bugün

kurutulmuş bir çiçektiniz sanki, göğünüzü getirdim
karşılıklı bakışan sulardan ve en iyisi
sırmayla süslenmiş bir eski zaman ceketi örttüm
üstlerinize
ısındınız, uyudunuz, ölmediniz gülümsemeyle
uzun bir araba atlarını itiyordu ve
size baktım.
yaprağın bir soğuku sadırgayan yeşili ancak üstümüzdeydi
durmadan karanlıktan uykunuz uzuyordu, sıcaktan
uyuyordunuz...
ve evler birbirlerinden eskirlerse
ve eskiden olmak tükenirse,
ve yalnızlığınızın bütün yakılmış mumları erirse,
ve sırmalı uykudan usul usul uyanırsanız
korkmayın...
o zaman lokantalar var daha başka
akşamla. ve dindiren şarkısı kendi olmanın
büyük ve kesin cezalanışı yani sevincin
uzun içkilerde, uykulu zehirlerde, bir yıl sonrra ve her yerde
yaşamak yani,
bağırmak, gürültüler, geçip gitmesi bir beyaz resmin ve
çökmek,
sizi titreten taşra aydınlığı yahut birdenbire
karışıp yalanışıltısına yaşamanın hani...
solgun gece ve o su
ve o çıplanmış bedenlerin sonu gelmez buğusu
sizi alır ve bırakırsa,
sizi bırakırsa
korkmayın...

o zaman uzun antikacılar var gene ve onların dükkanları
kullanılmış takvimlerden artan hüzünler
sizi alır götürürüm, yirmidört parça tentene alırsınız
örtünürsünüz. *
genelde sobalı evlerde yaşanan hadisedir.bu yuzden okula çok geç kalmışımdır.
genelde uyanmadan önce rüyanızda buzlu sularda yüzdüğünüzü, anadan üryan bir şekilde buzlarda kaydığınızı, kutup ayılarıyla seviştiğinizi görürsünüz.
yorgan ya da battaniyeyi üstünden atan yaratıklarda görülen durum.
(bkz: üşüyünce uyanmak)**
yalnız olmaktır.
(bkz: ogrencı evı oldugu muhtemeldır)*
hastalığın habercisidir.

terlemişsinizdir..atlet değiştirmek gerekir.. * *
bir turgut uyar şiiridir.
Pek çaresiz, tekrar yatağın içine girme isteği uyandıran, tüm dünyayı başa yıkacak kadar mutsuz ve tirtir eden hadise.