bugün

esen rüzgarın, yoğun sisin, aç bünyeleri engelleyememesi sonucu yapılmış eylemdir. kar a bata çıka alet edevat taşınır. ateş üretilecek bütün kaynaklar bitmiştir ama azda olsa ateşimsi bişeyler oluşmuştur. sıra aşağıda alınan eti doğramaya gelir. etin üzerindeki kılların hayvana mı, kasapa mı yoksa et işlerinden anlayan arkadaşa mı ait olduğu kafaları kurcalarken, arkadaş 2 kiloluk eti 100 er gram*lık parçalara bölerek ateş sönene kadar pişirir! herkese 4 parça verir*. eti yemeye başladıktan sonra ağızdakinin plastik olduğundan şüphelenmeye başlanılır. et her ne kadar pişmemiş olsa da etraftan gelen kurt ulumalarından tırsarak 'aç kalmamalıyım' diyerek, dev et parçaları zar zor boğazdan geçirilir. diğer arkadaşlarında 'yiyemiyosan ver yiyim' modundaki süper aç şişko arkadaş a eti kaptırmamak için sizinle aynı durumda olduğu görülür. 'neyse midem doldu şükür.' diyerek uludağ a çıkmaya devam edilir. yaklaşık 20 dakika sonra minibüs durdurulur. inenlerin hepsinin etleri aynı boyutlarda geri çıkardığı görülür. görülenler sizi de olumlu! etkiler ve mideniz yediklerinizi aynen iade eder. herkesin midesi temizlenmiştir. gönül rahatlığıyla yola devam edilir.
(bkz: gerçek kesit)
bir zirveye isim olabilecek potansiyeldeki başlıktır. hadidir, yapalımdır.
(bkz: gaza getirmek)
birkaç sene önce otobüsle uludağa çıkarken bizzat şahit olduğu eylemdir.
sayılarını tam olarak hatırlamıyorum ama sanırım 5-6 kişilerdi birtanesi fiat doblo marka araçlarına zincir takmaya çalışırken bir diğeri mangalın ustune şemsiye tutuyodu hemen yanıbaşındakide etleri pişirirken diğerleri ise arabın arkasında etlerini yerken rakılarını içiyolardı.
ilk başta uyudum rüyadayım sandım ama zincir takma işleri bitince mangalıda arabnın arkasına alıp bizim otobüsü sollarken onları kameralara çekenleri görünce gayet uyanık olduğumu anladım.
(bkz: uludag a cikarken yari yolda mangalciya carpmamak)