bugün

Yazarların yüreklerindeki yaraların hikayeleridir.
Onu gördüğümde diye başlayan hikayelerdir.
Rahmetliyle güzel yarınlarımız olabilirdi diyip üç noktayla biten bir hikaye bunlardan biridir.
bir gün yine sevilmiyorum diye başlaması muhtemel hikayelerdir.
404 not found.
yaşadığı mı?
öyle bi aşk hikayem var ki. 5 yıllık 1 ilişki arada aldatılmalar başka senaryolar vs vs. geniş bi zamanda yazacağım. buraya mı yazarım inciye mi bilmem
Hepsi birer tecrübe. ve acı bir gülümsemeyle kalbin amına koyan hikayelerdir.
Film sahnesi tadındadır, her rakı içildiğinde anılır içten içe.
Anlatsam dizisi çekilir hiç gerek yok.
içim titriyordu. (gerçi halen öyle)
lütfen sonunda kavuşmak olsun dediğim hikayemdir, anlatırdım ama çok uzun. kimseye ders verme niyetinde değilim ama keşke o zamanlar biri bana bunları söyleseydi; lütfen arkadaşlar lütfen, birine geç kalmayın, bakın her şeyin bi telafisi var, birini seversiniz ama olmaz zamanla unutabilirsiniz, biriyle sevgili olursunuz ama olmaz zamanla unutabilirsiniz v.s v.s ama birine geç kalırsanız onun pişmanlığını atlatamazsınız, ne kadar zaman geçerse geçsin o pişmanlıkla yaşarsınız. birlikte geçirdiğiniz günleri hatırlarken her anınızın sonunda "acaba o gün şöyle yapsaydım nolurdu" diye gerçekleşmemiş şeyleri hayal edersiniz, en son yaptığınız şey aklınıza gelince de "acaba o gün öyle yapmasaydım nolurdu" dersiniz. atlatamazsınız yani, yok. dostoyevski "aslında insanı en çok acıtan şey hayal kırıklıkları değil, yaşanması mümkünken yaşayamadığı mutluluklardır." derken o kadar doğru söylemiş ki... elimde sadece dualarım ve bitmeyen umudum var. inşallah kimse bu durumu yaşamaz, aramızda yaşayanlar varsa da umarım hepimiz kavuşuruz yaşayamadığımız mutluluğumuza, sevdiğimize.
+baris ben evleniyorum macburum.
-...
Hayatımdaki ilk çıktığım kızla olan hikayedir.
Birinci gün el ele tutuşup gezdik. Sonraki akşam beni parkta bir ağaç altına götürdü. Hayatımda ilk öpüşmeyi orada yaşadım. Aşk zannettim. Gençlik işte.
Yaşım 16 yarapbi belki 17 yalan olmasın ama daha reşit değilim. Bir hatun var beni seven. O zamandan iş bilmez ve sorumsuzum. Terk etti beni. Dedik eyvallah.

Çalıştığım yer, size nasıl anlatayım, bir apartman altı, büyük bir dışarıda adım alanı var, balkonumuZ VAR, AÇIK otoparka bakar, bunun da altında depomuz var. Ben o adım alanından hep atlayıp köşeden, el koyup böyle atlarken, depoya doğru gidiyorum. Bir gün böyle elimi koydum atladım. Çok yüksek olmayan yerden atlamak gibi düşünün. Elimi koyduğum yere denk geldim.

Orada, X kalp Berat yazıyordu. Sildim hemen.

Sonra biraz çevreme baktım. Göremedim. Devam ettim.

Ben kimseye güzel bir anı bırakamadım belki fakat bana hep güzel anılar bıraktılar...
Oyunda tanıştık çok güzeldi.
Çok güzelsin yazdım yolladım.
Birleştirdik hesapları.
Sonra oyundaki karşıdakine oturarak çaktım.
O da gördü küstü tamamen sildi beni bidaha yazmadı.
Sjsjsjsjs.
Askerdeyim, sevgilime mektup karalıyorum, beğenmediğim yerleri çiziyorum, sonuna küçük bi şiir gibi bişey ekliycem, sonra da güzelce temize geçicem, en rütbelisi albay olmak üzere yüzbaşıya kadar ardaşık vaziyette sıralı bi rütbeli heyete çarpıldım. Adam aldı kağıdı eline evirdi çevirdi bak ben ki kendi çapında bi asteğmenim eheuhehe sivgilime şiir yiziyim kimtinim diyebildim. Dilim ancak o kadarına döndü.

-memleket yanıyo amcık derdinde amk! Dedi ya la!

O an ne düşündüm biliyo musun sözlük, şimdi ben bu albaya girsem, acaba olayı vatana ihanete filan sokarlar mı, orayı tam şe’apamadım, vatana ihanete girerse sıkıntı çünkü!

-vur geç koçum, ne düşünüyon!

Bak buradaki “vur”u o an acaba düşündüklerimi anladı da kendisine “fiziken” vur diyo şeklinde algıladım o an. Hatta bu albayların ne kadar Zeki olduklarını felan düşündüm bak. Halbuse adam siktiret karıyı kızı uzun soluklu takılma one night iyidir demek istiyomuş en Babacan tavrıyla.

Olaydan çok çoook sonra adama hak verdim ama, boru mu amk, koskoca albay, Zeki, ileri görüşlü, analitik düşünebilen bi adam.