölde su yoktur.
.

bu kadar tekrarlı yazılırsa tabi kafa almaz. aynı şey 4-5 kez söylenince akılda kalanlar bunlar oluyor. *
yüzeysel bir bakış açısıyla ancak "çölde su yoktur" deyişini akla çakan teori.
bu teori hz ibrahim den cok daha oncesi bir zamana yayılır.
antik mısır ın milattan once 3000 kusur senelerine varan gecmisi vardır.
peki antik mısır uygarlıgı kurulurken arap yarımadasında in cin top mu oynuyordu?
burada tek tanrılı dinlerin ortaya cıkmasından cok daha onceki bir zamana
iliskin antropolojik tespitler yapılıyor.
yani ortada ne musevilik ne de hristiyanlık var.
yasadıgı cografya ile baglantılı olarak insanın en ilkel en vahsi halleri.
tekeslilik idealize bir durumdur ve tarih boyunca genelde hakim olan durum
guce hakimiyete baglı olarak cok karılılık-cok esliliktir.
kolelik diye bir kurum varsa kacınılmaz olarak cok karılılık tan da bahsetmek gerekir.
osmanlı sultanlarının bile haremi vardı,cok eslilik elbetteki tarih boyunca
hakim bir kultur olmustur.
ayrıca eger colde tek esli bir kultur hakimse basta anal seks olmak uzere
cinsel sapkınlıklar neden yaygındı?
yaygın olmasa hz muhammed fetva vermek zorunda kalır mıydı?
islam dininin dahi dort kadına kadar izin verdigi gozonunde tutulursa
colde tekesli bir kulturun yaygın oldugunu dusunmek sacmalıktır.

dahası colde gobek dansı * diye bir olgu var.bu da degil tekeslilik
kadınla adam arasında fiziksel-cinsel bir mesafenin oldugunu gosterir.
tarih boyunca dunyanın hangi cografyasında kadının tek basına yaptıgı ve
bu derece yogun cinsel figurler iceren bir dans var?
kabile kulturu,vurmalı calgılar esliginde danseden kadın.

teorimizin adı da oradan geliyor zaten,bosubosuna "çiki çiki" ismini vermedim.

ayrıca ekleme yapma bahsinde colden gelen din baslıgı altında su ve petrol
paradoksu-iliskisi belirtilmis.
tek tanrı kulturu tarihsel gelisim icinde mevcut iktidarın gucunu sınırlamak
adına ortaya cıkmıstır.
ozellikle de bu iktidar mısır krallıgı ya da roma imparatorlugu gibi
kolelik duzenine baglı vahsi-zalim bir imparatorluksa.
yani insanlar durduk yerde bir tek tanrı inancı gelistirmemisler.

"senden buyuk allah var" sozu otoritenin adaletsizligini ve vahsetini sınırlamak adına insan ruhunun buldugu bir cıkıs sadece.
krala-otoriteye kendisinin de olecegi hususunu hatırlatarak
onda bir vicdan duygusu uyandırma cabası.

bu teori bize tek tanrı fikrinin de tarihsel bir surecin-zorunlulugun geregi
oldugu gercegini ayrıca sunuyor.ama okuması-bilgisi eksik bazı arkadaslar
mesnetsiz-dayanaksız iddialar one suruyorlar.
(bkz: mısır tanrıları)
(bkz: imaj hiçbir şey susuzluk herşey)
(bkz: sprite dan acımasız gerçekler)
(bkz: itirazı olan)
sözlüğe mis gibi bir hareketlilik kazandıran teoridir.

yazımında kasıtlı hatta kimi zaman kötü niyetli olarak kafa karıştırmaya yönelik bir metod kullanılmış olsa da bazı ilgi çekici çıkarımlara da ulaşmak mümkündür.

dinlerin kurgusunda çevre faktörleri görmezden gelinemez. çünkü din o çevrede yaşayan insanlara gelmekte ve önceliği o insanların anlayabileceği şeyleri anlatmaktır. bu çerçevede bakıldığın da çıkı çıkı teorisi *, bu önermeyi destekleyen görüşlerle doludur.
insan davranışları ve toplum hayatının çevresel etkilerden soyutlanamayacağı düşünüldüğünde* oldukça çarpıcı tespitler içeren bir teoridir.
(bkz: #3083538)
medyada boy gosterip genis kitleler tarafından farkına varılmasıyla beraber
dunyayı sonsuza kadar degistirecek teori.

benim acelem yok,zamanı gelince o da olacak.

(bkz: kadın doganın erkek evrimin devamıdır)
(bkz: amerikalılar karadeniz de 2)
yeni bir şeyler üretme olgusunun ''farklı olsun da saçma olsa da farketmez'' olarak algılandığı bu noktada marjinalliği tanımlamaktan korkuyorum.

en uçta omer celakil'ın olmadığını ispatlayan teoridir.
(bkz: baila el chiki chiki)*
(bkz: ciki ciki baba teorisi)
ilginç bir teori, çok fazla tekrar olmasa daha akıcı ve çarpıcı olabilirmiş. olayı şöyle özetleyelim, arap kültürü'ndeki cinsel yasaklamanın temelinde kuran-ı kerim yada namus yoktur, cinselliğin yasaklı olmasını doğa koşulları ortaya çıkarmıştır(temelde, islamiyetten önce de cinsel yasaklama var çünkü). islamiyet'ten önce ve 1950'lere kadar cinsellik sadece arap yarımadasında yasaklı olan bir ihtiyaç değil, tüm dünyada bir tabuydu fakat arabistan yarımadasındaki cinsel yasaklamanın tabularla yada ilahi inançlarla ilgisi yoktu direk olarak çöl iklimi insanı bu davranışlara sürüklüyordu ve cinsellik dünyanın diğer yerlerinin haricinde daha yasaklı bir konumdaydı.

(buradan sonra teoriyi birazda ben geliştireyim)

bütün bu şartlar altında, bakire kızların önemli bir yere sahip olması gerekir, yani şöyle denebilir, insanların çölde su-yemek-hayatta kalma gibi ihtiyaçlarının yanında büyükde bir bakire kız ihtiyacı var, çünkü kızlar eğer bakire olmazsa;

1)kızlar hamile kalma tehlikesi ile karşı karşıya, kızlar eğer hamile kalırlarsa, kabile yoluna düzgün olarak ilerleyemez ve kız geride bırakılmazsa bu olay kabilenin sonunu bile getirebilir.

2)yıllardan beri cinselliğini yaşamamış ve zaten hamile kalmış bir kız, çok tehlikelidir, kabile içinde iç savaş çıkartacak potansiyele sahiptir, erkeklerin içgüdüsel olarak en önemli amacı etrafa daha fazla döl bırakıp, soyunun devamını getirmektir, ve kabilenin erkekleri hayatta kalma mücadelesini bir kenara bırakıp, içlerinde susamak yada yemek yemekten daha güçlü olan 'soyunu devam ettirme güdüsü'ne yönelebilir.

3)kabile içindeki erkekler savaşabildiğinden ve güçlü olduğundan, kabilenin üstün cinsleri erkeklerdir. ama kız bekaretini kaybettiği andan itibaren, kabile içindeki lider yada liderlerden daha üstün konuma gelir, yolun sonunda kabile lideri tarafından öldürülmek bile olsa, erkekler kabile liderine sırf bir kadınla ilişkiye girebilmek ve içindeki soyunu devam ettirme güdüsünü tatmin edebilmek için baş kaldıracaktır. ve buda kabiledeki ataerkil sistemin yıkılması, gücü kadınların ele geçirmesi demektir ki bu sefer erkekler aynı kadınlar gibi ikinci sınıf insan muamelesi göreceklerdir.

şimdi bu varsayımdan yola çıkıp, ben desem ki;

islam dininde bakire kızlar kutsal değildir, bekaretin erkek-kadın ayrımı yoktur, cinsellik her iki cinsede yasak edilmiştir fakat arap kültüründe bakire kızlar en az hayatta kalmak kadar önemli hatta belki hayatta kalmanın şartlarından birisi olabilir. acaba türk halkı islamiyet'te yeri olmayan fakat arap kültüründe yeri olan, -bakire kızlar kutsaldır- anlayışını kendine empoze etmiş olabilir mi? türk kültüründe bekaret denen kavramın kutsallığının olmadığı, ''kızların bakire kalması için önce erkeklerin bakir kalması lazım, türk kültürü feodaldir-ataerkildir bu ataerkillik, erkeklerine cinselliği serbest kılmış fakat kadınlarına yasaklamıştır, fakat bu, önce erkeklerin bakir kalması gerektiği sonucunu değiştirmez, dolayısı ile ilkokul-1 matematiğine sahip birisi türk kültüründe bekaret denen kavramın önemli olmadığını söyleyebilir'' diye düşünebilen herkes tarafından kabul edilmiş bir gerçek, islamiyet'e göre konunun yorumu ise zaten biliniyor..

(caps) öyleyse türk halkı, ne islamiyet'te ne de türklükte olan bakire kızların kutsallığını arap kültüründen almış olabilir mi? eğer gerçek bu ise, türkiye'deki bekaret tartışması 24 temmuz 2008 perşembe sabah 02.34 tarihi ile bitmiş midir? (caps)