varlıklar isimleri zikredilince gelir

bir inanış.
hatta öyle ki güzide dilimizde çok yaygın bir durum. güzel adlandırma diye bir terim bile mevcut.
cin kelimesinin yerine üç harfli denmesinin, verem yerine ince hastalık, ölüm yerine ebedi uyku * denmesinin de sebebi. çünkü inanışa göre cin kelimesi kullanıldığında cin gelir ama üç harfli dersen cin bu terimin kendine ait olduğunu bimediğinden üstüne alınıp gelmeye tenezzül etmez, duymaz bile. bu diğerleri için de geçerli.

yalnız trajik olan olay bu durumun insanoğluna etki etmemesi. naçizane fikrimce yıllardır adını anmaktan bir dakika dahi vazgeçmediğim adam ısrarla kendi ismini duymamakta ve gelmemekte. ben böyle inanışı neyleyeyim şimdi? dün gece bu konu hakkında kafa yorarken birden bir ışık çaktı zihnimde. dedim ki bu adamın 2 ismi yok mu arkadaşım? var. e öyleyse biraz da diğer adına çalış. baktın olmuyor hepsini söyle o da mı olmadı komple ad soyad olmadı tc kimlik numarasından çağrı yap. yok eğer hala da olmazsa bir türkolog olarak meseleye el atıp bu güzel adlandırma terimini çürütmeye ant içtim. sağlam kanıtlarım da var elimde haliyle. her türlü çürütürüm.

durum gerçek ve pskolojik olduğundan insanlar ki inan insanlar üç harfli dedikleri zaman içleri rahat olmakla birlikte ona dair bir etki olsa bile o nu düşünmedikleri için korku panik ürper me gibi durumlara maruz kalmazlar bırakın insanalr nasıl rahat edecekse manivayatları nı ve inançalrını öyle yaşasınlar ama kendileri yaşasınlar başkalarına irdeleyip etki altın da bırakmasınlar.
dip not: onların varlıkalrına bende inanıyorum.

sarhoşken yaptığım bir tespitle çürüttüğüm bir tezdir güzel adlandırma.

durum şöyle aramızda cinlerden çok korkan bir arkadaş vardı ortam karanlık * 3 arkadaş zifiri karanlık yolda yürüyoruz, birbirimizi korkutmaya çalışıyoruz cin hikayesi felan ama cin demiyoruz tabi ''üç harfli'' diyoruz. sonra benim kafa güzel tabi ''cin çık cin çık cin çık'' diye bağırmaya başladım, korkan arkadaşımı dahada korkutmak için sonra bana diğeride katıldı. neredeyse 10 dakika boyunca aynı şeyi söyledik ne çıkan var ne giren. sonra eve gittik yattık neyse aramızda çarpılan yoktu şanslıydık *

tecrübeyle sabittir. hatta adlarının zikrine gerek kalmadan dolaylı konuşmakla bile olabilir. şöyle ki, kuzenle kaldırımda yürüyoruz.kaldırımın solunda 1.5 metre civarı ot-ağaç karışımı şeyler var sağ taraf ise yol. birkaç metre sonra da anayol. bilenler için pınar mahallesinden itü ye çıkan iskinin önündeki kaldırımın sonu. yani çok kıyı köşe değil zorlarsak merkezi bir yer bile denebilir. gece 3 civarı etraf sessiz.kuzen:
-"aga burda bizi dütmesinler?"
+"yok la nolcak. buralarda sorun çıkm.."

demeye kalmadan iki adam çalı-ağaçlık karışımı arasından önümüze çıkar.

ilk dayı arkadaşına:
+"iyi terledik ama"
-"vallahi iyi yoruduk sami. arada yapalım böyle." der ve sohbetin sonu bilinmez. uzadık. *

(bkz: 3 harfliler) *

(bkz: luci gel kızım)

Biz Türkler olarak cesur milletiz dir bir o kadar merhametli maneviyatçı korkmayız ama kuran-ı kerime de inanırız kuranda bu varlık geçiyor ve bu yüzden inanırız fakat korkmakla inanmak ayrı durumlardır. Büyü ye inanıppta üç harfilere inanmayan insanlar vardır, bu tıp kı evli olupta iğneden korkan kadınlar gibidir.. canım benim Allahın melekleri mi büyü yaptırdığın kişiye gidiyor tabki üç harfliler yapıyor bu işi.

varlıkların, ismen çağrılınca geleceğini, gelmesi gerektiğini ifade eden vecize.

varlıkların isim kazanması, geçmişi eskilere dayanan, yani mazisi derin, hali ve atiyi hala meşgul eden, edecek sorunsal.

ister maddi ister manevi hissediş karşılığı varlık kıldığımız her şeyin adı vardır. bir bakıma ad varlığın ön koşulu imiş gibi gelse de, varlık öncedir, ama adı olmayan varlık yoktur.

isimlendirme zihinsel faaliyettir. masa, zihnimizde yarattığımız imgeye uygun objedir. bin bir çeşit masa varken, adı masa olan bir imge vardır. masa-table aynı imgeyi getirir akla.

yemek masası, masanın anlam genişlemesi halidir.

tanrı, allah hayallerimizin en derin kavramı. varlığı adında mündemiçtir. inanma inanmama ayrı bir mesele. ama masa denince önüne gelen masayla; imgesel, sana ait tasavvur kavuşmuyorsa, gelen masanın varlığını inkar edemezsin.

başlıkta gelmeyi çağrıştıran zikir, tasavvufi kavramdır, içe doğuştur.

(bkz: liseli)
(bkz: 6 harfli)