bugün

acıların insanı, elleri kırılan, kesilen, kurşuna dizilene kadar tutkusundan vazgeçmeyen büyük insan.
hasta siempre yorumu akılara kazınan, zamba del che şarkısı ile ne anlatmak istediği açık olan sanatkar.
şilili efsane müzisyen. pinochet'nin şili'yi kasıp kavurduğu zamanlarda ilk kaybedilenlerden; bir stadyumda parmakları, elleri kırılarak susturulmaya çalışılmış ve nihayetinde öldürülmüş. arjantin, paraguay, şili gibi ülkelerde 70'leri kana bulayan condor operasyonunun tarihe açtığı büyük gediklerden biridir victor jara.

inti illimani'nin içinde de yer almıştır jara.

kayda değer parçaları;

el aparecido
el cigarrito
el derecho vivir en paz
las siete rejas
luchin
siete estados
te recuerdo amanda

şili'nin yaşadığı sancı müzikal seyrine damgasını vurmuştur, gitarında bu gerilimin izlerini sürmek mümkün.
inancı sanatıyla birleşmiş ve victor jara adını ölümsüzleştirmiştir. tıpkı deniz'ler, mahir'ler ve niceleri gibi...
yetmiş üç yılında şili'de
seçimle iktidar olan
ilk sosyalist allende'yi
devirip kanlı bir darbeyle
iktidarı almıştı
augusto pinochet
bakır tekelleri adına
kan gölüne çevrilmişti şili
binlerce insanın tutsak edildiği
bir stadyumda
kesmişlerdi gitar çalan parmaklarını
victor jara'nın
binlerce kişinin önünde
ama kesilen parmaklarına inat
söylemişti özgürlük şarkılarını
jara
binlerce kişiden oluşan
tutsaklar korosuyla
özgürlük şarkıları söylerken
kurşuna dizdiler jara'yı
binlerce kişinin önünde.
En bilinen şarkılarından biride Venceremos dur Rahmii Saltuk söylemişti bizim çocukluğumuzda
heaven shall burn grubunun the weapon they fear şarkılarını ithaf ettiği kahraman, sanatkar.

"gagged his mouth but not his songs, the songs we sing
fettered his hands but not the words he wrote
these songs we'll sing!"
zamba del che adli güzel sarkiyi seslendiren latin sarkici.
(bkz: comandante che guevara)
içip içip komünist damarı kabaran bir büyüğüm tarafından tüm disnografisinin çalınması ardından 70'ler de basılmış küçük bir victor jara kitapçığının annem tarafından önüme konması ile tanıştığım insandır.
(bkz: inti illimani)
General Augusto Pinochet, 1973 yılında kanlı bir darbeyle iktidara gelmiş ve 17 yıl boyunca Şili'yi yönetmişti.

Pinochet dönemindeki siyasî şiddet olaylarında yaklaşık üç bin kişi öldü, işkence gördü ya da sürgüne gönderildi.

* * *

Victor Jara da işkence edilerek öldürülen o 3 bin kişiden biri.

Bir farkla...

Jara, ölümüyle Pinochet Hükümeti'ne direnişin uluslararası simgesi haline geldi.

Askeri cuntanın 11 Eylül 1973'te Allende'yi devirmesinden sonra tutuklanan Jara, toplama kampı olarak kullanılan bir stada getirilmişti.

Jara'ya işkence edilmiş, gitar çalmaması için elleri tüfek dipçikleriyle ezilmiş, ardından da vurularak öldürülmüştü.

Jara'nın sesi ve hazin hikayesi hiçbir zaman unutulmadı.

Sesi, hep yankılanıp durdu:

"Şefkatli bir güvercin

gibi uçar gitarımın sesi...'

* * *

Tarihler öldürülüş anını şöyle resmeder:

"Jara daha sonra partisinin marşı Venceremos'u söylemeye başladı.

Korkak, titrek değildi sesi, kendinden emindi. Katillere boyun eğmeyeceğini haykırır gibiydi.

Askerler -ki ellerinde silahları, dışarıda tankları ve bombardıman uçakları vardı- Jara'nın güvercin gibi uçan türkülerinden korktular.

Bir asker tüfeğinin kabzasını kaldırdı. Onu susturmak ve öbürlerine ibret olması için Jara'nın parmaklarını kırdı.

Kırık parmakları gitarın tellerine vuramıyordu. O da marşı var gücüyle söylemeye başladı.

Üstelik şimdi stadyumdakiler de ona katılmışlardı.

Şili'nin dört bir yanından bu stadyuma getirilen binlerce kişi faşizmin karşısında; işkence göreceklerini, öldürüleceklerini bildikleri halde, katillerin suratına 'Venceremos!' (Kazanacağız!) diye haykırıyorlardı.

"Venceremos venceremos

Kıralım zincirlerimizi

Venceremos venceremos

Zulme ve yoksulluğa paydos!'

Jara'nın istediği de buydu...

Victor Jara'nın ölü bedeni dört gün sonra bir sokakta bulundu. Ağır işkencelerden geçirilmiş ve vücudu kurşunlarla delik deşik edilmişti.'

Victor Jara yoksul köylerdenbirinde ve yoksul bir köy çocuğu olarak dünyaya geldi.

Babası çobandı.

Annesi düğünlerde, törenlerde gitar çalıyordu. Jara okuma-yazmayı ve müziğin büyüsünü cantador' olan annesinden öğrendi. Annem çalarken o tahta kutudan çıkan ezgiler içime işlerdi. Anımsıyorum, o çalarken olduğum yerde taş kesilir, kendimden geçerdim. Sonra, en büyük zevklerimden biri de gitara dokunmak, yavaş yavaş okşamaktı.Ne hayaller kurardım o zamanlar... Uçsuz bucaksız bir hayal denizine dalar giderdim...'

Şili türküleri dinleyerek geçen çocukluğunun ardından 15 yaşına geldiğinde annesi öldü. Bu ölümailenin dağılmasına, Jara'nın da okulunu bırakmasına neden oldu. Kilise okuluna gitmeye karar verdi. Müzik bilgisinin temelleri de burada atıldı. Okul bittikten sonra rahiplik yapmadı.

* * *

Jara, çeşitli işlerde kısa süreli çalıştı ve sonunda Şili Üniversitesi korosuna girdi. ilk bestelerini burada yaptı. Burada Yeni Şarkı' akımının kurucusu olan Violet Parra ile tanıştı ve onunla çalışmaya başladı.

Parra, inka ve Aztek kültürlerini, Akdeniz ve Afrika kültürleriyle kaynaştırarak 'Yeni Şarkı'yı oluşturdu. Jara da Yeni Şarkı çalışmalarını sürdürdü. Latin Amerika'nın geleneksel müziğiyle folklorik öğelerini aldı ve bunları çoksesli bir hale getirdi.

Yeni Şarkı, kısa zamanda emperyalizmin ve sömürgeciliğin karşısında bir sembol haline geldi. Artık Jara'nın şarkıları fabrikalarda, okullarda, sokaklardaydı. O, elinde gitarıyla her grevde, her öğrenci eyleminde direniş şarkılarını söylüyordu. Sesi çoktan Şili sınırlarını aşarak dünyanın dört bir yanına ulaşmıştı.

Pinochet Faşizmi, Victor Jara'yı katlettiğinde ben 20 yaşındaydım.

Öldürülüş biçimi Şili stadyumundan çıktı, dalga dalga yayıldı ve bizlere ulaştı... Bizi içine aldı ve biz bunu hiç unutmadık.

Bizler de 12 Mart 1971 faşizminin esaretinden kurtulmaya çalışıyorduk.

Öldürülüş biçimini hiç unutmadığım bu efsanevi şarkıcıdan yıllar sonra yeniden söz etmemin bir nedeni var.

Victor Jara'nın ölümünden 31 yıl sonra yargıç Juan Carlos Urrutia, 9 Aralık 2004'de emekli subay Mario Manr¡quez Bravo'ya dava açtı.

Bravo, Jara öldürüldüğü sırada Şili stadyumundan sorumlu en üst rütbedeki subaydı.

Ölümlerden o sorumlu tutulmaktaydı.

2004'te başlayan bu dava geçenlerde sonuçlandı ve albay Mario Manriquez suçlu bulundu.

* * *

Jara'nın ölümünden 35 yıl sonraki bu gelişme beni 12 Mart'a ve o sürece eşlik eden Pinochet Dönemi'ne geri götürdü.

Şefkatli bir güvercin

gibi uçar gitarımın sesi...'

Bu şarkıyı söyleyen birinin parmaklarını kıran, bileklerini ezen, onu kurşunlayan bir vahşeti, siz de bilin ve bunu unutmayın diye de bu yazıyı yazdım. *
bir sembol bir duruş sanatçısı. hikayesi malum verilmiş de zaten, en çok sevdiğim,dinlediğim albümü: "pongo en tus manos abertias" olan sanatçı, değer.
Babası alkolik bir çoban (okur-yazar değildi) Annesi düğünlerde, törenlerde gitar çalıyor olan Şili'li ozan. okuma-yazmayı ve müziğin büyüsünü bir halk şarkıcısı "Cantador" olan annesinden öğrenmiş ve 16 Eylül 1973'de acımasızca katledilmiştir.

Şili'deki Pravda muhabiri Vladimir Çernisev, Jara'nın son anlarını şöyle anlatıyor: "Victor Jara dudaklarında şarkıyla öldü. Onu yanından hiç ayırmadığı refakatçisiyle, gitarıyla birlikte stadyuma getirdiler. Ve şarkı söylemeye başladı. Öbür tutuklular, gardiyanların ateş açma tehdidine rağmen melodiye eşlik etmeye başladılar. Sonra bir subayın emri ile askerler Victor'un ellerini kırdılar. Artık gitar çalmıyordu, ama zayıf bir sesle şarkı söylemeyi sürdürdü. Bir dipçikle kafasını parçaladılar ve diğer tutuklulara ibret olsun diye ellerini kesip tribünlerin önüne astılar".
Şili- Allende devriminin en büyük mimarlarından , şair , müzisyen , öğretmen , tiyatro yönetmeni bir aktivisttir.
"Şarkılar olmadan devrim olmaz " görüşünü savundu ve Unidad Popular(Halk Cephesi)ni seçimleri kazanmasında büyük rol oynadı. Venceremos - Kazanacağız şarkısını stadyumda söylerken abd destekli diktatör pinochet'in askerilerinden birisinin sahneye çıkıp şarkı söylemeyi bırakmayan victor jara'nın parmaklarını kırdığı söylenir.
(bkz: Venceremos)
(bkz: Zamba del che)
(bkz: o no canto por cantar)
abd gudumlu pinochet fasizminin askerleri tarafindan katledilen devrimci sanatci. sili stadyumunda oldurulmeden once kendisi ile dalga gecmek isteyen fasizmin kolluk kuvvetlerine venceremos diye haykirarak cevap vermistir.
la beata'yı dinleyin, dinlettirin. çocukluk günlerinize döneceksiniz.
ölümsüz şarkıyı söyleyen ölümsüz şarkıcı.
'Ölümsüz şarkı' lakabıyla tanınan halk sanatçısıdır. Ayrıca eşi şili'de yaşayan bir ingilizdi ve iki kızı vardı. Eşi cesedinin kimliğini tespit etmek için günlerce kendisini ceset tepelerinde aramıştır. Ama darbeden sonra eşine ve çocuklarına ne olduğunu bilmiyorum.
ilahiyat okulunu bitirdikten sonra, tiyatro eğitimi alan ve bu sırada ilk bestelerini yapan şilili sanatçıdır. çocukluk yıllarını çok zor koşullarda geçirmiş erken yaşta annesini kaybetmiştir. daha sonra yaptığı müziklerle emperyalizm karşıtı bir simge haline gelen sanatçı 1970'de düzenlenen seçimlerde sol parti yanında yer almış fakat 1973 de yapılan faşist darbeyle birlikte işkence yapılarak öldürülmüştür.
(bkz: la partida)
(bkz: bir adam öldü)
bulutsuzluk özlemi'nin şili'ye özgürlük şarkısında da adı geçen devrimci sanatçı.
''santiago stadında
binlerce tutsak arasında
şarki söyler victor jara
işkencelerden ölene dek''
fikret kızılok gibi gitar çalan, john lennon gibi bakan, ne kadar kalite müzisyen varsa hepsine bir şeyler bırakan, güzel sesli, koca yürekli müzisyen.
ölürken 'özgürlük' diyebilmiş, 'özgürlük' dediği için ölebilmiştir.
şilili devrimci sanatçı.dudaklarında şarkı ile hayata veda etmiştir.ne gariptir ki işkence gördüğü ve kurşuna dizildiği stadyum şuan kendi ismini taşımaktadır.mezarında (bkz: zafere kadar)yazmaktadır.
(bkz: manifiesto)
inancın ve iradenin; sesi, yüreği, yumruğu, gitarı, onurudur. şarkı söylemenin bile egemenlerin kanını donduran bir eyleme dönüşebileceğinin göstergesidir. bedeninden ayrılmış olsa bile elleri hala gitar çalıyor "venceremos, venceremos.." duyuyor musunuz? ezilen halkların kendi dillerinden sesleri karışıyor şili'nin sesine. çocuklarıma seni anlatacağım victor, şarkılarını dinleyeceğiz billur sesinden ve seveceğiz seni...