bugün

" bizimkisi bir yılan hikayesi... siyah beyaz filim gibi biraz. " yok lan o ayrıydı galiba.

kürşat-gülsüm = roket takımı.

memoli-zeyno-memolinin ortağı = ash , misti , brok.

kral-belgin abla = usta pokamon eğitmenleri.

tanım: bir dönemin beyin loblarını skmiş dizi.
Küşatgülsümkral.

Bilmeyen benle muhatap olmasın, demek istediğim dizidir.
--spoiler--
ben memoliyim,
Pis sakalım var kızlar hasta
Yılanın Kuyruguna basma
Deliyuregi de doverim
--spoiler--
19 yıldan fazladır Bursa Devlet Tiyatrosunda görev alan neriman uğur'un (bkz: kötü kadın) tiplemesiyle tv de şöhreti yakaladığı dizi film
bir gün, adamın biri, yolda taşın altına sıkışmış bir yılan görür.ve taşı kaldırıp yılana yardım eder.yılan kendisini kurtaran adam teşekkür eder ve adama onu takip etmesini söyler.

yılan, adamı bir deliğin önüne getirir ve beklemesini söyler.kısa bir süre sonra yılan,ağzında bir altın lira ile geri döner ve adama bunu bir şükran borcu olarak almasını ve her sıkıştığında gelip bir altın lira alabileceğini söyler.adam teşekkür eder ve oradan ayrılır.gel zaman, git zaman, aradan yıllar geçmiş ve adamla yılan iyiden iyiye dost olmuşlardır.

aradan uzun yıllar geçmiş ve adam yaşlanmanın da etkisiyle hastalanır ve yatağa düşer.paraya sıkışmıştır fakat yılanın yanına gidip altın lira alamayacağı için,oğlunun yanına çağırır.ve durumu anlatır,ona yeri tarif eder ve bir altın lira alıp gelmesini söyler.çocuk önce babasının deli olduğunu düşünür ama yine de gider.yılanı bulur ve durumu anlatır.yılan deliğe iner ve kısa bir süre sonra ağzında bir altın lira ile iner.buna şaşıran çocuk,"deliğin içi altınla dolu olmalı" diye düşünür ve yılanı öldürüp altınların hepsini alma fikrine kapılır.yerden büyük bir taş alır ve yılana fırlatır,yılan da can havliyle çocuğa zehirli dişlerini geçirir.taş yılanın kuyruğuna isabet eder,yılanın kuyruğu kopar,çocuk ise orada can verir.
adam bunu duyunca çok üzülür,tek oğlunu kaybetmiştir.

adam iyileşince yılanın yanına gider,ve der ki:

-yılan, biz senle çok şey paylaştık,yıllarca dost kaldık.tamam, oğlum sana ihanet etti ve sen de ona cezasını verdin.bu benim suçum,oğlumu buraya göndermemeliydim.ama herşeye rağmen senle dost kalmak isterim,hem artık kimsem de yok.yeniden dost olalım, ne dersin? der.

yılanın cevabı buruk ama kesindir:

-bende bu kuyruk acısı, sende bu evlat acısı oldukça bizden dost olmaz.
küçüklüğümde deli gibi izlediğim dizidir. özleyip bir bölümünü indirmişimdir ve izlemişimdir de meğer ne kadar iğrenç bir diziymiş arkadaş... her sarf edilen cümleyi soru haline çeviriyorlar azizim...
memoli ve şef arasında geçen muhabbet:
-şef! kral burda!
+ne kral mı burda?
-evet şef! belgin abla da burda!
+ne belgin hanım da mı burda?
-evet şef evet!! allah kahretsin!! cem de vuruldu şef!
+ne cem mi vuruldu?

eh be arkadaş...
Zamanında Polis Koleji puanlarını tavan yapmış dizidir.
Jenerigini blok flütle caldıgımız ilkokul müzik derslerini anımsatır.
herkesin jenerik müziğini blok flütle çaldığı dizidir. en azından denemişsinizdir değil mi? hadi hadi itiraf edin.. *
derya: açıkça söyleyeyim, ben senden çok hoşlanıyorum.
cem: şimdi kuyruğum olsa delice sallardım.

ahahah severek izliyorum.
kürşat karakteri çok psikopat ve makaraydı. tunca aydoğan abimize selamlar.
eskiden flüdümle jenerik müziğini çalardım.
bir sahnede memoli'nin zeyno için koştuğu efsane dizi.

geçenlerde istanbul'a geldim. güldük, eğlendik falan. ev sahibi beni memoli'nin koştuğu yerlerden birine götürdü. kafasının etini yemiştim "götür de ben de koşayım" diye. sağ olsun götürdü. çok feci koştum valla. başka benim gibi koşmak isteyenler için linki bırakıyorum.

https://www.youtube.com/watch?v=9tYJWBsA2WU
kötü esprilerle dolu olmasına karşın iyi kadrosuyla kendini izleten dizidir.
1.sezonu efsane olan diziydi. saçmalıklar vardı ama çok keyif alırdım bu diziden. tam çocukluk dönemlerime denk gelmişti. öyle bir diziydi ki, kürşat, gülsüm, erkan karakteriyle gerilim sahnesinden, memolinin apartmanına geçer, rambo berk'in abzürtleriyle garip bir fon müziği çalardı. ama keyifliydi.