ihtimaller denizinde yüzerken, ulaşılmak istenenin de aynı hızla senden uzaklaşmasını izlemektir.

olduğun yerden bakarsın da, yerinde saydığını göremezsin. önden giden nefes alır da, sanki sen o nefesi hiç veremezsin. ölüme giden süreç gibidir. sonunu bilir de kadere razı olmanın getirdiği o ağır ve sebepsiz kabullenişle, koşturan günleri sayarsın. o güne kadar umutsuz olduğunu söylersin de, yaşamak için seni ayakta tutanın yine küçük bi umut zerresi olduğunu kabul etmezsin.

kimisi kendini katar umuduna, kimisi kösteklik eder. aslında hiçbirinin destekliği umurunda olmaz da yalandan avuntular beklersin. beklenen günün hiç gelmemesi umuduyla, yarı umutlu halini genç ölüme yeğlersin. geceleri çoğunlukla ağlamaların duyulmaz başkalarına, çaresiz bebekler gibi uyursun yastığına kapana kapana. duaların çarpar da tavana, sen yine merhametlidir yukarıdaki dersin. kim bilir, belki en çok da ona güvenirsin.

sevdiğin merak etmez seni. seninse gözlerinin akı sararmıştır özleminden. bu karmaşa sakin tutmaz seni. yalvarırsın yine sil baştan geceleri, uyursun dualarla, hıçkırıklarınla. ertesi gün açan güneş de mutlu etmez umudun eksikliğiyle ağırlaşmış kalbini. elden gelmeyenlerin acımasızlığına kurban eder, yaşarsın, ne kadar yaşamaksa artık, kalan günleri.
(bkz: bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin)
umut etmektir yaşamdan beklentidir..
Bir insanın içini derinlerden yakan bir bekleyiştir. Olmayacağını bile bile beklemektir. Ama elden birşey gelmez. Son umudunuz yine beklemektir.

Kimi zaman bir kişiyi, kimi zaman bir arzuyu beklemektir. Tüm umutlarınız karanlık sularda boğulmuştur. Ama siz bir umutla sabaha doğacak bir güneşi beklersiniz. Doğmayacak bir güneş olsa bile beklersiniz.