bugün

din ve dincilerdir.
süpergüçler tarafından yönetilmeyi seçmesi.
doksan yıldır gelişmekte olan ülke olduğu için. bir arpa boyu gideydik bari yau.
Din kavramı Vasıtası ile cahil halkı kullanıp sömürmek.
diğer süper güçlere olan bağımlılık yeterlidir.
bize öğreilen sebeplerin alayı palavradır. sistem ve sistemsizlik.
coğrafi konumunun iyi olması ve tarihi dışında hiçbir şeyi olmayan şişirilmiş bir balon olmasıdır.insanı tembel ve cahildir.
henüz vaktinin gelmemesidir.
Günü kurtarma telasindan kimsenin hayal etmeye ne zamaninin ne takatinin kalmiyor olusudur.
görsel
Aha sirf bu yüzden.
içimizde ki vatan hainleri, keko ve tırrekler.
hep o almanlar kaybettik diye kaybettiğimiz 1. dünya savaşının sonuçlarıdır. elin almanı akıllı yarattı bir 2.dünya savaşı kendine geldi... biz ne yaptık savaşa girmedik yoklukla boğuştuk. almanlar için 2. dünya savaşı bir nevi kurtarma yazılısı olmuştur. ha ayarsızlar onda da yenildi. ama ağır sanayisi kuruldu yürüdü gitti... olm heriflerin tencere fabrikası 10 numara piyada tüfeği yapıyor amk...
mega ultra güç olmak istemesindendir.
Türkiyenin süper güç olamaması ile öznel düşünceler içermektedir. Karalama veya hakaret amacı ile yazılmamıştır.

Bence,
Türkiye bir çok sebepten ötürü bulunduğu bölgede süper güç olamamıştır. Meselenin kökleri osmanlı devletine kadar uzanmakta izlenen yanlış politikalar ve gelişimin takip edil(e)memesi ne yazık ki günümüzdeki duruşumuzu (ülke olarak) etkilemiştir. Nasıl mı

--spoiler--
Osmanlı imparatorluğu, kuruluşu 14. yüzyıla kadar uzanan ve köklü geçmişi olan bir devlettir. 623 yıl hüküm süren bir imparatorluk, kısa bir dönemde, sonuçlarıyla yüz yüze kaldığı bir borçlanma politikası ile ağır bunalımlar yaşamıştır. Aslında borçlanma süreci imparatorluk açısından uygulanan yanlış politikaların sonuncusu, belki de en etkilisidir. Bu politika sonucunda devlet çeşitli açmazlar ile karşı karşıya kalmıştır.
19. yüzyıl, dünya ekonomisinde önemli gelişmelerin meydana geldiği bir yüzyıldır. Sanayi Devrimi ile Avrupa ülkelerinde hızlı bir kalkınma sürecine girilmiş; buhar gücü ile üretim süreci, maliyetleri önemli ölçüde azaltmıştır. Batı toplumlarının bu dönemde gösterdiği kalkınma sürecini, Osmanlı imparatorluğu yeterince sağlayamamıştır. Hala geleneksel bir üretim modelinin yaygın olduğu Osmanlı ekonomik yapısı kısa sürede Avrupa ülkelerinin teknolojisiyle rekabet edemez duruma gelmiştir. Diğer yandan, 1838 Balta Limanı Ticaret Anlaşması ise, batının ucuz malları için Osmanlı’yı tam bir açık pazar haline getirmiştir.
Yüzyıllardır büyüyen bir siyasi ve ekonomik yapısı olan Osmanlı imparatorluğu ise aynı dönemde geleneksel tüketim alışkanlıklarından vazgeçerek, israf ve savurganlığın hüküm sürdüğü ve kamu gelirlerinin özellikle iltizam usulünden dolayı yetersiz olduğu bir döneme girmiştir. Bu dönemi ise öncelikle Galata bankerlerinden iç borçlanma ve daha sonrada dış borçlanma izlemiştir. Osmanlı imparatorluğu nihayet dış güçlerin kontrolünde bir mali yapı izlemek durumunda kalmıştır. Bu mali yapı ise Duyun-u Umumiye’dir.
1923 yılında kurulan Türkiye Cumhuriyeti ise, tarihinde Osmanlı imparatorluğu’ndan pek de farklı olmayan bir borçlanma sürecine girmiştir. Çeşitli nedenlerle iç ve dış borçlar ile çeşitli mali amaçlar güden Türkiye, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile çeşitli destek anlaşmaları yapmıştır. iki tarafı keskin bir bıçak misali, yanlış kullanıldığında çok büyük tehlikeleri olan borçlanma politikası, gerek Osmanlı imparatorluğu’nu gerekse de Türkiye Cumhuriyeti’ni bir açmaza sürüklemiştir.

--spoiler--

Osmanlı devletini bu borçlanmalara iten nedenler nelerdir bunların bilinmesi gerekmektedir ama onları da yazarsam bu yazı çok uzun olacağından kısa ve anlaşılır şekilde geçeceğim. Özetle bizim geçmişten gelen bir borçlanma durumumuz var bu bizim dışa bağımlılığımızı arttırmakta ve bir şeyler üretmemizi engellemektedir. Üretici bir toplum değiliz bunu anlayalım ve dışa bağımlı olarak uzun yıllar yaşadık bizim bu şekilde yaşamamızın sebepleri bizleri bu şekilde yaşatmak isteyenlerin 20,30,40-60 yıllık planlarıdır.
Bu konuları iyi analiz etmemiz gerekmektedir. Dışa bağımlılığımızı azaltmalı üretime önem vermeliyiz iç güvenliğimizi arttırmalı beraberce yaşamayı öğrenmeliyiz. Terörü bitirmek zorundayız! Kaynaklarımız yeterli mühendislerimiz kaliteli ilerlememizdeki en büyük engel bizleriz. Gerekirse çalışmalarımızı ülke olarak gizli olarak yürütmeliyiz. Mesela Amerikayı ele alalım amerikanın bazı güvenlik ve istihbarat birimleri neler bakalım;

Merkezi Haberalma Örgütü (CIA)
Savunma istihbarat Ajansı (DIA)
Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA)
Ulusal Coğrafi-istihbarat Ajansı (NGA)
Ulusal Keşif Bürosu (NRO)
Hava Kuvvetleri istihbarat, Gözetleme ve Keşif Ajansı (AFISRA)
Ordu Askeri istihbarat (MI)
Deniz Piyadeleri istihbarat Etkinliği (MCIA)
Donanma istihbarat Bürosu (ONI)
istihbarat ve Karşı istihbarat Dairesi (OICI)
istihbarat ve Analiz Dairesi (I&A)
Sahil Güvenlik istihbarat (CGI)
Federal Soruşturma Bürosu (FBI)
Uyuşturucu ile Mücadele idaresi, Ulusal Güvenlik istihbarat Bürosu (DEA/ONSI)
istihbarat ve Araştırma Bürosu (INR)
Terörizm ve Mali istihbarat Bürosu (TFI)

bunun yanında hava kara deniz kuvvetleri ve özel kuvvetler.

Ülkemizin bazı güvenlik ve istihbarat birimleri neler bakalım;

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Müsteşarlığı
Milli istihbarat Teşkilatı (MiT) (yarı bağımlı (ana), dış istihbarat ve karşı casusluk)
Stratejik Analiz Başkanlığı
Karşı-istihbarat Başkanlığı
Dış Operasyonlar Başkanlığı
Güvenlik istihbarat Başkanlığı
Elektronik ve Teknik istihbarat Başkanlığı
Sinyal istihbarat Başkanlığı (SiB)
Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı (KDGM) (yarı bağımlı, iç güvenlik servisi)
Genelkurmay istihbarat Dairesi (yarı bağımlı, askeri istihbarat ve özel operasyonlar)
Ordu istihbarat Bürosu (yarı bağımlı, askeri istihbarat)
Donanma istihbarat Bürosu (yarı bağımlı, askeri istihbarat)
Hava Kuvvetleri istihbarat Bürosu (yarı bağımlı, askeri istihbarat)
Sahil Güvenlik istihbarat Bürosu (yarı bağımlı, askeri istihbarat)
Jandarma istihbarat ve Terörle Mücadele Bürosu (gayri resmi, JiTEM) (yarı bağımlı, Askeri kolluk kuvvetleri) (2005-günümüz, resmen, JiT (Jandarma istihbarat Teşkilatı))
Emniyet istihbarat Bürosu (yarı-bağımlı, kolluk kuvvetleri)
Maliye Bakanlığı, Mali Suçları Araştırma Birimi (MASAK) (yarı bağımlı, finansal izleme)

bunun yanında hava kara deniz kuvvetleri ve özel kuvvetler. Aramızdaki farklar kalite,işleyiş,denetim,ciddiyet.
Son bir senelik süreçte örnek almayı olumlu yönde kullandığımız aşikar terörle mücadele eden unsurlar Polis özel harekat timleri, uzman çavuş ve astsubaylardan oluşan ordu unsurları ve zaman zaman sas komandoları. Eğer bu ekipler yerine terörle mücadele edenler tamamen mehmetçik olsaydı şuan yüzlerce şehit vermiş olurduk. üretmeye de başladık yeterli seviyede olmasa da askeri ve savunma savaş sistemleri üretiyoruz. Kendi piyade tüfeğimiz tankımız helikopterimiz ve füzelerimiz var bunun yanında insansız hava araçlarını da kendimiz üretmeye devam ediyoruz. Bunlar çok önemli detaylar. Umarım ki bu gelişmeler sürdürülmeye devam eder. Süper güç değiliz ama gücümüzü ürettiğimiz ölçüde arttırmaya çalışıyoruz. Projelerimizi ve sonuçlarını iyi analiz edebilmeliyiz (halk olarak).
HER YÖNDEN Dışa bağIMlı olması. POLiTiK VE SiYASi OLARAK ABD'YE,EKONOMiK OLARAK ALMANYA VE RUSYA'YA,TURiZM AÇISINDAN YiNE ALMANYA,RUSYA ve ingiltereye, Din olarak arabistan şeriatçiliği'ne bağlıdır.
içimizde çok hain olmasındandır.
süper güç olmak her alanda çalışma ve başarı ister.
bizler çalışmayı değil, akıl vermeyi severiz.
bir de;
"adam yapmış zaten ne uğraşacağım" mantığıdır.
kaldı ki bu ülkenin yarısı koyun.
yolsuzluk, hırsızlık, din istismarı dediğınde, vardır bi bildiği diyipte yanlışlarını göremeyecek aptallarla doludur.
bu kadar aptalın olduğu memleket süper güç olur derseniz;
siz de aptalsınız.
(bkz: fatih portakal)