bugün
- memesi küçük olmak9
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge24
- sözlük erkeğinden damat olmaz17
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı9
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip11
- fatih terim'in yuhalanması10
- crop giyen erkek11
- temizlik hastası eşle sevişme öncesi diyaloglar11
- vatandaşlık farkı alan otel26
- nazar değdi sözlük12
- çabuk vazgeçen insan8
- sözlük kızından gelin olmaz22
- hamas bir terör örgütüdür23
- güne bir şarkı bırak10
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız23
- uludağ sözlüğün bitmiş olması8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi16
- icardi1905 silik olsun kampanyası20
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- icardi190531
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır28
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız11
- futbolcu ismiyle nick almak11
- anın görüntüsü10
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim22
- sabah aç karnına içilen bira12
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- ideal duş alma sıklığı14
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
(bkz: entry)
(bkz: türkçesi varken kullandığımız yabancı kelimeler yüzünden çıkan problemler)
(bkz: kelimelerin turkcesi varken ingilizcesini kullanan zihniyet)
(bkz: türkçesi varken kullandığımız yabancı kelimeler yüzünden çıkan problemler)
(bkz: kelimelerin turkcesi varken ingilizcesini kullanan zihniyet)
emre sen
Son derece özgün,özellikli,yorumunu gökkuşağı RENKlerine boyamış,yeri geldiğinde zifiri karanlıkta bir ışık yakmış kimi zaman da günün en parlak ışıklarında geceyi getirmiş piyanist. Bu dev piyanist butun eserleri sanki hucrelerine bolunerek çalmaktadır. Bu yolla, bir Rachmaninoff\'u bir Liszt\'i bir Scarlatti\'yi bir Scriabin\'i veya bir Prokofiev\'i sanki başka başka yorumcular çalıyormuş gibi duyuran piyanistin yorumları son derece farklı,özgün, ancak kendi hislerine ve duyarlılığına uyanmış insanlar için son derece gerçektir. Emre Sen\'in bir tek chopin yorumlarını ele alırsak, her anlamda, sadece ve sadece piyano için yazılmış o eşsiz eserleri piyanoyu kendi orkestrasıyla konuşturarak yorumladığını görürüz. Bu onda tamamen kendiliğinden gelişmiş bir özelliktir; ne sonrasında belki de ne de ondan öğrenebilecek bir özellik..Zihne büründürülmeye çalışılsa belki tamamen kaybedilecek hislerle bestelenmiş bu eserleri aynen zamanında bestecisi tarafından duyulduğu gibi her katmanında farklı hatta bazen çelişik hislerle çalmakta ancak en sonunda yorumlarını sonsuzluğa taşıyacak birliği dinleyicisine duyurmaktadır. Biraz olsun içine dönmeye cesaretli insan ancak o zaman o katmanlara inerek hem Chopin\'i hem de ondan habersiz oluşmuş Chopin\'i anlayabilir..
MUAZZAM tekniği ise her notasını meleklerle çevrelediği eserlere öyle bir yedirilmiştir ki kişisel hırslar vaya zaaflarla hastalanmış beyinler, sırf bu yüzden duyamadıkları müziğe çamur atmak için eseri de kendileri gibi zehirleyip zaman zaman tekniği sakat bırakmışlardır. Halbuki bir tek yorumu bile onun tığ gibi işlenmiş müziğine dokunup kıvrımlarını hissetmeye yetmelidir! Ancak öyle bir toplumda yaşıyoruz ki belki de dünyada(!), sanırım o da nietzchenin dediği gibi yüzyıllar sonra anlaşılacak, ölüm döşeğinde bilgeliğini aktaracak bir öğrencisi bile olamayacaktır! Bütün egoist eylemlerden ve duygulardan sıyrılıp çırılçıplak kalındığında bu büyük piyanistin içtenlikle ısıtılmış müziğini bir battaniye gibi üstüne alıp ona sıkı sıkı sarılmak, çoğunlukla hissedilen acı yalnızlığı notaların uçuştuğu o sürekli devinim halindeki zamanda tatlı bir birlik duygusuna dönüştürür.. Hem bu müzik oyle saydamdır ki o saf çıplaklığı da hiç bir zaman kara kumaşlarla örtemez..
Konçertolar içinse..Keşke şu dünyada ona eşlik edecek kadar alçak gönüllü bir orkestra ve onun yanında yürüyecek, bir adım ilerisini hesaplamayacak bir orkestra şefi olsa.. Ama o bu darlıkta bile kendi orkestrası, şefi ve yorumcusu olmayı başarmıştır.
Kişilik özellikleri özellikle forumlarda yerilip yüceltilemeyecek kadar ona has ve özeldir. Zaten her eserin sonuna çizdiği portresinden anlamayan ona da yaklaşmamalıdır çünkü söz ettiğimiz RENKLER en çok orada parlar ve bakmasını bilmeyini kör eder.
Son derece özgün,özellikli,yorumunu gökkuşağı RENKlerine boyamış,yeri geldiğinde zifiri karanlıkta bir ışık yakmış kimi zaman da günün en parlak ışıklarında geceyi getirmiş piyanist. Bu dev piyanist butun eserleri sanki hucrelerine bolunerek çalmaktadır. Bu yolla, bir Rachmaninoff\'u bir Liszt\'i bir Scarlatti\'yi bir Scriabin\'i veya bir Prokofiev\'i sanki başka başka yorumcular çalıyormuş gibi duyuran piyanistin yorumları son derece farklı,özgün, ancak kendi hislerine ve duyarlılığına uyanmış insanlar için son derece gerçektir. Emre Sen\'in bir tek chopin yorumlarını ele alırsak, her anlamda, sadece ve sadece piyano için yazılmış o eşsiz eserleri piyanoyu kendi orkestrasıyla konuşturarak yorumladığını görürüz. Bu onda tamamen kendiliğinden gelişmiş bir özelliktir; ne sonrasında belki de ne de ondan öğrenebilecek bir özellik..Zihne büründürülmeye çalışılsa belki tamamen kaybedilecek hislerle bestelenmiş bu eserleri aynen zamanında bestecisi tarafından duyulduğu gibi her katmanında farklı hatta bazen çelişik hislerle çalmakta ancak en sonunda yorumlarını sonsuzluğa taşıyacak birliği dinleyicisine duyurmaktadır. Biraz olsun içine dönmeye cesaretli insan ancak o zaman o katmanlara inerek hem Chopin\'i hem de ondan habersiz oluşmuş Chopin\'i anlayabilir..
MUAZZAM tekniği ise her notasını meleklerle çevrelediği eserlere öyle bir yedirilmiştir ki kişisel hırslar vaya zaaflarla hastalanmış beyinler, sırf bu yüzden duyamadıkları müziğe çamur atmak için eseri de kendileri gibi zehirleyip zaman zaman tekniği sakat bırakmışlardır. Halbuki bir tek yorumu bile onun tığ gibi işlenmiş müziğine dokunup kıvrımlarını hissetmeye yetmelidir! Ancak öyle bir toplumda yaşıyoruz ki belki de dünyada(!), sanırım o da nietzchenin dediği gibi yüzyıllar sonra anlaşılacak, ölüm döşeğinde bilgeliğini aktaracak bir öğrencisi bile olamayacaktır! Bütün egoist eylemlerden ve duygulardan sıyrılıp çırılçıplak kalındığında bu büyük piyanistin içtenlikle ısıtılmış müziğini bir battaniye gibi üstüne alıp ona sıkı sıkı sarılmak, çoğunlukla hissedilen acı yalnızlığı notaların uçuştuğu o sürekli devinim halindeki zamanda tatlı bir birlik duygusuna dönüştürür.. Hem bu müzik oyle saydamdır ki o saf çıplaklığı da hiç bir zaman kara kumaşlarla örtemez..
Konçertolar içinse..Keşke şu dünyada ona eşlik edecek kadar alçak gönüllü bir orkestra ve onun yanında yürüyecek, bir adım ilerisini hesaplamayacak bir orkestra şefi olsa.. Ama o bu darlıkta bile kendi orkestrası, şefi ve yorumcusu olmayı başarmıştır.
Kişilik özellikleri özellikle forumlarda yerilip yüceltilemeyecek kadar ona has ve özeldir. Zaten her eserin sonuna çizdiği portresinden anlamayan ona da yaklaşmamalıdır çünkü söz ettiğimiz RENKLER en çok orada parlar ve bakmasını bilmeyini kör eder.
bunun için sanata ihtiyaç yoktur. her entry yenidir. zaten kişi eski entrylerden giriyorsa ayıp ediyordur. yeni başlık açma sanatı varsa ki, bu tüm sözlük yazarlarına öğretilmeli, ezberletilmelidir.
güncel Önemli Başlıklar