bugün

görmüyorsun!

bu şehirde ölmek yeni bir şey değil elbet.
sanki yaşamak çok daha büyük bir marifet.

can yücel'i sözleriyle yazımızı şereflendirdiği için alkışlıyor ve uğurluyoruz. uğurlar olsun!

evet, insanlar! yaşam evine hoş geldiniz. yaşadığınız bunca sene içinde bu sıcak merhabayı belki duydunuz, belki duymadınız; belki de adı farklıydı anlamını bilseniz bile. yaşam evi, dünya mıdır dersiniz? hayır, bedeniniz. yaşam evi, ruh dediğiniz bilinciniz. düşünceleriniz, hafızanız, hisleriniz, yedikleriniz, temizlediğiniz, temizleyemez hâle geldiğiniz, bir gün gelince terk edeceğiniz.

ah yaşam evi..benim de seni terk etme vaktim geldi. ama önce kapıların menteşelerini yağlamalıyım..

nasıl ki her işi gizli kapaklı yaptıysam şimdiye değin, ölümüm de öyle olacak. nasıl ki herkes uyuduğunda açtıysam buzdolabının kapağını sessizce, nasıl ki burnumu kimse yokken karıştırıp çıkardıklarımı kimsenin göremeyeceği yerlere sürdüysem, nasıl sakladıysam duygularımı, nasıl büyüttüysem yalnızlığı içimde..ölümüm de öyle olacak. bu tuvalet yaşamı son bulacak. sifonu çekip, kapıyı çarpacağım ardıma; tuvalet isterse tıkalı olsun, taşsın! yaşam evinin tuvaletinde yaşadım bunca zaman. ve biliniz diye söylüyorum, bu evin her bölmesinde diğer bölmelere geçiş olduğu gibi evin dışına da çıkış var. ölüm arazisinde temeli atılmış bu renkli tek yapıya dışarıdan girmek mümkün değil; ancak içeriden birisinin çıkması kaydiyle kapı aralanır ve gidenin ardından kapanır tekrar. ölümün hissiz, düşüncesiz, kansız diyârında başbaşa kalır ayrılan. ayrılan..ayrılmak fiiline konu olan..ayrılmak, tek sevgilinin yaşam olabileceğini kabûl etmiş insanlar için geçerli tabii. ve sizsiniz onlar. değil mi? sizsiniz. size yazıyorum. sorularınızı cevaplayacağım.

madem başka bir bölmeye de geçebiliyorum; neden ölümü seçtim?

"işin kolayına kaçıyorum." değil mi? öyle yorumlamaz mısınız çoğunuz? hoşunuza gitmez çünkü bu yaptığım ve işin kolayına kaçmak da hoşunuza gitmez. peki nedir "işin kolayına kaçmak"?

bakalım tdk'ya.

diyor ki: derinliğine araştırmadan basit olarak düşünmek, yüzeyde kalmak, tembellik etmek.

evet. tembellik ediyorum. tembelim ben. bunu kabûl etmişken, neden tembellik etmeyeyim? tembellik ede ede tembel oldum, sonunda işe yarar bir tembellik edeceğim.

hayır, derinliğine araştırmadan basit olarak düşünmek..bu biraz komplike. derinliğine araştırıp, düşünüp, tartıp..bir yere varamadıktan sonra basit düşünmek bu yaptığım. yorulmak var. yorgunluk var. yorgunum.

yüzeyde kalmak..yüzeyde kalmayı tercih etmektir bu benim için.

işin kolayına kaçtığım için..tüm bu kem gözler. kıskançlık mı var? acıma mı? küçümseme mi? tüm bu gözlerde. işin kolayına kaçtığım için. neden sezebiliyorum, o kötücül hisleri sizde? ben yaşam evimi terk ediyorum. menteşeleri yağlayıp, evimi son kez toplayıp daha fazla dağılmasına müsaade etmeden bir müze gibi bırakıp, gideceğim. gittiğimde..hiçbir şeyi bilmeyeceğim ardımdan olacaklar adına. ama yalan yok, biliyorum yaşarken, ölümümün ardından neler olabileceğini..suçluluk, kargaşa, şaşkınlık, kahrolma, delirmeler, unutulma, hatırlanma, unutulma. yaşama tutunmak zorundalar, öyle mi? değil, ne zaman kabûllenecekler..kimbilir ne zaman anlayacaklar, eu thanasia, male vita..acıyayım diyorum; vicdanım, değerlilerimin avukatı, beni köşeye sıkıştırıyor: sen gidersen diyor, başlıyor ümit yaşar oğuzcan'ın şiirini okumaya..ama alışmışım artık. ahh bu mantık çok acımasız. çok çaresiz kalacaklar, acımasız olan benim. gitmeliyim. alışmalılar. ayıp ettim. aklımı size vereyim de bir deneyin: yanımda yoklar. olmalarına katiyen karşıydım zaten. cetvellediğim elleri şimdi tutmak isterim, ateşine götürmek için kalbimin. bunca zaman anlamalarına karşıyken, anlamaları için yapabileceğim bir şey kalmadı artık. kendimle baş başa sesleniverdim inanmadığıma:

Ey Ruh-i bî-vücud, ben senin adınım
Ayyuka çıkan fikirde baki inadınım
Ben ne tam bir erkek, ne de bir kadınım
Hiss-i cinsiyyetimle değişir tınım
Âhkam-ı eçhelden firar-i bâtınım

bilirim tek özlediğim, bir insan sıcaklığıydı..kimbilir belki de ulaşamayacağımı kabullenip sefer-i mevte hazırlandım. ama biliyor musunuz? hangisi gerçek, baskın, doğru sebep olursa olsun; hepsi de olsa ve hatta hiçbiri olmasa da ölmek güzel şey. ve bir de..bir tuvalet yaşamının rasat yapmak için bu kadar elverişli olacağını hiç beklemezdim..tahta atım olmasın, istemem..yavan yaşadım, yayan giderim. siz de akıllanın. görmüyorsunuz hâlâ, değil mi..?