bugün

özentilikten başka bişey değildir.adamlarda ne kadar kötü varsa onları ediniyoruz. iyi yönlerini örnek alan yok.
imkansız bir durumdur.zira amerikan halkı aptal olsa da teknolojiyi geliştiren bir kesim vardır. ki bunlar genelde 3.dünya ülkelerinden gelen insanlar oluşturur. fırsatlar ülkesi olarak değerlendirilir. ama Türkiye şu an bilimin t si yok. tek para yaptırdığımız şey savaş ekipmanları.
Trumpın başkanlık sürecinde görülen durumdur. Kendisi siyonistlere karşı bir tutum sergilediği için amerikadaki güya aydın kesim tarafından eleştiriliyor. Kendisini destekleyenler cahil olarak değerlendiriliyor. Trumpın söylemleri tayyiple aynı. Seçmen ve muhalif kitleler de aynı.
(bkz: he amk he) yok uzay ülkesi maşallah bu kadar maddi refah yoktur başka ülkede.
abd'nin bunun için özel bir çaba sarfetmediği durumdur.

bir ülkenin dilini ele geçirmek, o ülkeyi fethetmek gibidir. lakin ele geçirmekten ziyade etkileme söz konusudur. bunun da özellikle türkiye için yapılmışlığı yok. belki de ülkemiz için hiç bir zaman bir sanayi olamayacak olan sanat, bunu sanayi haline dönüştürmüş ülkelerce -ki abd'de bunlardan biri, bildiğimiz üzere- içimize işleniyor zaten. bir çoğumuzun favori filmleri arasında yabancı yapımlar var. yeri geldiğinde göğsümüzü gere gere anlatıp durduğumuz tarihimiz için çekilmiş filmler olsun isterdik. sömürge hareketleriyle dolu tarihlerini gözümüzü soka soka bitiremediler yıllardır. hala da devam ediyoruz izlemeye... neden? çünkü, güzel. teknolojiyi sanatla harmanlayıp etki altına alıyorlar. fantastik planlarını, hayallerini bile gerçekmişcesine izliyoruz. belki sen ben değil ama ülkemizin karanlık bir kısmı bunları gerçek veya üzerimize yapılmış planlar olarak algılıyor. sanki herkes bize düşman, bizi yok etmeye çalışıyor. peh.

zaten müzik, sinema vs. sanat kollarıyla ve haberleşme araçlarıyla yeteri kadar dillerini üzerimizde hissediyoruz.* bunun üstüne biz de oradaki sözde zenginliğe ve yaşam tarzına kendimizi kaptırmak istercesine davranınca küçük amerika'yı bırakın, amerikalı türkler etrafta dolaşır oluyor. üstelik vatandaşlıkları bile yok. türklere, türkler dediğim gibi...*
aslında sözün özü, özümüzden kopuyoruz geyiği değil. sözün özü, "taklit etmeyi bile beceremiyoruz" dur. bir çok şeyi öğrenmek için taklit etmek önerilir bir yöntemdir. taklit ettikçe kendi tarzını bulursun, öğrenme sürecini kavrarsın. bizde ise taklit et ve diğer sürümü bekle mantığı oldukça kendi tarzımızı, eski türk haklarının yaşam tarzına ağıtlar yakmakla aramaya devam edeceğiz.

ayrıca (bkz: taksim de burger king in onunde bulusmak)*
amerikaya gidenler bilir, little korea, little china, little italy gibi yerleşim bölgeleri vardır. misal çin bölgesinde çoklukla çinliler çalışır, gezer, yer , eğlenir, yaşar.

türkiye'de de bir kesim insan var, sabah kahvaltısında donut alıp , öğlen yemeğini burger king'de yiyen. öğle yemeğinden sonra mis gibi rize çayı varken earl grey çay ile öğle yemeğini hazmetmeye çalışan. akşam işten çıktığında starbucks kahvesiyle metroya binip kendini newyorker sanan..

ilginçtir ki; türkiye'de bu little america diye nitelendirebileceğimiz bölge plazaların olduğu bölgelerdir. patronunu zengin edip de bunun adına kariyer diyen, bikaç milyar maaş için (küçümsemiyorum, sadece insanların kazandırdıkları kazandıklarının yanında devede kulak kalır) onun bunun götünü yiyen bir nesil yetişti. modern zamanın mavi yakalıları olup starbucks içince kendilerini newyorker hissettiler. kotla işe gidilen free friday'lerinde kendilerini bohem zannettikleri gibi.

türkiye küçük amerika olmuştur olmasına da, bu küçük amerika'lık türk insanında at sikinin üstündeki sinek gibi durmuştur.
amerikan güdümü veya yoz amerikan kültürü eleştirisinin yıllardır yanlış ifade edilişidir. abd öyle böyle dünyanın en başarılı sanayi ve bilim ülkesidir, ulusal tarımı devlet desteklidir. dış politikada atak ve dişlidir.(etik değerlerden bahsetmiyorum, dış politikada abd den etik değer bekleyen varsa ona gidin) bunun mikro modeli olarak, belki güney kore örneği verilebilir. ama üretim ve ihracat fakiri hale getirilmiş tarımı öldürülmüş ülkem, bir türlü küçük amerika olamamış ve olamayacaktır.
Artık gözle görülebilir bir durum haline gelmiş olan üzücü hadise. bugün ülkemiz başımıza bela olan örgüt'ü yok etmek için bile onlardan izin istiyorsa, ülke ekonomisi onlar tarafından yönlendiriliyor ve yönetiliyorsa, haşhaş, pancar, pamuk ekimi ve üretimini kısıtlanıp türk halkı'nın elinden alınıyorsa, türk borsa'sının %70 gibi astronomik bir bölümü onların elinde ise, ülkemizde türk askeri üssünden daha fazla abd üssü bulunuyorsa, dış işleri bakanımız ırak'ta müslüman kardeşlerimizi katleden, yakan yıkan, ülkeyi bölen abd için " abd askerinin ıraktaki başarısız, bizim başarımızdır " diyebiliyorsa, gerçekten türkiye küçük amerika haline gelmiştir.

(bkz: bağımsızlığın önemi)
(bkz: yaşasın tam bağımsız türkiye)