bugün

tck' da adam akıllı bir yasa çıkmadığı sürece bu adi mahkemeye gelmemeye devam eder gelse de alacağı ceza para cezasını geçmez. ne diyelim akp'lisi chp'lisi mhp'lisi hangisi karşı gelir hayvan haklarını korumaya yönelik çıkacak bir yasaya?

bu kadar zor mu bu yasayı çıkarmak. bu partizanlığın dışında bir olaydır tüm partiler bu yasayı destekler diye düşünüyorum artık şu seçimden sonra böyle insani işler yapmanın zamanıdır.
olayına çok iyimser yaklaşılan şahıstır.

300 lira ceza neden verildi biliyor musunuz? kedinin sahibi olduğu için. "mala zarar"dan yani...

varın gerisini siz düşünün. bunu yapan şerefsiz, 300 liraya bunu salan ondan da şerefsiz.
(bkz: ucube piç)
(bkz: kedi canını senin)
Arada sırada aklıma gelen ve " seni unutmadım " dediğim katildir kendisi.
(bkz: adam orospu çocuğu beyler)
kabahatler kanunuymuş...

bu kanun; kimliğini kaybettiğinde devletin senden para almak için uyduruğu kanundur. yani bu ülkede kimlik kaybetmekle hayvan katletmek aynı statüde sadece cezaları farklı.
idolümüz.
ufuk günaydın'a özgürlük için hayvanlara karşı savaşmaya devam.
hayvanlar önemsiz, ufuk günaydın ölümsüzdür.
3-4 gündür sözlükte küfürler havada uçuşurken kendisinin es geçilmesi, kendisine haksızlıktır.

brüt piç, net orospu çocuğu.
akıbetini merak ettiğimiz hayvan yavrusu.
nerde ne yaptığı merak edilen allahın belası.

hala üniversitesinde aynı bölümde okumaya devam ediyorsa, o bölümdeki öğrencilerin alayına sokayım.
katlettiği kedi yamuk'un sahibi kendisine dava açmıştır. bu şerefsiz onun bunun çocuğu da üç kuruş tazminat ödeyip kurtulacağını sanıyor herhalde.

ama unutulmayacak, toplum hiç unutmayacak bu pisliği. bu toplum artığı haysiyetsiz it, canını aldığı kedinin acısını tüm toplum önünde çekerek yaşayacak.

http://www.ufukgunaydin.com
ne bu dünyada ne de ahirette kurtuluşu yok.. allah onu kahretsin.... hissettiklerimi ifade etmekte zorlanıyorum bu konuda..

http://www.ufukgunaydin.com/
davasının 4. ve büyük olasılıkla son duruşması yarın izmir dokuzuncu asliye ceza mahkemesi'nde görülecektir.

mala zarar verme nedeniyle 3 yıla kadar hapsi istenmektedir. umuyorum cezası paraya çevirilmez ve/veya tecil edilmez.

not: yamuk'un sahibi olmasaydı iş buralara kadar bile gelmeyecekti. kabahatler kanunu tez elden düzenlenmeli ve hayvanlara karşı yapılan her türlü kötü davranış, buna kurban bayramlarında işkenceyle öldürülenler de dahil, daha ağır cezalarla yargılanılır.
davaya bakan yargıç rahatsızlandığı için davası 5. duruşmaya sarkandır. inanıyorum ki 20 aralık 2011 günü başına gelenler yamuk'un başına gelenlerden beter olacaktır.
http://galeri.uludagsozluk.com/r/204786/+
Bunun karısını gözü önünde zikmek gerek.
düzenli olarak kedi kusmuğu yedirilmesi gereken adam.
bi kedi öldürdü diye anasına avradına kadar sövülen yazar.
evet sadece bi kedi. bi tane allahın belası, bi sikime faydası olmayan gereksiz bi hayvan. kedi.

durum artık ufuk un kedi öldürmesi değil insanların organize bi şekilde ufuk u yok etmeye çalışma durumudur.
asılsın mı çocuk bi kedi öldürdü diye? gençliktir yapmıştır bi hata deneceği yerde hayvan severler organize olup mahkeme gününde eylem yapmışlar. vay mınakorgiakos! klasik asker ölürken, millet açken muhabbeti yapmayacağım. ama ben otobanda beyni dağılmış halde yatan kediyi, arabasını kenara çekip yol kenarına taşıyan bi hayvansever görmedim. kız arkdaşıma çakmaya giderken otobanda yatan kedi, geri dönüşümde de aynı yerde yatıyordu. hiç mi hayvansever geçmedi amk otobanından. ama haa pardon, nerde kamera orda hayvansever! çısçıs çığırsınlar ekran karşısında bi kıçı kırık kedi için. hiç düşünmesinler; biz bu genci ezip ağzına ettik ama bu çocuğun psikolojisi nasıl diye!

- ne sorucam yeaaa.

sorma tabi.
kamera yok nasılsa.
nerde kamera demiştimya hani...
olaylar zaten kameraya yansıdığı için bu raddeye gelmedi mi! yakalanmasaydı kameralara ayaklancak mıydınız bu kadar?
yakalanmamış olsaydı ufuk, kediler öldürülmeyecek miydi?

genç kediler rahatsız!
siz devam edin tabi söve saya likelar almaya. o beceremeye bile tenezzül etmeyeceğim kızların gözüne girmeye çalışın içinizdeki hayvanseverle.

hiç

hooop flashback...

atari oynuyordum. zil çaldı. anneanneme doğru baktım. namaz kılıyordu. kapıya koştum.
- olm hadi dışarı gelsene.
+ ne var dışarda.
- gel sen gel.
*anaaaaneee ben çıktım birazdan gelirim!*
**esselamualeykümverahmetullaaaah ve esse...

dış/ akşamüstü/ endüstri meslek lisesi bahçesi/

- anansskiiim! nassı yakaladınız lan?
+ şereflerin arabanın altındaymış. yakalamış getirmiş işte.
o sırada şeref "hakan şüküüüüür!" diyerek üç sayılık atışlar deniyor çöp tenekesine. konteynır değil ama kova olanlar.
"bak şimdi" diyor murat. yerdeki kediye sol ayağının üzeriyle öyle bir vuruyor ki.... ta ebesinin amına gitmiyor tabi. en fazla 3 takla atıp yere çakılıyor.

"yani şu kediye bi koysam ebesinin amına atarım ulan!" dediğiniz anlarda saçmalıyorsunuz yani. yok öyle bi uçuş.
bi tekme sen, bi tekme ben, bi basket hakan şükür derken her tarafı kırık içinde olduğunu düşündüğüm kediyi sıkılıp çöp konteynırına atıp uzaklaşıyoruz ordan.

hayvanseverler geliyor tabi akabinde. "veterinerin önüne niye bırakmadınız şerefsizler! sizi anne babanıza söylicem!"
diyerek kulağımızdan tutuyorlar ve "evin nerde bakim senin" nidalarıyla yola koyuluyorlar.

şaka şaka hayvanseverler gelmedi. *
kimse de bilmedi üçümüzden başka.

hooop flashforward...

kimse tarafından cezalandırılmadım ama.
mahallemizin evde kalmış teyzesi bile dışlamadı beni, bi şekilde hissedip. çünkü onlar evde kalmış olmanın etkisiyle her boku bi şekilde bilirler. kutsal bi güç heralde.
her neyse.

yıllar diye abartıcam belki ama tam olarak hatırlamıyorum, aylar boyunca da olabilir. her gece rüyamda kediler gördüm.
bi poşete doldurduğum iki kediyi, 5.kattaki evimizin camından yola atıyorum ve ben peşlerinden bakarken yere çakılıyorlar. poşetin içinden çıkıp birer aslanmışcasına 5.kattaki "ben"im suratıma atlıyorlar.

her gece çığlıklarla uyanarak bunun cezasını çektiğimi düşünüyorum yani.
gram üzülmediğim, acımadığım halde ben bu rüyaları gördüysem demek ki var bi ceza. mamamamamamamaamikrofonşov ayrıca.

o yüzden genç çocuktur yapmıştır bi hata ve umarım çekmiştir cezasını. varın amerikaya küfredin, suriyeye küfredin, vatanı bölenlere, satanlara küfredin. satanistlere değil lan. memleketi satanlara.

hadi bakayım...

edit: aşırı derece hakaret filan içeriyormuş. hayat ne garip.
davanın kararı 31 ocak 2012'de görülecek 6. duruşmaya kalmış.

hayvanları koruma kanunu nedeniyle köpeğinin elinden alınması ve bir daha evcil edinmesi engellenmesi gerekirken bu dışarıda hâlâ köpeğiyle takılmaktadır. böyle bir şeyin eline tasma almasını engelleyemeyen devletten bir bok olmaz!
iki eliyle bir cümle doğrultamayan embesillerin "amerika, suriye, vatan, millet, moldova..." geyikleriyle savunmaya çalıştığı karaktersiz katil. geceleri rüyalarına kediler giriyormuş ya, çekmiş oluyormuş cezasını!

he amına koyim, öyle kolaydı kurtulmak. bunlara göre bu dünyanın suçu başka dünyalarda cezalandırılacak, "gençliğine verin garibin" edebiyatlarıyla kurtarma yazılısına sokulup hayal dünyasında cezasının çekilmesi beklenecek. siktirin gidin kumunuzda oynayın mallar sizi...
tanım: bir isim ve soy isim. *
ufuk günaydın a dün buradan ettiğim küfürler silindi.
şimdi ufuk burayı okuyorsan anladın sen onu.
bu 'şey' için her ne yazarsam yazayım az kalacak.
malum video'yu izledim. hatta maruz bıraktım bünyemi izlemeye. çünkü bir şeyler yazabilmek için, önce tanıklık etmem gerekiyordu. ve, ben, saniyeler geçtikçe insanlığımdan utandım. bunun gibi bir ''tür'' ile aynı adı taşımaktan utandım.
okulundan atıldı, mahallesine giremiyor; hatta hiç bir yere giremiyor. kaçtı. saklanıyor belki. şeriat dönse diye istedim bir an. kısasa kısas olsun. alsınlar bunun da canını. 'ufuk günaydın pres makinesi altında kalarak can verdi' , diye bir haber okusam, inanın keyiflenecek kadar nefret ettim hiç tanımadığım bu apaçiden.
ve o güvendiğimiz adaletimiz, 300 lira talep etti.
bu ülkede günde binlerce insan öldürülüyor, onlar da öyle para vererek çıkıyor bıdıbıdı demeyin bana.
bu kedinin kendini savunacak hali mi var? küçücük bir yuva verilmiş ona. bir karton kutu. ne zararı var onun bize, insanlığa bu 'şey'den daha fazla? ölmeyi hak mı ediyor?
şiddet yanlısı biri değilim, hiç hem de. ama bu 'şey' elime geçse, bildiğim tüm işkence metodlarını uygulayacağım üzerinde.
tanrıdan tek dileğim, çekilecek en büyük azap ne ise, ona bunu her gün yaşatsın.
bunun gibileri istemiyorum ben aramızda. inanın istemiyorum.
o kedi zavallı, güçsüz. savunamıyor bile kendisini.
ufuk günaydın isimli 'şeyin' eline güç geçse neler yapabileceğini tezahür edin. onun gibi bir ruh hastasını toplumun içine salmak ne kadar akıllıca?..
binlerce soru işareti kafamda, umarım karşılaşmam yolda bu adamla. çünkü benim ona yapacaklarımı, tanrı bile yapmayacaktır.
davadan 6. duruşmada da karar çıkmamış. tanıklar, kanıtlar ortada ama karar yok. özellikle olayın soğuması ve kamuoyunun unutması bekleniyor gibi bir duygu var içimde.
insan demeye diller varmıyor. öylesine bir canlı. değeri en fazla sıcak seven hayvanlar kadar. mahkeme sonucu ne olur bilinmez ama ahiret bunun hesabını hunharca soracaktır kendisinden.