bugün

havası suyu, insanları, mekanları, sosyokültürel gelişmişliği, ekonomik olarak geçim vb. yönlerden yapılacak analizlerdir.
Biz angara bebesiyiz la evet özeti budur.
havası soğuk suyu zehirlidir. mekanları avm'dir. sosyokültürel gelişmişliği avm'dir, ekonomik olarak geçim avm'dir.
sis, kravat, metro.
uzun süreli hiç kalmadım, kısa süreli çok seyahat ettim ama ben sevemedim, sevene mutluluklar dilerim, Allah bir yastıkta kocatsın. çok resmi bir havası var, sürekli ceketimi ilikleyip gezmek geliyor içimden.
2013 yılında Gençlerbirliği deplasmanı için gittiğim güzide başkentimizdir. Herkes kaçmak isterken ben günübirlik gidip az gezebildiğim için bana güzel gelmiştir. Pek sevdim
soğuk mu soğuk bir havası vardır, normalde kar yağınca oluşacak rüzgar soğukluğu, bildiğiniz her gün yaşanmaktadır.

kesinlikle çok kültürlü, kendini geliştirmiş insanları vardır; lakin bu durum, şehrin genel olarak insanlarına sirayet etmenin fersah fersah ötesindedir. özellikle metro, otobüs, minibüs, marketler, avmler ve yeni tanıştığınız insanlar, hepsinde fark edeceğiniz bir saygısızlık, kabalık afedersiniz ama anadolu çomarlığı ve hayatından memnun olmama durumu. bunu ağır kelimelerle yazmanın antipatiklik ve nefret duyguları dışında bir şey uyandırmayacağı için gelip kendi gözünüzle görmeniz gerecektir, istisnaların kaideyi bozmayacağını yazmıyorum.

mekan olarak şehri gezmek isteseniz inanın kayda değer bir yer bulamayacaksınız. sadece suni bir şekilde yapılmış çok büyük ve fazla sayıda parkları vardır. avmleri vardır. lakin diğer şehirlere kıyasla hiçbir birikimi yoktur.

ekonomik olarak söyleyecekse, nesnel yaklaşıyoruz ve kesinlikle büyük imkanlar olduğu karşımıza çıkacaktır. fazla ürün çeşitliği, daha fazla imkanlar ihtiyaçlarınızı daha rahat giderme gibi şeyler mevcuttur.

sonuç olarak: zorunluluktan ve minnet duygusundan başkent seçilmiş, fethedilmesi hava muhalefeti açısından zor olan bu bakımdan gayet uygun bir başkent fakat başkentlerin bir havası olur, bir sosyokültürel gelişmişliği olur, paris, londra, tokyo dersiniz çoğu ülkede böyledir hepsinde bir gelişmişlik vardır, fakat bu gelişmişlik ankaranın yakınından bile geçmemiştir.

tavsiye verecek olursak başka yerde yazdığım gibi:

1-müstakil ev
2-şahsi araba
3-otoritenizi sağlayabileceğiniz bir iş

gibi durumlarınız yoksa kesinlikle günaşırı gelinip görülmesi ne halt olduğunun anlaşılıp her türlü kendi memleketine şükretme mutluluğunu yaşayıp görülmesi gereken şehirdir.

edit:siyaset, hukuk vb vardır, üniversite için burayı tercih edeyim diye düşünüyorsanız kafanız 60 70 yaşlarında kıraathanelerde kağıt oynayan amcalarınkinden farklı çalışmıyor demektir, lütfen böyle basit düşüncelere kapılmadan analiz yapıp bir tecrübeliye danışınız.
mayıs 1 - yazlık yorgan.

haziran 1 - pike.

temmuz 1 - tişört.

ağustos 1- sadece don.

eylül 1 - pike.

eylül 15 - yazlık yorgan.

ekim 1 - kışlık yorgan.
Kasveti ile insanı boğan bir şehirdir ankara. Ne gezip görülecek mekanı vardır ne de başınızı alıp gidebileceğiniz sakin bir doğa ortamı. Sadece avm var. Gezelim denilince bir avm adı mutlaka geçer. Velhasıl kusura bakmayın bu şehirde ne okul okunur ne de hayat geçirilir. Imkanınız varsa hızla uzaklaşın zira şehrin griliği ve kasveti ruhunuza bulaşıyor.
Akşam hayat bahçeli ve tunalıda.
görüyorsunuz ya aklın yolu 1. yorumlar hep benzer ve gerçek. saygılarla.
Çevremdeki herkesin okul için deli gibi istediği yerdir. Kalitesine, eğitimine diyecek laf yok ama ciddi anlamda antipatik geliyor, istanbul, izmir varken bilemedim..
en en en genelinden konuşursak dört tip insan tipi vardır:

1- muhtemelen buranın yerlisi yahut çok seneler önce göçmüş ve artık tarla zengini olmuş kısım, tarla satıp parayı pavyonda yerler. alemcidir.

2- başkent olmanın şehre verdiği yetkiye dayanarak memur olan, efendiliğinden ödün vermeyen, daim şık giyinip görünüşüne önem veren kravatlı kesim. memur diyip geçmeyin kültür birikimleri şaşırtıcıdır. genel memur karakterli davranırlar. en babacanı da bunlardan çıkar, en süründüreni de.

3- ve tabii ki bu güzide şehrin en çok ön plana çıktığı konulardan olan üniversitelerin nüfusa kazandırdığı önemli sayıdaki üniversite öğrencisi. üçüncü-dördüncü senelerinden sonra ankarada yapılabilecek şeylerin %93'ünü yapmış olurlar. ülke gündemine ve siyasete çok ilgililerdir. yine kültür donanımı olarak seviyeleri iyidir.

4- kadim ankara*'da büyümüş, son zamanlarda dizilere ve sosyal medyaya konu olan şehir sakini. genel olarak liseyi bitirene kadar yazları, liseden sonra komple sanayide, berberde yahut çeşitli emek ve kas gücü sahalarında çalışıp hayatını kazanmaya çalışırlar. konuşma tarzları dışarıdan gelenlere çok argo gelir. muhabbetleri efsane komiktir. türkiyenin modifiyeli şahin rezervinin çok büyük bölümünü ellerinde bulundururlar.

işte bunlar da kendi aralarında iyi huylu-kötü huylu olarak dallanıp budaklanır. her şeyden öte unutmamak lazımdır ki bu şehirdeki herkes bebedir, herkeste biraz angaralılık vardır.

amaan bu böyle anlatmakla olmaz, en net gözlem için gelin efenim ankaraya. bir hafta boyunca ulus-sincan otobüsüne, bir hafta boyunca da kızılay-eryaman otobüsüne binin. insan tipini çözmüş olursunuz zaten.
Angaralı doğulur, olunmaz. Sonradan gelen sevmez. Soğuğu ayazdır, yazı kavurur. Ama ben aşığım Ankara ma, Ankaralı olmaya..
insanı hayattan soğutan bir atmosferi vardır. akıllı mutlu ve huzurlu insanın uğramaması gereken yerdir. ayrıldığım zaman hiçbir yerini özleme zametine girmeyeceğim.
havası buz gibidir göt dondurur.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar