bugün

bir ingiliz ailesi yaz tatillerini geçirmek üzere almanya'ya gitmişti. bir gezinti sırasında çok güzel bir kır evinde kaldılar. gelecek tatillerini böyle bir evde geçirmek istediler. evin bir papaza ait oldugunu öğrendiler ve içinide gördükten sonra hemen gelecek tatil için anlaşma imzaladılar. ingiltere'ye döndükten sonra birden evin hanımı, ziyaretler sırasında wc'ye rastlamadıklarını hatırladı. merakını yenmek için papaza bir mektup yazdı:

"sayın papaz, ben sizin kır evinizi kiralayan bayanım. wc'nin nerede bulunduğunu acaba bana yazabilir misiniz? saygılarımla."

mektubu alan papaz, wc'nin ne anlama geldiğini anlayamamış, almanya'daki anglıcan kilisesinin "white chapel" sözcüğünün baş harfleri olduğunu sanmıştı. ayrıntılı bir mektupla yanıt verdi: "sayın bayan;
başvurunuzun yüce bir duyguyla ilgili olmasından dolayı memnunluk duydum. ilgilendiğiniz yerin evden 12 km uzaklığında bulunduğunu bildirmeyi şeref sayıyorum. oraya sık sık giden birisi olarak bunun biraz zorluk yaratacağını bildirmek istiyorum. sık sık gitme durumunda, isteyenler yemeğini de beraberinde götürebilirler. oraya bisikletle, araba ile, ya da yürüyerek gidilebilir.

ancak oturacak bir yer bulabilmek ve başkalarını rahatsız etmemek için biraz erken gitmekte yarar vardır. söz konusu yerde soğuk hava düzeni bulunmakta ve çok hoş bir etki yapmaktadır. çocuklar büyüklerinin yanında oturmakta ve hazır bulunan herkes birlikte şarkı söylemektedir. girişte size bir kağıt parçası veriyoruz. geç kalanlar yanındakinin kağıdını kullanabilirler.

aynı kağıdın birkaç kez kullanılmasına olanak vermek için çıkışta herkes kullandığı kağıdı iade eder. faaliyetlerin ürünleri yoksullara dağıtılmak üzere toplanmaktadır. öte yandan yapılanların dışarıdan da duyulabilmesi için içeride gelişmiş bir hoparlör sistemi bulunmaktadır.

müdavimlerin çesitli pozisyonlarda dışarıdan da izlenebilmelerini sağlamak amacıyla özel cam bölmeler vardır. verdiğim bilgilerin açık ve yeterli olduğu düşüncesi ve bu kadar önem verdiğiniz yerde sık sık buluşabilmek umuduyla en içten saygılarımı sunarım.
temel çok güzel bir rus kadınıyla evlenen dursunun karısına kafayı takmış. ne yapsam da bu kadınla birlikte olsam diye içi içini yiyormuş.
bir gün temel dayanamayıp eva'nın yanına gitmiş;
temel: senden çok hoşlandım seninle birlikte olmak istiyorum demiş :
eva: hay hay neden olmasın ama 100 dolarını alırım. müsait olunca ben seni ararım gelirsin demiş.
ertesi gün eva,dursun işe gittikten sonra temeli aramış;
-100 doların hazırsa hemen gel demiş:
temel, "hazır hazır, hemen geliyorum" cevabını vermiş
temel 100 dolari evaya verdikten sonra işi bitirmişler ve temel evden çıkıp gitmiş.
akşam dursun eve geldiğinde;
dursun: hanım temel bugün buraya geldi mi ?
eva: şeyyyy...geldiiii dursunnnn.....
dursun: peki sana 100 dolar verdimi.
eva: şeyyy dursunnnn beni dinleee...şeyyy verdiiiii......
dursun; temel sabah koştur koştur yanıma geldi, " dursun bana acil 100 dolar
lazım öğleden sonra size uğrar yengeye bırakırım" dedi....
ula bu temel çok dürüst adam ya...!!!!!!
emeklilik işlemleri için uğraşan adam sigorta kurumuna şahsen başvurur. görevli kadın yaşını doğrulatmak için bir kimlik belgesi isteyince adam ceplerini arar, tarar ve cüzdanını evde unuttuğunu fark edip durumu anlatır.

görevli kadın;

-gömlek düğmelerinizi açın o zaman

der.

şaşıran adam bir bir açar düğmeleri ve bembeyaz göğüs kılları ortaya çıkınca,

görevli kadın;

-tamam bu gördüğüm yeterli

yanıtıyla evrakları onaylar.

şaşkınlık içinde eve gidip emeklilik işlerini nasıl hallettiğini eşine anlatır adamcağız.

eşinden gelen yanıt bir başka olur:

-keşke pantolonunun düğmelerini açsaydın, o zaman bir de maluliyet farkı da alırdın...
olmaması büyük kayıp
şöyle ki;

günlerden bir gün genç bir oğlan altına ferrari çeker ve otobanlarda hava atmaya çıkar.otostop çeken güzeller güzeli kızı görür ve arabasına alır.hava atmak için hız yapmaya başlar.kızın içi gider ve oğlanın yavaşlamasını ister.oğlan:
- yavaşlarım ama üstünü çıkarırsan.
kız çaresiz çıkarır üstünü.bir müddet sonra yine hızlanma sahneleri ve yine kız oğlandan yavaşlamasını ister.oğlan:
- yavaşlarım ama pantolonunu çıkarırsan.
böyle gide gele kız çırılçıplak kalır ve oğlan nereye bakacağını şaşırır,bir ağaca toslar.gencimiz aracın içinde sıkışmıştır ve kızdan yardım istemektedir.ama kız çırılçıplak olduğundan oğlan,ayakkabılarını çıkarıp birini önüne diğerini arkasına bağlamasını ister. kızımız ayakkabıları bağlar ve yardım aramaya gider. ve o sırada tarlada çalışan köylüleri görür.yanına koşar,dile gelir:
- şey yardım eder misiniz? bir kaza oldu da arkadaşım sıkıştı.

köylüler hemen duruma el atarlar,kızın bir önüne bir arkasına bakarlar ve yorumu patlatırlar

- valla yardım etmesine ederiz bacım da...çok derine kaçmış!
patron sekretere : bir haftalığına iş için yurtdışına çıkacağız. ona göre hazırlan.
sekreter kocasını arar : patronla bir haftalığına yurtdışına çıkacağız. sen başının çaresine bakarsın.
kocası sevgilisini arar : karım bir haftalığına yok. bu haftayı beraber geçirelim.
sevgili özel ders verdiği minik çocuğu arar :
bu hafta sana ders veremicem. gelmene gerek yok.
minik çocuk dedesini arar : dedecim. bu hafta dersim yok. öğretmenim yok.bu haftayı beraber geçirelim.
dede (1.bölümdeki patron olur) sekreterini arar:
bu haftayı torunumla geçireceğim. gezimiz iptal oldu. gidemicez.
sekreter kocasını arar :
gezimiz iptal oldu. gidemicez.
koca sevgilisini arar :
bu hafta beraber olamıcaz. karımın gezisi iptal oldu.
sevgilisi ders verdiği minik çocuğu arar:
bu hafta sana ders verebileceğim. işlerim iptal oldu.
minik çocuk dedesini arar :
dedecim. öğretmenimin işleri iptal oldu. bu hafta beraber olamıcaz. çok üzgünüm.
dede sekreterini arar :
merak etme. bu hafta yurt dışına çıkabileceğiz. hazırlıklarını yap...
adamın biri tek kolu olmadığından dolayı çok mutsuz ve karamsarmış. hayata küsmüş bir haldeymiş. bir gün yolda yürürken 2 kolu birden olmayan bir adamın hoplaya zıplaya yürüyerek geldiğini görmüş ve demişki:

"yahu kardeşim benim tek kolum yok hayata küstüm, senin 2 kolun birden yok ne bu neşe böyle?"

diğeri cevaplamış:

"ne neşesi be kardeşim benim götüm kaşınıyorrr!"
bir gün temel amerikaya gitmek için binmiş uçağa havalanmış. uçak ıssız bir adaya düşüvermiş. temel ile zenci adada yapa yalnız kalmışlar. belirli bi zamandan sonra cinsellik ihtiyacı oluşmuş, konuşmuş anlaşmışlar.

temel ilk ben yaparım demiş, zenci kabul etmiş.

zenci yatmış bu sırada da temel ceketin cebinden bi kutu çıkarmış şeyine sürmüş. zenci merak etmiş sormuş temele.

temelde "vazelin sürüyorum girerken canın yanmasın. sana iyilik yapıyorum" demiş.

zenci iyi demiş..

temel işini bitirdikten sonra yatma sırası temele gelmiş.. zenci de ceketin cebinden yeşil bi kutu çıkarıp şeyine sürmeye başlamış. temel de merak etmiş sormuş zenciye nedir bu?

zenci de "vicks sürüyorum ciğerlerine iyi gelir" demiş.
temel amerika'da tuvalete gider pisuvara işerken o sırada bir zenci gelir. zencide işini görürken temel zencideki aleti görünce dayanamaz sorar. bu aleti nasıl böyle büyüttün diye, zenci bakar safın biri; bunu hergün mermere vurarak bu hale getirttim der. aradan bir zaman geçer temelle zenci karşılaşır.zenci, temele sorar nasıl büyütebildin mi. temel de, rengini benzettim ama... der
70'li yaşlarda ve evli olan çift bir gün evde yalnız oturmaktaymış. kadın kocasına; "hatırlıyor musun eskiden yalnız kaldığımızda bir şeyler yapardık,
ben şimdi yatak odasına gidiyorum, sen de geliyor musun?" diye sormuş.
adam, "sen git ben birazdan gelirim" demiş.
aradan uzun bir süre geçmiş ve kadın kocasına seslenmiş: "hadi ama gelmiyor musun bak, şehvetim kaçıyor."
"tamam az daha bekle geliyorum" demiş adam.
kadın biraz daha beklemiş ve tekrar sormuş: "gelmiyor musun? artık bekleyemeyeceğim."
adam daha fazla dayanamamış ve cevap vermiş: "manyak karı sen orda mezar açmış bekliyorsun, ben burda ölü diriltiyorum."
küçük kız annesine 'ilk insan nasıl dünyaya geldi' diye sormuş, 'tanrı adem ve havva'yı yarattı, çocukları oldu ve insanoğlu yeryüzüne yayılmaya başladı yavrum' diye izah etmiş annesi.. birkaç gün sonra küçük kız aynı soruyu babasına sormuş..
'binlerce yıl önce maymunlar vardı' demiş babası, 'bizler de evrim geçirerek onlardan türedik..' farklı iki cevaptan aklı karışan kız annesine gidip 'nasıl olur anne' demiş 'sen bana insanın tanrı tarafından yaratıldığını, babam da maymunlardan geldiğini söylüyor.. karıştırıyorum.. ' 'karıştırıcak bir şey yok' demiş annesi gülerek, 'ben sana kendi ailemin geçmişini anlattım. baban da kendi ailesininkini anlatmış, bir tanem..!'
3 arkadaş dünyanın en güzel kızına kafayı takmıştır.ancak kimin kıza yazıcağı konusunda sorun çıkmıştır.sonra aralarında karar almışlar en yüksek zarı atan kıza yazacaktır.ilk çocuk atmış 2 gelmiş ikinci atmış 5 gelmiş sevinmiş.üçüncü 6 atmış tam kazandım derken gökten bir zar düşmüş 7.
copy paste değil alın teri..

temel birgün fadime'ye, "ula fadime biz hiç arkadan sevişmedik şunu bi deneyelim hele" der. fadime allem eder kallem eder en sonunda kabul eder. bunlar ilk defa yaparlar o işi anal yoldan.. sonra temel arkasını döner yatar.. fadime çemkirir hemen "işini bitirdin yattın tabi" diye. temel döner der ki "biz millet olarak göt verenlerle konuşmuyoruz"
nasrettin hoca bir gün eşege ters binmiş gidiyormuş,komşusu görmüş,demiş 'hoca bindiğin dalı kesiyorsun', hoca da demiş; 'ya tutarsa' .*
mokoko diye birinin sevdiği bir kız vardır. onun için ölür fakat bir türlü babasını evlenmek için razı edemez. kız en son babasına durumun ciddiyetini anlatır, babası da bak kızım der mokoko seninle evlenmek istiyorsa sana süper lüks bir daire alacak der. kız mokokoyla buluşur ve ona momoko mokoko babam evlenmemize razı oldu ama bir şartı var der. mokoko ise nedir diye sorunca kız ona bana lüks bir daire alman gerekiyor der. mokoko bir tebessüm eder ve 'mokoko severse alır' der. gerçekten de alır kız babasına durumu anlatınca babası bir de lüks bir araba ister. durum aynı olunca mokoko yine küçük bir tebessüm eder yine 'mokoko severse alır' der ve alır. kızın babası bakar ki durum pek iyi değil ve aklına bir şey gelir. kızına son olarak da der mokokonun penisinin 5 metre olması gerekir der kız üzüle sıkıla durumu anlatır. mokoko ise yine bir tebessüm eder ve 'mokoko severse yarısını keser' der.
temele hoca sorar_?
-at koşarken dereye düşer boğulur. bunu ingilizceye çevir der.
-temel: dıgıdıg dıgıdıg cuburlopp guluk guluk.. * )
bir yıldır görüşmekte olan çift en sonunda aileleriyle tanışma faslına geçmeye karar verirler...erkek,kızın ailesiyle tanışır kız da erkeğinkiyle...fakat kızın bir kardeşi vardır ki tam bir afet...her zaman adama karşı ufak çapta frikikler veriyor,kaş göz işaretleri yapıyor adamı cezbetmeye çalışıyormuş...düğünden bir kaç gün önce yine böyle bir aksiyonun ardından kız adamın kulağına eğilmiş ve eğer beni istiyorsan üst katta seni bekliyorum demiş...adam da ufak çapta geçirdiği şoku atlattıktan sonra kapıya doğru yönelmiş ve evden dışarı çıkmış...arabasına binmiş ve bu sırada kayınpeder adamın yanına gelmiş ve demiş ki: "afferin damat,küçük sınavımızı başarıyla geçtin.sen tam ailemize göre bir insansın"...adam evlenmiş mutlu mesut yaşamış...

bu hikayenin ana fikri: prezervatifi her zaman arabada tutun...*
adamın biri hayatında hiç bir işte çalışmamasına rağmen inanılmaz zenginmiş. bir gün polisler evinden adamı alıp başsavcının karşısına çıkartmışlar. savcı sormuş:
-olum sen bu kadar parayı nasıl buldun. hiç çalışmamışsın. bu paranın, bu evlerin arabaların kaynağı nedir?
adam: vallahi savcı bey ben herkesle iddiaya girerim, hep de kazanırım. bu kadar parayı öyle aldım.
savcı şaşırmış ve adama inanmamış. nasıl iddialar diye sormuş.
adam:"savcı bey ben sol gözümü ısırırım" demiş. savcı şaşırmış. imkânsız demiş. 100 dolarına bahse girmişler.
adamın sol gözü takmaymış, çıkartmış ağzına atmış.
adam:"savcı bey, ben sağ gözümü de ısırırım" demiş.
savcı düşünmüş, 2 gözü de takma olsa bu adam göremez demiş.200 dolarına bahse girmişler.
adam takma dişlerini çıkartıp sağ gözünü ısırmış. savcı iyice kaptırmış kendini.
yok mu başka iddia demiş.
adam: savcı bey, benim penisimin büyüklüğü bu odadaki herkesin penisinin toplamından daha büyüktür demiş.
savcı bakmış, oda da 15 kişi var. her birinin 10 ar santimden olsa, 150 santim imkânsız demiş. 1000 dolarına bahse girmişler.
adam donunu indirmiş, savcı bakmış küçücük bir şey. ben kazandım diye bağırmış...
adam:"hayır savcı bey, siz bunu çekin, çekince uzuyor" demiş.
savcı adamın penisini eline almış. çekmeye başlamış. adam o anda cebinden cep telefonunu çıkartmış.
"ulan alii, 20.000 doları hazırla, baş savcının eline verdim!!
kadının teki kocasını her gün 3 erkekle aldatıyormuş. kocası evde olmadığı zaman bu 3 adamı eve çağırıp kocası işten gelmeden de geri gönderirmiş. kadın bir gün adamlara "hep eliniz boş geliyosunuz olmaz ki böyle sen yarın bana dolma getireceksin sen de içecek ayran mayran bir şeyler getir" demiş. üçüncü adam çok fakirmiş ona da "sen kendin gel yeter" demiş.
ertesi gün adamlar ellerinde dolmalarla ayranlarla gelmişler. tam işe başlayacaklar kadının kocası eve gelmiş. adamlar ellerinde yemekleri içecekleri alıp odanın değişik yerlerine saklanmışlar.
adam odaya girer girmez kokuları almış tabi. "offf ya canım da bi dolma çekti" demiş karısına. adamın saftirik bir yapısı olduğunu bilen fırsatçı adamlardan biri perdenin arkasından fırlamış elinde dolmalarla. "beni allah gönderdi işte istediğiniz dolmalar" demiş ve hemen tüymüş ordan. adam buna çok sevinmiş. dolmanın tadına bakmış ve "off ya keşke bi de yanında içecek olsaydı midem kıyıldı" demiş. bunu duyan diğer adam yatağın altından ayranı kaptığı gibi atılmış ve "beni allah gönderdi işte içeceğiniz" demiş ortadan kaybolmuş. adam yine çok sevinmiş. "keşke başka bi şeyler dileseymişim" demiş içinden.
dolapta saklanan fakir adam olanı biteni kapakların arasından izlemekteymiş. adam orda karnını doyururken bu da elinden hiç bir şey gelmeden bekliyorumuş. kadının kocası yemekleri silmiş süpürmüş. dolaptaki adamın aklına bir fikir gelmiş. dolabın kapağını açmış ve atlamış ortaya.
adamın yanına gitmiş "beni allah gönderdi boşları almaya geldim" demiş.
adamın biri elinde büyük bir bıçakla camiye dalar ve sorar:
-aranızda müslüman olan var mı ?
korkudan kimse bişey diyemez. birazdan yaşlı bir adam ayağa kalkar:
-ben müslümanım. der.
bıçaklı adamla yaşlı adam camiden çıkarlar. adam dışarıdaki inek sürüsünü gösterip:
-amca, şunları kurban edicem de ben beceremem yardım eder misin ? der.
yaşlı adam baya bir hayvanı kestikten sonra 'ben yoruldum başka birini bul' der.
adam bu sefer kanlı bıçakla yine camiye girer ve sorar:
-aranızda başka müslüman var mı ?
az önceki adamı doğradığını düşünen cemaat çok korkar ve herkes aynı anda imama bakar, imam:
-ulan iki rekat namaz kıldırdık diye müslüman mı olduk
bir bahar günü adam ve karısı hayvanat bahçesine giderler. kadın hoş bir
kolsuz pembe elbise giymiştir. hayvanat bahçesinde fazla kimse yoktur.
gezerlerken gorillerin olduğu bölümde oldukça kılli ve iri bir goril
görürler. goril kadını görünce heyecanlanır ve çite tırmanıp tek eliyle
göğsünü dövmeye baslar. (gorillerin kur yapma biçimi) herhalde kadının açık
giysisinden etkilenmiştir. adam bunun komik olduğunu düşünür ve karısına
gorili daha fazla tahrik etmesini önerir. kadın elbisesinin omuzlarını
indirir ve goril çığlıklar atmaya başlar. adam karısını biraz daha
teşhirciliğe ikna eder kadın elbisesinin eteğini biraz yukarı kaldırır ve
goril çıldırır, zıplamakta ve bağırmaktadır. o anda adam karısını yakalar,
gorilin kafesini açar ve karısını içeri atarak kapıyı kapatır.
- şimdi ona da başının ağrıdığını söyle de göreyim bakalım..
doktor , erkek hastasını muayene ettikten sonra, adamın eşi ile özel konuşmak istediğini bildirdi.

adam dışarıya çıktan sonra, kadına ciddi bir sesle durumu anlatmaya başladı: 'eşinizin hastalığı ciddi' dedi 'korkunç bir stres'i var.söylediklerimi uygulamazsanız, bilin ki ilk gerginlikte ölecek'.

sonra devam etti: 'her sabah mükemmel bir kahvaltı hazırlamanız gerekli.. neşeliolmasını sağlamaya dikkat edin. öğlen için de yanına çok iyi bir yemekvermelisiniz. dört başı mamur bir menü. iş yerinde onu yesin.

akşam yemeği olarak ya yumuşacık bir biftek, ya da bonfile hazırlayın. bol sebze garnisiyle.haftada iki akşam da mükellef bir balık. rakısına bir adet buz yeterli. 35liğin yarısını geçmesin. keyiflenir de 'bir duble daha' derse bırakın içsin.böylece gevşer biraz daha.
konuşurken sakın keyfini kaçıracak konulardan bahsedeyim demeyin. özel problemlerinizi de kesinlikle açmayın. yoksa kötüleşiverir. kendinize mutlaka dekolte bir kıyafet seçin. bakımlı olun. yanına oturup sırtını ovun. televizyonda maç seyretmesi için her akşam teşvik edin. siz de yanına sessizce oturup kırmızı şarap servisi yaparsanız fevkaladeolur.

en önemli nokta da şu: haftada birkaç akşam seks yapın ve onu herbakımdan tatmin etmeye bakın... eğer bu söylediklerimi aksatmadan bir yıl kadar uygularsanız, sanırım o takdirde kocanız iyileşip normal hayatına dönecektir ve uzun bir mutlu yaşam sizi bekleyecektir.

eve dönüş yolunda koca, eşine sordu: 'doktor ne dedi sana?' dedi. kadın kısaca cevap verdi: 'ölecekmişsin! '
evinde her şeyi eksik 'fakir temel' bir vitrine bakakalıp dalınca mağaza sahibi "buyrun efendim.." demiş, "neye bakmıştınız?.."
"yoo, öylesine baktım işte.." diye cevap vermiş temel...
"lütfen söyleyin, yardımcı olalım.."
" ütü'ye bakmıştım ama param yok, alamam.."
"bir anlaşma yapalım sizinle.." diye bir teklif getirmiş onun geniş omuzlarından, endamından hoşlanan mağaza sahibi.
"nasıl?.."
"içeri girin, arka odada ereksiyon haline geçin, ütüyü sapından oranıza asalım, şayet taşıyabilirseniz ütü sizin olacak..!"
temel kabul etmiş, arka odaya geçmişler, bir müddet sonra ütü yerine asılmış, bir süre taşınmış ve kazanılmış..
büyük bir mutlulukla evine gelen temel durumu biraz da hava atarak eşi fadime'ye anlatmış..
akşam yatmışlar, erkeği ile gururlanan fadime kocasına sokulmuş ama temel sırtını dönüp uyumuş.. bu durum 34 gün daha aynen devam edince "temelim ne oluyor?.." demiş fadime, "yoksa o olay sakatladı mı seni?.."
"bana bi 10 gün daha yaklaşma.." diye cevap vermiş temel, "kafayı buzdolabına taktım..!"
bir köyde ateşli bir hasta vardır, kasabaya doktora götürür hastayı köylüler. koca devletin koca doktoruna. doktor hastaya fitil verir ve köye döndükleri gibi hastaya fitili anüsten vermelerini söyler köylülere. köylüler tabi ' tamam doktor bey' deyip köye giderler. köydeki herkese sorarlar, en bilgelere bile, ama kimse anüs ne demektir bilemez. bu nedenle bir türlü ilacı da veremezler hastaya. hastanın durumu da gitgide kötüleşmektedir. bunun üzerine köylü, doktora, koca devletin koca doktoruna telefon etmeye karar verir ama kimse buna yanaşmaz. ne cüret değil mi doktoru arayacak bir köylü..
neyse durumun vahameti üzerine muhtar aramayı kabul eder. bütün köylü toplanır santrale, muhtar arar, 'biz ne yapacağımızı bilemedik doktor bey' falan der. karşıdan doktor bir şeyler söyler. muhtar döner
arkasına: 'makattan verin dedi doktor' der.
yine tüm köye sorarlar, komşu köylere birilerini yollayıp sordururlar falan ama makat ne bilen yoktur yine. hasta ise gitti gidecek, ateşler içinde kıvranıyor bayağı. ihtiyar meclisi toplanır. son çare, doktorun bir kez daha aranmasına karar verilir. yine kimse aramak istemez doktoru. nihayetinde yine biri kandırılır, telefonun başına geçer, ama bir yandan söylenmektedir: 'çok kızacak doktor,çok! ' diye.
sonunda telefonu açar, durumu anlatır, doktor bir şeyler söyler yine. telefondaki köylü, yüzü allak bullak, arkasını döner:
'ben çok kızacak demiştim size; götüne sokun dedi'.
temel aksam eve gelmis. fadime boynuna sarilarak karsilamis onu.
"temel'um harika bir haberim var. bir ay geciktim. herhalde bir bebegimiz olacak.
doktor bu sabah test yapti. sonucunu alana kadar kimseye soylemeyelim"
demis heyecanla.
tesaduf bu ya, ertesi sabah trabzon elektrik idaresi'nden bir gorevli son faturayi odemedikleri icin kapiyi calmis.
"siz fadime misiniz?' biliyor musunuz? bir aylik gecikmeniz var."
"bir aylik gecikmem oldugunu siz nereden bilyorsunuz? bu konuyu daha dun gece esimle konustum" demis fadime hayretle.
"bu dosyalarimizda acikca goruluyor".
"ne, dosyalarinizda mi?
"kesinlikle!!"
"beyefendi. bu isi esimle tekrar konusacagim bu gece," demis fadime.
aksam fadime korkuyla olup biteni temel'e an latmis.
ertesi sabah temel kizgin bir boga gibi trabzon elektrik idaresi'ne dalmis.
"neler oluyor burada? karim bir dosyadan bahsetti. aylik gecikmesi ile ilgili," diye bagirmis.
"sakin olun. ciddi bir sey degil," demis memur. "bu gecikme icin bize borclusunuz!".
"size borclu muyum? ya odemezsem?"
"o zaman biz de sizinkini kesmek zorunda kalacagiz".
"o zaman fadime ne ya pacak?"
"bilmiyorum beyefendi," demis memur. "hanimefendi artik mumla falan idare eder".
temizlikçi kadın yatak odasını süpürürken yatağın altından kullanılmış prezervatif buluyor.
ilk kez gördüğü bu nesneyi eline alıp incelerken ev sahibi kadın yaklaşıyor;
'' -ne oldu, ne bakıyorsun?...''.
temizlikçi;
'' -hamfendi, sorması ayıp, ne bu böyle?...''.
hamfendi katıla katıla gülerken bi taraftan sormuş;
'' -güzelim, sen evli diil misin?...''.
'' -evliyim...''.
'' -ee kocan gece seninle sevismiyor mu?...''
temizlikçi kadın şaşkın şaşkın;
'' -sevisiyor daa, derisi bööyle yüzülene kadar da değel...''
güncel Önemli Başlıklar