bugün

(bkz: her yer her yerde)
"tövbe de"den öteye gitmez.
Bağa dokunmayan yılan bin yıl yaşasındır.
okursan "filozof mu olacan la başımıza" gibi sikim sokum esprilere neden olunan bölüm.

he okumaz da merak salarsan da "beynini peynir ekmekle mi yedin, siktir et bi sigara ver ya da bi sus amk" gibi tepkilerle karşı karşıya kalacağınız alandır.

felsefeye bayılıyorum ama yalan yok güzelim ülkemde bir boka yaramıyor.
Aptallar tarafından zeki gibi görünmek için kullanılan şeydir.
Bu topraklarda sorgulayanı sikerleeer, ha sorguladın o cesarete eriştin helal olsun ama pek iplenmezler seksüel açıdan herkes kullanır iyi felsefeciler vardır ama ülke tarihçileri sallamıyo filozofları hiç sallamaz.
iki tane filozofun kitabını okuyup kendini hegel sanan mallarla, eline sprey boya alıp duvar boyayan mallar arasında sıkışıp kalmıştır.
Eğitimde felsefeye yer verlirse şayet çok daha farklı bir Türkiye olacaktır. Zira mesleki eğitimden önce “insanlaşma eğitimi” verilmeli.
(bkz: ioanna kuçuradi)

Haliyle, “FELSEFE YAPMA” diyerek büyütülen bir nesilden de kültür ve sanat adına çok şey beklememek lazım.

Edit: günümüz Türkiye’sinde filozof bile olsanız atanamıyorsunuz
kıta felsefesinin etkileri görülür. analitik felsefe geleneğine yabancıdır ülkemiz..
'Kopyala, yapıştır, kameraya bak ve gülümse' çizgisinde yol alır. Bilinmeyen bir konu hakkında konuşmak, Türk usulü felsefecilerin lafazanlıkta nirvanasıdır. Bunlar 'yokluğun varlığını sorgulayıp, oo düşünebiliyorum galiba ben de varım' diyen amatörler için geçerli. Yoksa, aslî felsefeciler başımızın tacıdır.
görsel