bugün

evet, tünaydın *. rüyamda deprem gördüm şu an çok duygusalım. isteyene özelden anlatabilirim rüyamı. şimdi türk kızlarımızdaki bir an önce evlenip yuva kurma merakını ele alacağım. beni yapyanlış anlayıp da evlilik gibi kutsal bir müesseseye karşı olduğumu düşünmeyin. benim türk kızlarına karşı bir nefretim de yok. sadece, toplumumuzda açık seçik bir yozluğa sebep olduğu halde kimsenin görmediği veya görmezlikten geldiği bu yozlukları konuşuyorum hepsi o. konu dağılmasın, türk kızlarımızdaki ruhi problem olarak olarak gördüğüm bir an önce evlenme merakı beni günlerce düşündürmüştür. bu konu üzerinde yapılan araştımalar beni şu sonuca ulaştırmıştır:

evlilik, türk kızlarımızca erkeği bağlayan bir urgan olarak görülüyor. "yha şuna kementi atayım da yediğim önümde* yemediğim arkamda yaşayayım." gibi çarpık ve deli bir düşünceye sahip olan türk kızlarımız evlenince kapıya mühür vurulduğunu düşünmekte ve bir daha kapının açılmasının nâmümkün olduğu konusunda kendilerinden çok emin olmaktadırlar.

bu ruhsal bunalımın yol açtığı sorunlar ise ayrı bir konudur. 14 yaşında kocaya kaçan türk kızları var. sonra da ağlaya ağlaya geri dönerler bunlar. gözleri yaşlıdır ama artık kız değildir bunlar. ya da televizyonları kasıp kavuran cici cici izdivaç programlarımız var. görebiliyor musunuz olayın vehametini?

türk kızlarımızdaki bu merak, şüphesiz onları merrraktan dolayı bir musibete uğratmakta ve hiçbir çözüm yolu da sunmamaktadır. yazık.
çocukluktan başlar bu merak. erkek dese ki, gel sevişelim. yoook namusludur türk kızı. ama iki günde evlilik hayalleri kurmayı bilir kendileri.
rahat rahat seks yapma arzusundan ileri gelmektedir. sevmekten falan ileri gelmemektedir. bir kız bir erkeği asla sevmez. bir kız domatesi sever mesela pek ala, ama erkeği sevemez, ne psikolojisi ne de fizyolojisi buna uygundur.

kızlardan sevgi beklemeyin erkekler, bu hataya düştüğünüz müddetçe kalbiniz kırılır. kızlara istediğini verin yeter.

sevişin.
türk ailesindeki evlenmeden olmaz merakıyla muhtemel ilişkisi beni her daim tek kaşı havadalamaktadır.
hiç bir zaman böyle bir merak olmadı içimde..bence erken evleniceklerine hayatlarını yaşamalılar insanlar..önce kendi ayakları üstünde durmalılar ekonomik özgürlüklerini kazanmalılar daha sonra evlilik düşünmeliler..kadın kendi ayakları üstünde durabilirse erkek tarafından ezilmesi daha az olucaktır çünkü..ama ne yazık ki her kadın şanslı olmuyor mecbur evlenmek zorunda kalan kadınlarımız da var ülkemizde ve bu gerçekten çok üzücü bir olay..zorla sevmeye sevmeye evlenmek kendisinden yaşça büyük insanlarla...
yukarıda arkadaşın belirttiği gibi çocuklukta başlar bu merak, evcilik oyunları da buna bağlı olarak ortaya çıkmıştır.
kızımız ergenlik dönemine geldiğinde yakınlaştığı, sevgili olduğu erkeklere evlenecek erkek gözüyle bakar, hemen hayaller kurmaya başlar, gelinlik hayalleri, acaba bu çocuğun soyadıyla benim ismim nasıl duruyor diye merak eder, karşı taraf terk edip gidince ''hani evlenecektik, hani benimdin, bir daha erkeklere nasıl güvenirim'' gibi düşünceler ortaya çıkar halbuki karşı taraf ona elini bile sürmemiştir.

20-25'li yaşlarda ise bu dürtü daha da artar ve bazıları sonunda hayaline ulaşır bazıları ise sonsuza dek bakire kalır. *

kız kendi kendine gelin-güvey olur.

türk kızlarının hemen hemen %77.5'inde bu evlenme merakı vardır.
(bkz: 28 30 yaş arası türk kızı depresyonu)
dünyanın her yerindekinden farksız bir durumdur.
erkeğin zıttıdır kadın.
yerleşik düzen ve sahiplik ister.
topluma ve kültüre göre farklılık gösterir.
mesela yunanistan aşşağı yukarı bizle birdir.
amerika 30 yaşından sonra ister evlenmeyi.
yakındoğu ve orta doğu çok erken yaşlarda.
uzak doğuda ise dünyanın çoğu gibi 20li yaşlarda.
kızları daha küçük yaşlardan itibaren evcilik oynatıp anne yapan, ''seni şuna mı vereyim buna vereyim'' diye espri yaptığını zanneden ve tasarruflarını yatırıma dönüştürmeyi çeyiz biriktirmek olarak gören türk ailelerinin yetiştirdikleri kızların yaşadıkları doğal durumdur.
yoktur.

21. yüzyılda
hele ki üniversite okuyorsa

hiç bir kızda

evlenme merakı yoktur.
ellerine alacakları o kağıt parçasının hayatlarını kurtaracağını sanırlar.
ve gelecek umudu ile bitirdikleri okuldan sonra ve okuma esnasında günlerini gün ederler.

evlenmek anca otuzlu yaşlarında içine girdikleri yalnızlık başlarına vurursa
gerçek hayatta gerçekleşir.

yok meraktı,
hayaldi.

hiç biri

yok!
merak değil tercihtir. bahsi geçen kız, evlenmeden herkesle her şeyi yaşayabileceğini sananları muhtemelen dumura uğratmıştır. bazıları bir ömür boyu birine bağlı kalmak ister, evlilik dışı ilişkiler kendisinin ya da yaşadığı çevrenin ahlakına terstir. buna saygı duyulması gerek. evlilik kutsal bir durum. eğer bir ömür boyu bağlı kalmayı planlamıyorsanız bunu baştan söylemeli ve kendi yolunuza gitmelisiniz. sonra gidin evlenmeden ne istiyorsanız yaşayın, ama yaptığınızı normal ya da olması gereken standart olarak sunmamaya gayret gösterin. kimse sizi günlük gecelik kaçamaklarınız için yargılamasın istiyorsanız önce siz de yargılamamayı öğrenin.

bunun dışında "boşver kim olursa olsun evlenelim, vakit geçmesin" mantığında kızlar da var. onlara da saygı duymak lazım ama mantıkları büyük ihtimalle zarar görmelerine sebep olacak.
türk olup da, türk milletinin kültürünü bilmeyen mal söylemidir. kaldı ki artık durum eskisi gibi değildir, şimdi kızlar nikah masasından kaçar, erkekler evlenmek için can atar. hayır, kendimden biliyorum.

her kızın beyaz gelinlik hayali vardır ama hepsi kafayı bununla bozmuş değildir.

dünyanın her yerinde her insan yuva kurup kendi ailesine sahip olmak ister. zaten bir aile içinde yaşıyorsun, anne baba kavramını öğreniyorsun, doğuştan gelen içgüdülerin var, oku, büyü, evlen şeklinde yetiştiriliyorsun. başka ne istenir ki. yalnız bir hayat yaşamak isteniyorsa, tercihtir denir geçilir.

aileler artık özellikle kız çocuğunun eğitimine öncelik verip onun kimseye muhtaç olmadan yaşayabilmesi için uğraşmaktadırlar. üniversite, yüksek lisans yapan kızlarımız da zaten pek öyle evlilik filan düşünmüyorlar hali hazırda aşık oldukları biri yoksa.
tercih meselesidir. kimi zaman da yetiştirilme tarzından kaynaklanıyordur. 14 yaşında kocaya kaçan kızın sadece koca merakından mı yoksa ailevi bir sorundan mı kaçtığı tartışılır. düşünüldüğünde kocaya kaçan kızların nerdeyse tamamı okumayı tercih etmeyen, ve henüz mantıklı düşünemeyen yaşlarda olup akılları sonradan başlarına gelen kızlardır.
türk dizilerinde de oldukça sık işlenen bir konudur. türk dizilerindeki klişeler malumunuz zaten; o konuda bir şey söylemeye gerek yok. bence, belli yaştaki bir birey ,hadi sosyal çevresi de kısıtlı bir birey diyelim, internet kullanarak, gazete okuyarak, televizyon izleyerek daha sağlıklı, yerinde sosyal tespitlerde bulunabilir. en azından türk dizilerinden biraz daha iyi olabilir (seviyeyi çok yükseltmemek adına) asıl şaşırdığım, tüm olanaklarına rağmen; 2011'de olmamıza rağmen yıllar yılıdır süregelen konuları ,ki bu konular sosyal konular olmaları ve dünyanın çok hızlı bir şekilde değişmesi dolayısıyla sürekli değişim halindedir, üstünde hiç düşünmeden bir yerlere çok orijinal bir tespitmiş gibi yazabilen insanların varlığıdır.

ayrıca türkiye'den biraz bahsedecek olursak, bu ülkede eşinden ayrılmış ya da eşinden boşanmış bir kadın "dul" olduğu için "taciz edilebilir" görülüyor. hiç evlenmek istemese bile sırf tacize uğramamak için evlenen kadınlar var. ya da para karşılığında kendinden çok büyük bir adama satılmamak için evinden kaçıp sevdiği "çocukla" evlenen küçük kadınlar var. ünzile diye bi' şarkı var bilirsiniz; en azından o şarkıyı dinleyerek bile daha yerinde tespitler yapmak mümkün. ne diyorduk; ortada bir ruhsal bunalım var evet; ama evlenmek isteyen kadının değil; o kadının hayatına sürekli müdahale eden, sınırlayan, kadını kadın olduğu için cezalandıran erkekte var o bunalım. kendi yarattığınız kavramlarla, isteklerle mutlu olmanız gerekmiyor mu? ikiyüzlülük de bi' yere kadar canım.
atalarından gelen bir o kadar saçma ve anlamsız bir düşüncedir.
sokaklarda tikky olarak gezen, ilişkiyi devam ettirmek için her türlü maymunluğu yapan kişileri tercih etmektedirler. ama evlendiklerinde bu tikky babadan zengin fırlamaların gerçek yüzlerini görüp yıkılırlar, sonra da boşanma.
yani ne demişler ya meraktan ya da ya?aktan.
türk erkeklerindeki kızı merakı kadar da vardır evet.
şaşırtıcı olmayan durumdur.

birçok türk kızı için ana baba baskısından kaçmak için ya da cinselliğini yaşayabilmesi için tek yoldur.

zaten anne baba da hayırlı evlattan bunu bekler.çoğu kızında kariyer hedefinin olmadığını göz önünde buludurursak vision mission iyi bir eş ve anne olmak üzerine kurulmuş bu yaşa kadarki emeklerde hep bunun için olmuştur.

evlenince anne babadan kurtulacak,eşine cilveyle istediğini aldıracak,onunla gezecek filmlerdeki gibi yaşayacaktır.Lakin hayat hiç de böyle değildir.

Tabi bir de imkansızlıklar sebebiyle zorunda kalma durumu vardır...
sık rastlanan bi durumdur. sebepleri de,
-toplum baskısı
-kızlarımıza tek başlarına hayatta var olmayı öğretmememiz
-hayatta ruhsal olarak kendilerini doyuracak meşgale ve amaç yokluğu
-baskıcı anne babadan kaçma arzusu
-birinin karısı olmak bi sevgi yansıması değil de bi statü olarak algılanması
-cinselliği özgürce yaşama isteğidir.

not:şimdilik aklıma bunlar geldi.başka sebepler de gelirse paylaşırım.
Artık öyle bir durum yok. Herkes işinde en iyi statüye gelmek için çabalıyor. He bu kötü mü ? Asla. 20'de evlenip napacaksın..
Eskiden bir kadının basarabilecegi en büyük şey evlilik gibi görülmüş. .
Başka ne yapabilir ki. Çocuk es.

1900 lu yıllarda osmanliya da gelen kadın hareketleri olmuş. Halide edip ki Osmanlı'nın ilk Feminist Cemiyeti Teali-i Nisvan cemiyeti. Yani kadınların durumunu yükseltme derneği.

Neyse konu uzun .

Şimdi bakıyorum. Kızlarda bir özgür yaşama bir şeyler başarma arzusu.
Ama duyguları hormonları anne olmak es olmak istiyor.

Anne olmasa bu sefer etrafındaki hem çalışan hem anne olan kadınları görüyor.

Zaten çevrenin baskısı oluyor hep.
Bu sefer ozeniyor.

Çocuk icinse evlilik gerek. Ülke şartlarında zaten gerek.

Bir süre sonra zaten hangi kadına kariyer para yeter onu tatmin eder.

Kadının doğasında üretmek var. Çocuk var paylaşım var.

Kim yalnız ölmek ister . Bence kadınlar erkeklerden daha çok evliligi hakediyor.

Hatta devletin buna el atması lazım. Normal çocuklar aileler için. Artık evlilik programımı yapar. Büro mu acar.
Ama cidden yapması lazım.

Çünkü sosyal sorunların en az yüzde 60 ı aha bu evlilik aile içi mevzular.

Davalar bosanmalar katillik miras .
evlendikten sonrada evlilikte bir bok olmadığını anlar ama artık çok geçtir.. sizin o toz pembe hayaller kurduğunuz gibi olmuyor evlilikler beybisi..
hep baskıdan.
Bana gelince kalmayan meraktır. Okuma merakı oluyor benim evleneceğim karılarda.
toplum baskısı sonucu oluşur.