bugün

(bkz: dedirten başlıklar)
kesinlikle zombi istilası. ama öyle hödük gibi bakıp ağır ağır yürüyen değil, et kokusunu alınca köpek dişleri fırlayan, tazı gibi koşan zombilerden.
Devletlerin sistematik olarak insanları yıldırması olurdu.
hayat benim hayatım.
hayat, kadınlar ve seks.
Mitolojiyi günümüze uyarlayıp o mistisizm ve erotizmi eksilere taşıyacak, günümüz castin bilibircilarına kemik atacak, vampirlere fiyonk takıp kalitesiz animelere göz kırpacak konuları olmayan bir kitap olurdu.
içinde isyan aşk ve sevgi konuları işlenen bi roman olurdu.

baş kahraman erkek olur. kızları çözemedik panpa.
Icinde sehir olurdu mutlaka.
galiba psikolojik olurdu, kendi iç dünyamı ; ruhsal zenginliklerimi , zaaflarımı, telaş ve yorgunluklarımı anlatıp rahatlamak isterdim, tabii becerebilirsem...
aşk.

ayrılık.

hüzün.

göz yaşı.

cinayet.
değişim.
bir atla kovboyun imkansiz aski.
türk kızları.
felsefe, sanat, insan.
psikoloji.
(bkz: #7312600)
(bkz: atını siken kovboy)
(bkz: atın intikamı)
(bkz: ve uzaktan bir zenci göründü)
(bkz: adam ata binip kaçtı)

saçmaladım.
trolllüğün tabiatı ve doğası üzerine.
sosyal fobik kişinin hayatı falan.
(bkz: #20423587)
yazarlar zaten kitap yazar ve çoğununda kitapları vardır zati. sen o aydınlarla kendini bir mi tutuyorsun kardaş? *
yürümek.
itiraf.
cahilliğimi dizginlemek için bir kaç kitap almıştım. zülfü'nün konstantiniyye oteli kitabını görünce aklıma takıldı sahi. bir kitap yazsaydım konusu ne olurdu. nereden başlardım hatta ondan önce hangi konuyu seçerdim. belki basit kısmı başlangıcıdır. nasıl bi son bulurdum. ucunu açık mı bırakırdım yoksa mutlu mu veyahut kötü bir sonla mı bitirirdim. bir keresinde 9. sınıf öğrencilerine şimdiye kadar yaşadığınız duyguları ilk kez siz yaşamadınız dediğimde şaşırmışlardı. kendilerini eşsiz hissediyorlardı çünkü yeni yeni böyle düşünmeye başlamışlardı. ama biz biliyoruz ki ilgilerimiz, duygularımız tekrar ettikçe zevkten uzaklaşıyoruz.

haluk bilginer'in çok zengin adamı oynadığı adını şimdi hatırlamadığım bir dizi de dünyadaki tüm zevkleri tatmış biri olarak son olarak adam öldürmeyi merak etmesi gibi. farklı arayışlara girmeden evvel eski tatlar boğazımızı sıkıyor sanırım. bazen bu yüzden sapıtıyor bazen de huzura eriyoruz. en azından bir süreliğine. yani bu bir devridaim oluşturuyor ve her ne kadar farklı şekillerde cereyan etse de bizlerde amaç hemen hemen aynı. bu yüzden merakım fantastik ya da bilim kurguya kayıyor. hayatında bir heyecan, bir arayış veya en duygusalından aşk olmayınca insan gerçekleri sıkıcı buluyor.

bir kitap yazsaydım herhalde konusunu bir anda bulmam gerekirdi. çünkü öbür türlü planlı bir düşünce basmakalıp olurdu. bu yüzyılda yenileri çoktan tükeşmişiz belli ki.
polisiye roman yazardım.