bugün

öğrenci evinde bulunmayan geçirgen sehpa.
en sevdiğim kelime. durduk yere zigon demek istiyorum, dedikçe mutlu oluyorum günümü gün ediyorum.
iç içe geçebilen çok amaçlı, kullanışlı sehpalardır. yıllardır üzerinde nice dostluklar çay ve kurabiye eşliğinde sohbetle şekillenmiştir. sanırım bu nedenle eski bir zigon sehpa hüzün verir insana. bakmakla alakalı bir durum olsa gerek; ancak bana hep o eski bayramları anımsatır. hani 'her iki kişiye bir zigon' kampanyalarının yapıldığı bayramları.
cem yılmaz ın marjinal kısımla voroş kısmı anlatırken son anda kullandığı bir espiri.
ohh evde sehpayı çevirip üstüne oturmalar ohh ohhh
oha bütün mahalle tren yapmışınız hani marjinal bizdik.
gibi benzeri espiri ler yapıldıktan sonra herşey biter. kahkahalar kesilir. Ve seyirci yeni bir konuya geçilmesini beklerken cem yılmaz hafifce kafasını çevirir ve o mükemmel stili ile yavaşça "zigon" der. yine kırmıştır gülmekten.
Sevdiğim bir arkadaşıma yakıştırılan lakaptır.
(bkz: zigonsehpa)
evin belirli yerlerinde bulunan küçük sehpalardır. eve gelen misafirlerin koltuğunun yanına konulup, üzerine de ikramlar yerleştirilip rahatlık vermesi sağlanır. ayrıca orta sehpasına ulaşmak için iyi bir aracıdır.
zigon sehpa aynı zamanda bir bedirhan gökçe şiiridir.

Bu gün ordaydım
Aynı yerde, aynı evde
Aynı kapıdan girdim içeri
Tesadüf bu ya aynı anahtar kalmış bende
Sandalyede yeleğini unutmuşsun,
Masada kahkahanı,
Mutfakda bardağını.
Salonda duruşunu unutmuşsun.
Sonra yan odada hıçkırığını,
Koridorda gözyaşlarını.
Kapıda çarpıp çıkışını unutmuşsun.
Bir çiçeğin zehri düşmüş zigon sehpaya.
Bir rujunun rengi düşmüş oval aynaya.
O kavgadan arta kalan kırık vazoyla.
ikimizin kalbi düşmüş tozlu balkona
Duvardaki resminde gülüşün kalmış.
Son içtiğin fincanda dudak izlerin.
Portmantonun yanında gidişin kalmış.
Kapıda bıraktığın ayak izleri.
Yastığının üstünde saçını buldum.
Posta kutusunda mektuplarını.
En son dinlediğin şarkını buldum
O hicazda kalmış göz yaşlarını.
Yazan böyle yazmış demek şarkıyı.
Nasıl anlam buldu sen olmayınca
Neyleyim köşkü, neyleyim sarayı
içinde salınan yâr olmayınca
misafirin, emrine amade olan tahta * kahramanlar.
tzigane'dan türetilmiş olma ihtimali yüksek fransızca kökenli kelime.
danışmanlar ve krallar * isimli üçlemedeki tzigone karakterini -esas kızdır- akla getirir ama o daha sevimli şen şakrak bi' şeydi.
türk salon kültürüne fransız saraylardan damlamış, şimdilerde kadınların pastalı börekli altın günlerine hizmet eden mobilya tipi.
basit yapısı, pratik kullanımı ve işlevselliği ile evin vazgeçilmez demirbaşlarından olan mobilyadır. ayrıca öğrenci evlerinde olması pek makbul görülmeyecek eşyadır.
ic ice gecebilen sehpalardir.