bugün

iki bebek battaniyelerin altında otururken biri diğerine sormuş;
-sen kız bebek misin erkek bebek misin?
Öteki;
- Bilmiyorum, nasıl anlarız ki?
Diğeri;
- Ben biliyorum akıllım demiş ve ötekinin battaniyesinin altına kafasını sokuvermiş 2-3 saniye sonra kafasını dışarı çıkarmış ve gülümşemiş.
- Sen kız bebeksin bende erkek.
Öteki;
- Ama nereden anladın?
-Çok kolay akıllım senin patiklerin pembe benim kiler mavi. *
Ekrem işten çıkmadan önce karısını evden arar;

-Tatlım , patron bir kaç arkadaşıyla beraber komsu vilayetteki
büyük gölde balık avlamaya gidecek, benim de gelmemi istiyor.

Bu hafta sonunu orada geçireceğiz.

Bu benim terfi almam için iyi bir fırsat.

Benim için yeteri kadar giysi ve olta takım çantamı hazırlarmısın?

Direk ofisten çıkacagız ve geçerken evden çantaları alırım. Ha, yeni ipek mavi pijamamı da koymayı unutma.

Karısı biraz işkillenir.

Fakat kocasının istediklerini de yapar.

Hafta başında adam eve gelir, biraz yorgundur
ama iyi gözükmektedir.

Karısı onu karşılar ve çok balık tutup tutmadığını sorar.

Ekrem: Ha, evet epey balık tuttuk. .

Fakat sana söylediğim pijamayı çantaya koymamışsın.

Karısı: Oltanın bulunduğu takım cantasına koymuştum.*

**kadın zekası işte böyle birşey...**
birgün laz temel derede yıkanmaya girer. anadan doğma soyunur. kıyafetlerini de dere kenarına koyar. köyün yaramaz çocukları temel e hinlik olsun diye kıyafetlerini alır ve kaçar. temel yıkanma işi bitince dereden çıkar ve kıyafetlerini göremeyince eliyle mübarek bir bölgesini kapatarak köye doğru hızlı hızlı koşmaya başlar.
temel in karşıdan, şeysini tutarak geldiğini gören babası;
-ula temel, ula benim salak uşağum, ula şeyini kapıcağına yüzünü kapasana! senin şeyini kim tanıyacak!
birgün temel, tarlada geçirdiği yorucu günün ardından evine dönerkene dursun ile karşılaşır. dursun, temel in sinirli olduğunu anlayıp:
-ula temel, ne oldi da sana? neden sinirlisun?
diye sorar.
temel de ula dursun, tarlada çalışırken canım fadimeyi istiyi eve gidince istek mistek kalmayi, der.
dursun:
-ula temel sen tarlada çalışırkene bir kere tabancayla havaya ateş et, fadime durumu anlasın yanına gelsin. işini görür sonra yollarsın eve avradı der.
temel de bu fikri onaylar. ertesi günü bu taktiği uygular ve sonuçtan memnun kalır. yüzünde gülücüklerle eve dönerkene onu gören dursun:
-bak demedum mi taktik işe yarayaçak deyi,der.
aradan birkaç gün geçer.dursun yine temele tarla dönüşü rastlar. fakat yine temel de bir gariplik sezer:
-ne oldi temel, yine niye eskittun suratuni? der.
bunun üzerine temel de:
-la ne olacak dursun, av mevsimi başlayalıberi fadime nin yüzünü görmez oldum, der.
tarlasından evine dönen köylü bir armut ağacı görür.
canı çeker çıkayım biraz armut toplayayım der.
ağaca tırmanır tam bir armutu koparır ki bastığı dal kırılır,iki eliyle bir dala tutunur,
canhıraş başlar bağırmaya,
-yardım edinnn kimse yok muuu,kimse yok muuuuu?
birden bulutların arasından bir ses gelir,
-sevgili kulum sen benim için iyi bir kulsun ,günahın yok sevabın çok
bu yüzden kendini huzurla boşluğa bırakabilirsin.
köylü etrafa bakar,
-başka kimse yok muuu başka kimse yok muu?
temel' le dursu' nun fıkrasıdır. hırsızlık yapan temel' le dursun kaçarlarken, polis arkalarından bağırır kaçmayın lan o. çocukları! temel dursun' a döner ve derki; sen kaç dursun beni tanıdılar.
Nasrettin hoca namaz kılarken camiye hırsız girmiş. Nasıl olsa namazdayken bir şey yapamaz diye düşünmüş. Cüzdanını almış
Nasrettin Hoca bunu hissedince başlamış söze:

- Kul euzu bi rabbi felak, arkamdaki yalak, cüzdanımı bırak, yoksa yiyecen dayak.
Temel, Fransız ve de italyan bir gezi sırasında afrikada
bir kabileye esir düşerler. Yamyamların şefi, herbirine
bir teklif götürür.

- Benden öyle birşey isteyinki ben ve kabilem bunu yerine
getiremesin. O zaman kurtulursunuz.
- Yoksa derinizi yüzüp kano yapacağız.

Önce Fransız`a sormuşlar. Fransız sadece kendi memleketine
özgü bir yemek istemiş. Kabileden bir kaç kişi hemen Fransa`ya
gidip yemeği alıp gelmişler ve Fransızın derisini
yüzüp kano yapmışlar.

Sonra italyan`a sıra gelmiş. O da bir italyan arabası
yapmalarını istemiş. Hemen bir iki kişi italya` ya gidip
bir araba satın alıp geri dönmüşler ve tabi italyanı da
yüzüp kano yapmışlar.

Sıra Temel`e gelmiş. Temel kendi memleketinden bir çatal
istemiş. Hemen bir kişi gidip Trabzon`a bir çatal almış
gelmiş. Ama hepsi merak içinde. Şef sormuş:

- Diğerleri daha zor şeyler söylediler. Sen niye sadece
çatal istedin? Temel çatalı kapmış ve başlamış orasına
burasına batırmaya ve söylenmiş:

- ...imm kanonuzu! Alin size kano hadi bakiim nasıl
yapacaksanız...
terim cincomun başındadır daha pek bişey yapmamış,98 dunya kupasını alan fransız milli takımının nasıl oluyorda bu kadar iyi oynadığını anlamak içim kalkar fransaya gider.milli takım hocası Aime Jacquet e sorar:hocam nasıl oluyorda bu takım bu kadar iyi oynuyor ,jachuet:hocam herşey manyık der,fatih hoca anlamadım deyince hemn sağında idman yapan zidanı cağırır,koşarak gelen zidan buyur hocam der.
-söyle bakalım zidane,babanın oğlu olupta kardeşin olmayan kimdir
zidane tereddüzsüz:Benim hocam demiş.
jacguet anladınmı fatih hoce demiş,hoca da elbette demiş dönmüş floryaya.
hemen antreman yapan hakan şükürü çağırmıs,hakan sana bir sorum var
-buyrun hocam
-senin babanın oğlu olupta kardeşin olmayan kimdir_?

-hakan bana biraz zaman verin hocam şıp diye sorunca bilemedim.

-tamam sana 3 gün müddet demiş.

1-2 gün derken geceleri uyuyamayan hakan aynı soruyu yana yakına hagiye sormus,
hagide bunda ne var olm bnm demiş.

bunu duyan hakan sevinçle fatih hocanın yanına kosmus buldum hocam diye fatih hoca kafa sallayarak söle hakanım babanın olğlu olupta kardesin olmayan kimdir_?

-HAGiDiR HOCAM!!!
-!!!
-Bilemedin salak ZiDANdır ZiDAN !!!
adamın biri kurban kesmesini bilmiyormuş ve koyunu almış camiiye gelmiş. elinde bicakla camiye girmiş..
-aranızda mslüman var mı demiş?
cemaat birbirine bakmış, korkmuş ve imama dönmüşler. imamda demiş ki:
- ne lan iki rekat namaz kıldık die musluman mi olduk ....demiş
Sarhoşun biri trafik polisine yakalanır.

polis bi bakar ehliyet yok ruhsat yok araba kaçak adam sarhoş..

''Arkadaş bin lira ceza yazdım sana''
''Sen bana hayatta bin lira ceza yazamassın''
''E yazdıım''
''Nası yazıyon? Sen benim Kemal amcamı tanıyonmu?''
''Yedirtme lan kemal amcanı adi etiket yapma bana''
''Dur resmini gösteriyim''

Cebinden bir 50 lira çıkartır..

''Çok güzel resim kardeşim 5 tane rica ediyorum''
''Hadi len ordan cebimizde albüm mü taşıyoz?''
Çocuğun biri otobüste sesli olarak düşünüyormuş;

annem babam at olsa ben de at olurum,
annem babam fil olsa ben de fil olurum..... diye neredeyse bütün hayvanları saymış.

otobüs şoförü sinirlenmiş ve sormuş:

annen orospu baban pezevenk olursa ne olurdun?
çocukta hiç istifini bozmadan; otobüs şoförü olurdum.

düzenleme: imla.
temel yetiştirmek için yüz tane civciv alır. yaşlı birisine sorar bunları nasıl yetiştirecem.

- ayaklarından toprağa göm sula.

ertesi gün yüz civcivlerin hepsi ölür. temel hemen yaşlı adamı bulur.

- bunlar niye öldü?

- ya ben yanlış söyledim kafalarını toprağa gömecektin.
temel yüz civciv daha alır, kafalarından toprağa gömer suyu verir o civcivlerde ölür.

yaşlı adamı bulup hesap sorar. yaşlı adam;

- ya ben yanlış söyledim. civcivlerin tamamını gömüp sulayacaktın.

temel yüz civciv daha alır. onların da sonu aynıdır.

temel kahvede kara kara düşünürken bir arkadaşı yanına gelir.

- temel senin amcaoğlu amerika'da üniversite okumuyor mu? ona mektupla sor der.

temel mektubu yazar.

- civcivleri ayaklarından gömdüm öldüler, kafalarından gömdüm öldüler, tamamını gömdüm yine öldüler. ne yapmam lazım?
bir kaç hafta sonra amcaoğlundan cevap gelir.

-sen o topraktan biraz numune gönder.
ikinci Dünya Savaşı devam ederken Hitler karşına bir kahin çıkarırlar. Hitler de sorar:" Eee kahin! Söyle bakalım ben ne zaman öleceğim?" Kahin hemen cevap verir:" Bir Yahudi bayramında..." Hitler şaşırır. "Nasıl biliyorsun?" diye sorar. Kahin de der ki:"Çünkü sizin öldüğünüz gün yahudilerin bayramı olacak..."
Bir gün küçük alican bahçeden koşarak mutfaktaki annesinin yanına gelir ve telaşla sorar:" Anne küçük kızlar hamile kalır mı?" Anne gülümseyerek cevap verir:"Hayır yavrum" Alican hemen dışarı çıkar ve bağırır:" Ayşe hadi evcilik oynayalım !"
ışsiz güçsüz bir adamda kaynağı bilinmeyen çok ama çok fazla para varmış Herkes bu kadar çok parayı nerden kazandığını araştırıp duruyormuş. En sonunda adamı karakola çağırmışlar o kadar paranın hesabını vermesi için. adam gitmiş karakola. komser hemen lafa dalmış.

-anlat bakalım bu kadar parayı nasıl kazandın. üstelik bir işin bile yok.

-ben herkesle iddiaya girerim komserim. ve her iddiayı da kazanırım.

-olum sadece iddiaya girerek bu kadar para kazanılırmı.

-size kanıtlıyablirim komiserim.

-nası kanıtlıyacan.

-sizinle bi iddiaya girelim benim hiç iddia kaybetmiyeceğimi anlarsınız. 100 dolarına bahse girerimki ben sol gözümü ısırırım.

Komiser düşünmüş. bi insan nasıl gözünü ısırabilir diye ve sonunda olamıyacağına karar verip iddiaya girmiş. adam bunun üzerine takma olan sol gözünü çıkarıp ısırmış. Komiser hayretle onu izledikten sonra.

- tamam ama bir iddiayla sana inanacak değilim demiş. adam peki demiş.

- 500 dolarına iddiaya girerimki. sağ gözümü de ısırırım.

Komiser iki gözü de takma olsa bu adam göremez herhalde deyip bi daha girmiş iddiaya. Sonra adam takma dişlerini çıkarıp sağ gözünü de ısırmış. komser yine şaşırmış ama pes etmemiş. Hala inanmadım demiş. Adam tamam sizinle son bir iddiaya daha girelim üstelik bu sefer bedava demiş. Komser hemen kabul etmiş.Nedir iddia demiş?

-benim s*kimin uzunluğu buradaki herkesin s*klerinin toplam uzunluğundan daha fazladır demiş. komser şöyle bi etrafına bakmış. Yaklaşık on kişi var. herbirininki 15 santim olsa toplam 150 santim yapar. Tamam demiş girmiş iddiaya. Adam indirmiş donunu bi bakmışlar ki küçücük bişey. Komiser hani uzundu lan demiş. Adam çekin komserim. Çekerseniz uzar demiş. komser adamın şeyini çekmeye başlamış.
Çekiyomuş çekiyomuş. Uzamıyomuş. O sırada adam bi arkadaşına telefon etmiş.

-"Alooo Ali olum komserin eline verdim 10.000 DOLARI hazırla!.."
Matematik öğretmeninin anlatısıdır;
X Y bilinmeyenleri

çocuğun biri telaşla matematik zümre odasına girer,
-müjde x bulundu! artık x bilinmeyini yok. matematik bitti.
odadaki çocuklardan biri atlamış,
-peki ya y ler ne olacak?
toparlanıp çıkmaya hazırlanan çocukta,
-ulan koy x leri yerinede y lerde çıksın artık

fıkradan sonra sınıfta çıt yok
bir amerikali bir ingiliz bir israilli bir kürt'ü kenya'da bir türk uçağına bindirmişler. kürt "benim annem de türk'tü" demiş.

(bkz: kürt açılımı fıkrası)
adamın biri yeni ulaştığı otele kaydını yaptırır.
odasına girdiğinde masada bir bilgisayar görür ve karısına e-mail atmaya karar verir.
fakat yazdığı mesajı farkında olmadan yanliş bir adres’e gönderir.
tam bu sırada farklı bir yerde kadın kocasının cenaze töreninden evine yeni dönmüştür ve bilgisayardaki maili görür, arkadaşlarından geldiğini düşündüğü maili okuyunca olduğu yere yığılıp kalır..
odaya giren annesi yerde yatan kızını ve ekrandaki mesajı görür;

kime: sevgili karıma
konu: yeni ulaştım
tarih: 16 mayıs 2004

benden haber aldığına şaşıracağından eminim. burada bilgisayar var ve sevdiklerimize e-mail gönderebiliyoruz. buraya yeni ulaştım ve kaydımı yaptırdım. herşey yarın senin buraya geleceğini düşünülerek hazırlanmış. seninle buluşmayı dört gözle bekliyorum. umarım sende benim gibi sorunsuz bir yolculuk geçirirsin.

not: burası çok sıcak ...
Diyarbakır'da Şehmus okula gelir, tabii bizim Şehmus ilkokul talebesi, ama her tarafı yara bere içinde, hoca sorar, "Şehmus oğlum ne oldu sana", Şehmus der, "bubam dövmiştir". Hoca sorar, "Niye oğlum", "Valla bilmiyom hocam akşam evde yatıyık biraz sonra bubamın sesini duyuyom, Ali uyudun mi ali den ses çıkmiy Veli uyudunmi e veli'den de ses çıkmiy Mehmed uyudin mi Mehmed'den de ses çıkmiy Şehmus uyudin mi diy, ben de yok buba uyumadım diyrem oda geliy beni doviy." Bunun üzerine hoca, bak Şehmus bu gibi durumlarda uyumasan da ses etmemek lazımdır der. Şehmus kafa sallar eve gider, ertesi gün okulda Şehmus daha fena dövülmüş olarak gelir. Bunu gören hoca merakla gider yanına ; "Şehmus ne oldi kim yapti" der. Şehmus der ki "Bubam yapmıştır." "Niye Şehmus ne oldi", Şehmus anlatır. "Hocam akşam evde yatıyık biraz sonra yine babam in sesini duyuyom, Ali uyudun mi ali den ses çıkmiy Veli uyudunmi e Veli'den de ses çıkmiy Mehmed uyudin mi Mehmed'den de ses çıkmiy Şehmus uyudin mi diy, ben de uyumadım ama hiç ses etmedim. Bunun üzerine anam ile bubam bir gıpraşmaya başladiler anlamadım ne oliy biraz sonra anam dedi ki, la ihsan ben geliyom, bubam da haticem ben de geliyom dedi ben de ula nereye gidiyonuz ben de Geliyom dedim... hoca derki; oğlum bunlar anne baba, gider gider gelirler. Sen hiç bozuntuya verme. Uyuyo gibi yap. peki demiş Şehmus. Ertesi gün bir bacak kırık. " Bu sefer ne oldu? " der hoca. Hocam, dediğin gibi yapmişem. Hiç ses çıkarmamişem. En son bubam anamın arkasına geçti, "ben çocuk istirem, ben çocuk istirem!" diye bağırmaya başlayınca; ben de fırsat bu fırsat demişem. Geçtim bubamın arkasına, " Ben de pisiklet istirem !!!! ""

düzenleme: imla.
bu fıkra mirkelam ın bir şarkısında geçen bir fıkradır.

temel bir gün yolda yürüyormuş sinirle bir şişeye tekme atmış , içinden cin çıkmış: 'dile benden ne dilersen'. temel de 'özür dilerim' demiş.
üniversite de hocanın anlattığı bir fıkradır.

temel üniversite de dersteymiş. sınav oluyorlarmış. hoca bir cümle vermiş ve bu cümleyi edebi bir şekilde en kısa olarak anlatana tam puan verecekmiş. cümle şu şekildeymiş:

-'rapunzel, o sarı tertemiz uzaktan parıldayan saçlarını aşağıya büyük bir estetikle uzatıyordu.'

temel kısaltmış:

-orospu.
az gören bir adam ile bir kekeme sokakta yolda yürüyormuş. Kekeme az görenin koluna girmiş, yürürken yardım ediyormuş.
Kekeme birden yüksek sesle: gö-gö-gördün mü!
az gören adam: neyi gördüm mü?
kekeme: ço-ço-ço-çok gü-güzel bi-bir a-araba geçti.
az gören: hayır görmedim demiş.
kekeme: ohooo se-sen gö-görene kadar a-araba gitti demiş
az gören adam dalga geçiyo sanıp içerlemiş.
biraz sonra kekeme: bak bak gö-gör-gördün mü demiş
az gören: neyi gördüm mü yahu
kekeme: uf uf fıs-fıstık gibi bi-bir kı-kı-kız geçti demiş.
az gören: görmedim lan bunu da görmedim demiş. iyice sinirlenmiş.
biraz sonra kekeme: gö-gördün mü demiş.
az gören: gördüm ulan!
kekeme: GÖ-GÖ-GÖRDÜYSEN NiYE BO-BO-BOKA BA-BASIYORSUN?
Temel bir iş için Amerika'ya gitmiş.
Gece kalmak için bir otel bulmuş ama hani onu da zorlukla.
Oteldeki bütün odalar hatta yataklar dolu. Sadece bir zencinin odasındaki yan yatak boşmuş.
Temel'de no pırablım demiş resepsiyondaki görevliye odaya çıkmadan öncede adama, kendisini sabah 7 de uyandırması için iyice tembih etmiş.
Odaya gitmiş uyumuş hemen.
Zenci sinirlenmiş tabi kendi odasında ne terbiyesizlik böyle !
Gece gizlice, Temel'in yüzünü ayakkabı boyasıyla boyamış.
Her neyse, saat olmuş 7 . Temel uyanmış, yüzünü yıkamak için gitmiş lavoboya.
Aynaya bir bakmış, simsiyah bir yüz.
Temel de kendi yatağına doğru yürümüş kendini kaldırmak için. giderken de; Ula bu Amerikalilar ne kadar şaşkindur. Benim yerime zenciyu uyandirmuşlar.
temel'le dursun bir gece soğukta dışarıda kalmışlar. nasıl ısınsak diye düşünürken temel'in aklına parlak bir fikir gelmiş, 'sırayla birbirimizi s.kip ısınalım' demiş. 'tamam' demiş dursun, temel fikri ben buldum ilk ben yaparım demiş ve başlamış. yarım saat sonra 'tamam dursun ben ısındım' demiş. dursun başlamış 10 dakika, yarım saat derken iki saat olmuş.sonunda dayanamayan temel:
- ''dursun ısınıyosan eyvallah da, s.kiyosan ayıp oluyo''.