bugün

Türkiye muhafazakar bile olamamıştır. Muhafazakarlık muhafaza etmekten geçmişle olan bağları korumaya inanmaktır. Ülkemizde günlük bir şekilde saldırılmayan bir değer kalmış mıdır?
Ülkemiz ne yazık ki, olsa olsa en fazla siyaseten Makyevalist olmuştur. Gücü elinde tutan için faydalı olan iyidir. Hep beraber bir o tarafa bir bu tarafa sürüklenmektedir.
yobazlık çeşit çeşittir.

aşırı uç dindarlığın bir yobazlık olduğu gibi aşırı uç modernlik de bir o kadar yobazlıktır.

genel portre itibari ile dine sarılanlar ile atatürk'e sarılanlar mevcut:

28 şubat sürecinde memuriyet statüsündeki öğretmenlerin, askerlerin ve polislerin aşırı uç modernizm taraftarları tarafından fotokopi, temizlik gibi sırf dindar oldukları gerekçesi ile tenzil-, rütbe edildiklerini gördüm. sırf başörtülü oldukları gerekçesi ile binlerce kız, üniversite kapılarında rezil rüsva edildi ve cemaatlere terk edildi. aynı görüşteki erkeklere ise ne hikmetse dokunulmadı. yapılanların neresinin elle tutulur derseniz, hiçbir yeri. maalesef bu devlet erkini elini bulunduranlar tarafından gerçekleştirildiği için devlete bir düşmanlık doğdu.

rijit dönem sonra erdiğinde ise zulme uğrayanlar, iktidarı ele aldı. cemaatler 28 şubat ile güçlendi. 99 depremi ile de ciddi maddi güçlere ulaştı ve holdingleşmeye başladı. böylece de dış güçlerin dikkatini çekmeyi başardılar. bu dönemde mateessüf bir şekilde aşırı uç modernistlerin aşırı uç dindarlara getirdiği bütün eleştiriler bir bir gerçekleşti. yargısız infazlar yapıldı ve en önemlisi yargı siyasallaştı.

dine sarılanların bir kısmı; para hırslarını, bir yerlere gelme heveslerini, devlet düşmanlıklarını, türk ile olan kavgalarını din ile örtmeye çalıştı.

atatürk'e sarılanların bir kısmı ise devletin kaynaklarının babasının malı gibi gördü, kendi gibi düşünmeyenlere tahammül edemedi, devlet düşmanlığı ve türk ile olan kavgalarını atatürk üzerinden örtmeye çalıştı.

devlet düşmanlığı ve türk ile kavga özelliği taşıyanlar her iki dönemde de zulmeden tarafta olabilmek gibi bir başarı gösterdiler. dün malum kişiye güzellemeler yaparken bugün küfrediyor. açılım döneminde eli kanlı terör örgütüne methiyeler düzebilirken, operasyonlar başlayınca anında rota değiştiriyor, mckinsey olayında da görüleceği üzere fırıldak karakteri gösterebiliyor. maalesef türk televizyonları bu tür yavşaklarla dolu ve bol sıfırlı maaşlar alarak gazete köşelerini işgal ederek kalemşörlük yapabiliyorlar.

bu ülkede her zaman zalim ve mazlumlar var. sadece roller ve kişiler değişiyor. yapılan ise hep aynı...

ülkemizin son 80 senesinin özeti budur.
türkiye acaba neyi muhafaza ettiğini biliyor mu? kesinlikle hayır. araştırma, öğrenme duygusunu kaybetmiş ve en kötüsü elde ettiği ufak bilgiyle doygunluğa ulaşmış bir topluluk muhafızlık yapsa ne yapmasa ne?
bu kadar aptal yoğunluğu varken başka bir şey olamazdı.
Çıkarları doğrultusunda muhafazakar görünüyorlar demek daha doğru olur. Zira muhafazakardan hırsız, faizci, sapık çıkmaması gerekirken, gırla gitmektedir.

Demek ki bunlar dindar ya da muhafazakar değiller, sadece giydikleri kostüm ve taktıkları maske muhafaZakar marka.
Türkiye muhafazakâr mı olmuş?
Lütfen, espri yaptığınızı söyleyin. Muhafazakâr kelimesini tanımlamasını şahsen kendim için bile kullanmıyorum ki, bazı düşünce yaklaşım bakış açısıyla MHP ye göre daha ırkçı AKP ye göre daha Fundamental düşüncelere sahip olurum.

Muhafazakâr olmak için ilk önce bu ülkenin dili dini gelenek yaşam tarih olarak geçmişini bileceksiniz.
Bilmek yeter mi. Tabi ki hayır; aynı zamanda bu ülke de azınlık olan ve popüler kültür ile empoze edilen diğer değerleri de bilecek kendi değerlerinizi asimile olmaktan erozyona karşı koruyacaksınız.
Aynı zamanda bu diğer kültürlerin pozitif yanlarını alarak kendi kültürünüz ile sentez yaparak evrensel bir değer olarak kendi kültürünüzü insanlığa sunacak yayacaksınız.
Gelişen evrensel hale gelen değerlere göre kendi kültürünüzü de geliştirecek hiç olmaz ise bölge de dominant hale getireceksiniz.
Gelecek nesillere kültürünüzü aktaracak diğer kültürlere karşı gençleri koruyacak değerler evrensel olarak kabul görecek popüler hale gelecek.
Muhafazakâr olmak budur.

Günlük yaşamda; elinde ki telefon, üzerinde ki giysi, eğitim de iş hayatında, bilim sağlık iletişim de ve eğlence yemek ev dekorasyonunda ya da dünyanın en büyük köyü haline getirdiğimiz şehirleri öldürüp mezar taşı olarak diktiğiniz gökdelen siteler köprüler geçitler de bir tane Türk islam çizgisi stili ürünü bir eseri bir malı bir stili bana gösterin.

inandığı dinin kitabını okuyamayan, okusa da anlamayan, Kanunî'nin öz çocuklarını boğazlayıp Osmanlı'nın geleceğini yok ettiğini ve çürümenin mihenk taşını koyduğunu (Osmanlı da Kanuni devrini en iyi anlatan Fuzuli'nin şikayetnamesini okumamış ve selam verdim, rüşvet değildir diye almadılar gerçeğini bilmeyen) bunu TV de diziden öğrenen, Anadolu'da bin senedir varolduğunu sanan cahil kitleye muhafazakâr demek aptallığını yapmayınız.
bir soru..
çünkü ılımlı islam denilen safsatayla halkı yönetmek daha kolaydı. din inananların dokunulmazıydı.
12 eylül buna hizmet etmek için yapılmış bir darbe idi ve amacına ulaştı.
başlıktan okuyup hakkat hak verdiğim durum şudur.
aslında muhafazakar kesim değil de öyle göürnen büyük bir kısım oluştu ve bunlar ekonominin devlet tarafından desteklenen, iyi kazanç sağlayan kısımlarında çok etkinler.

lakin sebep yazılmalı. neden onlar desteklendi.

ben hala ısrarcıyım. liberal ve kültürlü kesim rahatına düştü. doymuştu. bu ilke her anlamda benim diyordu. ne ekonomik ne fikirsel anlamda kendini yormuyordu. bu da her şeyede bir durgunluk yaşanmasına sebep oldu.

şimdi durum ne?
şimdi durum şu. muhafazkar kesim, her konuda büyük bi çaba gösteriyor, zenginleşmek için hem girişim yapıyor hem de bu yolda sosyal ilişkilerini geliştirmeye çalışıyor. yani uğraşıyor. uğraştan, hareket çıkar hareket, ekonomik aktiviteyi artırır. jiplere veya luks arabalara binenlerin giyim tarzlarının nasıl değiştiğini herkes biliyor.

bak devlet vergi almak için sinekten yağ çıkarır. tek sebep budur.
yani liberal kesimin vergi getirme potansiyeli bitmişti. sebep bu.
ben sebebi arıyorum. diğerleri genllikle sebep yazmadan bişeyler karalamış.
muhafazakar olmayan yönetimlerin güvenilmez tavrının getirdiği kötü anıların halkı bu yönde bilinçlendirmesi ile oldu.
muhafazakarlar dan diğer kesimlere oy yok .

salata yapmanın lüzumu yok size bir faydası olmaz bilakis daha çok nefret edilirsiniz .

bu millete aptal derseniz böyle bedelini ödersiniz .
sözde muhafazakar desek daha doğru.

bizim millet kadar lafıyla dağı deviren millet yoktur. sözlere, düşüncelere baktığımızda herkeste şeriat çizgisi var. televizyonlarda, aile yapılarında, örf ve adetlerde muhafazakarlığın ağır bastığı söyleniyor ama gel gelelim yapılanlar söylenen sözleri hiç desteklemiyor.

bir imamın liseli kız geçerken off kıza bak demesi, bir çocuğun babasına yumruk atması, annesine kötü davranması, kadın namustur deyip gayri meşru ilişkiden ilişkiye koşulması, çocuk istismarcılarına cezası ölümdür deyip aslında kimse bilmeden çocuk pornosu arattıkları, şeyh deyip altına mercedes veriliyorsa, tarikat adı altında gerek maddi gerekse manevi olarak insanlar kullanılıyorsa

eğer bunlar muhafazakarlıksa sokayım böyle muhafazakarlığa.
gerekçe tümüyle yanlıştır..

muhafazakar kesim halen ülkenin sosyo-ekonomik olarak en alt sınıfıdır..

öte yandan madem muhafazakar kesim de güç var para var iktidar neden fetönün insan kaynağını kullanmak zorunda kaldı?

iktidar neden bütün ülkenin maddi kaynaklarını belli bir kesimin zorla üstüne fırlattı?

neden her şart altında belirli kesimi zenginleştirmeye çalıştı?

ayağında çarıkla gelen, sucukçu muhasebicisine hangi reel düşünen kitle ekonomik açıdan güven duydu da geldi?

yoksa sucukçu muhasebecisi kendi burjuva sınıfını önce yerini sağlamlaştırmak sonra da kendi de yiyebilmek için mi büyüttü/yarattı?

göbeği yağlı liberal tanımlaması komple temelsiz ve öznel bir tanımdır.. keza sermayesi birikmiş muhafazakar kesim yalanı da aynı şekilde..

devam edeyim..

iktidar altay tankının üretimini neden koç grubuna vermemek için 40 takla atıyor?

muhafazakar kesim çalıp çırpmadığı, ortadoğuluk yapma fırsatı olmadığında o bildiğimiz fakir ve fakir edebiyatının kalesi olmaktan ileri gidememiştir, gidemeyecektir de..
12 eylülü izleyen günlerde kenan evren kent, kent dolaşarak konuşma yaptığı mitinglerde elinde kur'an ile insanlara; "---sağcı olmayın, solcu olmayı; dindar olun!..." diye seslenirdi. her şey o zaman başladı işte.
türkiye'de karar mekanizması oldum olası hep muhafazakarlardır. bunu anlamamak için hiper gerizekalı olmak gerek. muhafazakar kesim ülkenin demokratik salt çoğunluğudur. bu asla değişmedi, asla da değişmeyecek.

bir de her rüzgara selam veren omurgasız bir kitle var. siyasi ranttan geçinen, ülkenin paraziti, faydasız haramzade kesim. bu kesim akp ile daha da arttı. bu omurgasızlar iktidara göre şekil değiştiriyor. dolayısıyla da akp ile birlikte muhafazakarlaşıyorlar. ülkede muhafazakar insan sayısı artıyormuş gibi görünüyor.

bakın ülkede iktidar sola geçtiğinde ilk modernize olacak kesim de yine bu omurgasız parazitler olacak.
türkiye neden kemalist oldu?
çünkü liberallerin ekonomik girişim yapacağı deniz bitmişti.
muhafazakar kesimin ekonomik potansiyeli yıllarca birikmişti.
ve o devreye sokuldu.
çoğumuz bilmez ya da farkında değildir ama devletler önce ekonomik aktivite ister ve genellikle bu potansiyel nerde varsa o kesim desteklenir çünkü vergi her şeydir.
liberaller doymuş ve şöhrete kavuşmuş futbolcular gibi göbek bağlamaya başlamıştı.