bugün

yer: bursa erkek lisesi
ders: matamatik
yine matamatik dersinin olagan durumu sınıf dersi dinlemiyor hoca buna ragmen her zamanki gibi tahtaya yazıp cizmekte. sınıf yine olayı abartmıs sanki mahalle kahvesinde ki gibi davranmakta. hocaya atılan laflar, hava da ucusan yanan kagıtlar, molotok kokteyi gibi hazırlanmıs cola kutuları. hocanın sabri kalmamıs ve sonunda dayanamaz ve döner sınıfa bu sınıfta bir o.cocugu var der, bütün sınıf hocaya bakarak evet sınıfta bir o.cocugu var dıyerek cevap verir.
- kimya hocası
+ öğrenci

-bu konuda çözünürlük kelimesi çok geçiyor arkadaşlar!
+hocam uğraşmasak 'x' desek kısaca, olmaz mı?
-olabilir evladım.
+*hocam ozaman bu mol kelimesinede 'y' diyelim.
-tamam abartmayın.
+x' e kaç değer vericez hocam?
-eşşeğin ....

kesinlikle yaşanmıştır.(küfürle birlikte)
x kişisi matematik dersinde yine o ünlü öküz böğürmesi şeklindeki öksürüğünü koyvermiştir.sınıf şöyle bir dalgalanır, dersin en önemli yerinde sınıfın yine dikkati dağılmıştır.hoca dikkati üstüne çekmek amaçlı: "ben senden daha iyi öksürürüm" diyerek öksürük denemeleri yapmakta, sempatik bir şebek konumunda takılmaktadır.x kişi gafın allahını yapmak üzeredir.o an gelir ve:"hocam öpüşmede sizinle yarışırım" der.hoca ve sınıf kitlenmiş,dumur bir halde x kişisine bakarlar.x kişisi ne söylediğinin farkına varır, "hocam öss stresi mazur görün" der. bahsettiğinin öksürmede yarışmak olduğuna kim inanmıştır,bilinmez.x kişisi bu olaya bir hafta gülmüştür,x kişisine allah akıl fikir versindir.
itiraf ediyorum.x kişisi benim *
lise son,ders tarih.
Tarih öğretmeni kısa boylu, oldukça kilolu "insafsız yargı", "yüzünüze tükürülen tükrüğü alıyorsunuz allah rahmet eylesin diyosunuz", "askerler telef oldu" gibi cümleler kuran bir bagyandır.
dersi herkes her daim pür dikkat dinler, ama sebep kesinlikle bilgi anlamında bir şeyler kapmak değil, yukarda bahsedilen komik cümleleri yakalamaktır. kim önce fark edecek, kim daha çok yakalıycak...
defterin bi köşesine not alınır bunlar yıllığa yazılmak üzere...
birde okul görevlisi mehmet amca vardır,namı diğer "tahta".arkadaştır tüm öğrencilerle, paylaşılamayan insan.
birgün tarihçimiz kendini kaptırmış ders anlatırken adımını nereye attığını unutur,üzerinde masa olan kürsüye adım attığını zanneder,ayak havada bir süre kürsü arar,ayak kürsüyü bulamaz,atılamayan adım büyük bir sarsıntıya yol açar, evet tarihçimiz yerdedir artık, çıkan ses ise hala kulaklarımda...
bu düşüşün saniyesinde kapı tıklatılır, gelen tahtadır;
-hocam afedersiniz, isterseniz sınıfı boşaltın galiba az önce deprem oldu.
o saniyede tüm sınıf yerlerdedir artık, bu bir tesadüf müdür, gerçekten deprem olmuş mudur, yoksa tahtanın kapı dinleme özelliğide mi vardır hala bilinmemektedir...
ders:din
7. sınıfın ilk günleri

Arkadaş, daha okul yeni açıldı ben uyuyayım hoca bişey demez diyerek kafasını sıraya koyar ama din hocası bu, ilk günden derse başlamasa olmaz.Ne de olsa öteki dünyada hesap verilcektir, paranın kaynağı sorulacaktır.

dö: evet çocuklar peygamberimizin hayatı...
5 dk geçer hoca uyuyan arkadaşa sorar
dö:oğlum söyle bakalım Peygamber Efendimizin isimleri neymiş?
ö:Necmi Yılmaz hocam.
sınıf kırılır tabi.bizim arkadaş yarı uyur yarı uyanık halde olduğu için soruyu tam anlamamıştır ve okulun ilk günleri olduğu için babasının ismini sorduğunu sanmıştır.
lisede programlama kursunda yaşanmış bir olay:
ders: java

hoca herkese hesap makinesini arayüzlü olarak yazmalarını ister ve ilk bitirene de ödül vardır. tabi ödülü duyan şu bünye* başlar kodlamaya, ne var ki programa başlarken açtığı dosyanın adını geyik olsun diye "gazz" olarak açan ben programa da hesapMakinesi ismini verir. * program bitirilir ve 50'ye yakın kişinin önende, sessiz ortamda "hocam bitti diye" bir ses yankılanır. hoca hemen koşar gelir, kodları inceler hata bulamaz. * ardından ben denizi ayağa kaldırır ve arkadaşlara alkışlatır. gururdan kendini bişey sanmış, sanki dünyayı kurtardığı sanılıp bi tarafı kalkmış şekilde kürsüye çıkılır ve program koca ekrana yansıtılır. gene büyük bir alkış ve o acı an: çalıştır tuşuna basılır ve kocaman ekranda sadece "error gazz" yazar tam ortada. bir çok kez tekrar denenir fakat hala ekranda aynı yazı error gazz . tam olarak tablo ortada kocaman siyah ekran ortasında bu yazı, yanında kıpkırmızı olmuş yerin dibindeki ben, önümde ilk sırada "olmuş, çalışır" diye onay veren kalleş hocalar ve arkada yarılmaktan kendilerinden geçmiş koca anfi dolusu insan evladı. *
ders: tarih
tarih : 1996
kahraman: Ali
Tarih hocası ilk Türk devletlerinde orduyu anlatmaktadır ve bu devlette (Göktürkler olabilir)orduya 'su' denildiğini söylemiştir. Bu sırada Ali dersin başından beri pencereye bakmakta ve tiki olduğu üzere saçıyla oynamaktadır. Hoca durumu farkeder ve Ali'ye dönerek:
-Evet 'subaşının' ne iş yaptığını bize Ali söylesin der.
Ali ne olduğunu anlamaya çalıştığı 10 saniyeden sonra cevap verir:
-subaşı ilk TÜrk devletlerinde belediye işlerine bakardı.
Hoca: error
Sınıf: film kopmuş
Ders: halini siz düşünün
bir ogretmenimin anısıdır...
hocamın sınıfında bir gorme ozurlu arkadaş varmış. e dogal olarak bu arkadas beden eğitimi derslerinden muaftırlar. imkanları kısıtlı olan okulda da bir tane soyunma odası vardır. o da erkek ogrencilere tahsis edilmişrir. kız arkadaşlar kıyafetlerini sınıfta değiştirmektedir. E cocuk goremediğinden kızlarımız onun sınıfta kalmalarına müsade etmekteymişler. kızlarımız kimi zaman önüne geçip striptiz bile yapmışlardır bu arkadaşın(egolarını tatmin etme durumu heralde). gunlerden bi gun yine beden eğitimi dersi oncesi erkek arkadaslar soyunma odasına gimişlerdir. kıyafetini değiştiren bir arkadaş bahçeye giderken sınıf kapısının yanında gorme ozurlu arkadaşı gorur.
-olum naapıyosun burda?
-hiç abi takılıyorm.
-olum niye çıktın sınıftan gidip otursana
-yok abi kızlar istemiyorlar beni.
-niye olum ne zararın varmış onlara?
-abi ya bu kız milletinden korkulur valla öğrenmeyecekleri sey yok.
-ne ogrenmişler lan? adamı ayar etme.
-abi benim yarı gordugumu ogrenmişler.

o ana kadar sınıfta hiç kimse arkadaşın bu durumundan haberdar değildir. Sadece okul muduru bilmektedir, annesiyle kayda geldikleri zaman ogrenmiştir.
v. hugoyu elemanın biri beşinci hugo diye okumuştu.
*
yaz aylarinda dersten ve ter kokusundan bunalan fen sinifi ogrencileri dersi (ogretmen izni ile, fen sinifi ya hani) asmis bir halde bahcede top kosturmaktadir. bahcemiz bir ogretmen evinin arkasinda oldugundan ogretmen evinin odalarinin camlari bir cok kez "tarafimiz tarafindan" kirilmis idir. oğnçün bize futbol topu yerine plastik top verilirdi her defasinda. bana kalsa pimapen falan yaptirabilirlerdi de neyse. topumuz insan kiligina burunmus bir hayvan tarafindan patlatilir(üstüne basilarak). bunun üzerine etrafta baska top var mi diye gezinirken kız arkadaslarimizin pembe plastik topu gozumuze carpiverir. plan basittir aramizdan bir cengaver kızların üstüne kosucak topu alip kacicaktir. sonra da piskinlige vurup topu geri vermeyecektir. klasik top calma olayidir yani. cengaver secilir. kim mi? tabii ki objebi.

objebi planini yapar. voleybol sahasinda voleybol oynadigini sanan kizlara dogru hircin bir hamlede bulunup hava da suzulmekte olan topu 1 80 kadar olan boyunu kullanarak alıp kacicaktir. fakat onunde bir engel vardir. hafta sonlari otopark olarak kullanilan okul bahcesinin voleybol kısmı araba park edilmesin diye zincir ile sinirlandirilmistir. üstünden atlayip asicaktir ama objebi bu kucuk engeli. koşar adım hedefe ilerler. kisa bir zaman sonra kosmaya baslar, hizlanir, ziplar, havada space jam misali süzüldüğünü sanar haylaz cocuk. sanar, sanar, san...

uyanir. etrafinda gülen bir kalabalık gorur, bakar. mal gibi izler ilk once. sonra dank eder bazı şeyler ayaga kalkmaya cabalar. millet yarilmistir. objebi de yarilmistir. hemde 2 yerinden(kaşı ve diz kapağı). hala tasir izlerini. zincire ayagi takilmistir safin.

(bkz: oyle degil boyle yararlar adami)
bir arkadaş camdan aşağı çöp atarken hocanın görmesi,oğlum hayvanmısın demesi,arkadaşın,hocam aşağıda çöp kutusu var diye cevap vermesi,hocanın da inanıp camdan aşağı bakması.
lise yılları:

okul müdürümüz kendisini yırtarak, milyarlar bulup okulu boyatmıştır (kendi deyimi),
yavru ağzı rengine boyanan sınıfımızın duvarları meçhul kişiler tarafından çizilmiş,
farklı bir nedenle sınıfımıza gelen müdür bey tam kapıdan çıkacaken duvardaki yazıları görür ve beyninde şimşekler çakar, ve ilk sözler:

- la kim çizdi la bu duvarı (bir yandan duvarı yumruklamakta)
+ ... (kimseden ses yok)
- la aha bu duvarı çizenin anası fahişedir, la çıksın orataya bişey yapmicam
+ ... (gene ses yok)
- la bak kimse çıksın anasınıda getirsin, anası fahişedir, getirsin muayene parası benden, bunu ispatlicam
+ ... (halen ses yok)
- la bak çıksın bişey yapmiyacam la
+ ... (hııı bizde bunu yedik, gene ses yok)
- la valla bişey yapmicam ulan, la bu ülkede demokrasi var ha, birşey yapmicam la

salak kızın biri atlar kendisi yapmadığı halde,zanneder ki hababam sınıfındaki gibi herkes ayağa kalkıp ben yaptım diyecek, ah salak işte,

salak 1: ben yaptım hocam
salak 2: hayır ben yaptım

sınıf sus pus, müdür gülümsemekte.

-la gelin la buraya.

lise ikinci sınıfta iki genç kızın, sınıf ortasında tekme tokat dayak yemesi çok acıklıydı doğrusu.
7 kişilik ingilizce sınıfında öğretmenin geç kalması üzerine canları sıkılan öğrencilerin sınıfın neşe kaynağı ve arıza öğrencisinin camdan dışarı çıkması üzere gaza getirip,kızın camdan dışarı çıkmasını sağlarken, müdürün de raslantı üzeri oradan geçiyor olması.
sonuç:vahim!!
lise 1 de çöm olarak yılın ilk kimya dersine girer dewe. cesaretini ispatlamak isteyen yüksek egolu, kısa boylu kimya hocası kötü esprilerle canımızı almaktadır. sınıf çok uzun bir koridorun sonundadır ve çok daşşaklı olduğunu düşündüğüm bir arkadaş * sürekli kapıyı çalıp kaçmaktadır. artık konu, kimyacının kötü esprileri değil, kapının sürekli çalınmasıdır. tabi kimyacı yavaş yavaş, o karizmatik edalarla kapıya yürüyene kadar, dingilimiz çoktan koridoru bitirmiştir.

ve bir anda kapı tekrar çalar. fakat o da ne ? 1.60 lık kimyacı, o kösele ayakkabılarla yardırmıştır adeta. 1 sn içinde sınıftan fırlayıp, bir kat aşağıda elamanı yakalamıştır. ezilen egosuyla veleti ezerken, sınıfta ders yapılamaz hale gelmiştir.
lise son sınıfta okulun en azılı ineklerinin olduğu bir sınıfta yaklaşan öss heycanıyla ders anlatamayan biyolojicinin dersinde bahçeye çıkılıp test çözmek istenmiştir.
hoca gelmeden kapıda ikili sıra olan sınıf hoca geldiği andan itibaren hocam nolur çıkalım temalı farklı cümleler kurmuşlardır. hoca oturun yerinize diye bağırırken önlerden 2 kişi oleeey izin verdi diye koşarak merdivenlerden inmeye başlamıştır. sınıfın geri kalanı da elinde testlerle takip etmiştir bu ikiliyi. öğrencilerin peşinden koşan hocayı yarı yolda müdür yakalamış ders çalışan çocukları neden dışarı çıkartıyorsunuz diye azarlamıştır.
din kültürü ve ahlak bilgisi !! dersindeyizdir . hocamız tam anlmıyla bir fırlamadır.
mevzu olsa da gülsek diye yer arar. sehir mersin okul bir anadolu lisesi sene 2004 zamanlama dersin tam orta yeri.
kahramanlarımın din hocası : dh , like a bird : lkb , esas oglan : eo ve sınıf : s olmakadır.
like a bird ile ugraşmakta olan esas oglan birden bir hışımla bir dakika deyip el kaldırır, like a bird yine napacak acaba diye onu izlemektedir.

eo : hocaaaaaaaağğğğğğmmmmmm
dh : (s)ööyle eo noldu yine ?
eo : hocam siz imam nikahı kıyıyor musunuz ?
dh : ııı eee evet eo neden ? kiminle evleneceksin kih kih
eo : hocam o zaman hafta sonu müsait iseniz biz lkb ile size gelsek bizim imam nikahımızı kıysanız
s : zuahahahahah hahahahah ahahahahh yuh
lkb : yuh kızarmak bozarmak yerin dibine geçmek
dh : oooooooooo hadi tamam gelin zaten çok yakışıyorsunuz kih kih kih

yerin dibine girilesi bir an ama aynı zamanda da gülünesi bir an hatırlandıkça..yalnız din hocası da dünden razıymış be...
orta okulda leyla olarak gezilen zamanlardan bir zaman merdivenlerden arkadaşlarlar kakara kikiri yaparak inilmektedir.sonra önüne bir bakarsın işte o aman tanrım sevilen çocuk gelmektedir göz onun üzerinden alınamamaktadır.
sonuç son merdiven basamagı görülmemiş palas pandaras sevilen insan evledının önüne düsülmüş ve bunun farkına kafayı kaldırıp çocukla göz göze gelince çocugun suratındaki o delicesine kahkaha ifadesi görülünce varılmıştır.bütün okul olaya gülmüş ancak düsen kızımız snıf snıf ve zuhaahahah sesleri arasında ortadan bir süreligine kaybolmuştur.
okul bahçesinde hayrat denilen çeşmenin önünde iki arkadaş su içmektedir.aynı zamanda koca koca büyük sınıflar da su savaşı yapmaktadır.fırlatılan sulardan biri arkadaşlara gelir ve kaçınılmaz son olarak ıslanmışlardır artık.o hışımla arkadaşlardan biri

+ yuh kim o hayvan yaa !!!!!

kendisi 2 metre olan bir abimiz ve korkulan bir abimiz

- o hayvan benim ne vardı ???!!!
+humm peki o zaman serinledik zaten iyi oldu
- iyi !
diger arkadaş : bence kaçalım
+ kaçalım evet
görünmeyecek bir yere kaçtıktan sonra ise ahahahah ahahahahha bir süre kendilerine gelememişlerdir....
lise de okulun koridorunda her ne için koyulduysa bir bank durmaktadır ve kahramanlarımız like a bird ve arkadaşı s ve n bankta oturmaktadır.koridordan gecenlerle dalga gecmekte ve deli gibi gülmektedirler.o sırada osman isimli bir üst sınıf ( ki daha önce isminden dolayı ve zamanın popüler şarkısından dolayı osman abim evde mi yani evde mi üç odalı yerde mi aynı yerde mi diye dalga gecilmektedir osman abi den dayak yemek an meselesidir )geçer. like a bird dayanamaz yine bagıra bagıra şarkıyı söylemeye başlar ancak ,

lkb : osman abiii !'^+%&&/(ulan neydi devamı yaa )

der ve kalır öyle bir anlık hafıza kaybına ugramıştır allahın sopası yoktur

osman abi : ne var yaa ne varr !!!??? (bir el havada )

lkb : (arkadaşlarından yardım istemek için yanına bakar ama onlar çoktan uçmuştur bile) çaresiz bir şekilde 'hiiçç evde mi diye soracaktım da ' der

osman abi ve lkb iptal olmuştur ...
(okul şehir dışında taa yukarılarda bir nevi dağın başında bulunmaktadır ilerleyen satırlarda bu bilgi işimize yarayacaktır )

okul bahçesinde bayrak töreni için beklenmektedir.okul müdürü s ise o bitmek tükenmek bilmeyen konuşmasını yapmaktadır.tabi bu sırada ögrenciler de bıd bıd bıdı şeklinde bir gürültü yapmaktadırlar.en sonunda deliren okul müdürü s

+ hayvan herifler burası dağ başı mı susunnnnn !!!! der

-...... (3 saniye kadar süren bir sessizlikten sonra) ahahahahh zuhahahahah okul yerlerdedir toparlamak imkansızdır.

+ ( okul müdürü s tiz bir sesle ) tamam dağ başı olabilir ama burası bir egitim kurumu (ses tonu yükselir) susun artık yeter !

toparlanmak ne mümkün istiklal marşı kıkırdayarak okunmuş bu olay da bir efsane olarak okul tarihinde yerini almıştır.
rezillik de olsa, baska bir baslikta deginmis de olsam anlatacagim anasini satayim..

birinci sinifin ilk gunu. herkes oglunu kizini okula getirmis, ogretmen cocuklarla konusuyor, birbirleriyle tanisiyorlar falan. sinifin kapisi acik, anneler babalar oradan izliyorlar, "biz buradayiz merak etme" mesaji veriyorlar cocuklarina. fakat der meister kisisinin annesi 15 dakika bekleyip gidiyor. der meister ariyor fakat bulamiyor anacagizini. vakit geliyor ve ilk teneffus zili caliyor. ulan sen kimsin? daha oturdugun yeri isitamamis gotun, hangi aklinla bahceye cikip gezeyim diyorsun?

her neyse. iniyoruz bahceye takiliyoruz, okula falan bakiyoruz. ikinci bir zil caliyor. "iceri giriyoruz herhalde, herkes giriyo mna koyim" diyerekten okula geri giriyoruz. o an kafamizda simsekler cakiyor, "sinif neredeydi?"

kosa kosa, yana yakila sinifi ariyoruz. ulan gerizekali, merdiveni cik duz git karsinda iste sinif, ne debeleniyorsun? ama yok! asagidan yukari, tek tek butun kapilari aciyoruz aglayaraktan, "ogretmenim bu degil!" diyerek kapatiyoruz ve kosmaya basliyoruz. arkamizdan kapiyi acip "dur evladim" diyen ogretmen de yok hic anasini satiyim. kossana pesimden, tutup elimi sinifa indirsene dangalak!

en sonunda, tek cikis yolu oldugumuz plani yapiyoruz. eve gitmek! ve cantayi onlugu birakip aglayaraktan atliyoruz sokaklara. allahtan evi bulabilmistik. diyafondan salya sumuk "anneeaaa!" diye bagiriyoruz. yaptigindan pismanlik duyan anne ve der meister okula geri donuyorlar. takip eden 3 ayda der meister her teneffus mudur yardimcisinin ogluyla cikiyor bahceye, goremediginde panikliyor. cok sevdiginden mi? hayir. sinifi bulabilmek icin.

isin ilginci, takip ettigi cocuk simdi en yakin arkadasi. onun hafizasi benim kadar kuvvetli olmayabilir ama 15 sene oncesini hatirlayabilseydi eminim "oorooeahao salak lan" diyerekten kacacakti. vay anasini, ne adammisim.
Fen bilgisi dersi,
Hoca Einstein Halit,
arka sıradaki arkadaş öndeki safca çocuğu fülütle rahatsız ediyor,
Bir ara arkadaki fülütle sertçe öndekinin karın boşluğuna yükleniyor,
Çocuk: aaaaahhhhhhhhh!!!!!!
Hoca : Ne oluyor orda hayvan herifler?
Çocuk: Hocam bünyamin böğrüme fülüt kakıyooo..
Hoca: Höö??!!

Sınıfça kopmuştuk...
olay ilkokul 5.sınıfta geçmektedir. sınıf yine tozu dumana katmış tepişmektedir. faili meçhul biri beslenme kutumu açmış, elmamdan bir ısırık almış ve yere düşürmüştür. yaşıtlarıma oranla pek bir ufak tefek olan ben (25 kilo filandım) sıraların altında elmamı bulup ağlamaya başladığım sırada hoca, sınıfa girer ve herkesi sıra dayağına sokar.
burda anlatınca sanılanın aksine çok da tatlı biridir hocamız ama bizim sınıf işte..
hoca herkese cetvelle çat çat çat vurarken sıra bana gelmiştir ki zaten ağlamakta olduğumu gören hoca bir de ufacığız ya kıyamaz adete dokunduruzcasına yavaş bir şekilde vurmuş ve sıradaki arkadaşa geçmiştir ki ben kikirdemeye başlamışımdır. hocada haliyle dönüp bi tane de bana geçirir.
lise 2 dil ve anlatım dersinde hocamız öğrencileri etrafına toplamış sınavları kontrol ediyor. neyse herkes iyi kötü bir şeyler aldı. son sınav kağıdı geçen seneden gıcık olduğu öğrencinindi. tam o anda zil çaldı. çocuğun kağıdı yarım yamalak okudu ve zayıf bir not verdi. çocuk dedi hocam bu yazdıklarımla cevap anahtarındakiler harfi harfine doğru dedi. hoca tam o sırada toplanmış sınıftan çıkarken arkasını döndü ve cevap anahtarını yanlış hazırlamışım dedi. tabi biraz güldük müldük ama hakkı yiyilen arkadaşımız ve çatlak bir hoca vardı ortada.
keçiöğren rauf denktaş lisesinde gerçek yaşanmıştır...
ders: din kültürü ve ahlak bilgisi

+ hocam akşam haberlerde izledim. papa ölmüş ne diyorsunuz?
- sıçtırtma papana!
güncel Önemli Başlıklar