bugün

http://www.haberself.com/h/7928/
müthiş bir hevesle torrenttan 10 gblik oyunu 5 saatte indirirsin ama oyun bozuk çıkar.
çayın içine konulan eti cici bebenin içinden çıkan çay taneleri.
Bacağında yırtık bulunan pantolunu giyerken ayağın sürekli yırtık kısma takılması.
pantolunu çıkarıken ayak serçe parmak tırnağının pantolona takılması.
diş fırçalarken sevilen tişörte köpük dökmek.
Ayakkabının arkadan vurduğu yerin su değmesinden mütevellit banyo yaparken acıması.
alınan pet şişenin kapağını açamamak, açmayı denerken elin kızarması.
kulaklık jakının laptopun içinde kırılması ve kırılan ucun içerden çıkmaması. lan ne güzel yaz geldi gece yüksek sesle, kaliteli kulaklıkla game of thrones, fringe izleyecektim...
çekilen kanepenin duvara sürtünüp prizi yuvasından çıkarması.
erkeklerin çoğunda bulunan depresif ve ölüme sürükleyici mutsuzlukluktur.
erkek olmanıza gerek yok eğer hayatı daha ziyade kafanızda yaşıyorsanız bu tip mutsuzluga saplanmışsınız demektir.
(bkz: bütün gün beklenen maçın tirrik çıkması)
Son kalan sütlacı yemek için bir heves buzdolabına koşarsın ama bi bakmışsın dün onu biri yemiş.
Elinde valizlerle asansör kapısına geldiğinde asansörün harekete geçmesi.
Alarm çalmadan uyanırsın, oh daha kaç saat uyayacam diye keyifle saate bakarsın ve görürsün ki 5 dk var.
Çok afedersin çatır çatır sıçıp tuvalet kağıdı olmadığını farketmek.

Daha kötüsü sulurın da kesik olmasıdır.

daha daha kötüsü bir de misafirlikte olmaktır
trafikte şerit değiştirdiğinde geçtiğin şeridin durup öncesinde bulunduğun şeridin akması durumu umut sarıkaya tarzı mutsuzluktur bence sayın sözlük.
Az once basima gelen olaydir.

Isten gelirken eve anasinin ami mesafedeki tekelden aldigim sifir sigarimi eve gelip actim, ilk dali çektim içinden bir kadinin ic camasirini cikartircasina, çaktim cakmagi...yanmadı! Yanmadı! Yanmadı!

Lan kim gidecek simdi o allahın unuttugu tekelden cakmak almaya ulan.
Kadıköy'de öne geçip, ''bu sefer olacak lan galiba hadi inşallah'' demek; akabinde maç sonunda fark yemek.
sabah erken kalkacağını hatırladığın an yemekten sonra 2 tane kahve içtiğini fark etmek.
yorgun yorgun koltukta otururken kuvvetlice bastıran uyku ve üşengeçlikle lamba söndürmeye bile kalkılamaz ve yakındaki 2 yastıktan birini prize atarak ışığı kapatmak ve diğerini de yastık olarak kullanıp zıbarmak planlanır. 1 yastık atılır ama prize tutmaz. sinirle diğer yastık ta atılır, bu sefer lamba söner ama elde yastık kalmamıştır. kalkıp tekrar lamba açılır, yastık bulunur, kapatıp zıbarılır...
perdeyi astıktan sonra annenin "aa yanlış takmışız çıkar" demesidir benim için her zaman.hoş o kadar çok yazdık ki artık adamcağız 2 senedir çizmiyor böyle bir mutsuzluk örneği.
yüz yıkarken bilekten dirseğe giden bir damla su gibi basit ama nefret edilen detaylardır.
türkiye'nin en temiz ve berrak ve aynı son derece ıssız sahillerinden birinde denize girerken ayağa deniz kestanesi dikeni batması.

direkt mutsuzluk tavan...
mayın tarlası oynarken ilk tıklanan karede mayın bulmak.

pakette son bir sigara kaldığını düşünürken paketin boş çıkması.

hatta sms, net ya da konuşma paketi yapmak için eksik olan tl yi yükledikten sonra operatörün telsiz vergisi kesmesi ve akabinde gelen "hattınızda yeterli bakiye bulunmadığından..." mesajı.

uzun uğraşlar sonucu hazırladığınız sunumu flash belleğe attığınızı düşünüp, sunum yapmak için taktığınızda içinin boş çıkması ve insanların size garip garip bakması.