bugün

Teneffüs arasında fotokopi çekerken yanımdaki makineyi kullanmak suretiyle hoşlandığım bey yanıma gelmişti. Düğmelere basıyorum, kontrol ediyorum vs ama bir türlü makineyi çalıştıramadım. Neyse biraz uğraştıktan sonra yan tarafa dönüp hocam bunun açma kapama şeyi var mı neden çalışmıyor bu makine demiştim. Kendisi de ne zaman bu makinelerle imtihan versem şahit olduğu için bir gülümsemeyle makineyi açtı ve işine devam etti. Ben de he doğru ya tabi gibi kelimelerle eveleyip gevelemiştim. Umarım o gülümsemenin altında haftalardır bir makineyi çözemedi anlamı yatmıyordur, sözlük.
çok üzgün ve dalgın olduğum bi gün karpuz kesicektim yanlışlıkla elimi kestim.

Uzunca bi iz bıraktı ben de hatıra olarak.
yarrak kürek bir fotoğraf sergisi geziyoruz bi gün. baştan aşağı klişelerle dolu. fileli çoraplı kız fotoğrafları var siyah beyaz. tublr gibi amına koduğum yeri. ama mecburiyet işte. yekten takılıyorum içeride. bi tane fotoğraf gördüm. adam sadece bir çift siyah postalın resmini çekmiş bu sergide sergileniyor aq. bi güldüm. amk aptalları dedim. estetik kaygıdan yoksun kekolar işte falan. ama anlamaya da çalışıyorum. gözden kaçırdığım bi konu mu var falan diyorum. fotoğrafın altında da ''gece'' yazıyor.

lan diyorum ne alaka? nasıl? neden? kitlendim kaldım. anlamakta istiyorum bir yandan takıştım. sonra işin içinden çıkamadım sergiyi düzenleyenler olduklarını sandığım ablaların yanına gittim. pardon dedim. şu fotoğrafı bana açıklar mısın? ben kültürsüz bir öküzüm. anlamadım.

hangisi dedi gittik fotoğrafın yanına. böyle bi 3-5 saniye baktı. sonra bana baktı.

sanırım dedi. bilge karasunun gece isimli kitabını okumadınız. okusaydınız ne anlatmak istediğini anlardınız.

lan kapıda bilge karasu okumayan giremez yazmıyordu ki aq? ayrıca bilge karasu kim?

aa dedim benim hatam. mutlaka çıkar çıkmaz bilge hanımı okuyacağım dedim.

kadın kahkaha attı aq. göz devirip gitti. şaşırdım. anlam da veremedim. sikiyim dedim olm jcma senin ne işin var burada. bi hışım çıktım gittim.

moruk bilge karasu erkekmiş. karı sanırım ona gülmüş. kitapta 80 sonrası dönemleri anlatıyormuş. gece bekçileri. postal falan.

bakınız art amına koyim.
Dalgınlıktan tuvaletten içeri girerken selamın aleyküm demiştim.
ciddi bir ortamda tartışırken ''toplumun yarayan kanası'' demiştim.
kaynamış yumurtaya şeker atıp yemek.
Ben erdem soyut isim degil demistim, erdem diye arkadasim var diye.

Hayatimin en karanlik itirafidir.
bir keresinde işe çok erken gitmek için 3-4 saatlik uykuyla kalkmak zorunda kaldım saat 5 buçuk gibi artık bu dalgınlık mı bilmiyorum ama aşırı uykulu gözlerimle yüzümü yıkamak için suyu açtığımda abdest için niyet etmiştim.
eve doğru yürüyorsun kulakta kulaklık bi an etrafa bi bakıyorsun evin 5 km uzağındasın.
yolculuk sırasında bir benzin istasyonunda tuvalete giren eşimin peşinden gidip ;
- salak mısın neden erkekler tuvaletine girdin ? demiştim.
o da ;
- bak bakalım kapıda ne yazıyor demişti. baktım ki ; bayan wc yazıyor.

iyi ki içerde kadınlar yoktu.
Telefonla konuşurken, telefonum nerede, diye aramak.

Gözünde gözlükle duşa girip, noluyor la, diye şaşırmak.
Telefonda porno izlerken sesinin birden açılması. Evet.
Resim hocasına "efendim bebeğim" diye seslenmek.

Üç dakika kadar donakaldıktan sonra utanç içinde krize girerek öldüğümü hatırlıyorum.
kardeşim resmimi çekip beni letgo da satmaya çalıştı, sonra kaldırdık neyse ki, bedavaya satıyordu çünkü.
Arkadaşım ido nun sitesinden bilet alacaktı. bursa-istanbul alması gerekirken istanbul-bursa aldı. Promosyon bilet iade de edilmiyormuş.
Yazın çok sıcak havalarda uzun süreli kırmızı ışıklarda camı açıp o kolunu dayadığın an var ya... Sanki kuyruk yağı sürülmüş ızgaraya Akçaabat köftesi atmışçasına cossss ediyor etin. Vites boşta, el freni çekili değilse durduk yere öndeki arabaya vurursun ayık ol.
Uyanıp tvyi açtım. Yine altyazi dönüyor ve yine kitlendim. Bayburt ve gumushane kar yagisli 0 derece yaziyor alt yazida.

Ben hadiseyi bayburt ve Gümüşhane kar yagisli sifir derece diye algilayamadim. Bayburt ve gumushane kar yagisli. O derece diye algiladim. Vay amk nasi bi kar yagisi var acaba diye düşünüyorum. Sonradan jeton dustu. Gerci bu dalginliktan ziyade embesillik sanirim. Sabah sabah ya.
küçükken annemin elini tutucam diye yanlışlıkla yoldan geçen başka birinin elini tutardım, daha rezil bi anımı hatırlamıyorum.
Üstünde Vezneciler yazan otobüse binip kendimi Gazi mahallesinde bulmam. Bir gariplik olduğunu insan profillerinin mahalle yapısının değişmesiyle otobüsten birer birer milletin inip kalabalığa karışıp otobüste bir avuç insan kalmamızla hadi onu geçtim "müjde bim geliyor" ilanını görmemle kesin sezinlemem gerekirdi ama neden son durağa kadar bitkisel hayattaymışım gibi tepkisiz gittim bilemiyorum. Tamam yanlışlıkla kemerburgaza falan da gittiğim olmuştu ama bu seferki bir bambaşka yordu. Üzgün surat.
bilgisayar ekranına konan sineği mouse imleci ile kovmaya çalışmak.
(bkz: yapılmış en aptalca dalgınlık)
dalgınlıkla üsküdar vapuruna bineceğime kadıköy vapuruna binmiştim.
sigarayı tersten yakıp, yakılan kısmı ağza almak,

ağızda sakızla uyumak,

maydanozlu bir şey yedikten sonra aynaya bakmamak,

kola kutusunun deliğinin içine dilini sokmak.
Gözlük kafamın üstündeyken 5 dakika gözlük aradığım oldu, strestendi o gerçi.
Son zamanlarda birileri bana birseyler soylerken onlari dinlemeyip baska seylere dalip gitmemdir. Sonradinda evet tamam diyerek cevap verdigim oluyor ama tam bi rezillik iste!