bugün

yazarlar kitap yazsaydı konusu ne olurdu

cahilliğimi dizginlemek için bir kaç kitap almıştım. zülfü'nün konstantiniyye oteli kitabını görünce aklıma takıldı sahi. bir kitap yazsaydım konusu ne olurdu. nereden başlardım hatta ondan önce hangi konuyu seçerdim. belki basit kısmı başlangıcıdır. nasıl bi son bulurdum. ucunu açık mı bırakırdım yoksa mutlu mu veyahut kötü bir sonla mı bitirirdim. bir keresinde 9. sınıf öğrencilerine şimdiye kadar yaşadığınız duyguları ilk kez siz yaşamadınız dediğimde şaşırmışlardı. kendilerini eşsiz hissediyorlardı çünkü yeni yeni böyle düşünmeye başlamışlardı. ama biz biliyoruz ki ilgilerimiz, duygularımız tekrar ettikçe zevkten uzaklaşıyoruz.

haluk bilginer'in çok zengin adamı oynadığı adını şimdi hatırlamadığım bir dizi de dünyadaki tüm zevkleri tatmış biri olarak son olarak adam öldürmeyi merak etmesi gibi. farklı arayışlara girmeden evvel eski tatlar boğazımızı sıkıyor sanırım. bazen bu yüzden sapıtıyor bazen de huzura eriyoruz. en azından bir süreliğine. yani bu bir devridaim oluşturuyor ve her ne kadar farklı şekillerde cereyan etse de bizlerde amaç hemen hemen aynı. bu yüzden merakım fantastik ya da bilim kurguya kayıyor. hayatında bir heyecan, bir arayış veya en duygusalından aşk olmayınca insan gerçekleri sıkıcı buluyor.

bir kitap yazsaydım herhalde konusunu bir anda bulmam gerekirdi. çünkü öbür türlü planlı bir düşünce basmakalıp olurdu. bu yüzyılda yenileri çoktan tükeşmişiz belli ki.