bugün

hayat, kendim ve güç bir arada hissettiğim zamandır..
kendini bu duygu ile adapazarı ekspresine atıp daha önce gezdiğiniz yerleri gezmektir.
4 yanlışın bir doğruyu götürdüğü anlardır.
Ahmet Haşim'in sırdaşınız olduğu anlardır...
--spoiler--
Akşam, yine akşam, yine akşam
Göllerde bu dem bir kamış olsam!
--spoiler--
tek başınayken, konuşmaya başladıysan ve yaptığın aptalca esprilere gülüyorsan, işte o zaman yalnızsındır.
imla.
7500 kişilik fakültede bir kişiden selam/merhaba bile alamıyorsanız yalnızsınız demektir.
telefon çalsa da biriyle konuşsam diye için içini yer ama lakin kimse aramaz.
çaldığını duymadığınız halde ısrarla cep telefonuna mesaj ya da çağrı var mı diye bakmaktır.
etrafına baktığında kimse yoksa yalnızsındır. rahatça burnunu karıştırabilirsin.
eti browni intense'yi evden çıkarken masanın üzerinde unutmak, geri geldiğinde yenmemiş olduğunu görmek. çok koyar.
boş boş duvarlara bakılıp konuşulduğu zaman anlaşılan zaman kavramı
sözlükde entrylere bakınırken insanın ruh halinden dolayı ortaya çıkan sürekli hüzünlü sözcüklerin göze çarpma durumudur.algıda seçicilik.cümle de kullanalım : şu yalan dünyada yalnız oldugumu bugünler de daha iyi anladım.
sevgilinize ona ihtiyacınız olan bir anı söylediğinii halde ve o sizi aramamıştır. işte o an gerçekten yalnızsınızdır.
sevgiliyi pazar sabahı uçakla gönderdiyseniz eğer. ama ciddi sabah yani. 4-5 gibi.

işte o koca havaalanındaki yalnızlık yok mu. ömre bedel mınake.
sana sahip çıkmayan bir hayatta olduğunu düşündüğün o anlar.
çoğu zaman koruyucu bir elin eksikliğini yaşadığın, kirletilmiş mizaçlarla dolu insanlar ile karşılaştığın anlar.
suya, sabuna aldırış etmeyen bir kirliliğin dünyayı sardığını anladığın anlar..
bakşalarının acılarında kendini bulduğun an, yalnızlaşan kalabalığının gözlerinin önünde nasıl anlamsızlaştığına baktığın an..
kimsesizleşmiş insanlıktan ziyade, kimsesizleşmiş acılarının yükünü taşıyamadığın anlar..
babaya hasret olan kız çocuklarının, keşke sevse beni dediği anlar..
hayallerine sahip çıkarken, birilerinin hayallerine bile karıştığı, uğraştığı anlar..
Eğer hayallerin bile bu dünyaya batıyorsa, bunun adı yalnızlaştındır aslında..
acımasızlaştığın anlar.. en büyük yalnızlıklar; katılaşmış, acımasızlaşmış ellere sahip olduğun anlardır.. el bile açmaz artık.. o kadar kirlenmişdir ki avuçları, o kadar aldatılmıştır ki..
inancını yitirdiğin anlardır, yalnızlığın anlaşıldığı anlar..
masumiyetini yitirdiğin..
insanlığını yitirdiğin..
en önemlisi hayallerini yitirdiğin anlardır..
telefonunuz gerçek dostlarınız tarafından aranmıyorsa, sevgiliniz yoksa veya ayrıldıysanız, bilgisayardaki eski mutlu resimlere bakıyorsanız, içerken fonda yalnızım dostlarım çalıyorsa ve en önemlisi umutlarınızı tükettiyseniz, işte o an yalnızlığın anlaşıldığı ve dorukta olduğu anlardır.
(bkz: en lanet an)
gece televizyon izlerken uyuyakalıp sabah gün ışığından uyanmak. çünkü kimse yoktur o evde sizi uyandırıp yatağına yat diyecek.
doğum gününü kimsenin kutlamaması.
can sıkıntınızı giderecek bir şeyler yapmak istediğinizde arayacak kimsenin olmadığı anlar...
sevgilinin yanında olduğu an. evet kendimi onun yanında çok yalnız hissediyorum.
aynı yatakta veya aynı odada yan yana duran yataklarda olsun fark yapmaz. sevgiliniz, eşiniz, dostunuz, arkadaşınız olsun fark yapmaz. o kişinin uyurken size sırtını dönmesidir. oysa siz yüzünü dönsün istersiniz, sırtını dönmüş insan acı verir, hem kendine hem o sırta bakana. sırtını dönen içine kapanmış demektir, sırta bakan ise kendini yalnız hisseder. bilmem anlatabildim mi ama bir bakıma yalnızlık böyle.
eve girmek için anahtarı kullanmak.
yatağının 7 gündür aynı şekilde durduğunu gördüğün an.
(bkz: yaran yanlış okumalar)
yanlış anlaşılan anlar.